Çıngıraklı Yılan Festivali her yıl Teksas‘ta yapılıyor. Çıngıraklı yılan sayısının fazla olmasından kaynaklı yapıldığı iddia edilen etkinlikte yılanlara ziyaretçiler önünde türlü işkenceler yapılıyor ve sonunda da öldürülüyorlar. Küçük çocuklar da yılan kanına ellerini batırarak duvara el izlerini çıkartıyorlar.
Çıngıraklı Yılan Festivali‘nde binlerce çıngıraklı yılan küçük bir alanda kapalı tutuluyor, ardından ziyaretçilerin önünde vahşice katlediliyor. Foto muhabiri Jo-Anne McArthur, 2015 yılında bu etkinliğe katıldı. McArthur, o anları ”Orada üst üste duruyorlar ve hepsinden ses geliyordu. Çıngırak sesleri yılanların çığlığıydı” sözleriyle anlatıyor.
Yılanları koruma amacıyla kurulan Advocates for Snake Preservation (ASP)’ın kurucu ismi Melissa Amarello, yılanların güçlü aile bağları olan sosyal hayvanlar olduğunu söyledi. Amarello, ”Bizimle çok benzer olmaları şaşırtıcı. Çıngıraklı yılanlar, yavruları olduğunda ilk haftalar onlara göz kulak olur, sıcak tutar ve yırtıcı hayvanlardan korur. Bazı dişi çıngıraklı yılanlar, yumurtlayacakları esnada bir araya gelir. Aynı yerde doğum yaparlar ve birbirlerinin yavrularına da bakarlar.”
Fakat çıngıraklı yılan aileleri her yıl festivallerde kullanılmak üzere birbirinden ayrılmaktadır. Deliklerine benzin dökerek yakalıyorlar, ki bu da yılanların yer altında nefes almasını imkansız kılıyor. Yılan toplamaları, 50-60 yıldır yılan sayısını düşürmek ve çiftlik hayvanlarını korumak amacıyla süregeliyor ancak Amarello bunun gereksiz olduğunu düşünüyor.
Yılanları toplama taraftarları bunun ”yılan sayısının fazla olduğunu, yaşam alanlarına indiklerini ve bu durumda bir şey yapılması gerekliliğinden” türemiş bir fikir olduğunu söylüyor. Amarello bu duruma ”Sayının fazla olmasında bir tehlike yoktur, bilim hiçbir zaman yılan sayısı çok oldu, kontrol altına almak için toplamalıyız dememiştir” şeklinde tepki gösterdi. Amarello’ya göre yılanların toplanmasının asıl amacı maddi kazanç elde etmek. Etkinliklerin turist çektiğini, Sweetwater‘da (Teksas) yapılan en büyük Çıngıraklı Yılan Festivali‘nin 30.000 katılımcıyı bulduğunu söylüyor.
Yılanlar festival alanına haftalar süren yolculuğun ardından yemek ve su olmayan kutuların içinde aç ve susuz olarak getiriliyor. Boyları ölçülüyor ve en büyük yılanı getirene ise ödül veriliyor. Ardından küçük bir alana hayvanlar yığılıyor. Dar alanda çok fazla sayıda olan yılanlar birbirlerini boğabiliyor. Bu durumda sesler gelmeye başlıyor. Amarello ”Bu korkunun işaretidir, ölümün yakın olduğunu düşündüklerinde çıngırak sesi gelir. Bu korktukları anlamına gelir” diyor ve şöyle ekliyor: ”Yalnızca çıngırakları korkularını göstermez, aynı zamanda kokudan da anlaşılır. Çıngıraklı yılanlar korktuklarında feromon salgılarlar. Bu koku Sweetwater’daki baskın kokuydu. Bence bu koku öldürülmelerini görmekten daha üzüntü verici. Çünkü bu koku biliyorum ki korktuklarını, diğerlerini korkunç bir şeyler olduğuna dair uyarmaya çalıştıklarını gösteriyor. Ve orası keskin bir şekilde böyle kokuyordu.”
Bazı yılanlar ise tutuldukları alandan eğitim sahasına götürülüyor. Yılanlara balon patlattırıp, izleyicilere ne kadar uzak mesafeden saldırıda bulunabilecekleri gösteriliyor. Ya da yılanı kendisini streste hissedene kadar çubukla dürtüp, başlarını sarmal şeklini alarak gizlemeleri sağlanıyor. Bununla da uysal hale getirebildiğini gösteriyorlar. Sonrasında yılanlar zehir sağma alanına götürülüyor. İnsanlar zehrini salmasına zorluyorlar ve bunu bir kapta topluyorlar.
Bütün bu uygulamalardan sonra yılanlar için sona geliniyor: öldürme alanı. Öldürme metodu, yılanların başları kesilerek gerçekleştiriliyor. Amarello’ya göre bu yöntem yılanı hemen öldürmüyor. ”Metabolizmaları yavaş olduğu için canlılıklarını sürdürüyorlar ve muhtemelen bir şeyler hissedebiliyorlar. Bu dakikalar ya da saatler alabiliyor. Ağzılarını açtıklarını, vücutlarının hareket ettiğini görebilirsiniz” diyor. McArthur ise ”Yılanların hepsi dehşete kapılmıştı. Çıngırdama sesleri geliyordu, vücutları sürekli hareket halindeydi çünkü hepsi o durumdan kurtulmak istiyordu” diyor.
McArthur’a göre festivalin en rahatsız edici kısmının ise yılanların derilerinin yüzüldüğü zaman olduğunu söyledi. Çocukların deriyi soyduğunu, ellerini kana batırdıklarını ve duvara el izlerini çıkardıklarını anlattı. Ailelerin çocuklarına ”ellerini kirletmeleri” için direktif verdiklerini de ekledi. Amarello’ya göre yılan derileri bot, cüzdan ve hediyelik eşya yapımında kullanılıyor. Etleri ise pişirilerek servis ediliyor. Amarello, yılanları hareket edemeyinceye kadar dondurucuya koyduklarından, sonra ağızlarını diktiklerinden, bu şekilde insanlara verip yılanlarla fotoğraf çektirmeleri için izin verildiğinden de bahsetti.
Kaynak: The Dodo