SALT Ulus, Zeyno Pekünlü’nün davetlisi olduğu 22’nci Gezici Festival döneminde, sanatçının Ankara’daki ilk sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sanatçı Zeyno Pekünlü’nün, davetlisi olduğu 22’nci Gezici Festival döneminde SALT Ulus’ta gerçekleştirilen sergisi, kâğıt üstüne işleri, enstalasyon ve videoları ile Babaların Babası (2012/16) adlı, mekâna özgü müdahalesinden oluşur.
Pekünlü’nün yakın dönemdeki sanat pratiği, montaj, yeniden düzenleme ve bağlamdan koparma yöntemlerini kullanarak bilginin üretimi ve dağıtımı süreçlerini parçalarına ayırır. Buluntu görüntü ve metinlerle başlayan koleksiyoncu tavrı, üniversite amfilerinin çöplerine ve sıra altlarına, internetin muazzam ve düzensiz dijital arşivine ve son olarak da, insanın ömrü boyunca biriktirdiği, lüzumlu, lüzumsuz, ezberlenmiş, evrensel, kişisel, anlık ya da kalıcı bilgi yığınına yönelir. SALT Ulus’un giriş katı, sanatçının bu tema ve fikirler etrafında 2014-15’te geliştirdiği; aralarında Minima Akademika (2015), Bildiğim Her Şey (2015-süregelen), Kendine ait bir banyo (2015) ve Ürkütmeden bir kadına nasıl dokunursunuz? (2015) işinin de bulunduğu bir grup üretimi bir araya getirir.
Biriktirme pratiklerine ilişkin çelişkilerin izini süren Minima Akademika ile Bildiğim Her Şey, bağlamından koparılmış bilginin işlev ve kullanım değerini kaybetmesinden ötürü, bilgiyi nihai şekilde metalaştırma girişiminin imkânsızlığına gönderme yapar. Minima Akademika, kopya kâğıtlarını, akıllı telefonların imkân verdiği yüksek teknoloji kopyalama tekniklerinin karşısında nesli tükenmekte olan, kıymetli estetik nesneler olarak konumlar. Süregelen bir proje olan Bildiğim Her Şey de benzer bir şekilde, bilgiyi sınıflamadan, yalnızca üst üste yığarak işlevsizleştirir. Bu kişisel, anakronik “olgu” yığını, bir bireyin toplumsal deneyimine göre bilginin tekrar tekrar yeniden biçimlenme potansiyeline işaret eder.
YouTube’taki “How to..?” [Nasıl … yapılır?] videolarından derlenen kolaj video işleri Kendine ait bir banyo ve Ürkütmeden bir kadına nasıl dokunursunuz? ise, pratik bilginin üretimi ve dolaşımı ile deneyim paylaşımında internetin rolünü inceler. Kıymeti kendinden menkul yaşam koçları, şaibeli uzmanlar ve “kadın avcıları”, kadın tavlama sanatının püf noktalarını anlatırken eril söylemin yeni ve popüler mecralarını ortaya serer. Bu bağlamda her iki iş de, gündelik bilgi üretimi ve paylaşımının erkeklerin kendi aralarındaki mahrem sohbetlerinden dijital kamusal alana taşındığı güncel akıma tanıklık eder.
SALT Ulus’un iki katına yayılan sergi, aynı zamanda, Atatürk’ün 1927’de altı gün, altı saat boyunca Meclis’te okuduğu Nutuk’undaki duygulanımsal kelimelerin tekrarları ve tekrar sıklıklarına dayalı bir listeden oluşan Babaların Babası enstalasyonunu içerir. Pekünlü, sözcük seçimlerinde duygulara ağırlık vererek Nutuk’u kendi anlatımından sıyırıp resmî ideolojinin niyetlerine odaklanır.
Giriş katındaki Pretty Furious Women [Müthiş Öfkeli Kadınlar] (2015), her ne kadar Gezici Festival’e nüktedan bir görsel gönderme gibi görünse de, aslında gitgide kötüleşen bir duruma; son 10 yılda Türkiye’de kadınlara yönelik şiddete ve kadın cinayetlerindeki belirgin artışa dikkati çeker. Ülkenin pek çok yerinde kadınlar, mevcut adaletsizliklerle mücadele etmek, yasal hakların uygulanması ve meşru müdafaa hakkı için tartışmaya ve örgütlenmeye başladı. Sanatçı, 2015 Cakarta Bienali için üretim yaptığı dönemde, bu hareketten esinle Beksi Silat savunma sanatını öğrendi. Pekünlü’nün ürettiği B filmi tarzında afiş serisi ile üç dakikalık film fragmanı, bu öğrenme sürecindeki idman deneyimlerini yansıtır.
22’nci Gezici Festival’in (25 Kasım-7 Aralık; Ankara, Sinop ve Kastamonu) iş birliğiyle düzenlenen sergi paralelinde, bellek ve bilgi teknolojileri ile uygulamalarına dair fikirleri irdeleyen bir dizi konuşma gerçekleştirilecektir.