Hijralar için, Hindistan’da üçüncü cinsiyet kabul edilmeleri amacıyla uzun zamandır mücadele edilmekteydi. Yüksek Mahkeme, Hindistan’da üçüncü cinsiyetin var olduğunu 2014 yılının nisan ayında kabul etme kararı almıştı.
Kültürel tabular, yasalar ve ailevi baskılar Güney Hindistan’daki transseksüel bireylere çok az yaşam şansı tanıyor. Sarah Fadaian, Bangalore’de yaşadığı yıllarda fark ediyor ki çoğu “Hijra” (Hindistan’da transseksüellere verilen isim) toplumdan hakaret görerek, dışlanarak şehirlerin kenar mahallelerinde ve karanlık köşelerinde yaşamaya zorlanıyor.
Erken yaşlarda, kendilerini dışlayan biyolojik ailelerinin yanından ayrılarak biraz da olsa kabul görebilmek için büyük şehirlere taşınıyorlar. “Hijra” kelimesi de etimolojik açıdan incelendiğinde, Urdu-Hindistan dillerinde “kabileden ayrılan kişi” anlamına geliyor. Bangalore’ye gelen çoğu transseksüel, şehirde kendilerine “Guru” diyen tecrübeli transseksüeller tarafından evlat ediniliyor ve onların gözetimi altına yaşamaya başlıyor. Hemen hepsi vücutlarında “Guru”nun sembolik dövmesini taşıyor.
Erkek fizyolojisi ile doğan Hijralar genellikle Narwaan denen transseksüel topluluğa kabul edilme ayinine katılabilmek için penis ve testislerin alındığı operasyonlar geçiriyor.
20. yüzyılın sonlarına kadar Hijra aktiviteleri ve sivil toplum kuruluşları, Hijra’ların üçüncü cinsiyet olarak kabul edilmesi için lobi faaliyetlerini devam ettirdi. Nisan 2014’de Yüksek Mahkeme, üçüncü cinsiyetin Hindistan’da var olduğunu kabul eden kararı aldı.