Ana SayfaYeşilEko MimariYürüyen ev hareketiyle minimal ve sürdürülebilir yaşam

Yürüyen ev hareketiyle minimal ve sürdürülebilir yaşam

-

Yürüyen evler, 30-35 metrekare civarında ahşap veya konteynır yapılar. Neredeyse hepsinde banyo, mutfak, salon ve en az bir yatak odası bulunuyor. Kuzey Amerika ve Kanada’da alternatif bir yaşam alanı olarak hızla yayılan “tiny house movement” yani yürüyen ev hareketi, İskandinavya’dan başlayarak Avrupa’ya da gelmiş durumda. Kimi yürüyen ev sahipleri kendi arsasını satın almayı tercih ederken kimileri ise otoparklarda, apartmanların bahçelerinde veya doğal alanlarda kalmayı seçiyor. Ücretsiz kalma olanakları bulunsa da genelde güzel manzaralı bir arazide şehrin kalabalığından uzakta kalabilmek adına düşük bir ücret feda ediliyor. Tekerlek üzerine yapıldıkları için trafiğe çıkma izni aldığınızda motorlu taşıtınıza bağlayıp istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz.

Neden yürüyen ev?

Bir yürüyen evin dışarıdan görünümü

Yürüyen evlerde yaşamak için birçok sebep var. Bunlardan önemli bir tanesi finansal yük altına girmemek. Artan emlak fiyatlarından kaçmak ve kredilere boğulmamak isteyenler bir yürüyen ev inşa etmeyi veya satın almayı tercih edebiliyor. Finansal özgürlükleri sayesinde daha çok seyahat etme ve yeni aktiviteler deneyimleme fırsatı buluyorlar. Standart apartman dairelerinde yaşamaktansa kendi yaşam tarzlarına ve stillerine uyan bir tasarımda yaşama şansı özellikle genç yetişkinler için büyük bir cazibe oluyor. Ancak evcil hayvanıyla yaşayanlar, çiftler, çocuk sahipleri, yani herkes yürüyen evlerde kalabiliyor. Bu hareketin sadece genç bekarlarla sınırlı kalmadığı açıkça görülüyor.

Ekolojik kaygılarla geçiş yapanlar de çok sayıda. Çevre dostu yürüyen evler, solar paneller ve basit bir arıtma sistemi sayesinde herhangi bir yere bağlı olmadan kendi enerji ve su tüketimini karşılayabiliyor. Bu da istediğiniz zaman evinizle beraber istediğiniz yere gitmenizi kolaylaştırıyor, hem de ilk yatırımınızdan sonra hiçbir fatura benzeri maliyetle karşı karşıya kalmamanızı sağlıyor. Su ve elektrik kaynaklarına bağlı olan evlerde bile “off-grid” olmaya imkan sağlayan sistemler kurularak gelecekte herhangi bir şebekeye bağlı olmadan yaşama seçeneği korunuyor.

30 metrekareye sığmak

Yürüyen evlerde birçok mobilyala birden fazla işleve sahip oluyor. Altında saklama alanı bulunan yatak ve kanepeler kullanılıyor. Ana yatak odaları genellikle tavan arası katlarda oluyor. Yatak odasına çıkan basamaklar merdivenin altına çamaşır makinesi veya kıyafet dolabı konulabiliyor. Merdiven çıkamayan veya çıkmak istemeyenler için zemin kat seçenekler de var. Ranzalar veya yataklı kanepeler sayesinde birden fazla yatak barındırılıyor. Yemek ve çalışma masaları kullanılmadığında katlanıyor. Açıkken yer kaplamamaları için sürgülü kapılar kullanılıyor. Seyahat ederken sökülebilen verandalar veya çatıya yapılan teraslarla kullanılabilir alan kolayca büyütülüyor. Kısacası, pratik ve yaratıcı tasarımlarla 30 metrekareye sığmak hiç de zor olmuyor.

Kanepe kolayca ikinci bir yatağa dönüşüyor.
Yatak kullanılmadığında dekorasyonları ve televizyonu es geçerek yukarı çıkıyor.  

Konforu korumak

Basamaklar veya kitaplık/raf benzeri ışık geçiren, ucuz ve şık ayraçlar sayesinde küçük bir alanda bile odalar ayrı kalabiliyor. Özellikle kalabalık ailelerin yaşadığı yürüyen evlerin odalara ayrılması mahremiyeti korumak için bir gereklilik haline geliyor.

Yürüyen evinizde ticari boyutta buzdolabı, fırın, dört gözlü ocak, bulaşık makinesi, çamaşır ve bulaşık makineleri, büyük ekran televizyon, duş, küvet, büyük boy yatak yer alabiliyor. Yani hiçbir lüksten feragat etmek zorunda kalmıyorsunuz. Ancak bu akım minimalist bir hareket olduğundan ötürü her yürüyen evde bunların hepsi bulunmayabiliyor.

Geçiş yapan insanlar onlara mutluluk veren eşyaları saklarken fazlalık olarak gördükleri kıyafet ve mobilyaları bağışlayarak evlerinin kolayca dağılmasını engelliyor. Eklenen her mobilya camlardan, açık alanlardan, ve kafa boşluğundan kısıyor. Fazla mobilya koymayı tercih etmek yürüyen evlerin konforunu ve estetiğini bozuyor, eve giren doğal ışığı azaltıyor. Dolayısıyla eklemek istediğiniz her eşyanın size ne kadar verimlilik kattığını ve sizden ne çaldığını sorgulamak gerekiyor. Böylece tüketicilikten uzaklaşılıp ve doğayla bütünleşiliyor.

Gelecekte yürüyen evler

Dünya nüfusunun artması ve kaynaklarının bizim tarafımızdan hızla tüketiliyor olması “Bir ev ne kadar büyükse o kadar iyidir” fikrinin değişmesine yol açıyor. Bireyselliğe ve bağımsızlığa verilen önemin de artmasından dolayı, yürüyen ev hareketinin büyümeye devam edeceği öngörülüyor. Ne yazık ki Türkiye’de ağaç evler veya ortak yaşam çiftlikleri dışında böyle bir yapıyla karşılaşmış değiliz, ancak merak uyandırdığını gözlemliyoruz ve kısa sürede daha çok örneğini göreceğimizi tahmin ediyoruz.

Daha fazla bilgi almak için bu siteyi, yürüyen ev turlarına ve planlarına bakmak için ise bu siteyi ziyaret edebilirsiniz. Bir yürüyen evin inşa sürecini izlemek için bu videoya tıklayabilirsiniz.

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!

Akyaka sen ne güzel şeysin

Çok, çok uzun zamandır Akyaka ve Nail Çakırhan’la ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Geçenlerde Akyaka’yı yeniden görünce nicedir bekleyen bu yazının da vaktinin geldiği anladım. Akyaka Akyaka,...
Yasemin Bahar
Yasemin Bahar
Bilkent Üniversitesi Gelişim Psikolojisi yüksek lisans öğrencisi. Vegan.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol