Ana SayfaKültür & SanatSinemaPandemi deneyimli bir 31. Ankara Uluslararası Film Festivali!

Pandemi deneyimli bir 31. Ankara Uluslararası Film Festivali!

-

Bu yıl 31. kez izleyici karşısına çıkan Ankara Uluslararası Film Festivali’ne kavuşmanın mutluluğunu nihayet yaşayabildik. Malum tüm dünyayı etkisi altına alan ‘Covid-19’ her şeyi etkilediği gibi ilk darbeyi sanat alanına vurmuştu. Haziran’da yapılması planlanan festivale Eylül ayında kavuşarak, sezonun ilk etkinliğinde nefes aldık. Öncelikle festivali düzenleyen Dünya Kitle İletişi ve Araştırma Vakfı’nın ekibine teşekkür etmek gerek, çünkü hakikaten bu şartlarda bir festivali gerçekleştirebilmenin gayretini gösterebilmek bile çok zor.

Festivalin törenleri ve film gösterimleri, pandemiye uygun bir şekilde planlanmış ve düzenlenmişti.  Cermodern’in açık hava alanında sosyal mesafeli gerçekleşen açılış töreni, kısıtlı da olda coşkulu bir şekilde gerçekleşti.  Sanat Çınarı Ödülü verilen usta oyuncu Tamer Levent’in Ankara ve festival hakkında söyledikleri çok önemliydi. Ankara’nın sanat merkezli bir çıkış olduğunun dile getirilmesi önemli, çünkü Ankara’da sanatın ayrı bir değerinin olduğu yadsınamaz. Emek Ödülü verilen usta sanatçı Şerif Sezer’in duygu dolu sözleri de unutulmazdı. Oyunculuğa olan aşkının ve bu heyecanının bitmediğinden söz eden Sezer, festivalin ilk yılında aldığı ödül kadarki heyecanını da izleyenlerle paylaştı.

Festivalin Ulusal yarışma ödül sonuçlarında ise beklenen ödüller ve şaşırtan ödülleri bir aradaydı. Benim de Ulusal seçkideki favori filmim “Bilmemek” En iyi film, yardımcı erkek ve yardımcı kadın oyundu ödüllerini kazandı. Bilmemek’in yarıştığı festivallerde nihayet fark edilmesi mutlu edici. Onur Ünlü’nün diyalogsuz ama jest-mimik ve sinema mucizelerine dayalı filmi “Topal Şükran’ın Maceraları” nın da fark edilmesi mutlu ederken;  Selen Uçer’in “Aşk, Büyü, Vs.” ve Serdar Orçin’in “Uzun Zaman Önce” filmlerindeki büyüleyici ve güçlü performanslarını göz ardı etmeyen jüriye bol alkış!

Uzun bir süredir sinema salonunda film izlemediğimiz için, festivalin filmlerini sinema salonunda takip etme fikri ilk başta çok sıcak gelmemişti. Çünkü virüsün kapalı alanlarda kalabalık bir şekilde olunca yayılma riskinin yüksek olduğu en başından beri söyleniyor. Ancak festival ekibi, tüm önlemlerin adlınmış olduğu bir ortam haline getirmişti Kızılay Büyülü Fener Sinemaları’nı. Her noktada dezenfektan, koltuk aralarına birer boşluk ve girişte yeni maske temini sunuyorlardı. Ayrıca film başlamadan önce bir uzman yardımıyla, sağlıklı bir şekilde film izlemenin önemi için bir video da izleyenlerle paylaşılıyordu. Bu açıdan festivalin bu konuya özen göstererek etkinliğini gerçekleştirmesi, çok kıymetli.

Festivalde hangi filmleri izledim?

Bu yıl Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışan 9 filmi de, daha önceki festivallerde takip ettiğim için festivalde bu yılki tercihlerimi Dünya Sineması’ndan yana kullandım.

Salvador Simo’nun usta yönetmen Bunuel’i andığı animasyon  “Bunuel, Kaplumbağaların Labirentinde” filminde, Luis Bunuel’in ‘Ekmeksiz Toprak’ filmini çektiği 1933 İtalya’sına gidiyoruz. Filmde para bulma çabaları, egolar, istekler, çaresizlikler ve hayatın savurduğu hayaller havada uçuşurken; hayatta tesadüflerin aslında ne denli bir yol çizdiğine de işareti görebiliyoruz. Las Hurdes köyünde ve bu köyün çevresinde yaşanan inanılmaz olaylar, bu olaylarla Bunuel ve ekibinin karşılaşmaları muazzam bir dille anlatılırken; filmden kareler de bu gerçekliklere güzel bir eşlik oluyor. Kimi zaman naifliğin öne çıktığı filmde, egoların fırlamasıyla acıma duygusunun anlık yok oluşuna da şahit oluşumuz çok güzel bir dengeyle sağlanmış. Sanırım filmde en sevdiğim nokta bu oldu. Hayat her bir duygunun varlığıla aslında  bir hayat… Filmde sevdiğim bir nokta da çekim esnasında çocuklarla karşılaşma ve ekibin, o çocukları arabayla bıktırana kadar gezdirmeleriydi…

Yüzündeki Sır ve Transit filmlerini izlerken hayran olduğum ve yönetmenlik başarısını kantılayan bir mertebeye koyduğum yönetmen Christian Petzold’un yeni filmi “Undine” de, başrollerde Petzold’un ‘Transit’ filminde de başrolleri verdiği Paula Beer ve Franz Rogowski yer alıyor. Sevgilisi tarafından terk edilen Undine’nin, bir inanışa göre onu öldürmeli ve kendini çağıran suya geri dönmelidir. Ancak bu sırada karşısına Christoph çıkar ve yeni bir aşk doğar. Her şeyin yolunda gittiği sırada her şey tepetaklak olur ve yeni kararlar gelmek durumunda kalır. Bir ideolojisi olan, anlatım dili kuvvetli ve güçlü oyunculuklara sahip bir film olmuş Undine. Undine karakteri, başkarakter olmayı ve filme adını koymayı sonuna kadar hak eden bir hikâyeyle karşımızda. Su, dalgıç ve aşk üçgeninde oluşan bağı hayranlıkla izlerken; fondaki müziğin muazzam eşliği de filme artı katıyor. Özellikle final sahnesinde Undine’nin inandığı değerden kaçmaması, bunu gerçekleştirmesi ama bunu bir hiç için yaptığını öğrenmemiz hüzünlendirse de senaryoda bu açından kurulan bağa dikkati çekmek gerekli. Paula Beer ve Franz Rogowski yine güçlü oyunculuklarla karşımızdalar… Ancak film bitmesi gereken yerde final yapmıyor ve uzamaya devam ediyor. Asıl hikayesinin bittiği ve senaryoya izleyeni bağladığı noktada final yapması gerekirken, gereksiz bir geleceğe doğru yola çıkıyor ve sona bağlanmakta zorlanıyor.

Arne Körner’in yönettiği “Gasmann” , Alman sanat ve tiyatro dünyasına bir hiciv niteliğinde karşımıza çıkıyor. Daha çnce filmlerde rol almış ve ilk tiyatro başrolü için hazırlanan oyuncu Bernd’in hikayesine odaklanan film, Bernd’ün rolü ile gerçeği arasında kalışının trajikomik hikâyesini işliyor.Bernd karakterine hayat veren Rafael Stachowiak’ın inançlı ve güçlü performansında nefes aldığım filmde; egolar yenide havada kapışıyor. ‘Canlandırdığın rol ile gerçekte yaşadığın ama hayatın dana biçtiği rol arasında nasıl bir sıkışma yaşarsın?’ sorusunda kalan filmde; güçlü oyunculuklar ve şehir-taşra görüntüsünün harmanını başaran bir yönetim öne çıkıyor. Burnu havada o Alman sanatına ve gerçekle ilgisi olmayan tiyatro hicvini izleyenlere hissettiren film, dostluğun kıymetini ve yılların arkadaşları eskitemeyeciğini de gözlere çarpıyor.

1970 yapımı klasiklerinden ve Eric Rohmer anısına gösterilen “Claire’nin Dizi”, Rohmer’in ‘ahlak hikayeleri’ serisinin beşinci fimi olarak karşımıza çıkıyor. Yakın zamanda evlenecek olan Jerome’nin hikayesine odaklanan film; aşk, arkadaşlık ve özlem duyguları arasında sıkışmış ama iyi bir insan olmak için kendini dizginlemenin içsel hesaplaşmasını kaliteli bir dille anlatıyor. Evlilik öncesi bir tatile çıkan Jerome’nin önce Laura ile flörtü, ancak daha sonra kız kardeşi Claire’e olan aşkı anlatılıyor. Ve bu aşka ilham olan şey de çok enteresan, Claire’nin dizine dokuna arzusu… Bu arzu, dizle olan ‘o bir anlık’ yakın temaslar sonrası içte kıpırdanmalara neden oluyor. Tesadüfi buluşmaların oluşturduğu hislerin psikolojisi üzerine güçlü bir anlatım dili görebileceğimiz filmi, ayrıca sinema perdesinde izlemek de zevkliydi. Belki de o dize dokunsa, o his bitecekti. O dize dokunsa içinde aşk kalmayacaktı. O hissi yaşadıktan sonra Jerome mu yenik düşen taraf olacaktı, yoksa başka bir gence aşık olan Claire mi? Jean-Claude Brialy’nin Haranlık bırakacak performansla yer aldığı film, bu sorgulamaları kafamda döndü dolaştırdı film boyunca. Belkide cevap bulamamak filmi sevme nedenim oldu…

\n

Bu y\u0131l 31. kez izleyici kar\u015f\u0131s\u0131na \u00e7\u0131kan Ankara Uluslararas\u0131 Film Festivali\u2019ne kavu\u015fman\u0131n mutlulu\u011funu nihayet ya\u015fayabildik. Malum t\u00fcm d\u00fcnyay\u0131 etkisi alt\u0131na alan \u2018Covid-19\u2019 her \u015feyi etkiledi\u011fi gibi ilk darbeyi sanat alan\u0131na vurmu\u015ftu. Haziran\u2019da yap\u0131lmas\u0131 planlanan festivale Eyl\u00fcl ay\u0131nda kavu\u015farak, sezonun ilk etkinli\u011finde nefes ald\u0131k. \u00d6ncelikle festivali d\u00fczenleyen D\u00fcnya Kitle \u0130leti\u015fi ve Ara\u015ft\u0131rma Vakf\u0131\u2019n\u0131n ekibine te\u015fekk\u00fcr etmek gerek, \u00e7\u00fcnk\u00fc hakikaten bu \u015fartlarda bir festivali ger\u00e7ekle\u015ftirebilmenin gayretini g\u00f6sterebilmek bile \u00e7ok zor. <\/p>\n\n\n\n

Festivalin\nt\u00f6renleri ve film g\u00f6sterimleri, pandemiye uygun bir \u015fekilde planlanm\u0131\u015f ve\nd\u00fczenlenmi\u015fti.  Cermodern\u2019in a\u00e7\u0131k hava\nalan\u0131nda sosyal mesafeli ger\u00e7ekle\u015fen a\u00e7\u0131l\u0131\u015f t\u00f6reni, k\u0131s\u0131tl\u0131 da olda co\u015fkulu bir\n\u015fekilde ger\u00e7ekle\u015fti.  Sanat \u00c7\u0131nar\u0131 \u00d6d\u00fcl\u00fc\nverilen usta oyuncu Tamer Levent\u2019in Ankara ve festival hakk\u0131nda s\u00f6yledikleri\n\u00e7ok \u00f6nemliydi. Ankara\u2019n\u0131n sanat merkezli bir \u00e7\u0131k\u0131\u015f oldu\u011funun dile getirilmesi\n\u00f6nemli, \u00e7\u00fcnk\u00fc Ankara\u2019da sanat\u0131n ayr\u0131 bir de\u011ferinin oldu\u011fu yads\u0131namaz. Emek\n\u00d6d\u00fcl\u00fc verilen usta sanat\u00e7\u0131 \u015eerif Sezer\u2019in duygu dolu s\u00f6zleri de unutulmazd\u0131.\nOyunculu\u011fa olan a\u015fk\u0131n\u0131n ve bu heyecan\u0131n\u0131n bitmedi\u011finden s\u00f6z eden Sezer,\nfestivalin ilk y\u0131l\u0131nda ald\u0131\u011f\u0131 \u00f6d\u00fcl kadarki heyecan\u0131n\u0131 da izleyenlerle payla\u015ft\u0131.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Festivalin\nUlusal yar\u0131\u015fma \u00f6d\u00fcl sonu\u00e7lar\u0131nda ise beklenen \u00f6d\u00fcller ve \u015fa\u015f\u0131rtan \u00f6d\u00fclleri bir\naradayd\u0131. Benim de Ulusal se\u00e7kideki favori filmim \u201cBilmemek\u201d En iyi film,\nyard\u0131mc\u0131 erkek ve yard\u0131mc\u0131 kad\u0131n oyundu \u00f6d\u00fcllerini kazand\u0131. Bilmemek\u2019in\nyar\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 festivallerde nihayet fark edilmesi mutlu edici. Onur \u00dcnl\u00fc\u2019n\u00fcn\ndiyalogsuz ama jest-mimik ve sinema mucizelerine dayal\u0131 filmi \u201cTopal \u015e\u00fckran\u2019\u0131n\nMaceralar\u0131\u201d n\u0131n da fark edilmesi mutlu ederken; \nSelen U\u00e7er\u2019in \u201cA\u015fk, B\u00fcy\u00fc, Vs.\u201d ve Serdar Or\u00e7in\u2019in \u201cUzun Zaman \u00d6nce\u201d\nfilmlerindeki b\u00fcy\u00fcleyici ve g\u00fc\u00e7l\u00fc performanslar\u0131n\u0131 g\u00f6z ard\u0131 etmeyen j\u00fcriye bol\nalk\u0131\u015f! <\/p>\n\n\n\n

Uzun bir\ns\u00fcredir sinema salonunda film izlemedi\u011fimiz i\u00e7in, festivalin filmlerini sinema\nsalonunda takip etme fikri ilk ba\u015fta \u00e7ok s\u0131cak gelmemi\u015fti. \u00c7\u00fcnk\u00fc vir\u00fcs\u00fcn kapal\u0131\nalanlarda kalabal\u0131k bir \u015fekilde olunca yay\u0131lma riskinin y\u00fcksek oldu\u011fu en\nba\u015f\u0131ndan beri s\u00f6yleniyor. Ancak festival ekibi, t\u00fcm \u00f6nlemlerin adl\u0131nm\u0131\u015f oldu\u011fu\nbir ortam haline getirmi\u015fti K\u0131z\u0131lay B\u00fcy\u00fcl\u00fc Fener Sinemalar\u0131\u2019n\u0131. Her noktada\ndezenfektan, koltuk aralar\u0131na birer bo\u015fluk ve giri\u015fte yeni maske temini\nsunuyorlard\u0131. Ayr\u0131ca film ba\u015flamadan \u00f6nce bir uzman yard\u0131m\u0131yla, sa\u011fl\u0131kl\u0131 bir\n\u015fekilde film izlemenin \u00f6nemi i\u00e7in bir video da izleyenlerle payla\u015f\u0131l\u0131yordu. Bu\na\u00e7\u0131dan festivalin bu konuya \u00f6zen g\u00f6stererek etkinli\u011fini ger\u00e7ekle\u015ftirmesi, \u00e7ok\nk\u0131ymetli. <\/p>\n\n\n\n

Festivalde hangi filmleri izledim?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Bu y\u0131l\nUlusal Uzun Metraj Film Yar\u0131\u015fmas\u0131\u2019nda yar\u0131\u015fan 9 filmi de, daha \u00f6nceki\nfestivallerde takip etti\u011fim i\u00e7in festivalde bu y\u0131lki tercihlerimi D\u00fcnya\nSinemas\u0131\u2019ndan yana kulland\u0131m. <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Salvador Simo\u2019nun usta y\u00f6netmen Bunuel\u2019i and\u0131\u011f\u0131 animasyon  \u201cBunuel, Kaplumba\u011falar\u0131n Labirentinde\u201d<\/em><\/strong> filminde, Luis Bunuel\u2019in \u2018Ekmeksiz Toprak\u2019 <\/em>filmini \u00e7ekti\u011fi 1933 \u0130talya\u2019s\u0131na gidiyoruz. Filmde para bulma \u00e7abalar\u0131, egolar, istekler, \u00e7aresizlikler ve hayat\u0131n savurdu\u011fu hayaller havada u\u00e7u\u015furken; hayatta tesad\u00fcflerin asl\u0131nda ne denli bir yol \u00e7izdi\u011fine de i\u015fareti g\u00f6rebiliyoruz. Las Hurdes k\u00f6y\u00fcnde ve bu k\u00f6y\u00fcn \u00e7evresinde ya\u015fanan inan\u0131lmaz olaylar, bu olaylarla Bunuel ve ekibinin kar\u015f\u0131la\u015fmalar\u0131 muazzam bir dille anlat\u0131l\u0131rken; filmden kareler de bu ger\u00e7ekliklere g\u00fczel bir e\u015flik oluyor. Kimi zaman naifli\u011fin \u00f6ne \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 filmde, egolar\u0131n f\u0131rlamas\u0131yla ac\u0131ma duygusunun anl\u0131k yok olu\u015funa da \u015fahit olu\u015fumuz \u00e7ok g\u00fczel bir dengeyle sa\u011flanm\u0131\u015f. San\u0131r\u0131m filmde en sevdi\u011fim nokta bu oldu. Hayat her bir duygunun varl\u0131\u011f\u0131la asl\u0131nda  bir hayat\u2026 Filmde sevdi\u011fim bir nokta da \u00e7ekim esnas\u0131nda \u00e7ocuklarla kar\u015f\u0131la\u015fma ve ekibin, o \u00e7ocuklar\u0131 arabayla b\u0131kt\u0131rana kadar gezdirmeleriydi\u2026 <\/p>\n\n\n\n

Y\u00fcz\u00fcndeki\nS\u0131r ve Transit filmlerini izlerken hayran oldu\u011fum ve y\u00f6netmenlik ba\u015far\u0131s\u0131n\u0131\nkant\u0131layan bir mertebeye koydu\u011fum y\u00f6netmen Christian Petzold\u2019un yeni filmi \u201cUndine\u201d<\/strong> de, ba\u015frollerde Petzold\u2019un \u2018Transit\u2019\nfilminde de ba\u015frolleri verdi\u011fi Paula Beer<\/em> ve Franz Rogowski<\/em> yer al\u0131yor.\nSevgilisi taraf\u0131ndan terk edilen Undine\u2019nin, bir inan\u0131\u015fa g\u00f6re onu \u00f6ld\u00fcrmeli ve\nkendini \u00e7a\u011f\u0131ran suya geri d\u00f6nmelidir. Ancak bu s\u0131rada kar\u015f\u0131s\u0131na Christoph \u00e7\u0131kar\nve yeni bir a\u015fk do\u011far. Her \u015feyin yolunda gitti\u011fi s\u0131rada her \u015fey tepetaklak olur\nve yeni kararlar gelmek durumunda kal\u0131r. Bir ideolojisi olan, anlat\u0131m dili\nkuvvetli ve g\u00fc\u00e7l\u00fc oyunculuklara sahip bir film olmu\u015f Undine. Undine karakteri, ba\u015fkarakter\nolmay\u0131 ve filme ad\u0131n\u0131 koymay\u0131 sonuna kadar hak eden bir hik\u00e2yeyle kar\u015f\u0131m\u0131zda. Su,\ndalg\u0131\u00e7 ve a\u015fk \u00fc\u00e7geninde olu\u015fan ba\u011f\u0131 hayranl\u0131kla izlerken; fondaki m\u00fczi\u011fin\nmuazzam e\u015fli\u011fi de filme art\u0131 kat\u0131yor. \u00d6zellikle final sahnesinde Undine\u2019nin\ninand\u0131\u011f\u0131 de\u011ferden ka\u00e7mamas\u0131, bunu ger\u00e7ekle\u015ftirmesi ama bunu bir hi\u00e7 i\u00e7in\nyapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenmemiz h\u00fcz\u00fcnlendirse de senaryoda bu a\u00e7\u0131ndan kurulan ba\u011fa dikkati\n\u00e7ekmek gerekli. Paula Beer ve Franz\nRogowski <\/em>yine g\u00fc\u00e7l\u00fc\noyunculuklarla kar\u015f\u0131m\u0131zdalar\u2026 Ancak film bitmesi gereken yerde final\nyapm\u0131yor ve uzamaya devam ediyor. As\u0131l hikayesinin bitti\u011fi ve senaryoya\nizleyeni ba\u011flad\u0131\u011f\u0131 noktada final yapmas\u0131 gerekirken, gereksiz bir gelece\u011fe\ndo\u011fru yola \u00e7\u0131k\u0131yor ve sona ba\u011flanmakta zorlan\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

Arne\nK\u00f6rner\u2019in y\u00f6netti\u011fi \u201cGasmann\u201d<\/strong> , Alman\nsanat ve tiyatro d\u00fcnyas\u0131na bir hiciv niteli\u011finde kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131k\u0131yor. Daha \u00e7nce\nfilmlerde rol alm\u0131\u015f ve ilk tiyatro ba\u015frol\u00fc i\u00e7in haz\u0131rlanan oyuncu Bernd\u2019in\nhikayesine odaklanan film, Bernd\u2019\u00fcn rol\u00fc ile ger\u00e7e\u011fi aras\u0131nda kal\u0131\u015f\u0131n\u0131n trajikomik\nhik\u00e2yesini i\u015fliyor.Bernd\nkarakterine hayat veren Rafael Stachowiak\u2019\u0131n inan\u00e7l\u0131 ve\ng\u00fc\u00e7l\u00fc performans\u0131nda nefes ald\u0131\u011f\u0131m filmde; egolar yenide havada kap\u0131\u015f\u0131yor. \u2018Canland\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\nrol ile ger\u00e7ekte ya\u015fad\u0131\u011f\u0131n ama hayat\u0131n dana bi\u00e7ti\u011fi rol aras\u0131nda nas\u0131l bir\ns\u0131k\u0131\u015fma ya\u015fars\u0131n?\u2019 sorusunda kalan filmde; g\u00fc\u00e7l\u00fc oyunculuklar ve \u015fehir-ta\u015fra\ng\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fcn\u00fcn harman\u0131n\u0131 ba\u015faran bir y\u00f6netim \u00f6ne \u00e7\u0131k\u0131yor. Burnu havada o Alman\nsanat\u0131na ve ger\u00e7ekle ilgisi olmayan tiyatro hicvini izleyenlere hissettiren\nfilm, dostlu\u011fun k\u0131ymetini ve y\u0131llar\u0131n arkada\u015flar\u0131 eskitemeyeci\u011fini de g\u00f6zlere\n\u00e7arp\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

1970 yap\u0131m\u0131 klasiklerinden ve Eric Rohmer an\u0131s\u0131na g\u00f6sterilen \u201cClaire\u2019nin Dizi\u201d<\/strong>, Rohmer\u2019in \u2018ahlak hikayeleri\u2019 serisinin be\u015finci fimi olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131k\u0131yor. Yak\u0131n zamanda evlenecek olan Jerome\u2019nin hikayesine odaklanan film; a\u015fk, arkada\u015fl\u0131k ve \u00f6zlem duygular\u0131 aras\u0131nda s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015f ama iyi bir insan olmak i\u00e7in kendini dizginlemenin i\u00e7sel hesapla\u015fmas\u0131n\u0131 kaliteli bir dille anlat\u0131yor. Evlilik \u00f6ncesi bir tatile \u00e7\u0131kan Jerome\u2019nin \u00f6nce Laura ile fl\u00f6rt\u00fc, ancak daha sonra k\u0131z karde\u015fi Claire\u2019e olan a\u015fk\u0131 anlat\u0131l\u0131yor. Ve bu a\u015fka ilham olan \u015fey de \u00e7ok enteresan, Claire\u2019nin dizine dokuna arzusu\u2026 Bu arzu, dizle olan \u2018o bir anl\u0131k\u2019 yak\u0131n temaslar sonras\u0131 i\u00e7te k\u0131p\u0131rdanmalara neden oluyor. Tesad\u00fcfi bulu\u015fmalar\u0131n olu\u015fturdu\u011fu hislerin psikolojisi \u00fczerine g\u00fc\u00e7l\u00fc bir anlat\u0131m dili g\u00f6rebilece\u011fimiz filmi, ayr\u0131ca sinema perdesinde izlemek de zevkliydi. Belki de o dize dokunsa, o his bitecekti. O dize dokunsa i\u00e7inde a\u015fk kalmayacakt\u0131. O hissi ya\u015fad\u0131ktan sonra Jerome mu yenik d\u00fc\u015fen taraf olacakt\u0131, yoksa ba\u015fka bir gence a\u015f\u0131k olan Claire mi? Jean-Claude Brialy\u2019nin Haranl\u0131k b\u0131rakacak performansla yer ald\u0131\u011f\u0131 film, bu sorgulamalar\u0131 kafamda d\u00f6nd\u00fc dola\u015ft\u0131rd\u0131 film boyunca. Belkide cevap bulamamak filmi sevme nedenim oldu\u2026<\/p>\n","post_title":"Pandemi deneyimli bir 31. Ankara Uluslararas\u0131 Film Festivali!","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"pandemi-deneyimli-bir-31-ankara-uluslararasi-film-festivali","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-09-18 15:20:50","post_modified_gmt":"2020-09-18 12:20:50","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=114658","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"1","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":114658}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "535"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "134"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Kuru Otlar Üstüne: Antagonist olarak dişil enerji

Nuri Bilge Ceylan’ın 2023 Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan son filmi Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin sinematografisinde takip ettiğimiz “aydının taşra sıkıntısı” olarak da tanımlanabilecek halini...

18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali başlıyor!

Bu yıl 18'incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, 2 Mayıs 2023 günü İstanbul’da yapılacak açılış etkinliği ile seyircisiyle buluşacak. Bir hafta sürecek festivalde emek temalı filmlerin yanı...

Salt Beyoğlu: Bu son şansımız mı?

İklim değişikliğinin ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan Bu son şansımız mı? gösterim programının 2022 seçkisi, Yunanistan’dan Peru’ya, Kanada’dan Avustralya’ya uzanan beş belgesel filmi bir...

Institut français Ankara sinema ve sergi salonunda yeşil filmler gösterimde olacak

Institut français Turquie, 8 Aralık Dünya İklim Günü vesilesiyle “sinema ve çevre” temalı 3 filmden oluşan programını sinemaseverler ile buluşturuyor. Sinema; sesinizi duyurmanıza, zihniyetleri/alışkanlıkları değiştirmeye çalışmaya ve toplumun belirli...
Deniz Ali Tatar
Deniz Ali Tatarhttps://www.youtube.com/channel/UClHTrBzgdhbCKCM5L0zI4jQ
Lise yıllarında başlayan sinema tutkum, üniversitede Radyo, Televizyon ve Sinema okumamla devam etti. Okul döneminde de kısa film, belgesel ve klip çalışmaları gerçekleştirdim. Yapımcılığını ve sunduğum "6. SEANS" adlı sinema programım, 3 sezon boyunca Tv6 kanalında yayınlandıktan sonra, 2 yıl YouTube kanalımda devam etti. Programda yönetmen ve oyuncularla röportajlar yaparken film festivallerini, galaları ve çeşitli kültür sanat etkinliklerini takip ettim. YouTube kanalımda Bir DALİ Muhabbet ve On Matinesi adlı programlarımla çalışmalarım devam etmekte. Gaia Dergi'de; Ankara'daki kültür-sanat etkinliklerini takip ediyorum. Aynı zamanda vizyona giren filmleri ve film festivallerini haberleştirip takip ediyorum / iletişim: tatar.deniz.ali@gmail.com

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol