Hiç sevemedik modern medeniyetlerin asfalt dökülü yollarını, ekolojiden eden rezidanslarını. Ayağımız çimleri aradı hep, gözümüz ufukta devasa dağları. Yerleşik hayatla dertleri olanlarımız var göçebelik nöronlarında, sırt çantaları daima hayal baloncuklarında. Hafta sonu kaçamağından tutun, çocukluk izci gezilerimize, yaz tatillerimizden hayat biçimlerimize kadar kamp yaptık, yapıyoruz ve yapacağız.
Uzun süreli, kısa süreli… Bir kamp için yıldızlar kadar yol gösterici olamasa da küçük ateş böcekleri dolu bir harita niteliğindeki ‘Serüvenciliğinizin Kamp Rehberi’ bu yazıda. Yıldızlar deneyimlerimizde.
Herkesin pusulası yürüdüğü yolmuş ya hani bizdeki ipuçları kesesi.
Kamptan Önce: Kamp Çantası
Yok yok dedirten fakat anatomimizi zorlamayacak ağırlığa sahip olması gereken kamp çantamız, gezeceğimiz her coğrafyada şartlar nasıl olursa olsun en iyi arkadaşımız olacağından fazlaca önemli. En elzemden yine en elzeme doğru sıralayacak olur isek;
∴ Mat
∴ Çadır
∴ Uyku Tulumu
∴ El Feneri + Piller
∴ İlk Yardım Çantası (içinde tentürdiyot, oksijenli su, çengelli iğne, pansuman bezleri, bandajlar, yara bandı, makas ve ağrı kesici gibi temel ilk yardım malzemelerinin olduğu)
∴ Çakmak/Kibrit + Çakmak Gazı
∴ Çelik Termos
∴ Harita
∴ Fotoğraf Makinesi + Tripod
∴ Seyahat Havlusu, Sabun, Tırnak Makası
∴ Kamp Ocağı
∴ Düdük
∴ Dikiş Seti, Büyük Boy Çöp Torbası
∴ Gerekli giyecek (3 Tişört, Polar Uzun Kollu Sweat, Mont, Yağmurluk, Çorap)
∴ Sandalet + Kapalı Ayakkabı (Hava koşullarına göre bot vb.)
∴ Çakı, Kolanyalı Mendil, Sivrisinek Losyonu, Güneş Kremi
Çantamızda mutlaka olması gerekenlerdir yollara düşmeden.
Arkamızda bırakılacaklar:
Parfüm & Deodorant: Parfüm ve deodorantlar, hem bize hem de doğaya ciddi zararlar verir.
Tüm stres ve kaygılarımız: Hepsi geride kalmalı. Kamp için esas olan tasasız zihnimizdir.
Kamp Sırasında;
İşte şarkılar mırıldanarak gelmişizdir kamp kuracağımız yere. Eddie Vedder kulağımızda, keyifli sulara ayağımızı sokmaktayızdır. Yerleşimden oldukça uzak ve ihtiyaçlarla dolmuş taşmış olabiliriz. Suyumuzun kalmaması dahilinde su bulma gereksinimimiz de bu ihtiyaçlara dahildir, hatta en hayatilerindendir.
Nasıl su buluruz?;
∴ Doğadaki hayvanlar da bizim gibi her gün su içme ihtiyacı duyarlar. Onların ayak izlerini takip ederek suya ulaşabiliriz. Ayak izlerinin yoğunlaştığı yollar su bulmamız için harika ipuçlarıdır.
∴ Genellikle düz araziden yükselen kayalık tepelerin yamaçları su bulma ihtimalini artırır. Bu gibi yerlerde bulunan yeşil bitkiler suyun varlığını gösterebilir.Koyu yeşil bitkilerin dibinde nemli toprak varsa uygun yeri kazdığımızda suyu ulaşabiliriz. Kazdığımız yerden ilk çıkan bulanık suyun atılmasından sonra gelen su temiz olacaktır.
∴ Sabah güneş doğmadan çimlere düşen çiğ damlalarını bir bez ile toplayıp ardından bez yeterince ıslandığında bir kaba sıkabiliriz. Meşakkatli görünse de işe yarayacaktır.
∴ Kendi su imbiğimizi yapacak malzememiz varsa bu da su bulmakta etkili bir yoldur.
Hafif esintili bir bahar akşamında evimizden uzaktayızdır. Müthişe yakın bir manzaramız var ve buraya kadar halinden hoşnut bir kampçıyız. Gün batımı açlığından muzdarip, beslenmek için ateş yakmalıyız.
Doğadaki yaşam mücadelesinde sudan sonra en gerekli ve önemli olan şey ateştir. Ateş yakabilmek için lazım olan malzemeleri kolaylıkla doğadan bulabiliriz.
Kuru ağaç kabukları,kuru otlar, kuru yosunlar, küçük kuş yuvalarındaki tüyler ve çeşitli kuru bitki lifler ateş yakmak için ideal malzemelerdir.
Nasıl ateş yakarız;
∴ Ateşi kurarken öncelikle kavdan başlarız. Doğada sık bulunan çakmaktaşı ile tutuşturabiliriz.
∴ Ardından çıra olarak adlandıracağımız malzemeleri koyarız:Ölü yapraklar,çok ince dallar.
∴ Üfleyerek ateşi desteklendirebiliriz.
∴ Son olarak küçük dal parçalarını, Kızılderili çadır şeklinde ateşin üstüne yerleştiririz.
Bir de yön bulma yollarından bahsetmeli. Herkesin en az bildiği bir yol mutlaka ki vardır ancak olası durumlar için hepsini bilmeliyiz.
∴ Kutup yıldızı ile yön tayini: Kutup yıldızının olduğu taraf kuzeydir.
∴ Pusula usulü: Pusula yere paralel tutulduğunda N ucu Kuzeyi gösterir.
∴ Müslüman mezar taşları batıya bakar.
∴ Ağaçların yosunlu tarafı kuzey istikametindedir.
∴ Güneş saati .
Ayrıca doğada kaybolma ihtimalimize karşın, bizi arayan kişilere yerimizi belli etmek için gerekli ‘işaret verme’ tekniklerini öğrenmeliyiz. (Ateş ile işaret verme, mors sinyali, kurtarma kodları vb.)
Kamp sürerken onunla birlikte mutluluk iştahı da sürer. Bir olasılık doğanın cazibesine kapılıp bilmediğimiz yemiş, meyve ve mantarlardan tüketmeye yeltenebiliriz. Doğada bilmediğimiz ve yediğimiz şeyler çok tehlikeli olabilir. Hepimizin oymak başı, en maceracı gezgini Alexander Supertramp da yediği zehirli bir bitki tohumu yüzünden ölmüştü. Yenilebilir yabani bitkiler kılavuzumuz olmadan bilmediğimiz yiyecekleri tüketmemeliyiz.
Bir terslik olduysa ve çadır benzeri sığınacak ekipmanımız bulunmamaktaysa baraka, mağara gibi yerlerde kamp kurabiliriz.
Eğer kaybolursak;
∴ Dur
∴ Düşün
∴ Gözlemle
∴ Planla
Adımlarını uygulayıp serinkanlılık ile hareket etmeliyiz.
Misafiri olduğumuz ormanların ev sahipleri ile karşılaşmamız olasıdır. Türkiye’de çoğunlukla ‘kahverengi ayılar’ bulunmaktadır ve en çok bulunan yer Uludağ/Bursa’dır. Ormanlık, dağlık, stepleri ve açık alanları seven ayılar bir tek Trakya bölgesinde görülmezler. Meraklı ve oldukça zeki hayvanlardır. Kesinlikle gereksiz yere hiçbir canlıya saldırmazlar. Özellikle insanlardan genelde uzak dururlar. Ama konu koruma olduğunda yuvasını ve yavrularını tüm güçleriyle korurlar. Bölgesinden uzak durmamız önemlidir. Onların bulunduğu bölgede kesinlikle varlığımızı belli etmeliyiz. Sesli hareketler ile yerimizi göstermeliyiz. Eğer onlar ile karşılaşırsak bölgeden sakin bir şekilde uzaklaşmaya başlamalıyız ve onu kışkırtmamalıyız. Kesinlikle koşmamalı eğer bize doğru koşarsa yakın bir ağaca tırmanmalıyız. Bizi koklamak ve tanımak isteyecektir. Soğukkanlı ve barışçıl bir tavır sergilemeliyiz. Peşinizden gelirse durup oturmalıyız, kesinlikle bir savunma göstermemeliyiz. Bize ilk etapta hafifçe vuracaktır, hemen yere düşüp, ölü taklidi yapabiliriz. Cenin pozisyonu alıp gitmesini bekleyebiliriz, yoksa oradan ayrılmaz. Ayrıca yiyeceklerimizi açıkta tutmamalı ve çadırda bulundurmamalıyız. Eğer bir vahşi köpekle veya domuz ile karşılaşırsak da yine aynı tutumu gösterebiliriz.
Yılanlara karşı ise alabileceğimiz önlemler şunlardır;
1- Bulunduğu bilinen bölgelerde çizme ya da postal gibi uzun konçlu botlar giymek.
2- Asla şortla dolaşmamak.
3- İlerlerken önümüzde olan uzun çalılık ve otlar bir sopa yardımı ile aralanarak ilerlemek.
4- Çadırın kapılarını açık bırakmamak.
Kamp sırasında oluşan atıklarımızı yol boyunca yanımızda taşıyacağımızdan minimum atık üretmeliyiz. Bunun için de yanımıza ambalajlı ürünler almaktan kaçınabiliriz. Konserve benzeri ürünler için kural basittir: ’Eğer onları dolu getirebiliyorsak, boş da taşıyabiliriz’. Bulaşıklarımızı yıkamak içinse kullandığımız suda minimum kimyasal olmasına dikkat etmeliyiz. Sabunlu sularımızı bitkilere yakın veya dere ve akarsulara kesinlikle dökmemeliyiz.
Güzel bir playlist için öneriler lazım;
https://gaiadergi.com/seveceginiz-9-etnik-muzik-grubu/
Hazır uzaklaştık gürültüden;
https://gaiadergi.com/agac-meditasyonu/
Okunulası ne var derseniz;
Yabana Doğru / Jon Krakauer
Doğal Yaşam ve Başkaldırı / Henry David Thoreau
Mutlu kamp dileklerim ile MACERANIZ BOL OLSUN!
Başlık Görseli: kampyap.com