Bir teknoloji çılgınlığı ki, aldı başını gidiyor. Hayatımız akıllı telefonların elinde, dünya başımıza yıkılıyor, es kaza başına bir iş gelen telefonu garantiye verdiğimizde. Sosyal paylaşım platformlarından akan kirli bilgiye olan bağımlılıklarımıza şimdi sanal bebek uygulamasıyla bir yenisi daha ekleniyor.
Hürriyet Gazetesi’nde okuduğum haber ile şaşkınlık ve biraz da kızgınlığı birlikte yaşadım. Haber şöyle: “2000’li yıllara damgasını vuran sanal bebekler, Apple Watch’la birlikte geri dönüyor. Özellikle çocukların ellerinden düşürmediği “Tamagotchi” artık akıllı saatte yaşayacak! Karnı acıkan, oyun oynamak isteyen ve mutluluğu tamamen sahibinin elinde olan 2000’li yılların sanal bebekleri Apple Watch’la beraber tekrar eski günlerine dönecek. Yazılımsal bir uygulamayla Apple Watch’lara yüklenebilecek olan Tamagotchi’den artık bileğinizdeki saat vasıtasıyla haber alabileceksiniz. Akıllı saat üzerinden seçeceğiniz sanal hayvanla saat üzerinden ilgilenmek mümkün olacak. Sanal arkadaşınızı beslemek, tuvalete götürmek ve durumunu kontrol etmek gibi işlemleri akıllı saat üzerinden yapabilirken, onunla oyun oynamak isteyenler ise iPhone üzerinden isteğini gerçekleştirebilecek.”
Aman ne menem bir şey!
Sanki büyük bir özlemmişçesine bahsediliyor haberde sanal bebekten. Gerçek bebeklerin çöp poşetine sarılı olarak kuytularda bulunduğu bir memlekette bu haberin bu şekilde yapılması ve okunması beni şaşırttı. Sanal bebekler ilk çıktığında ben de muhatap yaştaydım, fakat ne mutlu ki sanal bebeğim olmadı. Çünkü kuzenlerimle oynuyordum, sokağa çıkıp arkadaşlarımla bisiklet sürüyordum, kitap okuyordum ve gerçek hayvanlarla ilgileniyordum. Mesela bir tavşanım vardı, birkaç ay oynadık birlikte, sonra büyüdüğü zaman köye yolladık.
Demem o ki, sanal bebek lazım bir şey değildi hiçbir zaman. Eskiden bir nebze yenilik, teknolojik değişiklik ilgi çekiyordu. Fakat şimdi öyle mi? Her yer teknoloji, herkeste teknoloji. Gerçeklik algısından uzaklaştırmamalı insanları. Gerçek hayatı öğretmeli çocuklara. Mesela hiçbir bebek sadece dokunmayla büyümüyor, susmuyor, doymuyor. Emeklerimiz dokunmatikleşmemeli anlayacağınız.
Kızdım çünkü; meslektaşlarım, hatta ben yeni sayılırım, meslek ehilleri, örnek alacağımız kişiler ne haberler yapıyor. İnsanların tercihlerine önerileri ne yönlerde. Üzgünüm, çünkü satın alıyoruz. Sanal bebek bir furya. Sonra sanal köpek oluyor, sanal fare oluyor, fare sanal ciğeri yiyor. Sanal alemde ülke kurtarıyoruz. Sanal ortamlara akıyoruz. Bir sanal bebek kalmıştı, tutmadığımız kuşlardan leylekle beraber, onu da az kaldı, tutuyoruz.
Yurdum insanına sanal bebekten ziyade önerim, gerçek yalnız minikleri sevmeleri. Teknolojide size küsen bebekle, gerçek hayata küstürülmüş bir bebek arasında oldukça fark var zira!