Biyoloji bilimi diğer bilimler ile olduğu kadar meteoroloji bilimi ile de ilişkilidir. Bu kapsamda çalışılan bilime biyometeoroloji denilmektedir. Tanım olarak biyometeoroloji, meteorolojik olayların canlılar üzerindeki etkisini inceleyen bilim dalıdır.
Günümüzde konuyla ilişkili meteorolojik olayların sağlık üzerine etkileri hakkında epidemiyolojik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda, insan türü ile diğer canlıları da hava olaylarının etkilediği gösterilmiştir. Tarihe bakıldığında ise hava olaylarının insanların yerleşim, tarım gibi uğraşlara alternatifler sunduğu bellidir. Aynı şekilde Dünya’nın değişik bölgelerindeki insanların fizyolojik özelliklerinde birtakım farklılıklar olması da meteorolojinin canlılar üzerine etkisidir. Bizler en belirgin olarak havanın çok sıcak veya çok soğuk olduğu zamanlarda bu etkiyi anlarız çünkü bu değerler normalin sınırlarıdır. İşte tam bu örnekte bizler için havanın normalliği ile ilgili bir kavram oluşmaktadır.
Biyoklimatik konfor
İnsan için en uygun hava şartları ve insanın en az enerji kaybederek yaşadığı koşullara biyoklimatik konfor denilmektedir. Yüksek sıcaklık, nem, hava kirliği gibi atmosferik durumlar insanın fizyolojik tepkiler vermesine ve stres hâline sebep olur, hatta aşırısı ölüme kadar varabilir. Örneğin; nem, sıcak havada daha fazla stres ve rahatsızlık yaparken; soğuk havada rüzgâr daha fazla üşütücü etki yapabilir. Zaman zaman sıcak hava dalgalarında ölümler gündeme gelir. Bir sonraki başlıkta örnekler mevcuttur. Bu, insanların yaşları ile de ilişkilidir ve yaşları arttıkça sıcağa duyarlılıkları da artış gösterir. Dolayısıyla etkilenen insanların çoğu belli bir yaşın üzeridir.
Sıcak hava dalgalarıyla beraber, olayın etkisi altında kalanların ölümcül tehlikede olduğunu belirtmiştik. Bunlara örnek: Bu sıcak dalga nedeniyle ölü sayıları 1995’te ABD Şikago’da 500’leri, 1998’de Hindistan’da binleri, yine aynı yılda Rusya’da yüzleri bulmuştur.
El nino ve sağlık
Pasifik okyanusu yüzey sularının aşırı sıcaklıktan 0,5 ila 1,5 derece artışı el nino olayı olarak bilinmektedir. 2015 yılı ve yakın tarihte, uzmanlar bu olayın yaşanacağı ve artışın 2 derece olacağını ciddi bir dille belirtiyorlar. El nino olayı başta Peru ve etkilediği yerlerde sel, hortum, kuraklık gibi felaketlerle sonuçlanıyor. Biyometeoroloji kapsamında bu olayın beraberinde bazı sağlık sorunları getirdiği keşfedilmiştir. Örneğin; 1997-98 arası Güney Somali’de el nino ile Rift Vadidi ateşi hastalığı ciddi bir şekilde gözlenmiş, birçok ineğin ölümü ile yörenin nüfusunu etkilediği görülmüştür. Bu hastalık sivrisinekler ile taşınan bir hastalıktır ve bölgeye sel ile gelen çok sayıda sivrisinek yumurtası sayesinde etkinliğini sağladı. Malarya sıtmaya neden olan bulaşıcı bir mikroptur ve nöbeti altı saati bulan bir hastalığı getirir. Malarya, sivrisinekler ile taşınır. Sivrisinekler yumurtalarını bırakmak için sulu ortamları tercih ettiği için sivrisinek sürülerinin yağışlar ile ilgisi de gözlemlenmiştir. Bu bulaşıcı hastalıklar ise bizler için ciddi tehdit oluşturuyor ve yıllık belli sayıda insanı ölüme götürüyor.
Botanik
Küresel iklim değişikliği canlıları etkilerken botanik bilimi açısından değişiklikler mevcut. Kuzey Yarımkürede ağaçların daha hızla büyüdüğü, dolaylı olarak üremelerinin iyi olduğu belirtilmekte. Güney Yarımkürede ise türler Kuzeye çıkmak istiyor. Artık bilimin gelişmesi ile devletler politikalarında bilim insanlarına daha fazla kulak vermeli.
Bitkiler, hayvansal organizmalardan farklı olarak havadaki karbondioksiti absorbe ederek havaya oksijen veriyor ve organik madde sentezi yapıyor. Isı bazı durumlarda bitkilerin fotosentez olayını kolaylaştırmaktadır. Örnek olarak Avrupa’da ilkbahar-sonbahar uzaması ve yıllık ortalama sıcaklığın artışın bölgedeki bitkilerin fotosentez olayını kolaylaştırıyor, bitkilerin daha fazla organik madde üretimini sağlıyor.
Kaynak: MGM, Kadıoğlu M. (Frederic Denhez’den çeviri), Küresel Isınma Atlası, NTV yayınları, 2. Baskı 2007