17 Ağustos 1999 depreminin 18. yıl dönümüne yaklaşılırken, birçok uzman beklenen İstanbul depremine karşı uyarılarda bulunuyor. Raporlardan ve açıklamalardan çıkan sonuç da, ülkemizin henüz depreme hazır olmadığını ortaya koyuyor…
“İstanbul depreme hazır mı?”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı 5 oda tarafından hazırlanan deprem raporunda olası İstanbul depreminde, 625 bin insanın hayatını kaybedeceği belirtildi. Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan “İstanbul Depreme Hazır mı?” başlıklı raporda “Deprem toplanma alanları ile acil ulaşım yollarının akıbeti, deprem sonrası tam bir felaketle karşı karşıya kalacağımızı göstermektedir” denildi. Beyoğlu’nda bulunan TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda düzenlenen toplantıda deprem raporunu TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik açıkladı. Akçelik hazırlanan rapordan detaylar vererek, “İstanbul nüfusunun büyük bir kısmı birinci derecede deprem bölgesinde yaşamakta. Mevcut yapı stokunun yüzde 50’si kaçak, yüzde 40’ı deprem ömrünü tamamlamış, yüzde 27’sinin deprem riskine bağlı olarak acilen yıkılması gerekmekte ve bu binaların sadece yüzde 35’inde DASK var” dedi. Akçelik yetkililere “Bizler TMMOB olarak bilim ve tekniğin ışığında talep ederlerse kendilerine her türlü desteği vermeye hazırız” diyerek seslendi.
Deprem tehlikesini yok saymak mümkün mü?
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi ise, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 18. yıl dönümü nedeniyle, şube binasında dün bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Murat Serdar Kırcıl, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Temel Pirli ve üyeler katıldı. Basın açıklamasını okuyan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, “Temennimiz, yapı üretiminden başlayarak bütün bir hayatın deprem gerçeğine uygun düzenlenmesidir” dedi.
Gündemdeki en önemli sorunlardan birinin “deprem toplanma alanları” olduğunu söyleyen Nusret Suna, “Deprem toplanma alanı olarak belirlenen yerlerin yapılaşmaya açılması, hatta üzerlerine AVM yapılması, bazı güzergâhların otoparka dönüştürülmesi yerel yönetimlerin insan hayatını değil, rantı önemsediğinin göstergesidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Doğal Afet Komisyonu raporuna göre, şu an İstanbul’da belirlenen Deprem Toplanma Alanı sayısı 77. Bu alanların toplam genişliği ise 20 hektar kadardır. Olası bir İstanbul depreminde, 18 milyonluk bir kent, 20 hektarlık alana sığdırılmaya çalışılacak ve bunun ismi de, ‘afete hazırlık’ olacak. İstanbul gibi nüfusu 20 milyona yaklaşan bir kentte, mevcut alanların çoğaltılması ve donanımlı hale getirilmesi gerekirken, mevcutların bile korunmaması insan hayatına verilen değerle doğru orantılıdır. 18 milyonluk kent kaderine razı halde depremi beklemektedir” diye konuştu. Açıklamasında boşaltılması gündemde olan askeri alanlara da dikkat çeken Suna, “Özellikle İstanbul’da kent merkezlerinde bulunan, 200 milyon metrekare genişliğe sahip 195 askeri alanın boşaltılması gündemde. Bizim endişemiz bu alanlarında yapılaşmaya açılarak yoğunluğun artırılması ve rant sağlanması. Biz bu alanların deprem toplanma alanı olarak kullanılmasını öneriyoruz” dedi.
İstanbul’da güvenli olmaktan uzak 2 milyon yapı olduğuna da değinen Nusret Suna, “İstanbul’da, 978 kamu binası güçlendirildi, 310’u yeniden yapıldı. Ancak; güçlendirildiği ya da yeniden yapıldığı belirtilen yapıların sayısı ile toplam yapı sayısı arasında hâlâ uçurum bulunmaktadır” diyerek “Olası bir İstanbul depreminde binlerce insanımızı kaybedeceğimiz açıkken, sorunu zamana yayarak çözmeyi düşünmek cinayete davetiye çıkarmak değil midir?” diye sordu.
“Deprem toplanma alanları FETÖ’ye verildi”
Öte yandan, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, çoğunluğu büyükşehirlerde olmak üzeri Türkiye’deki bazı deprem toplanma alanlarının FETÖ’ye tahsis edildiğini öne sürerek “İstanbul’daki bu deprem toplanma alanlarını kim tahsis etti, tahsis edenlerle ilgili herhangi bir soruşturma yapılacak mı yapılmayacak mı?” diye sordu. CHP’li Gürsel Tekin, özellikle İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi büyükşehirlerde deprem için ayrılmış, deprem toplanma alanları ve deprem dönüşümünde kullanılması gereken yerlerin FETÖ’ye tahsis edildiğini ve konuyla ilgili defalarca soru önergesi vermelerine rağmen hükümet kanadından herhangi bir cevap alamadıklarını ifade etti. Tekin, İstanbul Bahçelievler’de FETÖ’ye tahsis edilen 5 toplanma alanından birinin üzerine okul yapılmış olduğunu belirterek, okul arazisiyle ilgili en ufak bir soruşturma açılmazken, çocuklarını bu okula verenlerinse soruşturulduğunu dile getirdi.
“Gerçekçi bir deprem politikası oluşturulmalı”
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin de, Türkiye’yi ve İstanbul’u bekleyen olası depremler konusunda mevcut eksikliklerin tespiti ve alınması gereken tedbirlerin araştırılabilmesi için TBMM Başkanlığı’na bir araştırma önergesi sundu. Didem Engin, “Ne yazık ki AKP Hükümeti, depreme yönelik çalışmaları rant hırsından uzak düşünememekte, depreme ilişkin tedbir almayı, bilimsel analiz ve görüşlerden uzak bir şekilde, şehirlerde rantı yüksek bölgelerde kentsel dönüşüm gerekçesi ile acele kamulaştırma kararı almaktan ibaret görmektedir. Bir an evvel bu anlayıştan vazgeçilerek bilimin önderliğinde gerçekçi bir deprem politikası oluşturmalıyız” dedi. Türkiye topraklarının yüzde 93’ünün deprem bölgeleri içinde yer aldığını hatırlatan CHP’li Engin, “Ülkemiz, depremlerde insan kaybı açısından dünyada 9’uncu, toplam etkilenen insan sayısı açısından ise 5. sıradadır” dedi.