Ana SayfaGüncelSöyleşiSil Baştan: Hep tazelenerek ve hep yeniden başlayarak

Sil Baştan: Hep tazelenerek ve hep yeniden başlayarak

-

Müge İplikçi 20 yılı aşkın bir süredir edebiyatın içinde üretmeye devam ediyor. Can Yayınları tarafından yayımlanan en son romanı Sil Baştan’ı konuşmak için bir araya geldim kendisiyle fakat o kadar derinlikli ve yelpazesi geniş bir profili var ki; sadece kadınlar ve kadın hakları üzerinden bile konuşsak sayfalarca sürecek bir sohbet içerisine girebilirdik kendisiyle. Edebiyatımıza başta öykü anlatıcılığı olmak üzere romanlarıyla, deneme kitaplarıyla, araştırma kitaplarıyla, çocuk kitaplarıyla katkıda bulunana Müge İplikçi ile söyleşi yapmak benim için heyecan vericiydi. Kendisine bu uzun ve güzel sohbet için teşekkür ederim.  Müge İplikçi söyleşisi için sizleri şöyle alayım. Buyurun lütfen  Keyifli okumalar 

-İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunusunuz. İlk baştan beri, çocukluğunuzdan, belki de ilk gençlik yıllarınızdan beri edebiyatla bağınızın olacağını biliyor muydunuz? Edebiyatın içinde olacağınıza dair fikirler ilk ne zaman oluşmaya başladı?

Ele avuca sığmayan bir kız çocuğuydum. Özgürlükle çok ciddi sorunum vardı. Göreceli anlamda tutucu bir anne babanın tek çocuğuydum. Bununla da ilgili olabilir özgürlüğe düşkünlüğüm. İngilizce öğretmenim bana ‘Kızım sen savaşçısın’ derdi. O savaşçı ruhu hak ve özgürlükler anlamda Türkiye’de de yaşadığım için galiba hep bir yerimde taşımak durumunda kaldım. Adalet duygusu gelişmiş bir çocuktum. Daha sonra da öyle bir genç insan oldum. Okumaya sevdalıydım. Şiire ve romana karşı çok ilgim vardı. Araştırmaya ve gazeteciliğe karşı da merakım sonsuzdu. Küçücükken bile okumaya karşı çok meraklıydım. Ama yetişkin olduğumda beni bu kadar zorlayacağını, bir kaleme sahipken beni bu kadar köşeye sıkıştırabileceğini hiç düşünmemiştim. Bir yaşam biçimidir diye düşünürken yaşamımın merkezine oturdu. Son yıllarda çok zorlanıyorum açıkçası. Üzerimizde bu kadar baskı varken sanki bir şey yokmuşçasına hayatımıza devam çalışmamız en kötüsü ama başka da çaremiz yok. Paramparçayız ama tek parçaymışız gibi hareket ediyoruz.

-Yüksek Lisansınızın konusu. “Popüler Kültür ve Kadın” Biz Müge İplikçi’yi öykücü olarak tanıdık. Romanlarınız da oldu. Tüm eserlerinizde kadının varlığı, var oluş biçimleri, toplum içindeki sancıları ve kendilerine bir alan açma çabaları ön plandaydı. Yüksek lisans konunuzun popüler kültür ve kadın olması tesadüf olmuyor bu durumda…

İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı bitirdim ama bu beni kesmedi. İçimde büyük bir boşluk vardı. Ne yapabilirim diye düşünürken o dönemde bir arkadaşımın avukat annesi; ‘Kadın araştırmalarıyla ilgili bir bölüm var. Oraya başlasana Yüksek Lisans’a’ dedi bana. Ben o yüksek lisansa başvurdum. Ve iki yılda müthiş zevk alarak tamamladım. Sonrasında yurt dışında Metis’ten Yıkık Kentli Kadınlar olarak çıkan kitabımı da başka bir yüksek lisans tezi olarak orada teslim ettim. Dolayısıyla benim iki yüksek lisans tezim var. Akademik olarak bir türlü bitmeyen bir meraktı benimkisi. Ama bir noktadan sonra tercih etmem gerekiyordu. Ya akademik hayat ya da edebiyat. Ben en baştaki edebiyat hayatımı tercih ettim.

-Yanlış sıralarsam veya eksik bir şey varsa kusura bakmayın lütfen. Öykü Kitaplarınız 6 tane: 1998 Perende, 2000 Columbus’un Kadınları, 2001 Arkası Yarın, 2002 Transit Yolcular, Kısa Ömürlü Açelyalar ve Tezcanlı Hayalet Avcıları. Romanlarınız 5 tane: 2004 Kül ve Yel, 2006 Cemre, Kafdağı, Civan ve Babamın Ardından. Ve son romanınız Sil Baştan. 20 yılı aşkın bir zamandır yazıyorsunuz. İlk lisans teziniz popüler kültür ve kadın konusundan bu yana neler oldu bitti? Toplumda ve kadının toplumdaki yerini bulma çabasında bir gelişme var mı?

Keşke olabilseydi. Hatta iki üç yıl önce o dönem birlikte çalıştığımız arkadaşlarımla bir araya gelip şunu dillendirdik: Bu kadar mücadelesi verilmiş olan şeylerin bir kez daha mücadelesi niçin veriliyor? Niçin biz bir şeyler söylemek zorunda kalıyoruz hala? O köprülerin altından çok sular aktı geçti. Bizim kuşak, bizden sonraki kuşak hep bunu taşıdık. Hatta bizim daha önceki kuşaklardan devir aldığımız, 80’lerden devir aldığımız büyük bir ivme de vardı. Biz çok yorgunuz ve toplumda bu anlamda bir değişiklik yok. Fakat şunu da söylemek isterim; akademik çalışmalarımı Bilgi Üniversite’si bünyesinde devam ettirdiğim için yeni nesli de gözlemliyorum. Oradaki kadın öğrencilerime baktığımda en azından özgürlük konusunda bizim gidip kafamızı duvarlara vurduğumuz kadar vurmuyorlar. Gerçekten meraklı olanlar, gerçekten okumaya yatkın olanlar, kafalarında soru işareti olanlar açısından daha ferahlatıcı bir düzlem umudu var diye düşünüyorum. Daha rahatlar. Sözünü ettiğimiz yük artık onlarda yok. Belki bunun rahatlığı. Belki dünya gerçekten değişiyor. Teknolojik olarak değişiyor dünya. Me Too hareketini çok önemsiyorum mesela. Yıllardır olan bir şey taciz vakası. Ama bu günlerde dile gelmesi, tarihsel süreç tamamlandı burada artık ifade buluyor artık. Karşılığı olabilecek bir noktaya geldi demek ki. Bu bir umut noktası. Bazı şeylerin biraz daha akması gerekiyordu ki kendisi kendi küllerinden var olsun yeniden. Ama benim kuşağımın yorgunlukları hep baki.

-Sil Baştan. Nebiye karakteri orta yaşın biraz üstünde bir karakter. Tam da sizin kuşağı konuşmuşken ve yeni nesil yazarların daha şehirli, dinamik kadınları konu edindiği bir dönemde Müge iplikçi’nin cesaretle oluşturup yazabileceği bir kadını merkeze aldınız. Artık dinlenmek isteyen, emekli olma sürecine girmiş bir kadını toplumun bakış açısıyla yazıyorsunuz. Nasıl bir süreçti Sil Baştan?

Nebiye beni bayağı bir oyaladı. Başlangıçta kahramanım değildi. Ben onun yerine daha genç bir karakteri oturttum. Ve o genç karakter üzerinden anlatma çabası içerisine girdim. Yazıyorum yazıyorum ama kurgu bir türlü yerine oturmuyor. Ki ben kurguya çok merak sarmış biriyim. Bir gün Nebiye beni yaz dedi. Beni niye yazmıyorsun. Kurgu tamamen değişti. Süreç Nebiye’ye döndüğünde hızla yazmaya başladım. Nebiye baştan itibaren kahramanmış aslında. Kitap Nebiye’nin öyküsüymüş. Bu yaş grubundan bir kadını anlatmak üzerineymiş aslında bu süreç

-Nebiye toplumla uyumsuz, kendisiyle de sürekli çatışan, kendi kendine, kendisiyle kavga eden bir kadın Nebiye. Toza takıntılı. Düzene hatta. Bir dilekçe yazmaya çalışıyor ama hiçbir yazdığını beğenmiyor. Kadınların kendisiyle ve toplumla uyumlu hale gelmesinin bir imkanı var mı? Olabilir mi bir gün böyle bir şey?

Çoğu kadın bu baskı içerisinde yazıyor zaten. Yani baktığınızda uyumlular, sıkıntı yok, sorun yok, her şey yolunda akıyor gibi. Ama sonra öyle patlamalar yaşıyorlar ki, oradan yakalıyorsunuz zaten ya da yakalamak istemiyorsanız yakalamıyorsunuz. Ama bir kadının yaşadıklarına vakıf olabilmesi çok mümkün. Bizim eğitim sistemimizi de içine katarak söylüyorum bunu, o kadının ayaklarının üzerinde durmaması için her şey yapılıyor. Halbuki ayakları üzerinde durabilen bir kadının bu dünyaya sunabileceği o kadar çok şey var ki. Mesela biz kadın yazarlar grubu buraya gelene kadar canımız çıkıyor. Fakat geçtiğimiz bir eşikte var. O eşiği aştığımız an da rahatlıyoruz.

-Nebile karakteri özelinden, dolayısıyla kadın var oluşu tarafından sordum ama toplumda genel bir uyumsuzluk söz konusu. Konuşurken herkes en iyisini biliyor ve konuşuyor ama reel yaşam, sosyal yaşam, ekonomik şartlar çok kötü. Ne dersiniz bu konuda?

Nebiye’nin arka arkaya çok güzel tespitleri var ama bunu hayata entegre edemiyor. İstemiyor da aslında bir yandan da. Çünkü eğer bunu yaparsa ilk kendisiyle yüz yüze kalacak. Buna hazır değil. Buna hiç birimiz hazır değiliz. Kendimizle ne kadar barışığız. Herkes özgürlükten bahsediyoruz ama gerçekten özgürlüğü hayal ederek tasarlayarak özgürlüğü istiyor muyuz? Buna inanarak konuşursak bu çözülür zaten.

-Komşunun adı Jale ama Serin Hanım diye hitap ediyor komşusuna Nebile Hanım. Asıl olanı Jale’yi yok saymak gibi bir şey bu. Jale’nin ablasına da yıllarca Yadigar demiş mesela. Yeni dünyayı anlayamıyoruz. Çok bilmemize rağmen. Kendi bildiklerimizde gereksiz yere, obsesiflik derecesinde çok dirençli davranıyoruz diyebilir misiniz?

Çok biliyoruz ama niye hiç birimiz özgür değiliz? Toplumun kendisiyle yüzleşmek istememe hali bu. O yüzden bizim dışımızda her şeye uzaylı.

-Biz bu yeni gelen nesille barışık mıyız? Bu cıva gibi olan, hızla sosyal ağlarda gezinen, bilgileri anında alan nesli nasıl buluyorsunuz?

Genç insanlarla temas halinde biri olarak şunu görüyorum. Bir kere çok yalnızlar. Çok yalnız olduklarını da ifade ediyorlar. Haksız değiller. Gerçekten içlerinde çok samimi olan, gerçekten çözüm bulmak isteyen gençler bunlar. Fakat bu gençler ne durumda ve ne demek istiyor diyebilecek donanımlı akademik kadrolarımız yok maalesef. Buradaki mesele sadece iyi niyetlilik de değil. Gerçekten donanımlı olmak gerekiyor hem bilge hem bilgelik anlamında ve hiyerarşi kurmadan. Çünkü hiyerarşiyi hiç sevmiyorlar haklı olarak. Biz de sevmedik ama bunu çektik. Fakat genç nesil bunu çekmek istemiyorlar ve çekmiyorlar. Aynı oranda da çok büyük bir açlık var. Şevkate açlar, dinlenmeye açlar, ciddiye alınmaya açlar. Bilgi ve bilgeliğe açlar.

-Hikayeyi okudukça Nebiye’nin hikayesi bazı yerlerinden kırılmaya başlıyor. Bu da daha çok Ankara’ya giderken yaptığı otobüs yolculuğunda ve Ankara Garında karşılaştığı insanların hayatları içinde savrulmalar yaşarken oluyor. Başkalarının hikayelerinin bizim hikayelere etki gücü sandığımızdan kuvvetli öyle değil mi? Ne dersiniz bu konuda?

Ankara yolculuğuna çıkması Nebiye için eşikten geçme. Maceraya adım atıyor. Yol boyunca Serin’e atıfta bulunuyor. Ama İstanbul’daki halinden daha yumuşadığını görüyoruz. Eskisi kadar sinirli değil artık. Ankara Garı’nda karşılaşmaları tesadüf değil. Serin’le aslında oraya buluşuyor. Toplumsal başka bir erezyon içine düşüyor. Toplumun içerisindeki gelgiti esnasında yine kaybediyorlar birbirlerini.

-Ankara Garı meydana gelen olay toplumsal hafızamızda derin yaralar açtı. Dönem dönem engellenemez şekilde gerçekleşen olaylar bunlar ve bu ülkede yaşayan herkesin başına gelebilir. Sil Baştan’da Nebiye’nin başına geliyor. Toplumsal hafızamız bu yaralarla dolu. Türkiye bir gün gelecek yaralarını büyük oranda iyileştirecek diyebilir misiniz? Umudunuz var mı?

İçimde umudu hep yaşatan biriyim. Aksi takdirde yazmazdım zaten. Fakat maalesef bu gidişatla yaraların kapanması biraz zor. Yaraya aynı ilaçları sürmek yarayı iyileştirmiyor maalesef. Şifa noktalarını değiştirmek lazım. Yeniden bir tahlil bir analiz yapman lazım. Yarayı temizleyip, kapatıp önümüzdeki günlere bakmamız lazım. Nerede yanlış yapıyorum sorusunu sormak bile çok önemli.

-Geniş zamanlı bir roman Sil Baştan. Fakat Nebile şimdiki zamandan konuşuyor bizimle. Bu önemli bir tercih roman için. Yazarken mi oluştu bu?

Tamamen tematik olarak, tamamen kurgusal anlamda özel bir seçim. Nebile’ye güveniyorum yani kahramana. Onun bir şeyleri kendi içinde değiştirebilme kudretine inanıyorum. Eylemi ona veriyorum. O değişirse toplum değişebilir. Nebiye değişimi göze alabilirse biz de değişebiliriz. -Bir yerde sizinle ilgili “Hiçbir şeye duyarsız kalmayı başaramaz.” yazıyor. Niye duyarsız kalamıyorsunuz? Bunu arada sırada da olsa ağır bir yük olarak görmüyor musunuz? Çünkü sadece güncel meselelerden veya politikaların gündelik etkilerinden değil toplumsal travmalardan da bahsediyorsunuz aslında.

Bu kişisel bir zaaf. Tedaviye muhtaç bir hal bu belki de. Fakat daha iyiyim şimdilerde. Twitter’da olarak politik anlamda hiçbir şey paylaşmam çünkü ondan öncesi öylesine yerden yere vururum ki kendimi oraya yazacağım bir cümle hissettiğim şeyleri karşılayamaz. Herhangi bir şeyi böğrümde hissediyorum. Ankara Garı meselesi, Suruç meselesi hepimiz infilak ettik buralarda aslında. Bazı kişilerle konuştuğumda mesela hiçbir şeyden haberdar olmadıklarını gördüm. 21. yüzyılda oldu bunlar. İletişim çağında oldu. Nasıl haberdar olamaz sorusu çakıyordu zihnimde? Bu da yaralayıcı. Bu da bu toplumla ilgili zor açıklanabilir bir konu. Dediğim gibi şimdilerde daha iyiyim.

-Biz bu toplumsal travmaları atlatamadığımız için mi kültür sanat konusunda zayıf kalıyoruz? Kültür sanat alanında zayıf mıyız gerçekten? Belki de değiliz? Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Ülkemdeki edebiyat geleneğini çok önemsiyorum. O damardan besleniyorum zaten. 50 kuşağı öykücüleri olmasaydı bizim öykülerimiz çok zayıf olurdu. Şiir konusunda da aynı şeyi düşünüyorum. Edebiyatımız zayıf değil, edebiyatı besleyen mecralar zayıf. Gerek görsel gerek yazınsal mecralar zayıf. Belli bir kesim, merak eden bir kesim takip ediyor ve ondan sonra bitiyor. Gündemdeki edebiyat metinlerini takip ediyorum. Dünyada kabul görmüş edebiyat metinleri kadar iyi edebiyat metinleri çıkıyor bizde de. Kadim topraklardan çıkmış bir toplumuz biz ve karlıyız bu konuda. Ama bugün kitaplarımızı yurt dışında temsil edecek kapılar kapandı. TEDA bitti mesela. Bunu aklım almıyor gerçekten.

-Gezi Parkı döneminin anlatıldığı, Gezi Parkı protestolarına katılmış kişilerle yaptığınız sohbetleri topladığınız bir kitabınız var: Biz Orada Mutluyduk. Gezi Parkı toplumsal travma mıydı? Değildi ama öyle algılanmamız istendi. Sizce de öyle mi? Bu toplumun içinde bir vatandaş ve bir kadın olarak gezi parkının izi ne oldu üzerimizde?

Oradaki oluşumu o kadar içimde hissettim ki. Çocukluğumda hissettiklerimle, gençliğimde hissettiklerimle ve beklediğim ve arzuladığım şeylerle denk düşüyordu. Hiçbir zaman başkaldırı olarak algılamadım bu yüzden. Bir tür yan yana durma haliydi. Dünyadaki yıkıma karşı dayanışma ruhunun canlanmasıydı. Beslenebilseydi Türkiye’yi acayip yerlere taşıyabilirdi. Altındaki kültürel sanatsal doku da çok kıymetliydi. Kitap okunmasına verilen referanslar çok önemliydi. Bir Haziran zamanı yaşanan bir hayal değildi. Tüm hayatlara yayılan umuttu. Okumaktan korkmayan toplumlara verilecek referanslarla dolu buluşma yeriydi.

-Öğretmenlik tarafınız da var. Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde. Nesilleri birbiriyle karşılaştırmanızı istesem? Kültür sanat ve edebiyat konusundaki merakları nasıl?

Çalıştığım öğrenciler son derece meraklı, disiplinler arası düşünmeyi seven, çalışkan ve gerçekten de güvendiğim bireyler olabileceklerine dair inancım tam. Kesinlikle umut vaat ediyorlar. Ne verdiğiniz de önemli. Ne verirseniz onu alıyorsunuz. Dimağları çok açık bu anlamda. Sahipsiz bırakılmamaları gerektiğini düşünüyorum.

-Öğrencileriniz üniversite kapsamında bir de dergi çıkartıyorlar. Eşik dergisinden de bahsedelim mi biraz?

Evet Eşik dergisinden bahsedersek çok mutlu olurum. Biz Celab isimli bir projenin, bitirme tezi projesinin ayağı olduk. Bir dergi çıkardık onlarla. Dergi on kişilik bir ekiple çıkarılıyor. Bitirme tezi olarak başlatılan bu proje sonunda bölümün çıkardığı bir dergiye dönüştü. İki sayı çıkardık. Tematik olarak birincisi ismiyle de müsemma olacak şekilde Eşik idi; ikinci Tortu idi. Üçüncü sayıyı da çıkarmak istiyoruz. Büyük bir özveri ile çalıştılar. Tortu temalı olan 65 sayfa çıktı mesela. Üç ayda iki dergi hiç fena değil. Tortu’da mesela suni tarım, sinema, resim üzerine yazılar var. Yelpazemiz çok zengin ve renkli.

-Çocuk edebiyatı ile de ilgilisiniz. Hatta öykü ve roman yazarı olarak çocuk edebiyatı ile daha fazla ilgilisiniz diyebiliriz. Birçok etkinliğe katılıp, bu etkinliklere öncülük yapıyorsunuz. Türkiye’de bildiğimiz ve bilmediğimiz oranda çocuklarla ilgili çok fazla şey yaşanıyor. İstismar edilen çocuklar, kayıp çocuklar, enseste maruz kalan çocuklar, pedofili vakaları, şiddete maruz kalan çocuklar sözlü veya fiziksel…. Aile kurumunun çok kutsal olduğu, çocuklarını her fırsatta çok sevdiğini söyleyen bir toplumda yukarıda saydığım vakalardaki oranların yüksekliğini neye bağlıyorsunuz? Çocuklarımızı söylediğimiz gibi seviyor muyuz gerçekten?

Seviyor‘muş’ gibi gözüküp de sevmemek… Çocuklar, gençler ve kadınlar fark etmez herkes aynı mış gibi davranışına maruz kalıyor. Sevgi ile olan bağımızda sıkıntı var. O ataerkil yapının oluştura geldiği kavramları yeniden düşünmemiz gerekiyor. Çocuklar benim en hassas olduğum konulardan biri. Toplumun zayıf halkası ve zayıf halkası olarak devam etmesi için her şey yapılıyor. Bakış açınızı değiştirmezseniz hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Yasalar değişiyor gibi gözüküyor ama evden içeri giremiyor. Özel alana giremiyor. O özel alandan çıkan çocuklarda, gençlerde bir sürü yara bere oluyor tabii ki.

-Yazılan bazı kitapların pedofiliyi teşvik etmesi konusu gündemde son günlerde. Buradan yola çıkılarak tamamı okunmamış ve hiçbir fikir edinilmemiş edebiyat eserleri ve yazarları ile ilgili bir linç söz konusu. Edebiyat eserleri ve yazarlarının bu derece hassas (kişi aynı zamanda toplum vicdanında asla kabul görmeyecek) bir konuda bu kadar rahat linç edilebilmelerini neye bağlıyorsunuz? Ne söylemek istersiniz bu konuda?

Bir edebiyat metninin eleştirisini tabii ki yapabilirsiniz. Ama linç ne demek! Bir de olayı bizzat yaşamış olan adam ortalarda serbestçe dolaşırken edebiyatın linç edilmesi yine asıl gündemin saptırılmak istenmesi olarak görüyorum.

-Yeni projeleriniz var mı?

Müge İplikçi: Tabii her zaman var. Sonbaharda çıkacak bir çocuk kitabım var. Çalışmakta olduğum bir de öykü dosyam var. İlk göz ağrım öykü çünkü.

Teşekkür ederim Müge Hanım.

Ben teşekkür ederim.

\n

M\u00fcge \u0130plik\u00e7i 20 y\u0131l\u0131 a\u015fk\u0131n bir s\u00fcredir edebiyat\u0131n i\u00e7inde \u00fcretmeye devam ediyor. Can Yay\u0131nlar\u0131 taraf\u0131ndan yay\u0131mlanan en son roman\u0131 Sil Ba\u015ftan\u2019\u0131 konu\u015fmak i\u00e7in bir araya geldim kendisiyle fakat o kadar derinlikli ve yelpazesi geni\u015f bir profili var ki; sadece kad\u0131nlar ve kad\u0131n haklar\u0131 \u00fczerinden bile konu\u015fsak sayfalarca s\u00fcrecek bir sohbet i\u00e7erisine girebilirdik kendisiyle. Edebiyat\u0131m\u0131za ba\u015fta \u00f6yk\u00fc anlat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 olmak \u00fczere romanlar\u0131yla, deneme kitaplar\u0131yla, ara\u015ft\u0131rma kitaplar\u0131yla, \u00e7ocuk kitaplar\u0131yla katk\u0131da bulunana M\u00fcge \u0130plik\u00e7i ile s\u00f6yle\u015fi yapmak benim i\u00e7in heyecan vericiydi. Kendisine bu uzun ve g\u00fczel sohbet i\u00e7in te\u015fekk\u00fcr ederim. \uf04a M\u00fcge \u0130plik\u00e7i s\u00f6yle\u015fisi i\u00e7in sizleri \u015f\u00f6yle alay\u0131m. Buyurun l\u00fctfen \uf04a Keyifli okumalar \uf04a <\/p>\n\n\n\n

-\u0130stanbul \u00dcniversitesi Edebiyat Fak\u00fcltesi \u0130ngiliz Dili ve Edebiyat\u0131 b\u00f6l\u00fcm\u00fc mezunusunuz. \u0130lk ba\u015ftan beri, \u00e7ocuklu\u011funuzdan, belki de ilk gen\u00e7lik y\u0131llar\u0131n\u0131zdan beri edebiyatla ba\u011f\u0131n\u0131z\u0131n olaca\u011f\u0131n\u0131 biliyor muydunuz? Edebiyat\u0131n i\u00e7inde olaca\u011f\u0131n\u0131za dair fikirler ilk ne zaman olu\u015fmaya ba\u015flad\u0131? <\/h4>\n\n\n\n

Ele avuca s\u0131\u011fmayan bir k\u0131z \u00e7ocu\u011fuydum. \u00d6zg\u00fcrl\u00fckle \u00e7ok ciddi sorunum vard\u0131. G\u00f6receli anlamda tutucu bir anne baban\u0131n tek \u00e7ocu\u011fuydum. Bununla da ilgili olabilir \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe d\u00fc\u015fk\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcm. \u0130ngilizce \u00f6\u011fretmenim bana \u2018K\u0131z\u0131m sen sava\u015f\u00e7\u0131s\u0131n\u2019 derdi. O sava\u015f\u00e7\u0131 ruhu hak ve \u00f6zg\u00fcrl\u00fckler anlamda T\u00fcrkiye\u2019de de ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m i\u00e7in galiba hep bir yerimde ta\u015f\u0131mak durumunda kald\u0131m. Adalet duygusu geli\u015fmi\u015f bir \u00e7ocuktum. Daha sonra da \u00f6yle bir gen\u00e7 insan oldum. Okumaya sevdal\u0131yd\u0131m. \u015eiire ve romana kar\u015f\u0131 \u00e7ok ilgim vard\u0131. Ara\u015ft\u0131rmaya ve gazetecili\u011fe kar\u015f\u0131 da merak\u0131m sonsuzdu. K\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fckken bile okumaya kar\u015f\u0131 \u00e7ok merakl\u0131yd\u0131m. Ama yeti\u015fkin oldu\u011fumda beni bu kadar zorlayaca\u011f\u0131n\u0131, bir kaleme sahipken beni bu kadar k\u00f6\u015feye s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rabilece\u011fini hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnmemi\u015ftim. Bir ya\u015fam bi\u00e7imidir diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken ya\u015fam\u0131m\u0131n merkezine oturdu. Son y\u0131llarda \u00e7ok zorlan\u0131yorum a\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131. \u00dczerimizde bu kadar bask\u0131 varken sanki bir \u015fey yokmu\u015f\u00e7as\u0131na hayat\u0131m\u0131za devam \u00e7al\u0131\u015fmam\u0131z en k\u00f6t\u00fcs\u00fc ama ba\u015fka da \u00e7aremiz yok. Parampar\u00e7ay\u0131z ama tek par\u00e7aym\u0131\u015f\u0131z gibi hareket ediyoruz. <\/p>\n\n\n\n

-Y\u00fcksek Lisans\u0131n\u0131z\u0131n konusu. \u201cPop\u00fcler K\u00fclt\u00fcr ve Kad\u0131n\u201d Biz M\u00fcge \u0130plik\u00e7i\u2019yi \u00f6yk\u00fcc\u00fc olarak tan\u0131d\u0131k. Romanlar\u0131n\u0131z da oldu. T\u00fcm eserlerinizde kad\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131, var olu\u015f bi\u00e7imleri, toplum i\u00e7indeki sanc\u0131lar\u0131 ve kendilerine bir alan a\u00e7ma \u00e7abalar\u0131 \u00f6n plandayd\u0131. Y\u00fcksek lisans konunuzun pop\u00fcler k\u00fclt\u00fcr ve kad\u0131n olmas\u0131 tesad\u00fcf olmuyor bu durumda\u2026 <\/h4>\n\n\n\n

\u0130ngiliz Dili ve Edebiyat\u0131\u2019n\u0131 bitirdim ama bu beni kesmedi. \u0130\u00e7imde b\u00fcy\u00fck bir bo\u015fluk vard\u0131. Ne yapabilirim diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken o d\u00f6nemde bir arkada\u015f\u0131m\u0131n avukat annesi; \u2018Kad\u0131n ara\u015ft\u0131rmalar\u0131yla ilgili bir b\u00f6l\u00fcm var. Oraya ba\u015flasana Y\u00fcksek Lisans\u2019a\u2019 dedi bana. Ben o y\u00fcksek lisansa ba\u015fvurdum. Ve iki y\u0131lda m\u00fcthi\u015f zevk alarak tamamlad\u0131m. Sonras\u0131nda yurt d\u0131\u015f\u0131nda Metis\u2019ten Y\u0131k\u0131k Kentli Kad\u0131nlar olarak \u00e7\u0131kan kitab\u0131m\u0131 da ba\u015fka bir y\u00fcksek lisans tezi olarak orada teslim ettim. Dolay\u0131s\u0131yla benim iki y\u00fcksek lisans tezim var. Akademik olarak bir t\u00fcrl\u00fc bitmeyen bir merakt\u0131 benimkisi. Ama bir noktadan sonra tercih etmem gerekiyordu. Ya akademik hayat ya da edebiyat. Ben en ba\u015ftaki edebiyat hayat\u0131m\u0131 tercih ettim. <\/p>\n\n\n\n

-Yanl\u0131\u015f s\u0131ralarsam veya eksik bir \u015fey varsa kusura bakmay\u0131n l\u00fctfen. \u00d6yk\u00fc Kitaplar\u0131n\u0131z 6 tane: 1998 Perende, 2000 Columbus\u2019un Kad\u0131nlar\u0131, 2001 Arkas\u0131 Yar\u0131n, 2002 Transit Yolcular, K\u0131sa \u00d6m\u00fcrl\u00fc A\u00e7elyalar ve Tezcanl\u0131 Hayalet Avc\u0131lar\u0131. Romanlar\u0131n\u0131z 5 tane: 2004 K\u00fcl ve Yel, 2006 Cemre, Kafda\u011f\u0131, Civan ve Babam\u0131n Ard\u0131ndan. Ve son roman\u0131n\u0131z Sil Ba\u015ftan. 20 y\u0131l\u0131 a\u015fk\u0131n bir zamand\u0131r yaz\u0131yorsunuz. \u0130lk lisans teziniz pop\u00fcler k\u00fclt\u00fcr ve kad\u0131n konusundan bu yana neler oldu bitti? Toplumda ve kad\u0131n\u0131n toplumdaki yerini bulma \u00e7abas\u0131nda bir geli\u015fme var m\u0131? <\/h4>\n\n\n\n

Ke\u015fke olabilseydi. Hatta iki \u00fc\u00e7 y\u0131l \u00f6nce o d\u00f6nem birlikte \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z arkada\u015flar\u0131mla bir araya gelip \u015funu dillendirdik: Bu kadar m\u00fccadelesi verilmi\u015f olan \u015feylerin bir kez daha m\u00fccadelesi ni\u00e7in veriliyor? Ni\u00e7in biz bir \u015feyler s\u00f6ylemek zorunda kal\u0131yoruz hala? O k\u00f6pr\u00fclerin alt\u0131ndan \u00e7ok sular akt\u0131 ge\u00e7ti. Bizim ku\u015fak, bizden sonraki ku\u015fak hep bunu ta\u015f\u0131d\u0131k. Hatta bizim daha \u00f6nceki ku\u015faklardan devir ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z, 80\u2019lerden devir ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z b\u00fcy\u00fck bir ivme de vard\u0131. Biz \u00e7ok yorgunuz ve toplumda bu anlamda bir de\u011fi\u015fiklik yok. Fakat \u015funu da s\u00f6ylemek isterim; akademik \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131m\u0131 Bilgi \u00dcniversite\u2019si b\u00fcnyesinde devam ettirdi\u011fim i\u00e7in yeni nesli de g\u00f6zlemliyorum. Oradaki kad\u0131n \u00f6\u011frencilerime bakt\u0131\u011f\u0131mda en az\u0131ndan \u00f6zg\u00fcrl\u00fck konusunda bizim gidip kafam\u0131z\u0131 duvarlara vurdu\u011fumuz kadar vurmuyorlar. Ger\u00e7ekten merakl\u0131 olanlar, ger\u00e7ekten okumaya yatk\u0131n olanlar, kafalar\u0131nda soru i\u015fareti olanlar a\u00e7\u0131s\u0131ndan daha ferahlat\u0131c\u0131 bir d\u00fczlem umudu var diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Daha rahatlar. S\u00f6z\u00fcn\u00fc etti\u011fimiz y\u00fck art\u0131k onlarda yok. Belki bunun rahatl\u0131\u011f\u0131. Belki d\u00fcnya ger\u00e7ekten de\u011fi\u015fiyor. Teknolojik olarak de\u011fi\u015fiyor d\u00fcnya. Me Too hareketini \u00e7ok \u00f6nemsiyorum mesela. Y\u0131llard\u0131r olan bir \u015fey taciz vakas\u0131. Ama bu g\u00fcnlerde dile gelmesi, tarihsel s\u00fcre\u00e7 tamamland\u0131 burada art\u0131k ifade buluyor art\u0131k. Kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olabilecek bir noktaya geldi demek ki. Bu bir umut noktas\u0131. Baz\u0131 \u015feylerin biraz daha akmas\u0131 gerekiyordu ki kendisi kendi k\u00fcllerinden var olsun yeniden. Ama benim ku\u015fa\u011f\u0131m\u0131n yorgunluklar\u0131 hep baki. <\/p>\n\n\n\n

-Sil Ba\u015ftan. Nebiye karakteri orta ya\u015f\u0131n biraz \u00fcst\u00fcnde bir karakter. Tam da sizin ku\u015fa\u011f\u0131 konu\u015fmu\u015fken ve yeni nesil yazarlar\u0131n daha \u015fehirli, dinamik kad\u0131nlar\u0131 konu edindi\u011fi bir d\u00f6nemde M\u00fcge iplik\u00e7i\u2019nin cesaretle olu\u015fturup yazabilece\u011fi bir kad\u0131n\u0131 merkeze ald\u0131n\u0131z. Art\u0131k dinlenmek isteyen, emekli olma s\u00fcrecine girmi\u015f bir kad\u0131n\u0131 toplumun bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131yla yaz\u0131yorsunuz. Nas\u0131l bir s\u00fcre\u00e7ti Sil Ba\u015ftan? <\/h4>\n\n\n\n

Nebiye beni baya\u011f\u0131 bir oyalad\u0131. Ba\u015flang\u0131\u00e7ta kahraman\u0131m de\u011fildi. Ben onun yerine daha gen\u00e7 bir karakteri oturttum. Ve o gen\u00e7 karakter \u00fczerinden anlatma \u00e7abas\u0131 i\u00e7erisine girdim. Yaz\u0131yorum yaz\u0131yorum ama kurgu bir t\u00fcrl\u00fc yerine oturmuyor. Ki ben kurguya \u00e7ok merak sarm\u0131\u015f biriyim. Bir g\u00fcn Nebiye beni yaz dedi. Beni niye yazm\u0131yorsun. Kurgu tamamen de\u011fi\u015fti. S\u00fcre\u00e7 Nebiye\u2019ye d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcnde h\u0131zla yazmaya ba\u015flad\u0131m. Nebiye ba\u015ftan itibaren kahramanm\u0131\u015f asl\u0131nda. Kitap Nebiye\u2019nin \u00f6yk\u00fcs\u00fcym\u00fc\u015f. Bu ya\u015f grubundan bir kad\u0131n\u0131 anlatmak \u00fczerineymi\u015f asl\u0131nda bu s\u00fcre\u00e7 <\/p>\n\n\n\n

-Nebiye toplumla uyumsuz, kendisiyle de s\u00fcrekli \u00e7at\u0131\u015fan, kendi kendine, kendisiyle kavga eden bir kad\u0131n Nebiye. Toza tak\u0131nt\u0131l\u0131. D\u00fczene hatta. Bir dilek\u00e7e yazmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor ama hi\u00e7bir yazd\u0131\u011f\u0131n\u0131 be\u011fenmiyor. Kad\u0131nlar\u0131n kendisiyle ve toplumla uyumlu hale gelmesinin bir imkan\u0131 var m\u0131? Olabilir mi bir g\u00fcn b\u00f6yle bir \u015fey? <\/h4>\n\n\n\n

\u00c7o\u011fu kad\u0131n bu bask\u0131 i\u00e7erisinde yaz\u0131yor zaten. Yani bakt\u0131\u011f\u0131n\u0131zda uyumlular, s\u0131k\u0131nt\u0131 yok, sorun yok, her \u015fey yolunda ak\u0131yor gibi. Ama sonra \u00f6yle patlamalar ya\u015f\u0131yorlar ki, oradan yakal\u0131yorsunuz zaten ya da yakalamak istemiyorsan\u0131z yakalam\u0131yorsunuz. Ama bir kad\u0131n\u0131n ya\u015fad\u0131klar\u0131na vak\u0131f olabilmesi \u00e7ok m\u00fcmk\u00fcn. Bizim e\u011fitim sistemimizi de i\u00e7ine katarak s\u00f6yl\u00fcyorum bunu, o kad\u0131n\u0131n ayaklar\u0131n\u0131n \u00fczerinde durmamas\u0131 i\u00e7in her \u015fey yap\u0131l\u0131yor. Halbuki ayaklar\u0131 \u00fczerinde durabilen bir kad\u0131n\u0131n bu d\u00fcnyaya sunabilece\u011fi o kadar \u00e7ok \u015fey var ki. Mesela biz kad\u0131n yazarlar grubu buraya gelene kadar can\u0131m\u0131z \u00e7\u0131k\u0131yor. Fakat ge\u00e7ti\u011fimiz bir e\u015fikte var. O e\u015fi\u011fi a\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z an da rahatl\u0131yoruz.<\/p>\n\n\n\n

-Nebile karakteri \u00f6zelinden, dolay\u0131s\u0131yla kad\u0131n var olu\u015fu taraf\u0131ndan sordum ama toplumda genel bir uyumsuzluk s\u00f6z konusu. Konu\u015furken herkes en iyisini biliyor ve konu\u015fuyor ama reel ya\u015fam, sosyal ya\u015fam, ekonomik \u015fartlar \u00e7ok k\u00f6t\u00fc. Ne dersiniz bu konuda?<\/h4>\n\n\n\n

Nebiye\u2019nin arka arkaya \u00e7ok g\u00fczel tespitleri var ama bunu hayata entegre edemiyor. \u0130stemiyor da asl\u0131nda bir yandan da. \u00c7\u00fcnk\u00fc e\u011fer bunu yaparsa ilk kendisiyle y\u00fcz y\u00fcze kalacak. Buna haz\u0131r de\u011fil. Buna hi\u00e7 birimiz haz\u0131r de\u011filiz. Kendimizle ne kadar bar\u0131\u015f\u0131\u011f\u0131z. Herkes \u00f6zg\u00fcrl\u00fckten bahsediyoruz ama ger\u00e7ekten \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc hayal ederek tasarlayarak \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc istiyor muyuz? Buna inanarak konu\u015fursak bu \u00e7\u00f6z\u00fcl\u00fcr zaten. <\/p>\n\n\n\n

-Kom\u015funun ad\u0131 Jale ama Serin Han\u0131m diye hitap ediyor kom\u015fusuna Nebile Han\u0131m. As\u0131l olan\u0131 Jale\u2019yi yok saymak gibi bir \u015fey bu. Jale\u2019nin ablas\u0131na da y\u0131llarca Yadigar demi\u015f mesela. Yeni d\u00fcnyay\u0131 anlayam\u0131yoruz. \u00c7ok bilmemize ra\u011fmen. Kendi bildiklerimizde gereksiz yere, obsesiflik derecesinde \u00e7ok diren\u00e7li davran\u0131yoruz diyebilir misiniz? <\/h4>\n\n\n\n

\u00c7ok biliyoruz ama niye hi\u00e7 birimiz \u00f6zg\u00fcr de\u011filiz? Toplumun kendisiyle y\u00fczle\u015fmek istememe hali bu. O y\u00fczden bizim d\u0131\u015f\u0131m\u0131zda her \u015feye uzayl\u0131.<\/p>\n\n\n\n

-Biz bu yeni gelen nesille bar\u0131\u015f\u0131k m\u0131y\u0131z? Bu c\u0131va gibi olan, h\u0131zla sosyal a\u011flarda gezinen, bilgileri an\u0131nda alan nesli nas\u0131l buluyorsunuz?<\/h4>\n\n\n\n

Gen\u00e7 insanlarla temas halinde biri olarak \u015funu g\u00f6r\u00fcyorum. Bir kere \u00e7ok yaln\u0131zlar. \u00c7ok yaln\u0131z olduklar\u0131n\u0131 da ifade ediyorlar. Haks\u0131z de\u011filler. Ger\u00e7ekten i\u00e7lerinde \u00e7ok samimi olan, ger\u00e7ekten \u00e7\u00f6z\u00fcm bulmak isteyen gen\u00e7ler bunlar. Fakat bu gen\u00e7ler ne durumda ve ne demek istiyor diyebilecek donan\u0131ml\u0131 akademik kadrolar\u0131m\u0131z yok maalesef. Buradaki mesele sadece iyi niyetlilik de de\u011fil. Ger\u00e7ekten donan\u0131ml\u0131 olmak gerekiyor hem bilge hem bilgelik anlam\u0131nda ve hiyerar\u015fi kurmadan. \u00c7\u00fcnk\u00fc hiyerar\u015fiyi hi\u00e7 sevmiyorlar hakl\u0131 olarak. Biz de sevmedik ama bunu \u00e7ektik. Fakat gen\u00e7 nesil bunu \u00e7ekmek istemiyorlar ve \u00e7ekmiyorlar. Ayn\u0131 oranda da \u00e7ok b\u00fcy\u00fck bir a\u00e7l\u0131k var. \u015eevkate a\u00e7lar, dinlenmeye a\u00e7lar, ciddiye al\u0131nmaya a\u00e7lar. Bilgi ve bilgeli\u011fe a\u00e7lar. <\/p>\n\n\n\n

-Hikayeyi okuduk\u00e7a Nebiye\u2019nin hikayesi baz\u0131 yerlerinden k\u0131r\u0131lmaya ba\u015fl\u0131yor. Bu da daha \u00e7ok Ankara\u2019ya giderken yapt\u0131\u011f\u0131 otob\u00fcs yolculu\u011funda ve Ankara Gar\u0131nda kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131 insanlar\u0131n hayatlar\u0131 i\u00e7inde savrulmalar ya\u015farken oluyor. Ba\u015fkalar\u0131n\u0131n hikayelerinin bizim hikayelere etki g\u00fcc\u00fc sand\u0131\u011f\u0131m\u0131zdan kuvvetli \u00f6yle de\u011fil mi? Ne dersiniz bu konuda?<\/h4>\n\n\n\n

Ankara yolculu\u011funa \u00e7\u0131kmas\u0131 Nebiye i\u00e7in e\u015fikten ge\u00e7me. Maceraya ad\u0131m at\u0131yor. Yol boyunca Serin\u2019e at\u0131fta bulunuyor. Ama \u0130stanbul\u2019daki halinden daha yumu\u015fad\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyoruz. Eskisi kadar sinirli de\u011fil art\u0131k. Ankara Gar\u0131\u2019nda kar\u015f\u0131la\u015fmalar\u0131 tesad\u00fcf de\u011fil. Serin\u2019le asl\u0131nda oraya bulu\u015fuyor. Toplumsal ba\u015fka bir erezyon i\u00e7ine d\u00fc\u015f\u00fcyor. Toplumun i\u00e7erisindeki gelgiti esnas\u0131nda yine kaybediyorlar birbirlerini.<\/p>\n\n\n\n

-Ankara Gar\u0131 meydana gelen olay toplumsal haf\u0131zam\u0131zda derin yaralar a\u00e7t\u0131. D\u00f6nem d\u00f6nem engellenemez \u015fekilde ger\u00e7ekle\u015fen olaylar bunlar ve bu \u00fclkede ya\u015fayan herkesin ba\u015f\u0131na gelebilir. Sil Ba\u015ftan\u2019da Nebiye\u2019nin ba\u015f\u0131na geliyor. Toplumsal haf\u0131zam\u0131z bu yaralarla dolu. T\u00fcrkiye bir g\u00fcn gelecek yaralar\u0131n\u0131 b\u00fcy\u00fck oranda iyile\u015ftirecek diyebilir misiniz? Umudunuz var m\u0131?<\/h4>\n\n\n\n

\u0130\u00e7imde umudu hep ya\u015fatan biriyim. Aksi takdirde yazmazd\u0131m zaten. Fakat maalesef bu gidi\u015fatla yaralar\u0131n kapanmas\u0131 biraz zor. Yaraya ayn\u0131 ila\u00e7lar\u0131 s\u00fcrmek yaray\u0131 iyile\u015ftirmiyor maalesef. \u015eifa noktalar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmek laz\u0131m. Yeniden bir tahlil bir analiz yapman laz\u0131m. Yaray\u0131 temizleyip, kapat\u0131p \u00f6n\u00fcm\u00fczdeki g\u00fcnlere bakmam\u0131z laz\u0131m. Nerede yanl\u0131\u015f yap\u0131yorum sorusunu sormak bile \u00e7ok \u00f6nemli.<\/p>\n\n\n\n

-Geni\u015f zamanl\u0131 bir roman Sil Ba\u015ftan. Fakat Nebile \u015fimdiki zamandan konu\u015fuyor bizimle. Bu \u00f6nemli bir tercih roman i\u00e7in. Yazarken mi olu\u015ftu bu?<\/h4>\n\n\n\n

Tamamen tematik olarak, tamamen kurgusal anlamda \u00f6zel bir se\u00e7im. Nebile\u2019ye g\u00fcveniyorum yani kahramana. Onun bir \u015feyleri kendi i\u00e7inde de\u011fi\u015ftirebilme kudretine inan\u0131yorum. Eylemi ona veriyorum. O de\u011fi\u015firse toplum de\u011fi\u015febilir. Nebiye de\u011fi\u015fimi g\u00f6ze alabilirse biz de de\u011fi\u015febiliriz. -Bir yerde sizinle ilgili \u201cHi\u00e7bir \u015feye duyars\u0131z kalmay\u0131 ba\u015faramaz.\u201d yaz\u0131yor. Niye duyars\u0131z kalam\u0131yorsunuz? Bunu arada s\u0131rada da olsa a\u011f\u0131r bir y\u00fck olarak g\u00f6rm\u00fcyor musunuz? \u00c7\u00fcnk\u00fc sadece g\u00fcncel meselelerden veya politikalar\u0131n g\u00fcndelik etkilerinden de\u011fil toplumsal travmalardan da bahsediyorsunuz asl\u0131nda.<\/h4>\n\n\n\n

Bu ki\u015fisel bir zaaf. Tedaviye muhta\u00e7 bir hal bu belki de. Fakat daha iyiyim \u015fimdilerde. Twitter\u2019da olarak politik anlamda hi\u00e7bir \u015fey payla\u015fmam \u00e7\u00fcnk\u00fc ondan \u00f6ncesi \u00f6ylesine yerden yere vururum ki kendimi oraya yazaca\u011f\u0131m bir c\u00fcmle hissetti\u011fim \u015feyleri kar\u015f\u0131layamaz. Herhangi bir \u015feyi b\u00f6\u011fr\u00fcmde hissediyorum. Ankara Gar\u0131 meselesi, Suru\u00e7 meselesi hepimiz infilak ettik buralarda asl\u0131nda. Baz\u0131 ki\u015filerle konu\u015ftu\u011fumda mesela hi\u00e7bir \u015feyden haberdar olmad\u0131klar\u0131n\u0131 g\u00f6rd\u00fcm. 21. y\u00fczy\u0131lda oldu bunlar. \u0130leti\u015fim \u00e7a\u011f\u0131nda oldu. Nas\u0131l haberdar olamaz sorusu \u00e7ak\u0131yordu zihnimde? Bu da yaralay\u0131c\u0131. Bu da bu toplumla ilgili zor a\u00e7\u0131klanabilir bir konu. Dedi\u011fim gibi \u015fimdilerde daha iyiyim.<\/p>\n\n\n\n

-Biz bu toplumsal travmalar\u0131 atlatamad\u0131\u011f\u0131m\u0131z i\u00e7in mi k\u00fclt\u00fcr sanat konusunda zay\u0131f kal\u0131yoruz? K\u00fclt\u00fcr sanat alan\u0131nda zay\u0131f m\u0131y\u0131z ger\u00e7ekten? Belki de de\u011filiz? Ne d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsunuz bu konuda? <\/h4>\n\n\n\n

\u00dclkemdeki edebiyat gelene\u011fini \u00e7ok \u00f6nemsiyorum. O damardan besleniyorum zaten. 50 ku\u015fa\u011f\u0131 \u00f6yk\u00fcc\u00fcleri olmasayd\u0131 bizim \u00f6yk\u00fclerimiz \u00e7ok zay\u0131f olurdu. \u015eiir konusunda da ayn\u0131 \u015feyi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Edebiyat\u0131m\u0131z zay\u0131f de\u011fil, edebiyat\u0131 besleyen mecralar zay\u0131f. Gerek g\u00f6rsel gerek yaz\u0131nsal mecralar zay\u0131f. Belli bir kesim, merak eden bir kesim takip ediyor ve ondan sonra bitiyor. G\u00fcndemdeki edebiyat metinlerini takip ediyorum. D\u00fcnyada kabul g\u00f6rm\u00fc\u015f edebiyat metinleri kadar iyi edebiyat metinleri \u00e7\u0131k\u0131yor bizde de. Kadim topraklardan \u00e7\u0131km\u0131\u015f bir toplumuz biz ve karl\u0131y\u0131z bu konuda. Ama bug\u00fcn kitaplar\u0131m\u0131z\u0131 yurt d\u0131\u015f\u0131nda temsil edecek kap\u0131lar kapand\u0131. TEDA bitti mesela. Bunu akl\u0131m alm\u0131yor ger\u00e7ekten.<\/p>\n\n\n\n

-Gezi Park\u0131 d\u00f6neminin anlat\u0131ld\u0131\u011f\u0131, Gezi Park\u0131 protestolar\u0131na kat\u0131lm\u0131\u015f ki\u015filerle yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z sohbetleri toplad\u0131\u011f\u0131n\u0131z bir kitab\u0131n\u0131z var: Biz Orada Mutluyduk. Gezi Park\u0131 toplumsal travma m\u0131yd\u0131? De\u011fildi ama \u00f6yle alg\u0131lanmam\u0131z istendi. Sizce de \u00f6yle mi? Bu toplumun i\u00e7inde bir vatanda\u015f ve bir kad\u0131n olarak gezi park\u0131n\u0131n izi ne oldu \u00fczerimizde?<\/h4>\n\n\n\n

Oradaki olu\u015fumu o kadar i\u00e7imde hissettim ki. \u00c7ocuklu\u011fumda hissettiklerimle, gen\u00e7li\u011fimde hissettiklerimle ve bekledi\u011fim ve arzulad\u0131\u011f\u0131m \u015feylerle denk d\u00fc\u015f\u00fcyordu. Hi\u00e7bir zaman ba\u015fkald\u0131r\u0131 olarak alg\u0131lamad\u0131m bu y\u00fczden. Bir t\u00fcr yan yana durma haliydi. D\u00fcnyadaki y\u0131k\u0131ma kar\u015f\u0131 dayan\u0131\u015fma ruhunun canlanmas\u0131yd\u0131. Beslenebilseydi T\u00fcrkiye\u2019yi acayip yerlere ta\u015f\u0131yabilirdi. Alt\u0131ndaki k\u00fclt\u00fcrel sanatsal doku da \u00e7ok k\u0131ymetliydi. Kitap okunmas\u0131na verilen referanslar \u00e7ok \u00f6nemliydi. Bir Haziran zaman\u0131 ya\u015fanan bir hayal de\u011fildi. T\u00fcm hayatlara yay\u0131lan umuttu. Okumaktan korkmayan toplumlara verilecek referanslarla dolu bulu\u015fma yeriydi.<\/p>\n\n\n\n

-\u00d6\u011fretmenlik taraf\u0131n\u0131z da var. Bilgi \u00dcniversitesi \u0130leti\u015fim Fak\u00fcltesi\u2019nde. Nesilleri birbiriyle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131rman\u0131z\u0131 istesem? K\u00fclt\u00fcr sanat ve edebiyat konusundaki meraklar\u0131 nas\u0131l?<\/h4>\n\n\n\n

\u00c7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m \u00f6\u011frenciler son derece merakl\u0131, disiplinler aras\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmeyi seven, \u00e7al\u0131\u015fkan ve ger\u00e7ekten de g\u00fcvendi\u011fim bireyler olabileceklerine dair inanc\u0131m tam. Kesinlikle umut vaat ediyorlar. Ne verdi\u011finiz de \u00f6nemli. Ne verirseniz onu al\u0131yorsunuz. Dima\u011flar\u0131 \u00e7ok a\u00e7\u0131k bu anlamda. Sahipsiz b\u0131rak\u0131lmamalar\u0131 gerekti\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.<\/p>\n\n\n\n

-\u00d6\u011frencileriniz \u00fcniversite kapsam\u0131nda bir de dergi \u00e7\u0131kart\u0131yorlar. E\u015fik dergisinden de bahsedelim mi biraz?<\/h4>\n\n\n\n

Evet E\u015fik dergisinden bahsedersek \u00e7ok mutlu olurum. Biz Celab isimli bir projenin, bitirme tezi projesinin aya\u011f\u0131 olduk. Bir dergi \u00e7\u0131kard\u0131k onlarla. Dergi on ki\u015filik bir ekiple \u00e7\u0131kar\u0131l\u0131yor. Bitirme tezi olarak ba\u015flat\u0131lan bu proje sonunda b\u00f6l\u00fcm\u00fcn \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 bir dergiye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc. \u0130ki say\u0131 \u00e7\u0131kard\u0131k. Tematik olarak birincisi ismiyle de m\u00fcsemma olacak \u015fekilde E\u015fik idi; ikinci Tortu idi. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc say\u0131y\u0131 da \u00e7\u0131karmak istiyoruz. B\u00fcy\u00fck bir \u00f6zveri ile \u00e7al\u0131\u015ft\u0131lar. Tortu temal\u0131 olan 65 sayfa \u00e7\u0131kt\u0131 mesela. \u00dc\u00e7 ayda iki dergi hi\u00e7 fena de\u011fil. Tortu\u2019da mesela suni tar\u0131m, sinema, resim \u00fczerine yaz\u0131lar var. Yelpazemiz \u00e7ok zengin ve renkli.<\/p>\n\n\n\n

-\u00c7ocuk edebiyat\u0131 ile de ilgilisiniz. Hatta \u00f6yk\u00fc ve roman yazar\u0131 olarak \u00e7ocuk edebiyat\u0131 ile daha fazla ilgilisiniz diyebiliriz. Bir\u00e7ok etkinli\u011fe kat\u0131l\u0131p, bu etkinliklere \u00f6nc\u00fcl\u00fck yap\u0131yorsunuz. T\u00fcrkiye\u2019de bildi\u011fimiz ve bilmedi\u011fimiz oranda \u00e7ocuklarla ilgili \u00e7ok fazla \u015fey ya\u015fan\u0131yor. \u0130stismar edilen \u00e7ocuklar, kay\u0131p \u00e7ocuklar, enseste maruz kalan \u00e7ocuklar, pedofili vakalar\u0131, \u015fiddete maruz kalan \u00e7ocuklar s\u00f6zl\u00fc veya fiziksel\u2026. Aile kurumunun \u00e7ok kutsal oldu\u011fu, \u00e7ocuklar\u0131n\u0131 her f\u0131rsatta \u00e7ok sevdi\u011fini s\u00f6yleyen bir toplumda yukar\u0131da sayd\u0131\u011f\u0131m vakalardaki oranlar\u0131n y\u00fcksekli\u011fini neye ba\u011fl\u0131yorsunuz? \u00c7ocuklar\u0131m\u0131z\u0131 s\u00f6yledi\u011fimiz gibi seviyor muyuz ger\u00e7ekten? <\/h4>\n\n\n\n

Seviyor\u2018mu\u015f\u2019 gibi g\u00f6z\u00fck\u00fcp de sevmemek\u2026 \u00c7ocuklar, gen\u00e7ler ve kad\u0131nlar fark etmez herkes ayn\u0131 m\u0131\u015f gibi davran\u0131\u015f\u0131na maruz kal\u0131yor. Sevgi ile olan ba\u011f\u0131m\u0131zda s\u0131k\u0131nt\u0131 var. O ataerkil yap\u0131n\u0131n olu\u015ftura geldi\u011fi kavramlar\u0131 yeniden d\u00fc\u015f\u00fcnmemiz gerekiyor. \u00c7ocuklar benim en hassas oldu\u011fum konulardan biri. Toplumun zay\u0131f halkas\u0131 ve zay\u0131f halkas\u0131 olarak devam etmesi i\u00e7in her \u015fey yap\u0131l\u0131yor. Bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131n\u0131z\u0131 de\u011fi\u015ftirmezseniz hi\u00e7bir \u015feyi de\u011fi\u015ftiremezsiniz. Yasalar de\u011fi\u015fiyor gibi g\u00f6z\u00fck\u00fcyor ama evden i\u00e7eri giremiyor. \u00d6zel alana giremiyor. O \u00f6zel alandan \u00e7\u0131kan \u00e7ocuklarda, gen\u00e7lerde bir s\u00fcr\u00fc yara bere oluyor tabii ki.<\/p>\n\n\n\n

-Yaz\u0131lan baz\u0131 kitaplar\u0131n pedofiliyi te\u015fvik etmesi konusu g\u00fcndemde son g\u00fcnlerde. Buradan yola \u00e7\u0131k\u0131larak tamam\u0131 okunmam\u0131\u015f ve hi\u00e7bir fikir edinilmemi\u015f edebiyat eserleri ve yazarlar\u0131 ile ilgili bir lin\u00e7 s\u00f6z konusu. Edebiyat eserleri ve yazarlar\u0131n\u0131n bu derece hassas (ki\u015fi ayn\u0131 zamanda toplum vicdan\u0131nda asla kabul g\u00f6rmeyecek) bir konuda bu kadar rahat lin\u00e7 edilebilmelerini neye ba\u011fl\u0131yorsunuz? Ne s\u00f6ylemek istersiniz bu konuda?<\/h4>\n\n\n\n

Bir edebiyat metninin ele\u015ftirisini tabii ki yapabilirsiniz. Ama lin\u00e7 ne demek! Bir de olay\u0131 bizzat ya\u015fam\u0131\u015f olan adam ortalarda serbest\u00e7e dola\u015f\u0131rken edebiyat\u0131n lin\u00e7 edilmesi yine as\u0131l g\u00fcndemin sapt\u0131r\u0131lmak istenmesi olarak g\u00f6r\u00fcyorum.<\/p>\n\n\n\n

-Yeni projeleriniz var m\u0131? <\/h4>\n\n\n\n

M\u00fcge \u0130plik\u00e7i: Tabii her zaman var. Sonbaharda \u00e7\u0131kacak bir \u00e7ocuk kitab\u0131m var. \u00c7al\u0131\u015fmakta oldu\u011fum bir de \u00f6yk\u00fc dosyam var. \u0130lk g\u00f6z a\u011fr\u0131m \u00f6yk\u00fc \u00e7\u00fcnk\u00fc. <\/p>\n\n\n\n

Te\u015fekk\u00fcr ederim M\u00fcge Han\u0131m. <\/h4>\n\n\n\n

Ben te\u015fekk\u00fcr ederim. <\/p>\n","post_title":"Sil Ba\u015ftan: Hep tazelenerek ve hep yeniden ba\u015flayarak","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"sil-bastan-hep-tazelenerek-ve-hep-yeniden-baslayarak","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-06-14 11:15:01","post_modified_gmt":"2019-06-14 08:15:01","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=109202","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":109202}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "233"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "59"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Depremzedeler Ankara’ya göçüyor ama barınamıyor

Depremden etkilenen 11 ilin halkı Türkiye’nin çeşitli kentlerine göç etmeye başladı. Depremzedelerin yoğun olarak geldikleri kentlerden biri olan Ankara’da başlarını sokacak bir ev bulmaları oldukça...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol