İngiltere’de yaşayan müzisyen, fillerle ilgilenebilmek için Tayland’a taşındı. Başkenti Bangkok‘taki Kanchanaburi Dağı‘nda özel bakım altında bulunan, gözleri görmeyen fillere piyano çalıyor.
Bebekler gibi hayvanların da klasik müzik dinlemekten hoşlandıklarını söyleyen Barton, daha önceki deneyimlerine dayanarak en çok fillerin klasik müziği sevdiğini söylüyor.
“Fillerin bu müziği dinlemekten hoşlandığını, çıkardıkları ses ve hareketlerinden anlıyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.”
Hikâye, Pla Ra adında kör bir savan fili ile başlıyor: “Hepsi Barna çimi yiyorlardı ve fillerin yiyebilecekleri kadar yedikleri, hiçbir anlarını harcamak istemedikleri çünkü bir daha bulamayacakları anlarından biriydi. Pla Ra, bir ağız dolusu çimle piyanonun başındaydı ve ben Beethoven çalmaya başladım. Daha ilk notaları çaldığım anda, ağzının iki tarafından da çiğnenmiş otlar sarkmış şekilde çiğnemeyi bıraktı. Eserin sonuna kadar öyle kaldı. Ne zaman Pla Ra için bir şeyler çalsam, piyano veya flüt, her zaman aynı tepkiyi gösteriyordu. Bir müddet ayakta dururdu sonra da hortumunu kıvırır ve parça bitene kadar ağzında tutardı. Şarkı ne kadar uzun olursa olsun öyle dururdu.’’
Barton, kendi piyanolarının tuşlarının fildişi değil plastik olduğunu ve bazı markaların halen fildişi tuş yaptığından fazlasıyla rahatsız olduğunu belirtiyor.
“Fildişi ticareti önüne geçemediğimiz bir acı, bu beni çok üzüyor.’’
Elephants World
Paul Barton müziğinin çoğunu Kuzey Tayland’daki Kwai Nehri kenarında bulunan; yaşlı, yaralı veya üzgün filler için bir barınak olan Elephantsworld’de çalıyor.
Barınak, altı yıl önce kuruldu ve 15 file ev sahipliği yapıyor. Barınak tamamen gönüllüler tarafından yapılan hayırsever bağışlar ile fillerin bakımı ve beslenmeleri için çalışıyor.