Denizlerin mirası, oluşumu binlerce yıl alan bir zamanlar capcanlı ve rengârenk mercan resifi bu yıl ağardı. Sağlıklı mercan resifleri, ağarma vakaları olduktan sonra sıklıkla kendilerini toparlar, ancak bu sene durum farklı oldu. Daha önce benzeri görülmemiş büyüklükte kitleler hâlinde mercan bu ağarma sonucunda öldü: Büyük Set Resifi’nden Hint Okyanusu’ndaki Andaman Adaları’na ve Pasifik Okyanusu’ndaki Marshall Adaları’na kadar her yerde bu üzücü durum görüntülendi.
İnsanları bir konuda bilgilendirmek için bizlerin yardımı gerekiyor: Çünkü bu mercanlar ölmedi, öldürüldü.
Nedeni açık; iklim değişikliği neticesinde oluşan ve devam eden deniz suyunun sıcaklığındaki artış. Peki, bu kadar büyük bir zararın tek sorumlusu küresel ısınma mı?
Araştırmacı gazetecilerin çalışmaları sonucunda artık en büyük suçluların kim olduklarını biliyoruz. Exxon ve onun fosil yakıt sanayiinden akranları. Exxon, 1970’lerin sonları itibarıyla iklim değişikliğine dair bilinebilecek her şeyi biliyordu. Fakat, bildiklerini dünyaya açıklamak yerine, iklim değişikliğiyle başa çıkmakta dünyaya bir nesillik zaman kaybettirme pahasına, bunu örtbas ettiler. Bu süre, resiflerimizin ölümünü ve iklim değişikliğinin başka yıkıcı etkilerini engellememizi sağlayabilecek uzunlukta bir süreydi. Çünkü 50 seneden uzun bir süre önce, Exxon’un kendi bilim insanları, sera gazları salımları sonucu dünyanın ne kadar ve ne hızla ısınacağını ve bunun ne kadar zarar vereceğini anlamışlardı. Exxon da kendi bilim insanlarının söylediklerinin doğru olduğunu biliyordu. Şirketin yöneticileri bunun için kendi tesislerini iklim değişikliğine karşı güçlendirdi; mesela petrol sondaj platformlarını, yolda olduğunu bildikleri deniz seviyesi artışına uyum sağlayacak şekilde inşa ettiler.
Exxon’un yapmadığı şey, bildiklerini dünyaya açıklamaktı. Bunun yerine, fosil yakıt sanayinden başka oyuncularla beraber iklim değişikliği inkarcılığı sektörünün yükselişini desteklediler. Geçtiğimiz bir nesil boyunca, sanki iklim değişikliğinin gerçekliği konusunda bir tartışma varmış gibi yanıltıcı fikirler savunan “düşünce kuruluşları” ve vitrin topluluklara kaynak sağladılar. Neticesinde, çeyrek asırlık süreyi iklim gerçekten de değişiyor mu diye sahte bir tartışmayla heba etmiş olduk.
Peki sonrasında neler yaşandı?
Bu aldatmacanın sonuçları büyük. Çünkü bu sadece dünyanın resiflerini öldürmekle kalmadı, aynı zamanda dünyanın her yerinde topluluklara büyük zararlar veren sıcak hava dalgaları, fırtınalar, sellere neden oldu. Gıdaları için, dalgalardan korunabilmek için mercan resiflerine mecbur binlerce insan, turizm geliri için onlara yaslanan bölgeler, denizin dibine dalarak huzur bulan insanlar bu sonuçlardan doğrudan etkilendi. Tüm bu insanların adalete hakkı var. Resifler tekrar sağlıklarına kavuşturulamaz: Eğer kendilerini toparlayacak olurlarsa, bu yavaş yavaş olacak ve devam eden ısınmaya bakarsak pek olası görünmüyor. İnkar ve hile ile geçen yıllarda Exxon ve akranlarının kârları rekor sayılara ulaştı; verdikleri zararı tazmine ve hayatlarımızda yıkıma neden olmadan güç sağlayacak enerji sistemleri kurmaya gitmeli.
Bu dehşetin doğal hiçbir tarafı olmadığının bilincinde olmalıyız. Çünkü bu büyük suçun altında açgözlü bir hırs var. Exxon hâlâ daha hidrokarbon yatağı arıyor ve şirket politikalarında mütevazı değişikliklere karşı dahi direniyor.
Onların cinayetten yırtmalarına izin vermeyeceğiz. Ağarmış mercan başları etrafına bunun için olay mahalli bandı gerildi ve su altı fotoğraf makineleriyle suç mahalli fotoğrafları çekiliyor.
Dünya, resiflerin ağarmasının haberini duymuş olabilir. Fakat şimdi bundan kimin sorumlu olduğunu duymasının da vakti geldi. Resifi Exxon öldürdü. #ExxonKnew, #ExxonBiliyordu.
Exxon’dan hesabını sormak için imzala.
Kaynak: 350.org