Son dönemlerde İstanbul’da yaban domuzlarıyla daha sık karşılaşır olduk. Evleri olan İstanbul ormanlarının hızla yok olması sebebiyle, domuzlar yiyecek bulabilmek için şehre göç etmeye başladı.
Özellikle İstanbul’un kuzeyinde bulunan ormanların, kentsel dönüşüm sebebiyle yok edilmesi, yaban domuzlarını evlerinden etti. Geçen hafta Sarıyer’de lüks yerleşim yerlerine inen birkaç yaban domuzu, insanların korkup kaçmasına sebep olmuştu. Sonrasında insanların kovalamaları sonucunda hayvanlar, yakınlarda bulunan ağaçlık arazi içerisinde kayboldu; fakat son aylarda bu tür durumların çok sık yaşanmaya başlamasının insanlarda rahatsızlığa sebep olmaya başladığı belirtiliyor.
Burada bakış açımızı belki biraz değiştirmemiz gerekmekte. Belki de onlar bizim alanımıza girmeden önce biz onların yaşam alanlarına girmişizdir ve artık yaşayacak yerleri kalmamıştır. Ekologlar ve çevre aktivistleri de bu konuda böyle düşünmekte. Üçüncü köprünün ve hava limanının yapılacağı alanlardaki ormanların yok edilmesi ve toplu yerleşim konutları inşa etmek için kuzey ormanlarının kesilmesi, bu hayvanların habitatlarını iyice daraltmış ve onları varoluşları karşısında bir endişeye sevk etmiştir.
Kuzey Ormanları Savunması’ndan Onur Akgül; “Biz onların evlerini ve besin kaynaklarını yok ediyoruz” şeklinde yaptığı açıklamaya, “Daha da kuzeye gidemezler, daha kuzeyde deniz var. Bu sebeple şehirlere iniyorlar” şeklinde devam etti.
Beyoğlu civarında boğazda yüzerken görüntülenen bir yaban domuzu hakkında, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu; “Domuz domuzluğunu yapmış” şeklinde konuşarak, bunun yapılacak üçüncü hava limanı ile hiç bir alakası olmadığını iddia etmişti.
Kontrolsüz yapılaşmaya olan tepkisini WWF Türkiye Koruma Başkanı Sedat Kalem; “3. köprü otoyolu, ormanları ortadan ikiye bölüyor. Şu anda ormanlardaki en büyük baskı bu. Ancak ormanlara kurulan yeni mahalleler, elektrik hatları, ormandan su taşıyan hatlar da birer neden.Yani İstanbul etrafındaki ormanlar yabani hayvanların barınması için doğal olmaktan uzaklaşıyor. Ve insanlarla yabani hayvanlar mahallelerde karşılaşmaya başlıyor. İşin ilginci domuz çok farklı yaşam ortamlarına uyum sağlar; yiyeceklerini tarım alanlarında da bulabilir, çalılık arasında da yaşar. Domuz şehre iniyor, kendini Boğaz’a atıyorsa ormanda yaşayan daha hassas hayvanlar yani geyik, karaca, çakal, tilki daha da kötü durumda. Yani ileride başka başka yabani hayvanlarla mahallelerde karşılaşacağız” şeklinde belirtiyor.
Kuzey ormanları İstanbul’un ciğerleri olmakla beraber, şehrin temiz su kaynakları da ormanlardan sağlanılıyor. 20 yıl önce henüz belediye başkanıyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda yaptırmak istediği üçüncü köprüye kendisi karşı çıkmaktaydı. Hatta bunu bir intihar olarak adlandırmaktaydı.
Kalem, ekolojik planlaması yapılmadan yürürlüğe konan yapılar sebebiyle İstanbul’da vahşi hayvanların görülme oranının artacağını düşünüyor.
İstanbul Şehir ve Bölge Planlama Odası’ndan Tuba İnal Çekiç, ormanların yok edilmesinin sadece yaban hayatını değil, aynı zamanda insan hayatını da etkileyeceğini belirtiyor. Ormanların yokluğunun, rüzgar ve yağmur davranışlarını etkileyeceğini ve halihazırda varolan hava kirliliğini de iyice arttıracağını anlatıyor. Bu sebeple Şehir ve Bölge Planlama Odası kuzey ormanlarını, geçilmemesi gereken bir “kırmızı çizgi” olarak tanımlıyor.
Kaynak: The Guardian