Ana SayfaKültür & Sanat38. İstanbul Film Festivali filmlerinden Değerlendirmeler

38. İstanbul Film Festivali filmlerinden Değerlendirmeler

-

38. yılında da büyük bir heyecanla beklediğimiz “İstanbul Film Festivali” fırtına gibi geldi ve geçti. Sinemaseverleri şehrin dört bir tarafındaki sinemalara dolduran festivalin, ulusal yarışmasında merakla beklenen film, kuşkusuz Emin Alper’in yönettiği “Kız Kardeşler” idi. Merakla izlediğimiz film, kuşkusuz yarışmanın en favori filmiydi ve film, En İyi Film, Yönetmen, Kadın Oyuncu ve Müzik ödüllerinin sahibi oldu.

Genel olarak yılın filmlerine baktığımda, süre anlamında uzun filmlerin yapıldığını gözlemledim. Sanırım yönetmenlerin izleyenleri yormakla ilgili biraz daha düşünmesi gerekli… Anlattığı hikâyeye göre süresi uzun olan film, bir süre sonra anlamsız hale gelebiliyor izleyenler için. Bazı filmler de uzun süreyi hakkıyla kullanıp, izleyenlere bir şölen de yaşatabiliyor.

İşte festivalde izleyebildiğim filmlerle ilgili değerlendirmelerim:

YÜZLEŞME / BY THE GRACE OF GOF / Yönetmen: François OZON

François Ozon’un yönettiği ve senaryosunu kaleme aldığı ‘Yüzleşme’, türevleriyle sıkça karşılaştığımız ve gerçek hikayelere dayanan; Katolik ruhbanlarının pedofili hikayesine bakış atan bir yapım. Geçmişe sünger çekip hayatlarına devam eden 3 adamın hikayesi, bir süre sonra ‘suskunluk’ u bozma kararı ile değişim yaşıyor.

Film 3 ana karakterin gözüyle ilerliyor ve filmsel bir havada devam ediyor olsa da, kurmaca yapılmaya çalışılmış hikaye bir yerden sonra belgesel havasında akıyor. Bir süre sonra ise sanki bir belgesel izliyor havasına giriyorsunuz. Ve bu hava için de 160 dakika, oldukça fazla. Filmin güzel işleyen bir senaryoya sahip, fakat bu senaryo yer yer dağılan ve belgesel havaya kaçan durumda ilerleyerek izleyeni boğabiliyor. Filmin izlerken aklınıza hemen ilk gelen yapım, kuşkusuz 2016 Oscar’da ‘En İyi Film’ ödülünü kazanan ‘Spotlight’ oluyor. Fakat iki film arasında senaryo farkı bariz bir şekilde görülebiliyor. Her iki senaryonun da iyi olduğunu, fakat bu belgesel durumundan dolayı Spotlight’ın daha üstün olduğu söylenebilir. Ancak sinematografi anlamında bakacak olursak, Yüzleşme’nin teknik olarak çok daha üstün bir film olduğunu kabul etmeliyiz.

Filmin baş oyuncuları Melvil Poupaud, Denis Ménochet ve Swann Arlaud ise son derece etkileyici performanslara imza atıyorlar. Geçmişlerinden gelen psikolojik bunalımı dibine kadar yaşatıyorlar ve sonrasında yapılanların yanına kalmaması adına yapılan çalışmalarda da mücadeleyi başarılı anlatıyorlar.

ORAY / Yönetmen: Mehmet Akif BÜYÜKATALAY

2019 Berlinale’de ‘En İyi İlk Film’ ödülün alarak adını duyuran film Oray, Mehmet Akif Büyükatalay’ın ilk uzun metrajlı filmi. Filmde, Berlin’de yaşayan Türk asıllı Oray’ın, inancı ve eşi arasında sıkışık kalan hikayesini izliyoruz.

Berlin’de yaşayan Türklerin bazı sorunlarını gözler önüne seren film, bir karakter üzerinden bu sorunları anlatmaya başlıyor. Buraya kadar her şey gayet güzel. Fakat, bir süre sonra devreye inanç meselesi giriyor. Kadın – erkek ilişkileri inanç üzerinden ilerlemeye başlıyor. Burada filmin en büyük sorunu, evrensel olamaması. Çünkü herkesin düşüncesi farklı ve üzerine düşünürken farklı yollar girmeden herkese anlatır bir şekilde bunu göstermek her zaman önemli. Ayrıca geçmişinde suça bulaşmış birinin; hapis sonrası yeni hayatında kendine temiz bir sayfa açması, başka şekillerde de olabilir gibi geliyor. Film final bloğunda ise, oldukça uzamış ve gereksiz bir biçimde konu sıçraması yaşatıyor izleyenlere.

Filmin genç oyuncusu ve Oray’ı canlandıran Zejhun Demirov’un Oray’ın yaşadığı bunalımı ve kendini arayış hikayesini, vasat bir senaryoya rağmen başarıyla sergilediğini söyleyebiliriz.

BEYAZ KARGA / THE WHITE CROW / Yönetmen: Ralph Fiennes 

Harry Potter serisinin ‘Voldemort’ u olarak tanınan ve 3 filmdir yönetmenliğe de kayan başarılı Ralph Fiennes’in yönettiği ve rol aldığı ‘Beyaz Karga’ izldeiğim yabancı seçkiden en beğendiğim film oldu diyebilirim. Bale dünyasının bilinen ismi Rudolf Nureyev’in hayatını anlatan biyografi türündeki film, Nureyev’in doğumundan, gençliğine, bale yaşamına başlangıcından, hayatının dönüm noktası olan iltica talebine kadarki hikayesini konu alıyor.

Son derece ince ince işlenmiş ve naif dokularla elde edilmiş bir senaryosu var filmin. Filmi izlerken bütün duygu hazımlarına doyuyorsunuz aslında. Filmin zirve sahnesi diyebileceğimiz ‘havalimanında iltica’ sahnesi ise her bir duygunun yoğun bir karışımı aslında. Hem duygusallık hem de gerilim sonuna kadar yaşanıyor. Hele bir de ayak burkulması sonucunda Nureyev’in bir anda hayatının ipe bağlı olduğunu hatırlaması ve başka farklılıklarla karşılaşması… Senaryo içinizden yağ gibi akan bir şekilde ilerliyor bir bakıma.

Filmin başrol oyuncusu Oleg Ivenko, son derece başarılı ve cesur bir performansla filmi götürüyor. Her bir sahnesinde o kadar Nureyev ki Ivenko; her bir öfkesiyle, mutluluğuyla, yaşam seçimleriyle…  Son derece huzur verici ve nefes aldırıcı, iyi ki varsın Oleg Ivenko! Ralph Fiennes’in yönetmenlik ve oyunculuk başarısı da filmin sevilmesinde büyük etkenlerden birisi aslında. St. Petersburg’un en saygın dans hocası Puşkin’i canlandıran Fiennes’in oyunculuk performansı da oldukça başarılı…

DIANE / Yönetmen: Kent JONES

Locarno, Tribeca ve Palm Strings gibi festivallerden başarıyla ayrılan ve yönetmenliğini Kent Jones’in üstlendiği ‘Diane’ ; uyuşturucu bağımlısı oğlu ile hasta kuzeni arasında gidip gelen, yaşamın evrelerini sorgulayan orta yaşlı bir kadın hikayesi anlatıyor.

Filmin genel itibariyle başarılı bir senaryoya sahip olduğu aşikâr, sadece süresinin bu senaryoya göre fazla uzun kaldığını hissedebiliyoruz. Filmin finali ise oldukça gereksiz ve ağır bir yere doğru ilerliyor. En son sahne için belki iyi şeyler söyleyebiliriz. Ama film finale ilerlerken oğlunun başına gelenlerin Diane’in kendi başına getiriş hali, son derece izleyeni boğuyor ve zorlama bir yere doğru gidildiğini gösteriyor.

Diane’e hayat veren Mary Kay Place, başarılı bir performans ortaya koyuyor. Orta yaş sendromu ve oğlu ile kuzeni arasında gidip geldiği bir hayatın pençesinde kalan Diane’in yaşadıklarını bir güzel ortaya koyuyor. Diane’in oğluna hayat veren Jake Lacy’nin de filmin parlayan yıldızlarından birisi olduğunu söyleyebilmek mümkün.

ROJO / KIRMIZI / Yönetmen:

San Sebastian Film Festivali’nden En iyi Yönetmen, Erkek Oyuncu ve Görüntü Yönetimi ödülleriyle dönen ‘Rojo’ da; bir kasabanın saygın avukatı ile kasabaya gelen yabancı adam arasında yaşanan sözlü kavganın ardından yaşanan olaylar sarmalını konu alıyor.

Filmin güzel bir senaryosu olmasına karşın, izlerken bir tiyatro oyununa daldığınızı hissetmemek elde değil. Çünkü akan sahneler, genel olarak bir tiyatroyu andırır şekilde ilerliyor. Bu da bir film izlediğimiz etkisinden uzaklaşmamıza neden oluyor. Ayrıca teknik anlamda da sinematografi sıkıntısı, filmin büyük bir eksiği… Kameranın fazlaca ‘zoom’ hareketi, göze ayrı bir düşük gelen bir etken…

Filmin en öne çıkan oyuncusu Dario Grandinetti ile Alfredo Castro’nun birlikteyken, doyurucu performanslar sergilediğini söyleyebiliriz. Daha önce birçok filmde rol almış, ancak dikkatimi en çok “Julietta” filminde çeken başarılı Dario Grandinetti’nin lezzetli performansının tadı damağımda.  Dario Grandinetti’nin özellikle başrol olarak keyif veren bir performansa imza atması, oldukça umutlandırıcı.

SAF / Yönetmen: Ali VATANSEVER

Ali Vatansever, bir Anadolu kasabasında geçen naif bir hikâyeyi konu aldığı ‘El Yazısı’ filminden 7 yıl sonra bağımsız film ’Saf’ ile karşımıza çıkıyor.

İlk filminden çok daha güçlü bir sinematografi ve oturmuş bir yönetimle başarılı bir iş yaptığını söyleyebiliriz Ali Vatansever’in. Özellikle görüntü yönetimi ile ‘bağımsız sinema’ ya son derece yakışan ve çalışılmış bir teknik altyapılı bir film Saf. Filmin hikayesi, günümüzde de kenar mahallelerde yaşanan büyük sorunlar aslında. Kentsel dönüşüm ve göçmelerin ülkemizde oluşturmuş olduğu yer, fazlaca büyük bir mesele haline geldi. Filmde bu meseleler iyi işlenmiş olsa da, biraz uzun ve bir süre sonra izleyeni bunaltıcı bir hale sokabiliyor. Özellikle görüş sahnesinin upuzun bir ilerleyiş halinde olması ve çatal-bıçak mesesinin lastik gibi uzatılmış olması, bunlar için örnek verilebilir. Baş erkek karakterin, bu kadar sessizken bir anda harekete geçmesinde yaşadığımız anlam belirsizliği de filmde bir eksikliği ortaya koyuyor diyebiliriz.

Saadet Işıl Aksoy ve Erol Afşin’in üzerine oldukça çalışmış olduklarını görebiliyoruz. Filmin bir yarısında Erol Afşin’in ağırlıklı performansı, diğer yarısında da Saadet Işıl Aksoy’ın daha genişçe performansını izliyoruz. Onur Buldu’nun performansına ayrı bir bayıldığımı söyleyebilirim. Komedi oyuncusu olarak bilinen Buldu’nun daha önce ‘Martı’ filminde de şapka çıkarılacak bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Saf filminde de Buldu, komedi dışındaki projelerde de başarılı olabileceğini iyi bir şekilde gösteriyor. Aynı şekilde Ümmü Putgül’ün de kendini sevdiren bir performansla filmde yer aldığını söyleyebiliriz.

GÖRÜLMÜŞTÜR / Yönetmen: Serhat KARAASLAN

Kısa filmleriyle tanınan Serhat Karaaslan, ilk uzun metrajlı filmi ‘Görülmüştür’ de, öykü yazmaya meraklı genç bir hapishane memurunun, bir mahkûmun karısına duyduğu hayranlık üzerinden bunun bir takıntı haline dönüşümünü gözler önüne seriyor.

Serhat Karaaslan’ın ilk filminde iyi bir yönetim gerçekleştirdiğini ve fark yaratan bir senaryoyla izleyici karşısında olduğunu görebiliyoruz. Mahkumların mektuplarını kontrol etme meselesinin ilk defa bu kadar derin işlendiği bir filmle karşılaştığımı söyleyebilirim. Memurların mektup okuma sahnelerinin birisinde ‘konjonktür’ kelimesine fazla takınılması, ilk başta bunaltsa da, bir yerden sonra durum komedisi haline gelince olukça güzel bir sahneye dönüştüğünü anlayabiliyorsunuz. Filmin kalbinde yer alan Zakir karakterinin; naif ve tutarlı başlayan duruşunun, bir anda takıntılı bir hale amiyane tabirle ‘psikopatvari’ dönüşümü, temiz ve izleyeni alıştıra alıştıra anlatan bir metotla senaryodaki yerini almış. Filmin finali ise tartışmaya açık. Bence tamamen ‘umutsuz’ sonlanması ve tam anlamıyla bir yere bağlanamaması, bir soru işareti bıraktırıyor.

Berkay Ateş’in ‘Zakir’ karakteri için doğru bir seçim olduğu, filmi izleyince anlaşılabiliyor. Abluka filminde de izlerken Ateş’in karakterinden son derece tiksinmiş fakat oyunculuğuna bayılmıştım. Ateş’in Zakir’i kendinden beklene üstün bir performansla sergilediğini söyleyebiliriz. Zakir’in kendine bir hikâye yaratması, bu hikâye üzerinden bir kadına hayranlık duyması ve bu hayranlığın git gide sınırları aşan bir hale gelmesini iyi bir kalitede izliyoruz Ateş’in performansıyla…

Bazen bir karakter, bakışlarıyla bile içinde yaşadığı buhranı izleyenlere aktarabilir. Saadet Işıl Aksoy, filmde bakışları ve jest-mimikleriyle karakterin yaşadığı buhranı oldukça sırlarla ama bir süre sonra açıklayıcı bir performansla anlatıyor. Filmin bir diğer yıldızı ise, kuşkusuz Erdem Şenocak. Kendisini ‘Sın Çıkış’ filminde de kısa sahnelerde izlemiştim ve o durum komedisini dibine kadar yaşatmıştı. Ancak Şenocak, bu filmde bunun daha da ilerisine gidiyor ve filmde büyük bir izleti keyfi kazandırıyor.

KIZ KARDEŞLER / Yönetmen: Emin ALPER

Emin Alper’in uzun zamandır konuşulan ve prömiyerini gerçekleştirdiği Berlin’den bu yana merakla beklenen yeni filmi “Kız Kardeşler” festivalin merakla beklenen yarışma filmleri arasındaydı. Festivalde En İyi Film, Yönetmen ve Kadın Oyuncu gibi önemli ödülleri toplayan filmin bu ödülleri son derece hakkıydı. Bir dağ köyünde babalarıyla yaşayan üç kız kardeşin hikayesini konu alan filmde 2 farklı mevsim ve zaman izliyoruz. Ama bu iki mevsim de zaman da, birbirine fazlaca etkilerde bulunuyor.

Emin Alper’in her zaman başarılı bir yönetmen olduğu, ‘Tepenin Ardı’ ve ‘Abluka’ filmleriyle kanıtlandı. Yeniden bir taşra hikayesine dönen Alper’in, bu seferki reji ekibini çok daha kuvvetli hazırladığı ve teknik anlamda daha iyi bir çalışma çıkarttığını söyleyebiliriz. Özellikle gerilimin yükseldiği sahneler hem çok akıllıca yazılmış, hem de görüntü yönetimi başarılı oluşturulmuş. Filmde açıkça bir şey olmasa da, cinsel manalara gelinebilecek öğeler de mevcut. Spoiler olmaması için renk veremeyeceğim sahnenin anlatımı aslında başarılı olmuş, fakat bir sinema izleyicisi için fazlaca ağır ve cesur olarak nitelendirilebilir. Bu birçok izleyiciyi rahatsız edebilir tabi, beni şahsen rahatsız eden noktaları olmadı değil. İyi yazılmış bir senaryosu olsa da filmin, türevlerine bakıldığında ‘taşra’ hikayelerinin benzer oluşu göze çarpıyor. Kız Kardeşler’in görüntü tekniği, yönetimi ve oyunculukları, senaryosundan oldukça üstün…

3 genç kadın oyuncunun, filmle birlikte adeta yıldızlarını parladığını söyleyebiliriz. Cemre Ebüzziya’nın arada şive kaçması yaşasa da, en başarılı performansını “Kız Kardeşler” de sergilediğini dillendirmek mümkün. Özellikle anne-bebek ilişkisini başarıyla yansıttığını ve köhne bir kasabada babası ile sevmeden evlendiği kocasıyla yaşamakta olmanın, ayrıca ekstra olarak hayatın vermiş olduğu darbeleri başarıyla sırtlıyor başarılı oyuncu. Ece Yüksel’in de fevri ve aksi kız çocuğu ama aynı zamanda hastalık dönemi evreli halini başarıyla canlandırdığını söyleyebilmek mümkün. Helin Kandemir de, genç yaşında güçlü bir yetenek olduğunu kanıtlıyor. Fakat filmin en büyük performansı, kuşkusuz ‘Veysel’ karakterini canlandıran Kayhan Açıkgöz’e ait. Özellikle ateş başındaki sahnesi ve karısı ‘Reyhan’ ile olan yüzleşme sahnesinde oldukça iyi performanslar izliyoruz.

\n

38. y\u0131l\u0131nda da b\u00fcy\u00fck bir heyecanla\nbekledi\u011fimiz \u201c\u0130stanbul Film Festivali\u201d f\u0131rt\u0131na gibi geldi ve ge\u00e7ti.\nSinemaseverleri \u015fehrin d\u00f6rt bir taraf\u0131ndaki sinemalara dolduran festivalin,\nulusal yar\u0131\u015fmas\u0131nda merakla beklenen film, ku\u015fkusuz Emin Alper\u2019in y\u00f6netti\u011fi\n\u201cK\u0131z Karde\u015fler\u201d idi. Merakla izledi\u011fimiz film, ku\u015fkusuz yar\u0131\u015fman\u0131n en favori\nfilmiydi ve film, En \u0130yi Film, Y\u00f6netmen, Kad\u0131n Oyuncu ve M\u00fczik \u00f6d\u00fcllerinin\nsahibi oldu. <\/p>\n\n\n\n

Genel olarak y\u0131l\u0131n filmlerine\nbakt\u0131\u011f\u0131mda, s\u00fcre anlam\u0131nda uzun filmlerin yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6zlemledim. San\u0131r\u0131m\ny\u00f6netmenlerin izleyenleri yormakla ilgili biraz daha d\u00fc\u015f\u00fcnmesi gerekli\u2026\nAnlatt\u0131\u011f\u0131 hik\u00e2yeye g\u00f6re s\u00fcresi uzun olan film, bir s\u00fcre sonra anlams\u0131z hale\ngelebiliyor izleyenler i\u00e7in. Baz\u0131 filmler de uzun s\u00fcreyi hakk\u0131yla kullan\u0131p,\nizleyenlere bir \u015f\u00f6len de ya\u015fatabiliyor. <\/p>\n\n\n\n

\u0130\u015fte festivalde izleyebildi\u011fim\nfilmlerle ilgili de\u011ferlendirmelerim:<\/p>\n\n\n\n

Y\u00dcZLE\u015eME\n\/ BY THE GRACE OF GOF \/ Y\u00f6netmen: Fran\u00e7ois OZON<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Fran\u00e7ois\nOzon\u2019un\ny\u00f6netti\u011fi ve senaryosunu kaleme ald\u0131\u011f\u0131 \u2018Y\u00fczle\u015fme\u2019, t\u00fcrevleriyle s\u0131k\u00e7a\nkar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z ve ger\u00e7ek hikayelere dayanan; Katolik ruhbanlar\u0131n\u0131n pedofili\nhikayesine bak\u0131\u015f atan bir yap\u0131m. Ge\u00e7mi\u015fe s\u00fcnger \u00e7ekip hayatlar\u0131na devam eden 3\nadam\u0131n hikayesi, bir s\u00fcre sonra \u2018suskunluk\u2019 u bozma karar\u0131 ile de\u011fi\u015fim ya\u015f\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Film 3 ana karakterin g\u00f6z\u00fcyle\nilerliyor ve filmsel bir havada devam ediyor olsa da, kurmaca yap\u0131lmaya\n\u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015f hikaye bir yerden sonra belgesel havas\u0131nda ak\u0131yor. Bir s\u00fcre sonra\nise sanki bir belgesel izliyor havas\u0131na giriyorsunuz. Ve bu hava i\u00e7in de 160\ndakika, olduk\u00e7a fazla. Filmin g\u00fczel i\u015fleyen bir senaryoya sahip, fakat bu\nsenaryo yer yer da\u011f\u0131lan ve belgesel havaya ka\u00e7an durumda ilerleyerek izleyeni\nbo\u011fabiliyor. Filmin izlerken akl\u0131n\u0131za hemen ilk gelen yap\u0131m, ku\u015fkusuz 2016\nOscar\u2019da \u2018En \u0130yi Film\u2019 \u00f6d\u00fcl\u00fcn\u00fc kazanan \u2018Spotlight\u2019 oluyor. Fakat iki film\naras\u0131nda senaryo fark\u0131 bariz bir \u015fekilde g\u00f6r\u00fclebiliyor. Her iki senaryonun da\niyi oldu\u011funu, fakat bu belgesel durumundan dolay\u0131 Spotlight\u2019\u0131n daha \u00fcst\u00fcn\noldu\u011fu s\u00f6ylenebilir. Ancak sinematografi anlam\u0131nda bakacak olursak,\nY\u00fczle\u015fme\u2019nin teknik olarak \u00e7ok daha \u00fcst\u00fcn bir film oldu\u011funu kabul etmeliyiz. <\/p>\n\n\n\n

Filmin ba\u015f oyuncular\u0131 Melvil Poupaud, Denis\nM\u00e9nochet ve Swann Arlaud ise son derece etkileyici performanslara imza\nat\u0131yorlar. Ge\u00e7mi\u015flerinden gelen psikolojik bunal\u0131m\u0131 dibine kadar ya\u015fat\u0131yorlar\nve sonras\u0131nda yap\u0131lanlar\u0131n yan\u0131na kalmamas\u0131 ad\u0131na yap\u0131lan \u00e7al\u0131\u015fmalarda da\nm\u00fccadeleyi ba\u015far\u0131l\u0131 anlat\u0131yorlar.<\/p>\n\n\n\n

ORAY\n\/ Y\u00f6netmen: Mehmet Akif B\u00dcY\u00dcKATALAY<\/strong><\/p>\n\n\n\n

2019 Berlinale\u2019de \u2018En \u0130yi \u0130lk Film\u2019\n\u00f6d\u00fcl\u00fcn alarak ad\u0131n\u0131 duyuran film Oray, Mehmet Akif B\u00fcy\u00fckatalay\u2019\u0131n ilk uzun\nmetrajl\u0131 filmi. Filmde, Berlin\u2019de ya\u015fayan T\u00fcrk as\u0131ll\u0131 Oray\u2019\u0131n, inanc\u0131 ve e\u015fi\naras\u0131nda s\u0131k\u0131\u015f\u0131k kalan hikayesini izliyoruz.<\/p>\n\n\n\n

Berlin\u2019de ya\u015fayan T\u00fcrklerin baz\u0131\nsorunlar\u0131n\u0131 g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne seren film, bir karakter \u00fczerinden bu sorunlar\u0131\nanlatmaya ba\u015fl\u0131yor. Buraya kadar her \u015fey gayet g\u00fczel. Fakat, bir s\u00fcre sonra\ndevreye inan\u00e7 meselesi giriyor. Kad\u0131n \u2013 erkek ili\u015fkileri inan\u00e7 \u00fczerinden\nilerlemeye ba\u015fl\u0131yor. Burada filmin en b\u00fcy\u00fck sorunu, evrensel olamamas\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc\nherkesin d\u00fc\u015f\u00fcncesi farkl\u0131 ve \u00fczerine d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken farkl\u0131 yollar girmeden herkese\nanlat\u0131r bir \u015fekilde bunu g\u00f6stermek her zaman \u00f6nemli. Ayr\u0131ca ge\u00e7mi\u015finde su\u00e7a\nbula\u015fm\u0131\u015f birinin; hapis sonras\u0131 yeni hayat\u0131nda kendine temiz bir sayfa a\u00e7mas\u0131,\nba\u015fka \u015fekillerde de olabilir gibi geliyor. Film final blo\u011funda ise, olduk\u00e7a\nuzam\u0131\u015f ve gereksiz bir bi\u00e7imde konu s\u0131\u00e7ramas\u0131 ya\u015fat\u0131yor izleyenlere. <\/p>\n\n\n\n

Filmin gen\u00e7 oyuncusu ve Oray\u2019\u0131\ncanland\u0131ran Zejhun Demirov\u2019un Oray\u2019\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 bunal\u0131m\u0131 ve kendini aray\u0131\u015f\nhikayesini, vasat bir senaryoya ra\u011fmen ba\u015far\u0131yla sergiledi\u011fini s\u00f6yleyebiliriz.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

BEYAZ\nKARGA \/ THE WHITE CROW \/ Y\u00f6netmen: Ralph Fiennes <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Harry Potter serisinin \u2018Voldemort\u2019 u\nolarak tan\u0131nan ve 3 filmdir y\u00f6netmenli\u011fe de kayan ba\u015far\u0131l\u0131 Ralph Fiennes\u2019in\ny\u00f6netti\u011fi ve rol ald\u0131\u011f\u0131 \u2018Beyaz Karga\u2019 izldei\u011fim yabanc\u0131 se\u00e7kiden en be\u011fendi\u011fim\nfilm oldu diyebilirim. Bale d\u00fcnyas\u0131n\u0131n bilinen ismi Rudolf Nureyev\u2019in hayat\u0131n\u0131\nanlatan biyografi t\u00fcr\u00fcndeki film, Nureyev\u2019in do\u011fumundan, gen\u00e7li\u011fine, bale\nya\u015fam\u0131na ba\u015flang\u0131c\u0131ndan, hayat\u0131n\u0131n d\u00f6n\u00fcm noktas\u0131 olan iltica talebine kadarki\nhikayesini konu al\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Son derece ince ince i\u015flenmi\u015f ve naif\ndokularla elde edilmi\u015f bir senaryosu var filmin. Filmi izlerken b\u00fct\u00fcn duygu\nhaz\u0131mlar\u0131na doyuyorsunuz asl\u0131nda. Filmin zirve sahnesi diyebilece\u011fimiz\n\u2018havaliman\u0131nda iltica\u2019 sahnesi ise her bir duygunun yo\u011fun bir kar\u0131\u015f\u0131m\u0131 asl\u0131nda.\nHem duygusall\u0131k hem de gerilim sonuna kadar ya\u015fan\u0131yor. Hele bir de ayak\nburkulmas\u0131 sonucunda Nureyev\u2019in bir anda hayat\u0131n\u0131n ipe ba\u011fl\u0131 oldu\u011funu\nhat\u0131rlamas\u0131 ve ba\u015fka farkl\u0131l\u0131klarla kar\u015f\u0131la\u015fmas\u0131\u2026 Senaryo i\u00e7inizden ya\u011f gibi akan\nbir \u015fekilde ilerliyor bir bak\u0131ma.<\/p>\n\n\n\n

Filmin ba\u015frol oyuncusu Oleg Ivenko,\nson derece ba\u015far\u0131l\u0131 ve cesur bir performansla filmi g\u00f6t\u00fcr\u00fcyor. Her bir\nsahnesinde o kadar Nureyev ki Ivenko; her bir \u00f6fkesiyle, mutlulu\u011fuyla, ya\u015fam\nse\u00e7imleriyle\u2026  Son derece huzur verici ve\nnefes ald\u0131r\u0131c\u0131, iyi ki vars\u0131n Oleg Ivenko! Ralph Fiennes\u2019in y\u00f6netmenlik ve\noyunculuk ba\u015far\u0131s\u0131 da filmin sevilmesinde b\u00fcy\u00fck etkenlerden birisi asl\u0131nda. St.\nPetersburg\u2019un en sayg\u0131n dans hocas\u0131 Pu\u015fkin\u2019i canland\u0131ran Fiennes\u2019in oyunculuk\nperformans\u0131 da olduk\u00e7a ba\u015far\u0131l\u0131\u2026 <\/p>\n\n\n\n

DIANE\n\/ Y\u00f6netmen: Kent JONES<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Locarno, Tribeca ve Palm Strings gibi\nfestivallerden ba\u015far\u0131yla ayr\u0131lan ve y\u00f6netmenli\u011fini Kent Jones\u2019in \u00fcstlendi\u011fi\n\u2018Diane\u2019 ; uyu\u015fturucu ba\u011f\u0131ml\u0131s\u0131 o\u011flu ile hasta kuzeni aras\u0131nda gidip gelen,\nya\u015fam\u0131n evrelerini sorgulayan orta ya\u015fl\u0131 bir kad\u0131n hikayesi anlat\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Filmin genel itibariyle ba\u015far\u0131l\u0131 bir senaryoya\nsahip oldu\u011fu a\u015fik\u00e2r, sadece s\u00fcresinin bu senaryoya g\u00f6re fazla uzun kald\u0131\u011f\u0131n\u0131 hissedebiliyoruz.\nFilmin finali ise olduk\u00e7a gereksiz ve a\u011f\u0131r bir yere do\u011fru ilerliyor. En son\nsahne i\u00e7in belki iyi \u015feyler s\u00f6yleyebiliriz. Ama film finale ilerlerken o\u011flunun\nba\u015f\u0131na gelenlerin Diane\u2019in kendi ba\u015f\u0131na getiri\u015f hali, son derece izleyeni\nbo\u011fuyor ve zorlama bir yere do\u011fru gidildi\u011fini g\u00f6steriyor.<\/p>\n\n\n\n

Diane\u2019e hayat veren Mary Kay Place,\nba\u015far\u0131l\u0131 bir performans ortaya koyuyor. Orta ya\u015f sendromu ve o\u011flu ile kuzeni\naras\u0131nda gidip geldi\u011fi bir hayat\u0131n pen\u00e7esinde kalan Diane\u2019in ya\u015fad\u0131klar\u0131n\u0131 bir\ng\u00fczel ortaya koyuyor. Diane\u2019in o\u011fluna hayat veren Jake Lacy\u2019nin de filmin\nparlayan y\u0131ld\u0131zlar\u0131ndan birisi oldu\u011funu s\u00f6yleyebilmek m\u00fcmk\u00fcn.<\/p>\n\n\n\n

ROJO\n\/ KIRMIZI \/ Y\u00f6netmen: <\/strong><\/p>\n\n\n\n

San\nSebastian Film Festivali\u2019nden En iyi Y\u00f6netmen, Erkek Oyuncu ve G\u00f6r\u00fcnt\u00fc Y\u00f6netimi\n\u00f6d\u00fclleriyle d\u00f6nen \u2018Rojo\u2019 da; bir kasaban\u0131n sayg\u0131n avukat\u0131 ile kasabaya gelen\nyabanc\u0131 adam aras\u0131nda ya\u015fanan s\u00f6zl\u00fc kavgan\u0131n ard\u0131ndan ya\u015fanan olaylar sarmal\u0131n\u0131\nkonu al\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

Filmin\ng\u00fczel bir senaryosu olmas\u0131na kar\u015f\u0131n, izlerken bir tiyatro oyununa dald\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131\nhissetmemek elde de\u011fil. \u00c7\u00fcnk\u00fc akan sahneler, genel olarak bir tiyatroyu and\u0131r\u0131r\n\u015fekilde ilerliyor. Bu da bir film izledi\u011fimiz etkisinden uzakla\u015fmam\u0131za neden\noluyor. Ayr\u0131ca teknik anlamda da sinematografi s\u0131k\u0131nt\u0131s\u0131, filmin b\u00fcy\u00fck bir\neksi\u011fi\u2026 Kameran\u0131n fazlaca \u2018zoom\u2019 hareketi, g\u00f6ze ayr\u0131 bir d\u00fc\u015f\u00fck gelen bir etken\u2026<\/p>\n\n\n\n

Filmin en\n\u00f6ne \u00e7\u0131kan oyuncusu Dario Grandinetti ile Alfredo Castro\u2019nun birlikteyken,\ndoyurucu performanslar sergiledi\u011fini s\u00f6yleyebiliriz. Daha \u00f6nce bir\u00e7ok filmde\nrol alm\u0131\u015f, ancak dikkatimi en \u00e7ok \u201cJulietta\u201d filminde \u00e7eken ba\u015far\u0131l\u0131 Dario\nGrandinetti\u2019nin lezzetli performans\u0131n\u0131n tad\u0131 dama\u011f\u0131mda.  Dario Grandinetti\u2019nin \u00f6zellikle ba\u015frol olarak keyif\nveren bir performansa imza atmas\u0131, olduk\u00e7a umutland\u0131r\u0131c\u0131. <\/p>\n\n\n\n

SAF\n\/ Y\u00f6netmen: Ali VATANSEVER<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Ali Vatansever, bir Anadolu\nkasabas\u0131nda ge\u00e7en naif bir hik\u00e2yeyi konu ald\u0131\u011f\u0131 \u2018El Yaz\u0131s\u0131\u2019 filminden 7 y\u0131l\nsonra ba\u011f\u0131ms\u0131z film \u2019Saf\u2019 ile kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131k\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

\u0130lk filminden \u00e7ok daha g\u00fc\u00e7l\u00fc bir\nsinematografi ve oturmu\u015f bir y\u00f6netimle ba\u015far\u0131l\u0131 bir i\u015f yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebiliriz\nAli Vatansever\u2019in. \u00d6zellikle g\u00f6r\u00fcnt\u00fc y\u00f6netimi ile \u2018ba\u011f\u0131ms\u0131z sinema\u2019 ya son\nderece yak\u0131\u015fan ve \u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015f bir teknik altyap\u0131l\u0131 bir film Saf. Filmin\nhikayesi, g\u00fcn\u00fcm\u00fczde de kenar mahallelerde ya\u015fanan b\u00fcy\u00fck sorunlar asl\u0131nda.\nKentsel d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm ve g\u00f6\u00e7melerin \u00fclkemizde olu\u015fturmu\u015f oldu\u011fu yer, fazlaca b\u00fcy\u00fck\nbir mesele haline geldi. Filmde bu meseleler iyi i\u015flenmi\u015f olsa da, biraz uzun\nve bir s\u00fcre sonra izleyeni bunalt\u0131c\u0131 bir hale sokabiliyor. \u00d6zellikle g\u00f6r\u00fc\u015f\nsahnesinin upuzun bir ilerleyi\u015f halinde olmas\u0131 ve \u00e7atal-b\u0131\u00e7ak mesesinin lastik\ngibi uzat\u0131lm\u0131\u015f olmas\u0131, bunlar i\u00e7in \u00f6rnek verilebilir. Ba\u015f erkek karakterin, bu\nkadar sessizken bir anda harekete ge\u00e7mesinde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z anlam belirsizli\u011fi de\nfilmde bir eksikli\u011fi ortaya koyuyor diyebiliriz.<\/p>\n\n\n\n

Saadet I\u015f\u0131l Aksoy ve Erol Af\u015fin\u2019in\n\u00fczerine olduk\u00e7a \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015f olduklar\u0131n\u0131 g\u00f6rebiliyoruz. Filmin bir yar\u0131s\u0131nda Erol\nAf\u015fin\u2019in a\u011f\u0131rl\u0131kl\u0131 performans\u0131, di\u011fer yar\u0131s\u0131nda da Saadet I\u015f\u0131l Aksoy\u2019\u0131n daha\ngeni\u015f\u00e7e performans\u0131n\u0131 izliyoruz. Onur Buldu\u2019nun performans\u0131na ayr\u0131 bir\nbay\u0131ld\u0131\u011f\u0131m\u0131 s\u00f6yleyebilirim. Komedi oyuncusu olarak bilinen Buldu\u2019nun daha \u00f6nce\n\u2018Mart\u0131\u2019 filminde de \u015fapka \u00e7\u0131kar\u0131lacak bir performans sergiledi\u011fini\ns\u00f6yleyebiliriz. Saf filminde de Buldu, komedi d\u0131\u015f\u0131ndaki projelerde de ba\u015far\u0131l\u0131\nolabilece\u011fini iyi bir \u015fekilde g\u00f6steriyor. Ayn\u0131 \u015fekilde \u00dcmm\u00fc Putg\u00fcl\u2019\u00fcn de\nkendini sevdiren bir performansla filmde yer ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebiliriz.<\/p>\n\n\n\n

G\u00d6R\u00dcLM\u00dc\u015eT\u00dcR\n\/ Y\u00f6netmen: Serhat KARAASLAN<\/strong><\/p>\n\n\n\n

K\u0131sa filmleriyle tan\u0131nan Serhat\nKaraaslan, ilk uzun metrajl\u0131 filmi \u2018G\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr\u2019 de, \u00f6yk\u00fc yazmaya merakl\u0131 gen\u00e7\nbir hapishane memurunun, bir mahk\u00fbmun kar\u0131s\u0131na duydu\u011fu hayranl\u0131k \u00fczerinden\nbunun bir tak\u0131nt\u0131 haline d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fcn\u00fc g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne seriyor.<\/p>\n\n\n\n

Serhat Karaaslan\u2019\u0131n ilk filminde iyi\nbir y\u00f6netim ger\u00e7ekle\u015ftirdi\u011fini ve fark yaratan bir senaryoyla izleyici\nkar\u015f\u0131s\u0131nda oldu\u011funu g\u00f6rebiliyoruz. Mahkumlar\u0131n mektuplar\u0131n\u0131 kontrol etme\nmeselesinin ilk defa bu kadar derin i\u015flendi\u011fi bir filmle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131\ns\u00f6yleyebilirim. Memurlar\u0131n mektup okuma sahnelerinin birisinde \u2018konjonkt\u00fcr\u2019\nkelimesine fazla tak\u0131n\u0131lmas\u0131, ilk ba\u015fta bunaltsa da, bir yerden sonra durum\nkomedisi haline gelince oluk\u00e7a g\u00fczel bir sahneye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc\nanlayabiliyorsunuz. Filmin kalbinde yer alan Zakir karakterinin; naif ve\ntutarl\u0131 ba\u015flayan duru\u015funun, bir anda tak\u0131nt\u0131l\u0131 bir hale amiyane tabirle\n\u2018psikopatvari\u2019 d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fc, temiz ve izleyeni al\u0131\u015ft\u0131ra al\u0131\u015ft\u0131ra anlatan bir\nmetotla senaryodaki yerini alm\u0131\u015f. Filmin finali ise tart\u0131\u015fmaya a\u00e7\u0131k. Bence\ntamamen \u2018umutsuz\u2019 sonlanmas\u0131 ve tam anlam\u0131yla bir yere ba\u011flanamamas\u0131, bir soru\ni\u015fareti b\u0131rakt\u0131r\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Berkay Ate\u015f\u2019in \u2018Zakir\u2019 karakteri i\u00e7in\ndo\u011fru bir se\u00e7im oldu\u011fu, filmi izleyince anla\u015f\u0131labiliyor. Abluka filminde de\nizlerken Ate\u015f\u2019in karakterinden son derece tiksinmi\u015f fakat oyunculu\u011funa bay\u0131lm\u0131\u015ft\u0131m.\nAte\u015f\u2019in Zakir\u2019i kendinden beklene \u00fcst\u00fcn bir performansla sergiledi\u011fini\ns\u00f6yleyebiliriz. Zakir\u2019in kendine bir hik\u00e2ye yaratmas\u0131, bu hik\u00e2ye \u00fczerinden bir\nkad\u0131na hayranl\u0131k duymas\u0131 ve bu hayranl\u0131\u011f\u0131n git gide s\u0131n\u0131rlar\u0131 a\u015fan bir hale\ngelmesini iyi bir kalitede izliyoruz Ate\u015f\u2019in performans\u0131yla\u2026<\/p>\n\n\n\n

Bazen bir karakter, bak\u0131\u015flar\u0131yla bile\ni\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 buhran\u0131 izleyenlere aktarabilir. Saadet I\u015f\u0131l Aksoy, filmde\nbak\u0131\u015flar\u0131 ve jest-mimikleriyle karakterin ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 buhran\u0131 olduk\u00e7a s\u0131rlarla ama\nbir s\u00fcre sonra a\u00e7\u0131klay\u0131c\u0131 bir performansla anlat\u0131yor. Filmin bir di\u011fer y\u0131ld\u0131z\u0131\nise, ku\u015fkusuz Erdem \u015eenocak. Kendisini \u2018S\u0131n \u00c7\u0131k\u0131\u015f\u2019 filminde de k\u0131sa sahnelerde\nizlemi\u015ftim ve o durum komedisini dibine kadar ya\u015fatm\u0131\u015ft\u0131. Ancak \u015eenocak, bu\nfilmde bunun daha da ilerisine gidiyor ve filmde b\u00fcy\u00fck bir izleti keyfi\nkazand\u0131r\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

KIZ\nKARDE\u015eLER \/ Y\u00f6netmen: Emin ALPER<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Emin Alper\u2019in uzun zamand\u0131r konu\u015fulan\nve pr\u00f6miyerini ger\u00e7ekle\u015ftirdi\u011fi Berlin\u2019den bu yana merakla beklenen yeni filmi\n\u201cK\u0131z Karde\u015fler\u201d festivalin merakla beklenen yar\u0131\u015fma filmleri aras\u0131ndayd\u0131.\nFestivalde En \u0130yi Film, Y\u00f6netmen ve Kad\u0131n Oyuncu gibi \u00f6nemli \u00f6d\u00fclleri toplayan\nfilmin bu \u00f6d\u00fclleri son derece hakk\u0131yd\u0131. Bir da\u011f k\u00f6y\u00fcnde babalar\u0131yla ya\u015fayan \u00fc\u00e7\nk\u0131z karde\u015fin hikayesini konu alan filmde 2 farkl\u0131 mevsim ve zaman izliyoruz.\nAma bu iki mevsim de zaman da, birbirine fazlaca etkilerde bulunuyor. <\/p>\n\n\n\n

Emin Alper\u2019in her zaman ba\u015far\u0131l\u0131 bir\ny\u00f6netmen oldu\u011fu, \u2018Tepenin Ard\u0131\u2019 ve \u2018Abluka\u2019 filmleriyle kan\u0131tland\u0131. Yeniden bir\nta\u015fra hikayesine d\u00f6nen Alper\u2019in, bu seferki reji ekibini \u00e7ok daha kuvvetli\nhaz\u0131rlad\u0131\u011f\u0131 ve teknik anlamda daha iyi bir \u00e7al\u0131\u015fma \u00e7\u0131kartt\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebiliriz.\n\u00d6zellikle gerilimin y\u00fckseldi\u011fi sahneler hem \u00e7ok ak\u0131ll\u0131ca yaz\u0131lm\u0131\u015f, hem de\ng\u00f6r\u00fcnt\u00fc y\u00f6netimi ba\u015far\u0131l\u0131 olu\u015fturulmu\u015f. Filmde a\u00e7\u0131k\u00e7a bir \u015fey olmasa da, cinsel\nmanalara gelinebilecek \u00f6\u011feler de mevcut. Spoiler olmamas\u0131 i\u00e7in renk\nveremeyece\u011fim sahnenin anlat\u0131m\u0131 asl\u0131nda ba\u015far\u0131l\u0131 olmu\u015f, fakat bir sinema\nizleyicisi i\u00e7in fazlaca a\u011f\u0131r ve cesur olarak nitelendirilebilir. Bu bir\u00e7ok\nizleyiciyi rahats\u0131z edebilir tabi, beni \u015fahsen rahats\u0131z eden noktalar\u0131 olmad\u0131\nde\u011fil. \u0130yi yaz\u0131lm\u0131\u015f bir senaryosu olsa da filmin, t\u00fcrevlerine bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda\n\u2018ta\u015fra\u2019 hikayelerinin benzer olu\u015fu g\u00f6ze \u00e7arp\u0131yor. K\u0131z Karde\u015fler\u2019in g\u00f6r\u00fcnt\u00fc\ntekni\u011fi, y\u00f6netimi ve oyunculuklar\u0131, senaryosundan olduk\u00e7a \u00fcst\u00fcn\u2026<\/p>\n\n\n\n

3 gen\u00e7 kad\u0131n oyuncunun, filmle\nbirlikte adeta y\u0131ld\u0131zlar\u0131n\u0131 parlad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebiliriz. Cemre Eb\u00fczziya\u2019n\u0131n\narada \u015five ka\u00e7mas\u0131 ya\u015fasa da, en ba\u015far\u0131l\u0131 performans\u0131n\u0131 \u201cK\u0131z Karde\u015fler\u201d de\nsergiledi\u011fini dillendirmek m\u00fcmk\u00fcn. \u00d6zellikle anne-bebek ili\u015fkisini ba\u015far\u0131yla\nyans\u0131tt\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve k\u00f6hne bir kasabada babas\u0131 ile sevmeden evlendi\u011fi kocas\u0131yla\nya\u015famakta olman\u0131n, ayr\u0131ca ekstra olarak hayat\u0131n vermi\u015f oldu\u011fu darbeleri\nba\u015far\u0131yla s\u0131rtl\u0131yor ba\u015far\u0131l\u0131 oyuncu. Ece Y\u00fcksel\u2019in de fevri ve aksi k\u0131z \u00e7ocu\u011fu ama\nayn\u0131 zamanda hastal\u0131k d\u00f6nemi evreli halini ba\u015far\u0131yla canland\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131\ns\u00f6yleyebilmek m\u00fcmk\u00fcn. Helin Kandemir de, gen\u00e7 ya\u015f\u0131nda g\u00fc\u00e7l\u00fc bir yetenek\noldu\u011funu kan\u0131tl\u0131yor. Fakat filmin en b\u00fcy\u00fck performans\u0131, ku\u015fkusuz \u2018Veysel\u2019\nkarakterini canland\u0131ran Kayhan A\u00e7\u0131kg\u00f6z\u2019e ait. \u00d6zellikle ate\u015f ba\u015f\u0131ndaki sahnesi\nve kar\u0131s\u0131 \u2018Reyhan\u2019 ile olan y\u00fczle\u015fme sahnesinde olduk\u00e7a iyi performanslar\nizliyoruz. <\/p>\n","post_title":"38. \u0130stanbul Film Festivali filmlerinden De\u011ferlendirmeler","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"38-istanbul-film-festivali-filmlerinden-degerlendirmeler","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-04-19 15:28:02","post_modified_gmt":"2019-04-19 12:28:02","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=108478","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":108478}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "1139"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "285"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...
Deniz Ali Tatar
Deniz Ali Tatarhttps://www.youtube.com/channel/UClHTrBzgdhbCKCM5L0zI4jQ
Lise yıllarında başlayan sinema tutkum, üniversitede Radyo, Televizyon ve Sinema okumamla devam etti. Okul döneminde de kısa film, belgesel ve klip çalışmaları gerçekleştirdim. Yapımcılığını ve sunduğum "6. SEANS" adlı sinema programım, 3 sezon boyunca Tv6 kanalında yayınlandıktan sonra, 2 yıl YouTube kanalımda devam etti. Programda yönetmen ve oyuncularla röportajlar yaparken film festivallerini, galaları ve çeşitli kültür sanat etkinliklerini takip ettim. YouTube kanalımda Bir DALİ Muhabbet ve On Matinesi adlı programlarımla çalışmalarım devam etmekte. Gaia Dergi'de; Ankara'daki kültür-sanat etkinliklerini takip ediyorum. Aynı zamanda vizyona giren filmleri ve film festivallerini haberleştirip takip ediyorum / iletişim: tatar.deniz.ali@gmail.com

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol