Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF), 1971 yılında Klaus Schwab tarafından İsviçre’de kurulmuş uluslararası bir vakıf. İş adamlarıyla siyasetçileri düzenlenen konferanslarla her yıl buluşturan WEF, amacının dünyada çeşitli alanlardaki kötü gidişatı düzeltip iyileştirmek olduğunu iddia etmekte.
WEF, 2006 yılından beri her yıl Küresel Cinsiyet Uçurumu raporu hazırlıyor. Rapor;
1) Ekonomik Katılım ve Fırsatlar
2) Eğitimsel Kazanım
3) Sağlık ve Yaşam Süresi
4) Siyasi Güçlenme olmak üzere 4 başlık altında toplanıyor.
WEF, Küresel Cinsiyet Uçurumu 2016 raporunda 144 ülkeyi değerlendirdi. Bu rapora göre ilk sırada İzlanda, son sırada ise Yemen var.
Yayımlanan raporda Türkiye 2015 yılında olduğu gibi 2016 yılında da 130’uncu sırada yer aldı. Türkiye, 2006’da hazırlanan ilk raporda da 115 ülke arasında 105’inci sırada yer almıştı. 2006 ve 2016 verileri bize açıkça gösteriyor ki, Türkiye aradan geçen 10 yılda cinsiyet eşitsizliğini giderme konusunda başarısız olmuştur.
Raporun “Ekonomik Katılım ve Fırsatlar” başlığı altındaki sonuçlarına baktığımızda anlıyoruz ki ; Kadın – erkek arasındaki ekonomiye eşit katılım farkı dünya genelinde gittikçe artmış ve 2008 yılından bu yana en kötü değere 2016 yılında (yüzde 59) ulaşmış durumda. Kadınların erkeklerden daha az gelir elde etmesi (eşit işe eşit ücretin olmayışı, cam tavan ve benzeri) durumunun devam etmesi halinde ise bu farkın daha da büyüyeceği bir gerçek.
“Ekonomik Katılım ve Fırsatlar” başlığı altındaki diğer bir sonuca göre ise, küresel boyutta kadınlar erkeklerden günde 50 dakika daha fazla çalışıyor. Günlük 50 dakikalık fazla çalışma sürelerini topladığımızda ise kadınların erkeklerden bir yılda 39 gün daha fazla çalıştığını görebiliyoruz. Üstelik bu 39 gün Hindistan, Estonya gibi ülkelerde 50 güne kadar çıkıyor.
Aynı başlık altında belirtildiği gibi, ev içi görünmeyen emek (temizlikten sorumlu olma, yemek yapma gibi), çocuk ve yaşlılara bakım gibi konularla kadınların ilgilenmesi ve bunlardan kadınların herhangi bir maddi kazanç elde edemiyor oluşu 2016 yılında da kadınların ekonomik alanda önüne çıkan en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor.
Kadınların kamusal alandaki görünürlüğünün ve kazançlarının artıp erkeklerle eşit olmasının yolu ise yayımlanan rapora göre epey uzak bir tarihte bizleri bekliyor. 2015 yılında kadın – erkek arasındaki ekonomik uçurumun kapanabilmesi için öngörülen tarih 2133 yılı iken, 2016 yılı raporuna göre bu tarih 2186 yılına gerilemiş durumda. Bu bilgiler ışığında rapora göre, kadın – erkek arasındaki çalışma eşitsizliğinin kapanması 170 yılımızı alabilir.
Türkiye cinsiyet eşitliğine en çok sağlık alanında yaklaştı
Raporun “Eğitimsel Kazanım” başlığı altındaki sonuçları Türkiye’nin kadın – erkek eşitliği açısından eğitimde herhangi bir ilerlemede bulunamadığını gösteriyor. “Eğitimsel Kazanım” gerilemenin ve yerinde saymanın görüldüğü bir başlık oluyor. Buna göre, Türkiye eğitimli kadınların oranıyla 2015 raporunda 105’inci sırada yer alıyorken, 2016 raporunda ise 109’uncu sıraya gerilemiş durumda. En az ilkokul mezunu olan kadınların oranının da 2015 raporunda yüzde 94 iken, 2016 raporunda yüzde 92’ye gerilediğini görüyoruz. Üniversite mezunu kadınların oranı ise yüzde 73 ile 2015 ve 2016 yıllarında aynı kalmaya devam etti.
Raporun “Sağlık ve Yaşam Süresi” başlığı ise Türkiye açısından diğer 3 başlığa göre en iç açıcı başlık oluyor. Türkiye sağlık alanında 1 puan üzerinden 0,980 puan alarak kadın – erkek arasındaki eşitsizliği neredeyse kapattığını gösteriyor. 38 ülkeyle birlikte Türkiye bu alanda ilk sırada yer almayı başarmış durumda. Böylece anlıyoruz ki, Türkiye’de kadın – erkek eşitliğinin en çok sağlandığı alan sağlık.
Raporun “Siyasi Güçlenme” başlığı Türkiye açısından yine gerilemenin olduğu bir başlık. Türkiye kadınların siyasete katılımında 2015 yılında 105’inci sıradayken 2016 yılında 113’üncü sıraya geriledi. Meclisteki kadın milletvekili sayısında da bir gerileme oldu. Türkiye, 2015 yılında 85’inci sırada yer alırken 2016’da 100’üncü sıraya geriledi. Kadın bakanların oranına baktığımızda ise Türkiye ancak 137’nci sırada olabiliyor.