İlk defa bu yıl kutlanan ”Dünya Yaban Hayatı Günü”nde, vahşi doğanın kucağında doğmuş Tippi’nin efsane çocukluğunu mu hatırlasak?
3 Mart 1973 tarihinde imzalanan Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi (CITES) ile tehlike altındaki türlere yönelik suçların önlenmesi hedefleniyordu. Şimdi ise, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, nesli tehlike altındaki türlere dikkat çekme ve gezegenin sahip olduğu yabani bitki ve hayvan türlerinin korunması için farkındalığı arttırmak amacı ile 3 Mart’ı ”Dünya Yaban Hayatı Günü” ilan etti.
Fotoğrafçı bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Tippi, Namibya’nın renkli doğal yaşamında ”Tarzanvari” bir çocukluk geçirmişti. 1990 doğumlu Tippi, şimdilerde 20’li yaşlarında, geçirilebilecek en şanslı çocuk yıllarına sahip bir kadın. 10 yaşında ailesinin Fransa’ya dönme kararı almasıyla ‘dünyası’ altüst olmuş olan Tippi’nin şu sıralarda yine Afrika’ya döndüğü söyleniyor.
Namib Çölü’nde ailesiyle birlikte, bir Namibya kabilesiyle yaşadılar uzun süre.
Tippi’nin en yakın arkadaşları leopar, aslan, zürafa, devekuşu, firavun faresi, timsah, fil gibi yabani hayvanlardı.
Vahşi doğa ile harika bir bağ yakalamış olan Tippi, hayatını ‘Tippi: My Book of Africa’ adında fotoğraflı bir anı kitabına dönüştürdü.
Ne yazık ki, Tippi’nin beraber büyüme şansını yakaladığı bu canlılar yakında bizim ancak fotoğraflarıyla hatırlayabileceğimiz duruma gelme ihtimali ile yüz yüze.
Vahşi hayat, yasa dışı avlanma ve doğal alanların tahribatı gibi nedenler yüzünden ciddi tehlike altında.
Ne yazık ki, yaban hayatımızı oluşturan türleri ve onların yaşam ortamlarını kaybetmeye devam ediyoruz. IUCN’e göre, sadece ülkemizde nesli tehlike altında bulunan tür sayısı 179’a çıktı.
Yaban Hayatın yıkımından biz sorumluyuz. Hepimizin sahip olduğu önemli bir güç ve yapabileceği çok şey var.
Görseller: www.tippi.org