“Derken Tom Yüzük’ü serçe parmağının ucuna taktı… Tom’un ortadan kaybolduğu falan yoktu…”
Yüzüklerin Efendisi/ sy- 140
Yüzüklerin Efendisi’ne sadece sinemadan aşina olanlar Tom Bombadil’i hatırlamayacaklardır. Oysa kitabı okuyanların en büyük hayal kırıklığı, Tom Bombadil’i kitabın uyarlamasında görememek olmuştur. Kitabı okuyanların çoğu mavi ceketli, sarı çizmeli Tom Bombadil’e ve onun şarkılarına hayranlık besler. Elbette onunla beraber Altınyemiş’e de!
Bizi, orta dünyaya düşen ilk yağmuru görecek kadar yaşlı Tom Bombadil ile buluşturan ise İthaki Yayınları oldu. Tom Bombadil’in Maceraları’nı okurken Tolkien’in macerasına da tanıklık etmiş oluyoruz. Bazı şiirlerin evvel ki versiyonlarını okuyor ve Bombadil’in düz yazı ile yazılmaya başlanan hikayesinin de bir parçasını buluyoruz.
Okumanın en keyifli kısmı ise her şiirle ilgili detaylı bilgiye sahip olabilme… “Tom Bombadil karakteri nasıl değişime uğradı? Yüzüklerin Efendisi’nin dünyasına nasıl adapte edildi? Şiirler kaç yılında yazıldı, nerelerde kullanıldı, Tolkien tarafından nasıl değiştirildi, şiirlerdeki kelime oyunlarının kökeni nedir?” gibi sorularında cevabını öğreniyoruz. Ayrıca Tolkien’in baskılarda nasıl titizlendiği ve ne kadar kontrolü elden bırakmayan bir yazar olduğunu da… Tolkien’in kurduğu dünyayı sevenlerin bir kerede merakla okuyacağı bir kitap…
‘‘İhtiyar Tom Bombadil bütün bu seslere aldırmadı,
Tıkırtılara, takırtılara, oynayan ayaklara kulak tıkadı;
Gün doğana kadar uyudu, sonra sığırcık gibi şakıyarak:
‘‘Hey! Gel bana sevgilim,’’ dedi, ‘‘şen ve şakrak!’’
Tom eşiğe oturup yontarken söğüt sopalar,
Güzel Altınyemiş hala sarı saçlarını tarar.’’