Cudi Dağı’ndaki yangın 4’üncü gününe girdi. Hâlâ bir helikopter gönderilmedi, çalışmalar yetersiz ve halk tepkili. Hektarlarca orman yandı, yüzlerce hayvan yaşamını kaybetti.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde askerin top atışıyla başladığı ifade edilen orman yangını üç gün kontrol altına alınmadı ve köylere kadar ulaştı. Yüzlerce hektar alan yok olurken çok sayıda yaban hayvanı da yaşamını yitirdi. Resmi yetkililerin pervasızlığı, bazı vatandaşların da olayı terörle bağdaştırmaya çalışıp “oh iyi olmuş” içerikli sözleri ise kötülükleri meşrulaştırmaya devam etti.
Yangın nedeniyle en az 5 bin meyve ağacı kül oldu. Kontrol altına alınmadığı takdirde dağı yakıp kül edecek bu yangına yetkililerin helikopter ile müdahale etmemesi korkunç bir gerçeği de gözler önüne serdi. Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri kentte böyle bir helikopterleri olmadığını ve başka yerden de istemediklerini belirtti. İtfaiye araçlarının arazi şartları nedeniyle bir miktar destek olabildiği çalışmalar halkın çabaları ile sürdürülüyor. Çevre ve Şehircilik ile Orman Bakanlığı’nın yangına tamamen sessiz ve ilgisiz kalması da durumu oldukça içinden çıkılmaz bir hâle sokuyor.
Cudi Dağı ve içindekiler neden yanıyor? Yangına neden müdahale edilmiyor? Cudi Dağı’ndakiler bitki, hayvan değiller mi? Gezi Parkı’ndaki ağaç da Cudi’deki plastik süs çiçeği mi? Asker neden top atışı ile böyle bir olay çıkarmanın sorumluluğunu üstlenmiyor? Yangına havadan müdahale edilmezse tüm dağın yanacağının söylenmesine rağmen o helikopterler neden hâlâ bölgeye gönderilmiyor?
Bu soruların cevaplanması gerek. Yangın nedeniyle hayatını kaybetmiş birçok hayvan ve ormanlık alanların yok olması hem bölge halkı hem ekolojik yaşam hem de hepimiz için bir problem. Bir başka problem de Kürtlere reva görülen acılar. Oğlunun şehit haberi TSK’den gelen anne ile PKK’den gelen anne arasında bir fark göremiyorum ben. Kürtlerin yaşadığı yerde biten ağaçla İstanbul’daki, Çanakkale’deki ağaç arasında bir fark yok. Ancak ülkemizdeki bozuk algı nedeniyle bu coğrafyanın insanının başına ne gelse “Ama Kürtler” diye başlayarak şiddeti, ayrımcılığı, ırkçılığı ve zalimliği meşrulaştıran cümleler kuruluyor. İnsanlarımız, o çok duyarlı, kedili köpekli hayvanseverlerimiz bile hayvanları neden sevdiğini unutup “Ama…” demeye başlıyorlar.
Katliamların yeri, ırkı, cinsiyeti, dini, dili, modeli olmaz. Can katli söz konusu ise gerisi teferruattır. Cudi’de bir göstermelik atışın çıkardığı tahmin edilen yangın nedeniyle bitkiler ve hayvanlar ölüyor. Ses çıkmadıkça diğerlerinden, anlıyoruz ki insanlık da ölüyor.
Kaynak: T24, Bianet, İHA