Üçüncü köprü tartışmalarından uzun zamandır eksik kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradaki açığı hızla kapatacak bir açıklama ile tekrar aramızda ve biraz şaşkın: “Karşılarında beni bulurlar. Ne demek o? Üçüncü havalimanını yaptırmayacaklarmış. Böyle bir mantık olabilir mi? Üçüncü köprüyü durduracaklarmış. Ne demek o?“
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TÜMSİAD’da katıldığı iftardan sonra söylemlerine bıraktığı yerden devam ederek aramıza geri döndü. Üçüncü köprüye olan bu tutkusunun sebebini açıklamayan Erdoğan anayasaya aykırı bir işlemi olmadığını söyledi. İstanbul 8. İdare Mahkemesi Kuzey Marmara Otoyolu inşaatının Beykoz ve Rumelifeneri-Sarıyer’de yer alan Boğaziçi geri görünüm alanlarıyla ilgili imar planlarını iptal etmişti. Ancak bu iptal kamuoyuna sanki önemsizmiş gibi yansıtılmıştı. Sayın Erdoğan da haberleri yanlış kanaldan izlemiş olsa gerek. Çünkü iptal kararına rağmen inşaatın devam etmesi yeterince hukuksuz. Ayrıca hukuksuzluğu bizden öğrenecek değiller. Bu ülkede yargının yürütmesini, inşaatını durdurduğu hâlde yapımı biten, süslenip püslenen, içinde yaşanan ne yapılar, ne saraylar var…
Yıllardır tartışılan ve Erdoğan’ın büyük destek verdiği üçüncü köprü, hakkında alınan iptal kararı ile dahi durdurulamıyor. Boğaz Geçiş Güzergâhı’nın imar planlarının İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen köprünün yapımına devam ediliyor. Köprü bir rant projesi olmakla birlikte, iddia edildiği gibi trafiğe de bir katkısı olmayan bir proje. Hakkında yapılan onlarca protesto gösterisi, açılan davalar köprünün yapımını durdurmadı. Hukuksuzca devam eden inşaata karşı çıkanlar için Erdoğan’ın “Değerli kardeşlerim bunların zaten ömürlerinde dikili bir ağacı olmadı, hala aynı anlayışla, hala aynı yaklaşımla yola devam ediyorlar” demesi ise büyük bir gaf gibi duruyor. Evet bir dikili ağacımız bile yok ve siz olan doğamızı bizden çalıyorsunuz, katlediyorsunuz, bizi nefessiz bırakıyorsunuz. Bir dikili ağacımız bile olmadığı için meydanlara, parklara, ormanlara sahip çıkmaya çalışıyoruz!
Oysa siz de karşıydınız bir zamanlar sayın Erdoğan?
Tansu Çiller hükümeti esnasında, “Üçüncü köprü İstanbul için cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet bitmeden hükümet değişir” diyen Erdoğan bugünkü kaprisli, dediğim dedik ve baskıcı tavrını anlayabilmek için köprünün ortaklarına bakmak gerekiyor. Projeye 4,5 milyar lira yatırım yapanlar IC Holding ile İtalyan ortağı Astaldi. IC Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen‘in 17-25 Aralık sürecinde yolsuzluk operasyonu kapsamında ifadeye çağrılan isimlerden biri olması ise dikkat çekici.
Cumhurbaşkanı geçmişiyle karşı karşıya. Geçmişteki mağdur Erdoğan mı galip gelecek yoksa son birkaç senedir acımasız nefret söylemleri ile gündeme gelen vampir Erdoğan mı, bunu zaman gösterecek.
Üçüncü köprüyü neden istemiyoruz?
Çünkü Üçüncü Köprü Projesi halka değil ranta hizmet ediyor. İstanbul halkı köprünün yıkım getireceğini düşünüyor. Tarabya Beykoz arasındaki bu yapı İstanbul’un kuzeyindeki su havzaları ve ormanların içinden geçecek.
Halkın genelinin fikri hükümete yakın şirketlerin fırsattan istifade rant sağladığı bu projelerin İstanbul’a ve İstanbullulara bir faydası olmayacağı yönünde. Köprü sayesinde trafiği rahatlatacağını söyleyenlere karşı, köprüyü istemeyenler trafiğin değişmeyeceğini söylüyor. Çünkü ranta açılan her toprak parçası, köyünü toprağını terk edip İstanbul’a çalışmaya gelmiş birilerinin de ekmek kapısı oluyor. Yani her proje biraz daha sömürü, her proje İstanbul’da biraz daha fazla insan, yok edilecek daha çok yeşil alan demek.
Mahkemenin iptal kararının gerekçeleri ise şöyle:
- Boğaz geçiş ve güzergâhları üst ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda gösterilmedi.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan 1/25.000 ölçekli Kuzey Marmara Otoyolu Nazım İmar Planı imar mevzuatındaki plan tanımlarıyla uyumsuz. Sadece Boğaz Geçişi ve çevre yollarının gösterildiği güzergah şeması niteliğindeki planda arazi kullanım kararları yer almamış.
- Bağlantı yolunun güzergahı, doğal kaynakları ve ekolojik rezervleri olumsuz etkileyecek.
- Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesi olan bu alanda 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekiyor. Bu kanuna bağlı olarak planlama yetkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde. Ancak planın Bakanlıkça yapılması yetki yönünden hukuka aykırılık oluşturuyor.
Kararın açıklanmasından sonra “hakimin sürülmesi” ve Karayolları’nın kararın kısıtlı bir alanı ilgilendirdiği ve projenin aksamayacağını açıklamasından sonra Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay kararı önemsizleştirmeye çalışanların ve projeyi durdurmayanların suç işlediğini söyledi.
Kentsel sorunları çözeceği iddiasıyla başlanan katil mega projelerden Üçüncü Köprü Projesi de diğer katil mega projeler gibi sorun çözmek bir yana sorunların sağlayıcısı durumundalar. İhtiyacımız olan yeşil alan ve nefes alma özgürlüğünü gasp eden rant ilahlı şirketlerse her zaman hükümetler ile kucak kucağa.
Kaynak: Kuzey Ormanları Savunması, Onedio