Ana SayfaKültür & Sanat“Songs of Gastarbeiter”: Emeğin Müzikal Gücü

“Songs of Gastarbeiter”: Emeğin Müzikal Gücü

-

“Almanya’ya Göç Eden İşçilerin Şarkıları (Songs of Gastarbeiter)” albümünün ikincisi 14 Ocak tarihinde Trikont Müzik Şirketi tarafından piyasaya sürüldü. Almanya’ya göç eden ilk kuşak Türkiyeli işçilerin şarkılarını içermekte olan ilk albümün ortaya çıkışı üzerinden 8 sene geçmiş durumda. İkinci albümde İspanyol, Yunan ve Türk işçilerin şarkıları yer alıyor. İspanyol müzisyenler Tony y Los Santos ve Los Binkis, Yunan müzisyen Minotauros ve Balkanların pop ikonu Shantel albümde karşımıza çıkan isimlerden yalnızca birkaçı.

Mustafa Kuş & İmece

Müzikal bağlamda işçi göçünün tarihi

Albümlerin ikisi de yazar İmran Ayata ve sanatçı Bülent Kullukçu tarafından derlendi. Bu derlemelerin amacı Almanya’ya göç eden ilk kuşak işçilerin göç sürecini farklı bir yolla ve farklı bakış açısı üzerinden; kısacası müzik üzerinden anlatmaktı. İlk albümleri çeşitli başarıları da beraberinde getirdi. Örneğin Ozan Ata Canani bu albüm sayesinde yaklaşık 40 senenin sonunda yeniden müzik yapmaya başladı; bunun sonucunda bir adet de solo albüm çıkardı. İkinci albümde de Canani’ye ait bir beste mevcut.

Ayata söz konusu projede önemli bir noktanın daha altını çiziyor: „Bu projenin bir amacı da yeni nesillerde var olan  önyargıyı kırmak. Gözlemlediğim kadarıyla ikinci ve üçüncü kuşak birinci kuşaktan gitgide uzaklaşmakta. Birinci kuşak onların gözünde yeterince havalı değildi; Almanca konuşamıyorlardı ve pek çok imkana sahip değillerdi. Bu proje eşliğinde onlara bu noktada yanılıyor olduklarını göstermek ve insanlara farklı bir bakış açısı kazandırmak istedik. Sonuç olarak yeri geldiğinde son derece zor şartlar altında bile müzik yapmaktan vazgeçmemiş, sesini her daim duyurmaya çabalamış bir nesilden bahsediyoruz.“

Albümün kitapçığında şarkı sözlerinin çevirisi mevcut değil – Önemli olan nokta müzik


Albüm aynı zaman kültürel bağları güçlendirici bir özellik taşımakta. İkinci albümde yer alan şarkılardan bir kısmı herhangi bir mevcut kayıt olmadığından ötürü albüm için özellikle kaydedildi. Bu şarkılardan bir tanesi 80li yıllarda sendikalar tarafından sıklıkla seslendirilmekteydi. Klasik bir 1 Mayıs marşı: Zorlu koşullar, sömürü, takdir görememe… Şarkı Disko-Partizani şarkısıyla dünya çapında ünlenen Shantel tarafından kaydedildi.

Albümün kitapçığında müzik grupları hakkında pek çok bilgiye rastlamak mümkün – ne var ki kitapçıkta hiçbir şarkının çevirisi yer almıyor. İmran Ayata tarafından bilinçli alınmış olan bu kararın sebebiyse Ayata’nın gözünden şöyle: „Niyetimiz seminerler düzenlemek, çok kültürlülüğü anlaşılabilir bir seviyeye getirmek üzerine ticaret yürütmek değil; tek derdimiz müzik.  Portekizce veya İngilizce bir şarkı dinlemem halinde aklıma gelen ilk soru „Acaba ne söylüyorlar?” da olmuyor üstelik. Günümüzde şarkı sözlerine erişebilmek adına teknik açıdan  her tür olanak mevcut; örneğin Google’a Tony Y Los Santos Lyrics yazmamız halinde şarkı sözleri anında karşımıza çıkıyor, Google Translate sayesinde her tür şarkıyı çevirebiliyoruz.”

Üçüncü albüm yolda

Imran Ayata ve Bülent Kullukçu ilk albümlerinin insanlar üzerinde yarattığı etkiye çok şaşırmıştı; hala da şaşkınlık içerisindeler: „Amerika ve İngiltere tarafından çeşitli seminerlere ve etkinliklere davet bile aldık. İnsanlar göç durumunun geçici olmadığı; aksine toplumumuzun temel yapı taşlarını oluşturan unsurlardan bir tanesi olduğu kanısına varmaya başladılar. Londra’da albümün sunumunu gerçekleştirdiğimizde insanların şarkı hikayelerini bilmeksizin müziği benimsediklerini gözlemlemek muhteşemdi. Ritmin ve melodinin ülke sınırlarını aşması ve bambaşka insanlar tarafından kabul görmesi çok güzel.“

İmran Ayata ve Bülent Kullukçu’nun işi henüz bitmiş değil. Üçüncü albümün çalışmalarına çoktan başlandı; çünkü listede henüz yayınlanmamış pek çok şarkı mevcut: Örneğin İtalya’dan Almanya’ya göç eden işçilerin şarkıları – bu şarkıların Alman müzik grupları tarafından seslendirilmesi de projeler arasında yer almakta.

Kaynak: https://www.br.de/radio/bayern2/sendungen/zuendfunk/songs-of-gastarbeiter-volume-zwei-imran-ayata100.html

Almanya’ya göç eden işçiler / işçi çocuklarının arasından çıkan müzisyenlerden kimileri

Mustafa Kuş & İmece: Ironhand Records Türkiye’den Almanya’ya göçmüş olan işçilerin ve işçi çocuklarının seslerini duyurmayı; zamanında yapılmış olan şarkıları gün yüzüne çıkarmayı kendine görev edinmiş bir müzik şirketi. Şirketin çıkardığı ilk tekli Mustafa Kuş & İmece tarafından bestelenmiş olan bir 45likti. Grup 1976 yılında Nürnberg’de kuruldu. Mustafa Kuş, grubun kurulma sürecini şöyle aktarıyor: “Almanya’ya göçmek durumunda kalmış olan Türk aileler kendileri gibi Türk müzisyenlere ihtiyaç duymaktaydı. O dönemler Türkiye’den göçmüş müzisyen sayısı oldukça azdı. Niyetimiz düğünlerde, nikahlarda, etkinliklerde sahne almaktı. Birlikte müzik icra ediyor olmamız birbirimizi daha iyi tanımamızın ve kendi tarzımızı belirlememizin önünü açtı.
Ironhand Records bünyesinde albümleri çıkan müzisyenlerin bir kısmıysa şöyle: Tünay Akdeniz, Elektro Hafız, Grup Doğuş, Rişar & Kupa 4, Orhan Özgür Turan.

Ali Baran: Ali Baran 1973 senesinde Almanya’ya taşındı; fakat iki sene sonrasında Türkiye’ye geri döndü. Bir konserinde Kürtçe türkü seslendirdiği gerekçesiyle 1977 yılında tutuklandı. Serbest bırakıldıktan sonra tekrardan Almanya’ya taşındı ve Karlsruhe’da kimya bölümüne girdi. 80li yılların başında ilk albümü piyasaya sürüldü.

Ozan Ata Canani: Türkiye’den Almanya’ya göçmüş bir işçinin çocuğu olan Ata Canani’nin en büyük hayali müzisyen olmaktı. Ne var ki Alman toplumu Anadolu ezgilerine; bu ezgilerin üzerine yazılmış Türkçe ve Almanca sözlere alışık değildi. Canani’nin albüm çıkarması yaklaşık 40 senesini aldı. Alman basınında isminin neredeyse geçmiyor olması ve babasının cesaretini sürekli kırması, aklında ve kalbindeki hedefe ulaşma sürecini oldukça yavaşlattı; oysa Canani gençlik yıllarında en sevdiği sanatçılarla – Ruhi Su ve Mahzuni Şerif – sahne bile almıştı.

Fresh Familee: Almanya’nın ilk hip-hop gruplarından bir tanesi olan Fresh Familee, 80li yılların sonunda Ratingen-West’te Türk, Faslı, Makedonyalı ve Alman müzisyenler tarafından kuruldu. Kısa süre içerisinde ünlü oldular. Amerikan rapçi Ice-T’nin ön grubu olarak sahne almış olmanın yanı sıra 90lı yıllarda “Düsseldorfer Nachwuchspreis“ ödülünü almaya hak kazandılar.

Derya Yıldırım & Grup Şimşek: Grup 2014 yılında Alman-Türk asıllı bir müzisyen (Saz & Vokal) olan Derya Yıldırım, İngiliz perküsyonist Greta Eacott ve üç Fransız müzisyen (Orchestre du Montplaisant) tarafından kuruldu.

SON YAZILAR

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol