Paris İklim Müzakereleri ilk haftasını geride bıraktı. Anlaşma öncesi 43 sayfalık taslak metinde uzlaşıldı. İlk hafta boyunca bürokratlar tarafından yürütülen müzakerelere artık çevre bakanları başta olmak üzere siyasiler de katılıyor.
Müzakerelerde çözülmesi beklenen zor konular var. Taslak metin 900’den fazla paragraf içeriyor. Paragraflar farklı tarafların metne girmesini önerdiği alternatif metinleri kelimeleri içeriyor.
İlk hafta öne çıkan gelişmeler ise şunlar:
1.5 Derece: İklim değişikliğinin anlaşmada kaç derecede sınırlandırması gerektiğine dair tartışma en önemli tartışmalardan biri olarak ön plana çıkıyor. İlk hafta bu konuda önemli bir gelişme yaşandı. Afganistan, Vanuatu, Vietnam gibi ülkelerin oluşturduğu V20 Forumu’nun (iklim değişikliğinden en çok hasar görecek olan 20 ülke) bastırması ve STK’lar ile AB’nin desteği ile 2 derece yerine hedefin 1.5 derece olması taslak metindeki alternatifler arasına girdi.
Karbonsuzlaşma hedefi: Ekonomilerin fosil yakıtlardan arındırılması için bir hedef yıl belirlenmesi de diğer önemli tartışmalardan biri. 2050 yılına kadar fosil yakıtların terk edilerek sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması konuşuluyor. Ancak Çin’in de aralarında bulunduğu bazı ülkeler, karbonsuzlaşma yerine düşük karbonlu ekonomiye geçiş için 2050 yılının hedeflenmesi gerektiğini düşünüyor. Uzun vadeli hedef konusunda diğer bir tartışma noktası ise doğrudan iklim finansmanı ile ilgili. Gelişmiş olan ülkeler bir uzun vadeli hedefin konması gerektiğini savunuyor ancak gelişmekte olan ülkeler, özellikle de geçiş ekonomileri, gelişmiş ve tarihi sorumluluğu yüksek ülkelerden finansal destek sözü almadan iddialı bir uzun vade planı taahhütlünde bulunmak istemiyor.
İklim Finansmanı: Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler 2020 yılına kadar 100 milyar dolarlık bir iklim değişikliği ile mücadeleye kaynak ayrılması konusunda uzlaştılar. Ancak bu kaynağın nasıl kullanılacağı ve bu kaynağın nasıl denetleneceği konusunun bu haftanın en önemli konularından biri olacağı öngörülüyor. Ayrıca, 2020 yılından sonra uzun vadeli karbonsuzlaşma hedefine ulaşmak için ayrılacak kaynak konusunda da herhangi bir uzlaşmaya varılmış değil.
Anlaşmanın yapısı: Anlaşmanın yapısının nasıl olacağı üzerine de tartışmalar devam ediyor. Özellikle sivil toplum temsilcileri anlaşmanın esnek bir yapıda olması ve gelecekte değişebilecek olan dinamiklere uyum sağlayacak şekilde 5 yıllık aralıklar ile değiştirilebilecek bir yapıda olması gerektiğini savunuyor.
Ulusal Niyet Beyanları: Ülkeler Paris İklim Zirvesi’ne gelmeden önce, ulusal niyet beyanı (INDC) adı verilen hedefler açıklamışlardı. Birleşmiş Milletler’e göre bu niyet beyanlarının toplamı ile şu anda küresel iklim değişikliği 4.5 dereceye kadar çıkabilir. Paris Anlaşmasının 2020 yılında yürürlüğe gireceğin göz önünde bulundurursak, ülkelerin gelecek beş yılda iklim değişikliği ile mücadele konusunda ne yapacakları açısından bu beyanlar önemli. Bu yüzden ulusal niyet beyanlarının nasıl takip edileceği ve bu beyanların nasıl revize edileceği de Paris’te ikinci haftayı bekleyen önemli konulardan biri.
Türkiye: Türkiye iklim değişikliği müzakerelerine 150’den fazla kişinin bulunduğu bir resmi delegasyon ile dahil oldu. Türkiye için en kritik konuların başında ülkenin anlaşmadaki statüsü geliyor. Kyoto Protokolü’ne göre gelişmiş ülke statüsünde olan Türkiye, şimdiye kadar tüm zirvelerde bu statü yüzünden sessiz kalmayı tercih etti. Paris’ten çıkacak olan metinde gelişmiş statüsünden gelişmekte olan ülke statüsüne geçmek için Türkiye delegasyonu yoğun çaba sarf ediyor. Türkiye’ye dair en çok eleştirilen konuların başında ise kömüre dayalı enerji politikaları ve zayıf hedefli hazırlanan INDC. Türkiye bu yüzden ilk hafta zirvede günün fosili ödülünü aldı.
İklim Suçluları: Uluslararası iklim hareketinin önemli gruplarından biri olan AVAAZ iklim zirvesinin ikinci haftasında Paris’i müzakereleri takip eden “iklim suçluları” posterleri ile donatıyor. İklim suçlusu olarak ifade edilen kişiler ise şunlar:
- Benjamin Sporton, Dünya Kömür Derneği Başkanı
- Fiona Wild, BHP Billiton adlı büyük maden şirketinin temsilcisi
- Myron Ebell, Exxon Mobil’den para alarak iklim değişikliğinin olmadığını iddia eden Competitive Entreprise Institute başkanı
- Chris Horner, Kömür sektörü tarafından gelen finansman iklim değişikliği konusunda çalışan bilim insanlarını taciz eden kişi
- James Taylor, Heartland Enstititüsü adlı iklim değişikliğinin olmadığını iddia eden enstitünün kıdemli uzmanı.
Kaynak: Avrupa İklim Vakfı (European Climate Foundation)
Hazırlayan:Burak Avşar