Geçtiğimiz aylarda IŞİD’in çıkardığı yangınlar sonucu, ülkemizde asit yağmuru paniği başladı. Terörün yaptığı eylemin, bir felaketi tetiklemesi söz konusu olunca, özellikle yerel basın haklı olarak konuyu çeşitli şekillerde halka duyurdu. Bu konuda meteoroloji uzmanları farklı açıklamalarda bulundular.
Asit yağmurlarının tehlikesi ve olası sonuçlarını tartışanların yanı sıra; duruma en olumlu yaklaşan Meteoroloji Genel Müdürlüğü oldu. Bu olumlu açıklamalar, sistemin ülkemizin lehinde gelişeceği ve ülkemizde asit yağmuru gözlemlenmeyeceğiydi. Fakat terörün yaptığı eylem, bu açıklama ile ekolojistleri pek de rahatlatmayacak.
Asit mi yağıyor?
Asidik olma, asitlik parametresi olan pH değerinin yediden küçük olmasıdır. Bu parametre doğrultusunda yağmurların doğal bir asitliği vardır ve bu değer genellikle beş ila altı arasındadır. Yani, herhangi bir kirleticiye maruz kalmamış yağmur bile az da olsa asidik özelliktedir.
Beşeri faaliyetler olan endüstri, fosil yakıt kullanımı veya doğal oluşan volkanik faaliyetler sonucu yağmurun asitliği ciddi derecede düşebilir ve etkileyici hale gelebilir. Bu durumlarda atmosfere ulaşan özellikle kükürt ve azot içeren gazlar bir dizi kimyasal döngüden sonra nitrik asit ve sülfürik aside dönüşür. Bu asitlerin, herhangi bir yağış şekliyle birleşmesi ve yağışın ph’ı yaklaşık dört gibi bir değer ile yeryüzüne ulaşmasına asit yağmurları denir. Yani, yağan asit değil; asidik özellik taşıyan yağıştır.
Fakat, ekolojistleri rahatsız edecek konulardan birisi: Bu kirleticilerin, iki ila yedi gün kadar havada kalarak rüzgârlar ile uzun mesafeler alabilmesidir. Ayrıca, bu kirletici maddelerin yeryüzüne illa ki yağışlarla düşmesi gerekmiyor. Asidik özelliği kazanan maddelerin, atmosferdeki ufak ve zerrecik halindeki katı tozlara tutunarak da yeryüzüne ulaşması mümkündür.
Bu durumlar özellikle söz konusu bölgeyi ve yakın çevresinde mutlaka zarara yol açmaktadır. Doğal yaşamda, sucul canlıları ve ormanları olumsuz etkilerken; tarımı ve insan sağlığını da etkilediği bilinmektedir. Ayrıca şehir veya antik yapılarda da deformasyona sebep olan bu durum, doğal gerçekleşmesinin yanında en azından beşeri faaliyetlerle desteklenmemelidir.
Son durum nedir?
Ani etkisini görmediğimiz bu olaydan, çevre mutlaka etkilenmiş durumda. Bu tarz eylemler siyasete ve teröre alet olmaya devam ederse; beşeri faaliyetler ile hava kirliği desteklenecek olursa önümüzdeki yıllarda problemler bekliyor demektir. Gelecekte, doğal yaşamdaki problemler, tarımsal sorunlar veya kültürel açıdan eksiklikler gözlenecek olursa; bu günlerde yaptığımız eylemler bunarın sorumlularından bazıları olacak.
Kaynak: Yerel basın ve www.mgm.gov.tr