Ana Sayfaİnsan ve ToplumTarihTarihin arka sayfalarından bugüne değen bir yangın: Triangle Yangını

Tarihin arka sayfalarından bugüne değen bir yangın: Triangle Yangını

-

8 Mart geldiğinde her yerde bahsi geçen bir tarihçe mevcut. Gömlek fabrikasında yaşanan bir yangınla ilgili olan bu tarihçe, emekçi kadınlar gününe etki etmiş olsa da söz edilen tarihte gerçekleşmedi. Ayrıca bu yangınla bağdaştırılan grevin de gerçekleşme zamanı farklı. Sayısız işçinin yanarak yaşamını yitirdiği böylesi bir acıda kronolojiye takılmanın doğru olup olmadığı sorulabilir. Elbette rakamlar yaşanandan önemli değil fakat madem kadınların tarihini yazacağız, o halde en doğru şekilde işlemeliyiz sayfalara acıları ve direnişi…

Emperyal çağda devletler ekonomi yarışına girmenin neticesinde sömürünün doruğa ulaştığı bir dünya yarattı. Yarattığı dünyada, her şeyi, doğanın, insanın, yaşamın sömürüsünü olması gereken gibi yansıttı. “Büyük balık, küçük balığı yer” diye bir söz icat etti ve emek sömürüsünü, parası olanın olmayana hükmünü meşrulaştırdı. Dahası bu sistem sadece kapitalist değildi, erildi de aynı zamanda ve kadının emeğini görünmez kıldı.

Amerika endüstri tarihinin en trajik yangını olarak kabul edilen Triangle Gömlek Fabrikası yangınının gerçekleştiği bina, 1901 yılında New York’ta inşa edildi. Max Blanck ve Isaac Harris ortaklığı ile kurulan şirket, günden güne kazancını artırırken çalışma koşulları konusunda kötüleşmeye başladı. Fabrikada çalışanların çoğu, göçmen, genç kadınlardı ve İngilizce bilmiyordu. Uzun, yorucu ve zorlu çalışma koşulları, neredeyse hepsi ergenlik çağında olan bu genç kadınları olumsuz etkiliyordu.

Triange anlaşmayı reddetti

1908’de yaşanan ekonomik kriz sonucu düşen ücretlere, daha da zorlaşan koşullara karşı grev için örgütlenmeler başlamış, bu sırada sendika üyesi bir kadının işine son verilmişti. Uluslararası Kadın Giyimi İşçileri Sendikasının örgütlediği, Triangle fabrikasının işçilerinin katıldığı grev, 1909 yılında gerçekleştirdi. İşverenler beş hafta boyunca grevi kırmaya çalıştılar, bunun için her yolu denediler. Neticede patronların işbirliği, baskısı ile çetelerin saldırısı, polislerin yoğun müdahalesiyle karşılaşınca devam edemediler, çoğu da sudan sebeplerle tutuklandı. Örgütlenmenin etkisiyle aynı tarihlerde farklı bölgelerde de grev oldu. Uluslararası Kadın Sendikaları Birliği başından beri bu grevleri destekliyor, mali destek amaçlı gazete satışları yapıyordu. Triangle Gömlek Fabrikasındaki olmasa da diğer grevler başarıyla sonuçlanırken yapılacak anlaşmaya imza atmayı ise bir kurum reddetti; Triangle Fabrikası.

Triangle Gömlek Fabrikası işverenleri, koşulları düzeltmemekle birlikte sendikalaşmayı engelleyici önlemler aldı. Bunun yanı sıra git gide kötüye giden bir süreç söz konusuydu. Ücretler düşüp çalışma uzarken işçilerin ortamı, koşulları da iyice kötüleşti. Molaya çıkılmasın diye kapıların kilitlendiği dahi oluyordu.

Bu ağır koşullar ve sömürüden ibaret ihmalkâr tutum, 146 insanın hayatına mal oldu. 25 Mart 1911 tarihinde, gömlek fabrikasında bir yangın başladı. Üst katlarda başlayan yangından kurtulmak ne acı ki büyük bir çaba gerektiriyordu. Zira binanın durumu oldukça vahimdi. Asansöre çok az kişi sığıyordu. Üstelik kapı da kitliydi. Yaşamını yitiren bazı genç kadınlar, binadan atlayarak yangından kurtulmayı denemişti. Bu sırada itfaiyede bayağı geç gelmişti ve merdivenleri yedinci kattan sonrasına ulaşmıyordu. Yangın ise dokuzuncu katta başlamıştı. Bazı işçiler çatıya çıkıp diğer binalara geçiş yaparak kurtulmaya çalışmıştı. Fabrikada 18 dakika içinde her şey darmaduman olurken 146 -dönemin bazı gazetelerine göre 150- işçi hayatını kaybetti.

Tamamen ihmalkârlık

Triangle Yangını, basında kendine geniş bir yer buldu. Uzunca bir süre gündemden düşmedi. Rakamlar değişiklik gösterse de New York’ta büyük trajedi başlığıyla çıkan manşetler, tüm ihmalkârlığı gözler önüne serdi. Yangın sonrası gerçekleştirilen eylemler, atılan adımlar da basının gündemindeydi.

Yaşananların 8 Mart ile ilişkilendirilmesinin nedeni, bu koşullara, yanarak ölüme maruz bırakılanların çoğunun genç kadınlar olması ile yangından önce ve sonra gerçekleşen direniş olmalı. Nitekim yangından sonra, 8 Nisan 1911’de 80 bin işçinin bir araya geldiği bir eylem gerçekleşti. Yangın öncesi grevlerden daha etkili oldu. Kadınlar, bu süreçte de daha baskın bir şekilde yer aldı. Neticede çalışma koşullarında etkili olacak iyileştirmelere gidildi ve bu yasal güvence altına alındı. Fakat çoğu çocuk yaşta kadınlardan oluşan 146 göçmen işçi geç kalınmış adımlar, ihmaller yüzünden yaşamını yitirdi. Triangle Gömlek Fabrikası Yangını tarihin anlatılması istenmeyen, kara sayfalarında yerini aldı.

Kaynak:
David Drehle, Triangle: The Fire That Changed America, Grove Press, New York, 2003.

Selgin Zırhlı Kaplan, 8 Mart’ın Tarihçesine Damgasını Vuran Yangın: Triangle Gömlek Fabrikası Alev Alev, Petrol-iş Kadın, S. 45, Mayıs 2013.

 

SON YAZILAR

AKP’li yıllarda çocuk I: Eğitim sistemi bile yorgun

21 yıllık AKP iktidarının bugüne bıraktığı yıkıntılar saymakla bitmeyecek kadar çok. Bu yıkıntılar içerisinde eğitim ve çocuklara dair olanlar ise bir hayli fazla. 21 yılda eğitim...

Matematiksel Sayılardan Sihir Yapan Bilim Kadını: Ada Lovelace

Babam Hasan Atay Anısın 10 Aralık 1815 yılında Londra'da Augusta Ada Byron ismiyle dünyaya gözlerini açan, insanoğlunun ise geç bir tarihte bir yüzyıl sonra Ada Lovelace...

Yeni çağın şafağında!

Artık yeni çağın şafağındayız. Faşizmin tanımı bellidir. Birine istemediği ya da farkında olmadığı bir şeyi ona sormadan yapmak ya da onu buna zorlamaktır. Faşizm faşizmdir; ister hayvana ister...

Antidemokratik demokrasiler ve seçim çıkmazı

Gün geçmiyor ki ülkemizde yeni haberler ortaya çıkmasın. Her çıkan haber içimi daha da acıtıyor. Ölen kadınlar, çocuklar; bir hiç uğruna, belki evrimsel sürecin getirdiği bir içgüdü ile...
Zozan Çetin
Zozan Çetin
Eylül 1989’da doğdum. Ege Üniversitesinde Tarih okudum. Daha sonra erkeğin tarihini değil, kadının tarihini yazmak ve anlatmak için Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalında yükseklisansa başladım. Düşlerim için çabalamaya devam ediyor ve değişime olan inancı içimde taşıyorum. Bir kadın olarak var olma mücadelesi verirken de yazının, sözün ve kalemin gücüne inanıyorum. O yüzden yazmayı da anlatmayı da seviyorum.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol