“Dünya, herkesi doyuracak kadar kaynağa sahiptir. Ama herkesin açgözlülüğünü doyuracak kadarına değil.”
Gandhi
Yemek yemek, sizin için bir ihtiyaç mı yoksa her şeyin ötesinde bir keyif mi? Peki kaçınız dolapta sizi bekleyen yiyeceklerinizi herhangi bir sebepten dolayı çöp kutusuna yolluyorsunuz? Ya da keyifli saatlerinize eşlik eden restoranlar, kalan yiyecekleri günün sonunda ne yapıyor hiç merak ettiniz mi? Ne yazık ki israf düşünülenin aksine yalnızca elektrik ve sudan ibaret değildir.
Alternatif beslenme şekilleri
Birçok yiyecek, bir gün sonrasına saklanıp satışa sunulamıyor ve dolayısıyla çoğu zaman çöp konteynerlarıyla buluşuyor. Food for all ve Too Good to Go tam bu noktada ilgimizi çekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de kullanımı olmayan bu iki uygulama sayesinde hem müşteriler ve restoranlar zarar etmiyor hem de yenebilir durumdaki leziz yiyecekler çöpe atılmıyor.
Uygulamaların asıl amacı, gıda israfının önüne geçmek. Her yıl dünyada, yaklaşık 1,3 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Bu, üretilen yiyeceklerin yaklaşık üçte birine eşit. Elbette üretilen yiyecekler dünyada eşit dağılmadığı gibi açlık da eşit dağılmıyor. Örneğin, Amerika’da tonlarca yiyecek çöpe giderken Afrika’da her gün açlıktan bir sürü insan hayatını kaybediyor ya da kaybetmek üzere… Beslenme alışkanlıklarımız, endüstriyel üretimin hizmetindeyken “Food for all” ve “Too Good to Go” belki de bize hiçbir zaman alternatif olarak düşünmediğimiz bir şeyi sunuyor; artıklarla beslen!
Hemen yüzünüz ekşimesin, kimse sizden başkasının tabağını sıyırmanızı beklemiyor. Sistem çok basit işliyor; önce size yakın olan, istediğiniz lokasyonda bir restoran seçiyorsunuz. Restoran kapanmadan önce size haber veriyor ve sizin için özel olarak hazırlanmış yemeğinizi gidip yarı fiyatına belki de daha azına alıyorsunuz. Olay başkasının artığını yemek değil servis edilmeye hazır olan ancak satılamamış yiyecekleri israf olmaktan kurtarmak. Siz daha az para harcarken işletme de satamadığı yiyeceklerden zarar etmemiş oluyor. Tabi en önemlisi bir saat önce müşterisini bekleyen yemekler, bir saat sonra gecenin karanlığında çöpe atılmıyor.
İlerleyen yıllarda tüm dünyaya yayılmayı hedefleyen bu iki uygulama, şu an yalnızca Amerika ve İngiltere’de hizmet veriyor. Food for all, Cambridge’te 30’a yakın restoranı kapsarken Boston ve New York’a doğru yayılıyor. Danimarka’da kurulan Too Good To Go, şu an için yalnızca İngiltere’de yiyecekleri kurtarıyor.
En temel ihtiyaçlarımızdan olan besinimizi,paramızı ve dünyamızı korumak istiyoruz. Bu uygulamalar sayesinde 3 ayda yaklaşık 100.000 öğün çöpe gitmekten kurtulup midelere gitmenin yolunu buluyor. İstatistiklere göre sanayileşmiş ülkelerde yaşayan tüketiciler, Sahraaltı Afrika‘nın net besin üretimini (222-230 milyon) tek başlarına israf edip bir şekilde çöpe atıyorlar. Yalnızca endüstriyel olarak üretilen kırmızı etin karbon salınımı bile inanılmaz ölçülerde…
Adaletsiz gıda dağılımı
Dünyada yeteri kadar, hatta haddinden fazla yiyecek üretimi var. Açlığın sebebi, yetersiz üretim değil adaletsiz kaynak dağılımı, hatalı tarım politikaları. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, karbon ayak izimizi azaltırken dünyayı daha yaşanılabilir kılacak. Nereden başlasam demeyin; kendi mutfağınızdan, kendi alışkanlıklarınızdan başlayın. Bazen en küçük adımlar, en hızlı değişimleri getirir.
Düşünün. Akıllıca alışveriş edin. Aldığınız yiyeceklerin ne zaman tüketileceğini, ne kadar dayanabileceklerini düşünün. Öğünlerinizi planlayın ve alışveriş listesi kullanın. İsraf ettiğiniz gıdaların farkında olun.
Gözünüz bir türlü doymak bilmiyor mu? Karnınız daha az porsiyonlarla doyabilir, gözünüz de öyle. Tabağınızda yemek bırakmayın.
Tasarruf edin. Yiyeceğinizden ve paranızdan tasarruf edin. Çevreyi korumaya yardımcı olun. Gıda bankalarına bağışta bulunun, bilinçli tüketici olun.
Kaynak: The Plaid Zebra, Digital-development-debates, Yeni Asya