Ana SayfaEkolojiYa hep beraber ya hiçbirimiz: Mavisini kırmızıya boyadığımız Dünya'nın günü

Ya hep beraber ya hiçbirimiz: Mavisini kırmızıya boyadığımız Dünya’nın günü

-

Dünyanın ‘bir şey yapmalı’yı en güçlü söylediği yıllar 60’lar ve 70’ler gibi geliyor hep bana. Engelli hakları aktivizminde bağımsız yaşam hakkı mücadelesi, dünyanın farklı noktalarına yayılan siyasal feminist hareketler, çevreci mücadele… Dünya günü işte tam da bu noktada filizleniyor. Rachel Carson’ın 1962’de yayınlanan kitabı çevreci mücadeleye ilham kaynağı olurken 1969’da ABD’de senatoda, tüm dünyaya yayılacak bir tartışma başlıyor ve 1970’de ilk Dünya Günü eylemi ve kutlaması gerçekleşiyor.

Dünya Günü, 1990’da global bir güne dönüşüyor. Su krizi, hava kirliliği, küresel ısınmanın daha tehlikeli bir hal alması günün taşıdığı anlamı daha çok konuşulur olmaya itiyor. Dünya Günü, bu muazzam gezegeni kutlamak ve çoğunlukla bizim yüzümüzden ortaya çıkan tehlikeleri düşünmek için ideal bir gün. Ama haydi, tüm yapay günleri boş verelim ve bize daha yakın bir şeyleri konuşalım.

Küçük kardeşlerinizi, kuzenlerinizi, yeğenlerinizi, çocuklarınızı, sokakta neşeyle koşuşturan dünyaya gelişinde hiçbir suçu olmayan çocukları düşünün. Susuzluktan öldükleri, kıtlık yüzünden yemek bulamadıkları, hava kirliliği yüzünden nefes darlığından yaşamlarını yitirdikleri, suya ulaşmak için birbirlerini öldürdükleri bir gelecek mi hayal ettiniz onlar için? Çünkü veriler 50 yıl sonra orada olacağımızı gösteriyor.

Savaşlarda birbirimizi, büyüme hırsımızla doğayı, yediklerimiz ve alışkanlıklarımızla çocukların geleceğini, mezbahalarda hayvanları öldürürken Dünya nasıl gün yüzü görür bilmiyorum. Zira iklim krizinin sona ermesi için birbirimizle ve doğayla, doğa deyince saymadığınız hayvanlarla savaşı bitirmemiz gerekiyor. Su bitiyor, hava kirleniyor, evrenin şahane parçası nesiller tükeniyor, daha iyi bir dünya hayali yok oluyor ama yine de buradan dönebiliriz.  İnsan merkezli olmayan, türler arası, kapsayıcı bir yaklaşımla dışlamadan, öldürmeden, hayvanların yaşama hakkını tanıyarak daha iyi bir dünyayı mümkün kılabiliriz…

Dünya Günü demişken bugün çoğu kişi ekolojik, yeşil politikaları, atıkları, ısıyı, suyu konuşuyor.  Elbette plastik kullanmamak, su tüketimine dikkat etmek önemli ama daha farklı adımlar lazım. O yüzden öncelikle daha iyi bir dünya ve çocukların geleceği için hayvanların üzerindeki tahakkümden vazgeçmeli, bedenlerini özgür bırakmalıyız. İşte o zaman Dünya Gününü daha anlamlı kılabiliriz ve diğer meseleleri tartışmayı daha tutarlı hale getirebiliriz.

Kapak Görseli: Peta

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Ekoloji örgütlerinden Erzincan İliç için ortak açıklama

"Beklenen" felaket Erzincan İliç’te 13 Şubat 2024 tarihinde yaşandı. Uzmanlara kulak asmayan rantçılar para hırsları ile "öldürmeye", iktidar yargısıyla, bakanıyla, uygulamasıyla cinayetlere ortak olmaya ve...

Akbelen Ormanı TBMM Olağanüstü Genel Kurulu İçin Bilgi Notu

Geleceğini düşünenler Akbelen için mücadele ediyor. Yaşam Savunucuları TBMM'nin Akbelen gündemi ile olağanüstü toplanması için çağrı yapmış ve eklemişti: Koltukları boş görmek istemiyoruz! Direnen yaşam...
Zozan Çetin
Zozan Çetin
Eylül 1989’da doğdum. Ege Üniversitesinde Tarih okudum. Daha sonra erkeğin tarihini değil, kadının tarihini yazmak ve anlatmak için Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalında yükseklisansa başladım. Düşlerim için çabalamaya devam ediyor ve değişime olan inancı içimde taşıyorum. Bir kadın olarak var olma mücadelesi verirken de yazının, sözün ve kalemin gücüne inanıyorum. O yüzden yazmayı da anlatmayı da seviyorum.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol