Alternatif, epik, deneysel… Türkiye’nin ilk uluslararası experimental dark-psy festivali için geri sayım başladı. 5-9 Haziran arasında Oymapınar Antalya’da gerçekleştirilecek olan Metacore Festival, dünyanın dört bir yanından ağırlayacağı sanatçılarıyla daha önce müziğin hiç keşfetmediğiniz yönlerini sizlerle buluşturmak için hazırlanıyor.
Kuşkusuz dünyanın şu son yüzyılda yaşadığı dönüşümü en net gözlemleyebileceğimiz alanlardan birisi müzik. Kültürel anlamda yaşanan globalleşme ve farklılaşma, elektronik müzikte sesini buluyor. Bazıları elektronik müziği “hakiki” olmamakla suçlayadursun, günümüzde “hakikat” dönüşüyor. Bugün teknolojinin sağladığı imkanlarla tropik yağmur ormanlarındaki hayvanlardan tutun da kapı gıcırtısına kadar her türlü canlı ve cansız varlığın çıkardığı sesi bir müzik parçasında duyabilirsiniz. Giderek çeşitlenen yüzlerce farklı türde müzik dinleyebilirsiniz. Hayal gücünün sınır tanımaması gibi, artık müzik de sınır tanımıyor. Burada müziğin neleri değiştirmeye kadir olduğundan bahsedecek değilim. Müziğin toplumsal ve psikolojik ruh üzerindeki etki kuvveti her zaman malum. Ancak bu etki, elektronik müziğin sonsuz dünyasında yerelliğinden sıyrılarak evrensel bir anlam kazanıyor. Duyduğu bir nameyle bambaşka diyarlara giden insan, bugün ruhunun “karmaşıklığına” elektronik müziğin çeşitliliğinde deva buluyor.
Experimental dark-psy müziği bu sonsuz evrenin gidebildiğimiz sınırlarında keşfe çıkmış bir uzay aracı gibi düşünebilirsiniz. Alternatifin de alternatifi… Ritmin ve melodinin alışılmış sınırları dışındaki karanlıkta ne olduğunu merak edenlerin oluşumu… Artık “küresel” sorunları olan insanlığın evrensel ruhunu taşıyan bir dışavurum gemisi… Bilinçaltının karanlığının “aynı”sında birleşip yolunu bulan insanların meydana getirdiği bir kültür birlikteliği…
“İçinde bulunduğumuz çağ, gelişen teknoloji yanında yanlış bakış açıları, yaşam biçimleri ve sistemleri ile kendi öz benliğimizi keşfetmemizi ve içimizdeki yaratıcılığı parlatıp paylaşmayı olanaksız kılıyor. “ diyen Metacore Festival, bizleri modern çağda insan olmanın verdiği ortak paydada buluşup kozmik varlığımızın farkına varmaya davet ediyor. “Tüm bu kaotik düzenin ortasında özümüzle buluşmak (core), özü kavramak ve ötesine bakmak (meta), egolardan arınıp özün ötesini keşfetmek (MetaCore)” manifestosuyla yola çıkan ekip, yeni bir bakış açısı ve yaşam biçimini örneklemeyi, sesle şekillenen bir alternatif kültür oluşturmayı hedefliyor. Kapsamlı hedefini gerçekleştirebilmek için sıkı çalışan Metacore Festival hakkında anlatılacak daha çok şey var. Gelin, hem festivalin detaylarını hem de bu müzik türü ile ilgili merak ettiklerimizi birinci ağızdan, Metacore Festival’i düzenleyen The Dark Code ekibindeki Kristal Güngörün’den dinleyelim.
Her şeyden önce, experimental dark-psy müzik nedir? Bize anlatır mısın?
Dark psychedelic trance (dark-psy), goa-trance ile başlayan psychedelic trance müzik kültürünün son yıllarda en çok gelişim gösteren türlerinden biri. 80’lerin sonlarına doğru Hindistan’ın Goa eyaletinde tohumları atılan psychedelic trance, gelişen teknolojiyle birlikte yeni synth’lerin keşfi ve dijital ortamda ses tasarımına sonsuz imkan tanıyan program ve ekipmanlarla sürekli yenilenen, türlere ayrılan, oldukça geniş yelpazeye sahip evrensel bir müzik türü ve kültürüdür. Aslında psychedelic trance içinde herkese göre bir sound bulmak mümkün 🙂 Farklı zevklerde insanların ilgisini çekebilecek bir çok türe sahip olan psychedelic müziğin türlerinden olan full-on ve psy-progressive gibi türler daha geniş bir kitleye hitap ederken, dark-psy daha alternatif bir kitlenin ilgisini çekmekte.
Daha dark tonlar, hızlı ritimler ve yüksek BPM( dakikadaki vuruş sayısı) ile diğer türlerden farklı bir iskelete sahip olan dark-psy da kendi içinde dallara ayrılıyor. Başlarda sadece dark-psy olarak tanımlanan bu tür, yeni prodüktörlerin oluşturduğu farklı ve benzer iskeletler ve tonlarla zamanla yeni dallara ayrılmaya başladı. Şuan genel hatlarını çizmemiz gerektiğinde darkpsy, forest, hi-tech, psycore ve experimental olarak ayrılıyor. Günümüzde her dal da morning hi-tech, dark hi-tech, dark psycore, sunshine psycore gibi alt dallara ayrılarak kendi içinde bile çeşitlenmeye başladı. Gözlemlediğimiz o ki bu ses ağacı teknoloji var olduğu ve geliştiği sürece yeni dallar doğuracaktır.
Psychedelic müzikle yeni tanışan bir dinleyicinin başlangıçta bu türleri ayırması imkansız gibi görünürken, zamanla şekillenen bir kulağa sahip olduğumuzu düşünüyorum. Hızlı ve çok katmanlı oluşuyla, içinde kullanılan elementlerle başta hepsi benzer görünse de dinleyici zamanla türlerin farklarını keşfedip kendine yakın bulduğu sound’u ayırt edebiliyor. Tıpkı şekil değiştirebilen bir labirent gibi kulağımızdan geçen her sound bir kıvrım yaratıyor ve zamanla bu labirenti dolduranları ilgimizi çekiyor.
Dark-psy türlere biraz girersek, dark ve forest benzer BPM’lerde ama atmosfer ve kullanılan sesler bakımından farklıdır. Hi-tech kendine has iskeleti ve bassline dizilimi ile diğer dark türler içinde en çok ayırt edilenlerden biri. Hi-tech’e benzer bir tür olan psycore, kökleri eskilere dayansa da çoğunlukla yeni nesil prodüktörlerin ürettiği, son yıllarda birçok ülkede yükselişe geçen ve aslında psychedelic trance içinde en yeni ve benzersiz sound’ların üretildiği tür. Her ne kadar experimental psychedelic ayrı bir tür olsa da çoğunlukla psycore parçalar da içinde experimental bölümler barındırıyor. Bir parçanın experimental olması, elektronik müzikte, özellikle de psytrance’ta bütünlüğü ve döngüyü sağlayan ölçünün kırıldığı anlamına gelir. Bu da parçanın kulağa diğer türlere göre daha düzensiz, deneysel gelmesini sağlar. Parçayı ne zaman ne olacağını bilmediğin bir yolculuk haline getirir. Psychedelic parça yazım teknik ve kurallarının getirdiği sınırlamalarla bağlı kalmayan, deneysel ağırlıklı bir tür olması bakımından psycore’un diğer türlerden daha özgür ve gelişmeye açık olduğunu düşünüyorum. Psychedelic türler içinde dünyanın bugünlerde en çok ürettiği yeni sound’un psycore olduğunu söylemek yanlış olmaz ancak yine de popüler bir tür olduğu sanılmasın; hala oldukça underground ve bir çok insan tarafından önyargılarla karşılanan ailenin yaramaz çocuğu… 🙂 Yine de psycore ve experimental dark-psy ritmi, sample’ları, kullanılan efektler ve tonlarla aslında kimi zaman etnik ve oldukça ritüelistik müzikler. Bu iki müzik türünün ilk çağlardan beri özlemini duyduğumuz kollektif aydınlanma ve spiritüel arınmayı gerçekleştirdiğimiz trans haline geçmek için zamana en uygun soundlardan olduğunu düşünüyorum.
Peki senin bu müzik türüyle olan yolculuğun nasıl başladı? Seni bu müzikte çeken şey neydi? Bu vesileyle bize kendinden de bahseder misin?
Psychedelic trance ile tanışmam Türkiye’deki ilk rave partilerle oldu. Diğer ülkelerde daha uzun geçmişe sahip olan psychedelic müzik ve kültürü, tohumları yine önceleri atılsa da Türkiye’de patlama noktasını 2006’da evrensel bir ekip tarafından düzenlenen Soul Eclips festivalinden sonra yaşadı. Popçu Emre ve Orhan Kalender’le Shanti Tribe’ın oluştuğu bu yıllar, herkesin kendi imkanlarıyla toplandığı küçük ama spiritüel olarak anlamlı ilk buluşmaları yaptığımız, daha türlerin ayrımını bilemediğimiz hatta birçok türün henüz belki de oluşmadığı yıllardı. Zamanla rave’lerden çok live booking’lerin olduğu mini parti, mini festival tadında buluşmaların yapıldığı yıllar başladı. Bu etkinliklerle Türkiye’nin her yerinden insanın buluştuğu yeni ve alternatif bir ortamın oluştuğunu gördük. Zamanla yurtdışından katılımcıların da eklendiği bu etkinlikler bize özgürlüğümüzü yaşayabileceğimiz alanlar yaratmıştı. Gece 4’te, 5’te sona eren ve popüler soundların çalındığı şehir club kültürünün sınırları hayal gücümüzün sınırsızlığı ile asla uyuşmadı. Çoğumuz şehirlerde büyüyen çocuklar olarak doğaya özlemimiz, ülkemizin müthiş doğasını keşfetme isteğimiz, bizi bir macera yolculuğuna çıkaran bu etkinlikleri giderek daha sık yapmamıza neden oldu. Yeni bir algının oluşmasını sağlayan psychedelic müzik, bir müzik türü olmanın yanında Hippi kültüründen bu yana var olup gelişen evrensel ve alternatif bir yaşam biçimine dönüştü. Türkiye’de yeni yeni deneyimlenen bu buluşmalarda kemik bir kitle vardı, bazılarını hala her etkinlikte görmek mümkün 🙂 Organizasyon ismi, organizatörler değişse de bu müzik nerede yankılansa oraya giden, sadece kültürün gelişmesi adına hiçbir beklentisi olmadan gelen ve her işin ucundan tutan bir avuç insanız aslında. Bizler sistemin yanlış algılarını silmeye ve özgürce yaşamaya, eğlenmeye ve paylaşmaya çalışan insanlarız. Birbirini tamamlayan yeteneklere sahip sanatçıların bir araya gelerek oluşturduğu bir topluluğuz aslında.
Bu müziği keşfettikten ve Türkiye’deki ilk rave’ler ile partilerden sonra dünyanın birçok yerinde psychedelic festivallerde ve partilerde bulundum, çalıştım. Birçok farklı ekibi ve organizasyonu gözlemleme ve bunlarla birlikte çalışma imkanım oldu. Paylaşacak çok şeyle döndüğümü söyleyebilirim. Türkiye’de 2006’dan bugüne kadar pek çok başarılı, başarısız etkinlik düzenlendi. Psychedelic dekordan tutun da müzik akışına kadar çoğu şey yıllarca deneme yanılmalarla ve bazı deneyimli sanatçıların yönlendirmeleri ile oldu. Ancak bu işi hakkıyla, müziği ve kültürü geliştirmek adına yapan çok az organizatör vardı. Biz de bir grup insan, 2017 yazı yaşadığımız talihsiz psychedelic partilerin ardından bir araya gelip TheDarkCode ekibini kurduk. Bu ekip Sound Monsters, Intergalacted Tribe ve Amygdala Sound Systems&Solutions’ın bir araya gelmesiyle kuruldu.
Bu ekibe kalite getiren en önemli özelliklerden biri Amygdala Sound System and Solutions’ın aramızda olmasıydı çünkü psychedelic müzik için dünyada en çok tercih edilen ses sistemi olan Funktion One’la etkinliklerimizin sonic bir basamak atlamasını sağladı. O zamandan önce psychedelic etkinliklerde ses kalitesi bakımından oldukça yetersiz ekipmanlarla çalışılmıştı. Amygdala Sound Solutions ekibin ses, fikir ve macera kısmını üstlenerek Amygdala’dan yola çıkarak yarattığı karakteri Amy ve eğlenceli fikirleriyle harika işler çıkarmamızı sağladı. Amy, özel bir takipçi kitlesiyle rave partiler düzenleyerek dostlarını ve kaliteli sesi doğaya getiren fantastik bir audiofil. “Amy Kim?”
Zamanla birçok sanatçının dahil olduğu TheDarkCode daima gelişmeye ve büyümeye açık bir ekip. Bu yıl Metacore projesi ile bir çok farklı ülkede bir çok ekiple çalışan TheDarkCode, giderek daha da evrensel bir ekip olacak.
Bir organizatör olarak varmak istediğin hedef nedir? Kendini hangi amaç için geliştiriyorsun?
Her müzik festivali bir tasarımdır. Varoluş amacıyla, sound’un evrene yayılan frekansıyla, dekoruyla birbirini tamamlayan bir tasarımdır. Bu tasarım farklı ekiplerin birliğiyle ve katılımcıyla tamamlanır. Bir araya gelen bu kadar sanatçı ve sahnede dans eden tüm katılımcılarla evrene aslında büyük bir enerji yollanır. Bu enerji eğer doğru yönlendirilmezse boşlukta süzülür ancak doğru yönlendirilirse hedefe ulaşır. Biz yaptığımız buluşmalarda yeni değerler, yeni fikirler üreterek yeni düşünce ve ilişki biçimleri oluşturuyoruz. Dans ve müziğin hiç bir dilin olmadığı kadar evrensel olabildiğini deneyimliyoruz. Organize ettiğimiz herhangi bir etkinlikte ilk önce müziğin ve sesin en iyi şekilde olması, katılımcılara sistemin kurallarından uzak bir özgürlük alanı yaratmak ve hayal gücünü harekete geçirerek yeni bir yaşam biçiminin oluşmasını sağlayacak fikirlerin bulunmasına yardımcı olmak, kollektif bir yaratıcılık alanı oluşturmak, yeni fikirleri ve sanatçıları desteklemek ve sanatlarını paylaşabilecekleri ortamlar yaratmak en önemli amaçlarımdan.
Aslında bir organizatör olarak yalnız başıma değil de TheDarkCode ekibi adına konuşmak isterim. Çünkü fikir ve yönlendirmeler çoğu zaman bir iki kişiden ortaya çıksa da ekip olarak geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Yukarıdaki soruda da biraz bahsettiğim gibi TheDarkCode ekibi 2017 yazında birçok sanatçının bir araya gelmesi ile kuruldu. Bu kültürü geliştirmek, yeni sanat ve sanatçılara, özellikle alternatif ve yeni soundlara yer vermek üzere bir araya gelen bu ekiple geçen iki yılda güzel etkinlikler ve buluşmalar düzenledik. Bu yıl yeni müzik label’ımız Metacortex Record’un kuruluşu ile yeni bir isimle Metacore Festival’i tasarladık.
Bir ritüel olarak her yıl gerçekleştirmeyi planladığımız Metacore Festival ile yeni bir bakış açısı ve yaşam biçimini örneklemek, müzik etrafında şekillenen tüm diğer sanatlar ile geçmişin bilgisi ve bugünün yaratıcılığını birleştirip sesle şekillenen bir alternatif kültür oluşturmayı hedefliyoruz. Metacore, kelime anlamlarının bizim tarafımızdan yeniden yorumlanışı ile ‘merkezin başkalaşımı’ anlamına gelmektedir. Metamorphosis, yani başkalaşım yaşamın temelinde olan net bir gerçektir. Her şey değişir; oluşur, gelişir, ölür ve yeniden biçimlenir. Meta, Latince’de önüne eklendiği kelimeye “kendisi ve ötesi” anlamını getirir. Core, sunulacak müzik tarzının yanında aslında çekirdek, merkez anlamına gelmektedir. Merkezin başkalaşımı, sahip olduğumuz değerlerin yeniden biçimlendirilmesi ve yeni bir algı biçiminin oluşması anlamında değerlendirilmelidir. İçinde bulunduğumuz çağ, gelişen bir teknoloji yanında yanlış bakış açıları, yaşam biçimleri ve sistemleri ile öz benliğimizi keşfetmemizi ve içimizdeki yaratıcılığı parlatıp paylaşmayı olanaksız kılıyor. Tüm bu kaotik düzenin ortasında özümüzle buluşmak (core), özü kavramak ve ötesine bakmak (meta), egolardan arınıp özün ötesini keşfetmek (MetaCore), yeni bir bakış açısının ve yaşam biçiminin oluşmasını sağlayacaktır.
Etkinlik hakkındaki sorulara gelirsek, Metacore Festival müzisyen olarak kimleri konuk edecek? Psycore ağırlıklı bir festival mi olacak? Bunun dışında hi-tech, forest vb. farklı türleri de dinleyebilecek miyiz?
Metacore Festival için bu yıl dünyanın birçok ülkesinden live ve dj performans sergileyecek müzisyenler getiriyoruz. Toplamda 55 müzisyenin bir araya geleceği Metacore Festival’de 30 prodüktörden live setler ve kendine özgü seçimleriyle 25 dj’den benzersiz setler dinleyeceğiz. Daha çok psycore ve experimental türlerde olan live setlerin yanında bir çok yerli ve yabancı dj ve producer’dan hi-tech, forest, dark proggy soundlar dinlemek mümkün olacak.
Birçoğu ülkemizde ilk kez çalacak olan live performans sergileyecek sanatçılar arasında Sectio Aurea, Plankton, Depuratus, Crone, Hyperekplexia, HyperCrone, Audionimus, Setu Ketu, Yawanawa, TzuJan, Kinetik Flux, Oroboro, WuWei, Elephant, DerSandman, Manticore, Antropoph, Delp, Liqcronium, Psycore25, Dawood, Haryashvas, Elunami ve K-owl!!! bulunmakta. İran’dan Erf, Türkiye’nin sayılı producer’larından Mhakavaya, Fortyfive, Gyn-x ayrıca İstanbul underground scene’den Fosil gibi isimler de live sanatçılar arasında. Almanya’dan Kathali, Pitch Bitch, Vagabunt, Psyheater, DNS dark ve psycore çalacak Dj’lerden. İran’dan Chaw, ve Kento, Suriye’den Shnsho, Türkiye’den Holymania, Eodem Tempore, Kök Tengri, Mita, Pack, I-Touch, Aslan DJ, Aaayth, Gamma Goblin, Vortex-Z, Morwen ve Positive Scandal’da Dj setleriyle bizlerle olacaklar.
Tabii ki daha açıklamadığımız sürprizler de var . Ayrıca göl kenarına günde bir iki set çalınacak olan mini bir “Lake stage” tasarlıyoruz. Burada Istanbul underground müzik topluluklarından AID (art is dead) ‘den producer ve djler, ayrıca TheDarkCode ekibindeki ve Metacore line-up’ındaki sanatçılardan farklı tarzlarda setler dinlemek mümkün olacak.
Festivali tanıtmak amacıyla Meksika’dan Rusya’ya dünyanın dört bir yanında partiler düzenlediniz. Aldığınız geri dönüşler nasıl oldu? Yurt dışından çok katılımcı bekliyor musunuz?
Metacore Festival sadece Türkiye için değil tüm dünya için yeni ve benzersiz bir müzik seçkisi sunuyor. Ancak ülkemizde bu müziği bilen, dinleyen kişi sayısı oldukça az. Dünyada bile çok kalabalık bir kitleye hitap etmiyor. Oldukça underground, sert ama bir o kadar da ritüelistik bir müzik olan psycore’u tanıtmak ve yeni nesil psycore prodüktörlerini desteklemek adına böyle bir seçki yaptık. Aslında oldukça cesurca bir hareketti. Özellikle bilinen sanatçıları line-up’a koyarak daha çok insan çekme dürtüsünde bulunmadık. Metacore’u dünyada tanıtıp gerçekten bu müziği seven ya da merak eden insanların ilgisini çekmek istedik. Önce TheDarkCode ekibi olarak Antalya, Ankara, Eskişehir, İstanbul ve İzmir’de olmak üzere Türkiye’de beş tanıtım etkinliği düzenledik. Ardından zaten Metacore’u baştan beri destekleyen Psycore Family ile Almanya’da, BrainFarmFamily ile İngiltere’de, Vooodoo Hoodoo Records’la Kanada’da ve Metacore Festival’in guest (davetli) ülkesi olarak seçtiğimiz Meksika’da Ek’kiben Team birlikteliği ile promo partilerimiz düzenlendi. Bu sırada Rusya’dan Ufo Family ve Hindistan’dan Union Hofmann Records bizimle iletişime geçti ve Metacore’u kendi ülkelerinde promo partiler yaparak temsil etmek istediklerini söylediler. Metacore Festival daha olmadan dünyanın birçok ülkesinde güzel ekiplerle iletişime geçmiş olduk. Oldukça güzel etkinlikler düzenleyerek line-up’ımızdaki sanatçıların farklı ülkelerde sahne almasını sağladık. Farklı ülkelerdeki bu etkinlikler Metacore’un duyulmasını ve dünyanın her yerine bilet satmamızı sağladı. Promo partileri düzenleyen ekipler de Metacore Festival’de bizimle olacak. Bu yıl oldukça evrensel bir etkinlik bizleri bekliyor.
Bu organizasyonun sadece konser niteliğinde bir müzik etkinliği olmadığını özellikle vurguluyorsunuz. Festival için farklı etkinlikler planladınız. Mesela tasarım yarışması ve dj set yarışması yapmıştınız. Sonuçları bizimle paylaşır mısın?
Bu yıl Metacore’la yeni sanatçılara ulaşmak istedik. Bunun için iki yarışma düzenledik. Biri Metacortex Records tarafından düzenlenen Dj set yarışması, diğeri de tasarım yarışmasıydı. Bu yarışmalarda amacımız kazananı bulmaktan çok yeni sound ve tasarımlar bulmak, sanatçılara işlerini paylaşabilecekleri bir platform oluşturmaktı. Tasarım yarışmasında kazanan tasarımı festivalde TheDarkCode’un dükkanında satılacak olan t-shirt ve çantalara basıyoruz. Kazanan sanatçı Türkiye’den Alpha Rising! Ayrıca tüm tasarımları el yapımı serigrafi baskı tekniği ile yine kendisi yapıyor! Yarışmanın diğer katılımcıları ise farklı ülkelerden; Sini Alto, Martin Koziol, Elena Skazkina, Varun and Ema Brum.
Dj set yarışmasına yine dünyanın her yerinden bir saatlik toplam yirmi set yollandı. İsveç’ten Noctum Sounds 2,047 kez dinlenme, 252 beğeni, 74 paylaşımla birinci olurken, Ukrayna’dan Salamandra çok yakın farkla (2,518 dinlenme, 271 beğeni, 61 paylaşım) ikinciliği kazandı. İki sanatçıyı da Metacore Festival’de dinleme şansına sahip olacağız. Katılan diğer dj’ler Loopanic (Portugal) , Crypt (Turkey), Ava (Brazil), Tzeentch/Penetrata (Poland),Spacepakoras (Germany), PapaLegba (Mexico) , CoolBox (Iran) , RealTouch (Turkey) , Proteus (Iran) , Timoon (Russia) , Yakawarth (Maldives) , Kapital7 (Dubai) , Sini (Finland) , Tema, Leviathan ,Balao.Thoth, Cagll ve Puthre.
İki yarışmaya da oldukça ilgi olduğunu söyleyebilirim. Bu yarışmalarla hayal ettiğimiz gibi bir çok güzel tasarım bulduk ve yirmi farklı set dinledik. Yarışmaya katılan tüm setleri Metacortex Records soundcloud sayfasından dinleyebilirsiniz. Ekip olarak tüm katılımcılara ve destek verenlere teşekkür ederiz.
Bildiğim kadarıyla görsel sanatlar alanında The Dark Code sanatçıları yer alacak. Bu yıl evrensel bir sanat çağrısı yaparak bu ekibi büyütmeyi amaçlamıştınız. Çağrı hala açık mı?
Her TheDarkCode etkinliğinde etkinliğin teması ile bağlantılı bir art galeri kurduk. Bu art galeride sergilenen sanatçıların işleri Etrafi’nin düzenlediği TheDarkCode fanzinlerimizde yayınlandı. Metacore için belirlediğimiz tema bu yıl ‘Core’. Yani, merkez, çekirdek, öz benlik alt temaları ile ‘varoluşun çekirdeği’ anlamları yorumlanacak. TheDarkCode sanatçıları yanında bu yıl art galeriyi genişletmek adına bir sanat çağrısı yaptık. MetaCore Festival’de sergilenmek üzere bu temaya uygun benzer işler gönderen yerel ve evrensel sanatçılardan yapılan seçimlerle yeni isimler ekibimize eklendi. Seçilen sanatçıların işleri hem art galeride hem de her etkinliğe özgü TheDarkCode fanzininde yayınlanacak. Bu yılki fanzinin basılı kopyaları festivalde yine ücretsiz olarak dağıtılacaktır. Sanatçıların isimlerine etkinlik sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Festivalde çeşitli workshoplar da düzenlenecek. Bunlar hakkında bilgi verir misin? Kayıt olmak isteyen katılımcıların ne yapması lazım?
TheDarkCode etkinliklerinde düzenlenen Music Production Workshop’ları bu kez MetaCortex Records işbirliği ile daha profesyonel bir biçim alıyor. Kaliteli ekipmanlar ve festivalin live act sanatçılarıyla oluşturulmuş workshoplarda, sevdiğimiz sanatçıların prodüksiyon tekniklerini birebir kendilerinden izleme ve öğrenme şansına sahip olacağız. Workshop’larda ders verecek producerlar; Mhakavaya, Mirror Me, Delp ve Yawanawa. Ableton, Logic Pro ve Cubase programları üzerinden kendi tekniklerinden örneklerle, bu production programlarını tanıtacaklar. 4 Haziran tarihinde festival alanında düzenlenecek olan workshoplara maximum yirmi katılımcı alınacaktır. Başvurular [email protected] adresine, en geç 1 Haziran’a kadar yapılabilir.
Music production workshop’larının yanında tam olarak workshop olmasa da bir etkinlik düzenliyoruz. Alanda belirlediğimiz yerlere festivalin son günü fidan dikeceğiz. Bir ağaç dikme workshop’u gibi düşündüğümüz bu etkinlikte ağaç dikmeyi öğrenecek, kendi ağaçlarımızı dikip isimlendireceğiz. Gelecekte daha yeşil bir dünyaya sahip olmak için bir kaç fidan da biz dikeceğiz. Bu etkinliğe katılmak için festival süresince kapıdaki danışmaya kayıt yaptırılabilecek.
Şahsen etkinliklerinizde çok hoşuma giden bir ayrıntı var: Dark Sinema. Türkiye’de psychedelic bir organizasyonda film gösterimine şahit olduğum yer ilk defa ve sadece The Dark Code etkinlikleriydi. Bence bu, “Bir kültür örneklemek istiyoruz.” söyleminin altını dolduran bir girişimdi. Metacore Festival’de de bu ritüeli sürdürecek misiniz?
Kesinlikle!
Bizler geleceği hayal eden, gelecek için fikirler üreten sanatçılarız. Metacore Festival’de yeniden biçimlendirmek istediğimiz “core” yani merkez, çekirdek aslında tüm çılgın ve olağanüstü fikirlere ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden Metacore’da bu kez de bilimkurgu filmlerden seçkilerle bir “cyber cinema” kuruyoruz. Gece boyunca açık olacak sinemamızın film listesi etkinlik broşürlerinde yer alacak.
Konuştuklarımız dışında katılımcıları bekleyen performanslar veya aktiviteler var mı? Sanatçı veya zanaatkar olarak etkinlikte yer almak, stand açmak isteyenler ne yapmalı? Bir de gönüllü alımınız var mı?
Etkinlik sayfalarında henüz açıklamadığımız sürpriz bir mini bir göl sahnesi kuruyoruz. Günde iki ya da üç setin çalınacağı bu küçük stage’de Metacortex sanatçıları ve AID (Art is Dead)’den djlerden setler dinleyeceğiz. Burada güne uygun, daha farklı soundlar dinlemek mümkün olacak. Sahne demişken, gerçekten mini bir sahne olacağını belirtmeliyim. Ayrıca gölde kano kiralamak ve günlük göl tekne turlarına çıkarak mini tekne partileri yapmak mümkün olacak. Festival’deki tüm diğer etkinlikler için kapıdaki arkadaşlarımıza danışılarak rezervasyon yaptırılabilecek. Gün boyunca yoga ve healing, juggling gibi farklı aktiviteler de bulunmakta.
Metacore Festival’de bu yıl bir “art bazaar” kuruyoruz. Sanatçıların kendi işlerini satabilecekleri, artwork, takı, kıyafet, el yapımı işlerin satılacağı bu alanda stand açmak isteyenler bize [email protected] adresine mail atarak başvurabilirler. Gönüllü alımlarına gelirsek, aslında ekibimiz oldukça geniş. Farklı ülkelerden yeni eklenen ekiplerle bu yıl daha da genişliyor. Ancak biz yine de böyle bir etkinlikte bizimle çalışmak isteyecek insanlara ulaşmak için bir gönüllü çağrısı yapmıştık. Ancak şuan gönüllü başvuruları sona erdi ve ekibimizle alanda çalışmalara başladık 🙂
Festival vesilesiyle Türkiye’nin ilk dark experimental psychedelic record label’ı olan Metacortex Record’u kurdunuz. Bu label bünyesinde gerçekleştirmeyi planladığınız neler var?
Metacortex Records , experimental soundları tanıtmak, farklı ülkelerden benzer soundları ve sanatçıları bir araya getirmek, sanatçıların yaratıcılığını tetiklemek ve daha çok üretmelerine olanak tanımak, farklı soundlarını uzak uçlara ulaştırmalarına yardımcı olmak için kurulmuş bir müzik label’ıdır. Varolan didaktik kalıpların yıkılıp yeni fikirlerin yaratıcılığın eşsiz ışıltısı ile parlamasını sağlamak MetaCortex’in varoluş amaçlarındandır. MetaCortex kelime özleri bakımından beynin sınırlarını aşmak anlamına gelir. Yani sesin ve yaratıcılığın sınırsızlığıdır.
2019’da faaliyete geçen Metacortex Records ilk olarak dj set yarışmasını gerçekleştirdi. TheDarkCode etkinliklerinde düzenlenen workshoplar artık Metacortex tarafından düzenleniyor. Zamanla bir çok workshop ve etkinliğe imza atacak olan Metacortex Records’un sıradaki projesi ise Metacore line-up’ından yirmi bir sanatçıyı bir araya getirdiğimiz ücretsiz toplama albüm; VA Metacore! Metacore Festival’in her yılında yayınlayacağımız bu ücretsiz toplama albüm sayesinde festivalimizde çalacak sanatçılardan bir seçki sunarak albümü tüm katılımcılara ve experimental darkpsy dinleyicilerine armağan etmek istiyoruz. Projeler bununla da bitmiyor! Haziran sonunda Brezilya’dan T’kuvmaa’nın 5 parçalık ilk EP’si, temmuz ayında ise Metacortex sanatçılarından Holymania’nın ilk EP’si yayınlanacak. Yakın gelecekte birçok toplama albüm, EP ve track ile yepyeni soundlar tanıtacağız.
Lokasyon hakkında bilgi verebilir misin? Katılımcıları nasıl bir doğa bekliyor? İşletme ve siz tahminen kaç kişilik bir organizasyona hazırlanıyorsunuz?
Festival Antalya Manavgat’ta Yeşil Göl kıyısındaki ZEN-Outdoor Camping’te gerçekleşecek. Oldukça ilginç ve görülmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyoruz. Yeşil Göl, öyle bildiğimiz kara göllerden değil. Turkuaz renkteki bu muhteşem gölün bir yarımada gibi üstünde kalan mekanın çevresi sularla çevrili. Umarım katılımcılar da alanı bizim kadar beğenirler ve keyifli bir festival geçirirler. Metacore Festival ilk yılı olması bakımından mini bir festival olarak tasarlandı. Bu yıl için mekan ve katılımcıların rahatı düşünüldüğünde maximum 1000 kişilik bir etkinlik planladık.
İndirimli bilet satışları devam ediyor mu?
Şuan son dönem indirimli biletlere geçtik. 1 Haziran’a kadar 80 Euro olan son indirimli biletlerden yararlanılabilir.
Teşekkür ediyoruz Kristal. Okuyuculara iletmek istediklerin varsa söz senin.
Röportaj için çok teşekkür ederim. Umarım uzun cevaplarımla okuyucuları sıkmamışımdır. Metacore’da görüşmek üzere!
Sosyal medya hesaplarından Metacore Festival’i takip etmek için tıklayın: