Ana SayfaKültür & SanatEdebiyatTürk Edebiyatı'nda Varlık Dergisi ve Akımlar Paneli

Türk Edebiyatı’nda Varlık Dergisi ve Akımlar Paneli

-

Bu yıl 82’nci yaşını dolduran Varlık Dergisinin Türkiye’de yaşanan edebi olayların yakinen içerisinde olan, zemin hazırlayan ve hatta yön veren bir yapısı olduğunu söylemek haksız bir iddia olmamalı. Gerek bugün hâlâ eser üreten ya da geçmişte Türk Edebiyatı‘nda iz bırakmış birçok ünlü şair ve yazarın yolu muhakkak Varlık Dergisi’nden de geçmiştir. 82 yılın tanıklığı bırakın edebiyatı, sosyal, politik ve ekonomik ilişkileri bile takip ettiğinden ötürüdür ki bizlere eşsiz bir kaynak sunmaktadır.

1933’ten bu yana aralıksız olarak çıkan dergi, İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar 15 günde bir çıkan, sonrasında ise aylık olarak çıkmaya devam eden bir dergi olmuş. Bunun yanı sıra birçok yazar ve şairi, politik ve sosyal meseleleri de kapağına taşımış, dosya halinde okurlarına sunmuştur.

Yaşar Nabi Nayır
Yaşar Nabi Nayır

2015 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri, 26 Aralık 2015 tarihinde Kadıköy Belediyesi Şehremaneti Tarih Ve Edebiyat Kütüphanesi’nde sahiplerini sunulmadan evvel bir panel gerçekleştirildi. Panelin konu başlığı ise yukarıda bahsini ettiğim üzere “Türk Edebiyatında Varlık Dergisi ve Akımlar” idi. Panele konuşmacı olarak katılan Şeref Bilsel, Baki Ayhan T., Nilay Özer, Gonca Özmen ve Enver Ercan sahip oldukları birikimleri katılımcılar ile paylaştılar.

Panelde ilk konuşmacı olarak söz alan Baki Ayhan T., Varlık dergisi için “Varlık, Türk şiirinin varlığıdır” cümlesiyle fevkalade bir özetleme yapmış olsa da, cumhuriyetin ilanının 10’uncu yılında çıkmaya başlamış Varlık Dergisi’nin bir tesadüf olmadığını, cumhuriyet sonrası Türk edebiyatını ve Garipçiler için muazzam bir zemin oluşturduğunu da ifade etti. Yaşar Nabi Nayır önceliğindeki ilk editöryal kadro politikayla “şeriata ve komünizme karşı olma” şiarıyla çok fazla hemhal olmasa da 90 sonrasında Enver Ercan ile beraber Ataol Behramoğlu, Attila İlhan gibi 60 nesli kuşağının şairlerine de ses olduğunu söyledi.

varlik-dergisi-yasar-nabi

Baki Ayhan’dan sonra söz alan Nilay Özer ise konuya kendi araştırmalarına da konu olan Nazım Hikmet üzerinden yaklaşarak, “Bence Varlık dergisi arşivi antolojiler halinde seçki yazı ve şiirlerle kitaplaştırılmalı ve bu arşiv gün yüzüne çıkarılmalıdır” önerisini sundu. Bilmiyorum böyle bir şey gerçekleşir mi ama gerçekleştirildiği takdirde edebiyat tarihinin her alanında büyük definelerle karşı karşıya kalacağımız kesin.

Şeref Bilsel ise konuşmasında 1933-1946 yılları arasında 15 günde bir, 1946’dan günümüze kadar da ayda bir çıkan Varlık Dergisi’nin manifestosunu, “Memlekette hakiki bir sanat mecmuası yok. Bunu karşılamak için çıkıyoruz”, sözünü alıntılayarak başladı konuşmasına. Bunun hemen sonrasında “Türkçe şiirle var oldu. Türk edebiyatının tarihini şairler yazdı. Varlık dergisi de bu noktada İkinci Yeniciler haricinde neredeyse tüm edebiyatın uğrak yeri oldu” cümlesiyle de Varlık dergisi’nin önemini hatırlattı.

varlık dergisi 1

Panelde son olarak söz alan Gonca Özmen, Varlık Dergisi ve Türk Edebiyatı’nı kişisel tarihi üzerinden örneklendirdi. Henüz 15 yaşındayken Burdur’da başladığı yazın hayatı, kente gelen Adam Sanat, Milliyet Sanat, Gösteri ve Varlık gibi dergilerle oluştuğunu nitelendiren Özmen, konuşmasını “Varlık Dergisi haricindeki dergiler insanı ürküten cinstendi. Bırak yazı, şiir göndermeyi okurken bile insan büyük heyecanla okuduğu bu dergilerde öyle büyük isimler vardı ki, onlarla yan yana yer alma şansımız yoktu. Ama Varlık dergisi genç yazar ve şairlere hep bu kapıyı araladı. Ben de ilk şiirimi 15 yaşındayken, 1997 yılında paylaştım” şeklinde sürdürdü. Enver Ercan’ın yaşlı sayılabilecek bir dergiyi ihtiyar olmaktan kurtardığından dolayı Ercan’ın dergi için büyük bir şans olduğunu da ifade etti. Bu konuda Özmen’e katılmamak elde değil.

Enver Ercan ise derginin birçok şair ve yazarın yazın hayatlarındaki ilk durağı olması münasebetiyle önemli bir yerinin olduğunu vurguladı.

Büyük bir katılımın olduğu panel, 2015 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri ile son buldu.

2015 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri sahiplerini buldu 1

2015 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri sahiplerini buldu

1933 Yılında yayın hayatına başlayan ve 82 yıldır aralıksız olarak çıkan edebiyatımızın en önemli dergilerinden biri olan Varlık Dergisi editöryasının düzenlediği, derginin kurucusu Yaşar Nabi Nayır adına verilen gençlik ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl şiir dalında Mehmet Karaca, öykü dalında ise Arzu Uçar ödüle değer görüldü. Ödüller hazırlanan törende 26 Aralık’ta Kadıköy Belediyesi Şehremaneti Tarih Ve Edebiyat Kütüphanesi’nde sahiplerine verildi.

Öykü dalında Nursel Duruel, Feyza Hepçilingirler, Hatice Meryem, Mehmet Zaman Saçlıoğlu ve Feridun Andaç’tan oluşan seçici kurul, ödülü Arzu Uçar’ın “Dış Kapının Mandalı” adlı dosyasına verirken; Mevsim Yenice, Emrah Tunç ve Defne Sarıöz’ün dosyalarını “dikkate değer” buldu.

Şiir dalında ise Gülseli İnal, Sinâ Akyol, Abdülkadir Budak, Metin Cengiz ve Enver Ercan’dan oluşan şiir seçici kurulu yaptığı değerlendirme sonucu ödülü oybirliğiyle Mehmet Karaca’nın “Tuz Açlığı” adlı dosyasına verirken; Fatih Kök, Özkan Satılmış, Eşref Yener, Çağla Meknuze’nin dosyalarını ‘dikkate değer’ buldu.

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

Yeryüzüne Dayanabilmek…

Düşünüyorum da acaba neden yazıyoruz?  Hele ki günümüzde hiç kimsenin doğru dürüst okumadığını bilirken... O halde sadece kendimizi tatmin etmek için mi yazıyoruz? Yoksa bu, karşı...
Burak Abatay
Burak Abatayhttp://rubininki.blogspot.com
Kadıköy doğumlu, müzmin Egeli, eski öğrenci, gazeteye, dergiye, kültür ve sanata, haricen edebiyata ve kalben müziğe gönül vermiş bir vejeteryan. Yaptığı en iyi iş çok gezmek ve gezerken yemek yemek.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol