Son zamanların bir diğer önemli konusu permakültür hakkında her geçen gün bir şeyler öğreniyoruz. Peki, doğal tarımın babası denilen Masanobu Fukuoka’yı tanıyor muyuz?
2008 yılına kadar yaşam sürmüş Masanobu Fukuoka, Japonya’da yaşamış bilim insanı, filozof ve çiftçidir. Gümrük bürosundan ayrılarak, çiftçiliğe başlar. 1947 yılında en son çalıştığı yerden ayrılır ve doğal tarım yapmak için Şikoku’daki köyüne döner. 55 dönümlük arazideki modern tarımın yok edici etkilerini tersine çevirmeyi başarır. Fukuaka sayesinde doğanın kendini her türlü sonuca göre yenileyebildiğini görebiliyoruz. Hatta nükleer kazadan sonra boşaltılan, kendi haline terk edilmek zorunda bırakılan Pripyat’ta bile doğanın mücadelesine şahit oluyoruz.
Fukuoka köyüne dönmeye ve çiftçi olmaya, öğrendiklerini uygulayıp kanıtlamaya karar verdi. Eğer herhangi bir teknoloji, hiçbir insan bilgisi kullanmadan tahıl, sebze, meyve ağaçları yetiştirebilirsek, gerçek bu gerçeği kendi gözleri ile görebilecektir. Fukuoka, yaklaşık 15 yıl sonra ortaya çıkan şeyi “doğal tarım” (Natural Farming ya da Do-nothing Farming / shizen nōhō) olarak adlandırdı. (1)
Toprağı işlememek, suni gübre yada hazırlanmış kompost kullanmamak, toprağı sürme ya da herbisist kullanma yoluyla yabani otları temizlememek, kimyasallara bağlı kalmamak doğal tarımın dört ilkesi olarak sayılıyor. (Doğal Tarım ve Fukuoka Semineri notlarında bu ilkelere “meyve ağaçları söz konusu ise budamak da yok” ifadesi de eklenerek doğal tarımın beş ilkesi olarak belirtilmiştir.) Kısacası, yapılan, doğaya en az müdahale ile tarım yaparak en iyi sonucu elde etmek. Çünkü, doğa kusursuz. Fukuoka, tüm bunları deneme yanılma yoluyla keşfetmiş biraz da. Kendi tarlasında yürüttüğü fikirleri deneyerek, kimi zaman mahsulleri kaybederek en sonunda doğru yollara ulaşmış.
Sebzeleri meyve bahçesindeki turunçgil ağaçları arasındaki boşluklarda yetiştirir. Hangi zebzelerin hangi bölgelerde daha iyi yetişeceğine karar vermek yerine tüm tohumları bir araya karıştırır ve tohumları her yere saçar. Sebzelerin kendi bölgelerini bulmalarına izin verir, buralar çoğu kez en az umduğu alanlardır. Sebzeler tohuma kalkarlar ve yıldan yıla meyve bahçesi içerisinde hareket ederler. Bu şekilde yetişen sebzeler daha güçlüdür ve yavaş yavaş yarı-vahşi atalarının formuna dönerler. (2)
Permakültür ve doğal tarım birbirinden farklı şeyler olduğunu bilmeyenler için belirteyim. Birbirlerine zıt yöntem olsalar da yakın benzerliklerinin olduğu ifade ediliyor. Başka bir yazıda da tarım yöntemlerinin farklılıklarından bahsederiz.
Permakültür Fukuoka’dan pek çok şey edindi. Yabani bitkiler gibi sebzeler yetiştirme, ziraat içermeyen aralıksız tahıl yetiştirme gibi tarımsal tekniklerin yanında, pratik stratejiler planlamak için ayrıca önemli bir yeni yaklaşım öğrendi. En önemlisi, doğal çiftçilik felsefesi permakültüre daha önceki ilkelerde eksik olan gerçekten ruhsal bir temel verdi. (3)
İnsan doğal tarımın ilkelerini öğrenince şaşmadan kalamıyor. Artvin gibi bağın bahçenin bol olduğu yerden geliyorum ve böcekleri ilaçladıklarını biliyorum. Her şeyin çok yanlış yapıldığını düşünmeye başladım. Kesinlikle, daha detaylı araştıracağım konulardan biri. Doğal tarım ilkelerini deneyimleyen birileri var mı aramızda acaba?
Başlık Fotoğrafı: bornagain.it
Kaynaklar:
(1) Doğal Tarım ve Fukuoka Semineri, 6.11.2010
(2), (3) Korn, L., Çev: Demirkol, S. E., Masanobu Fukuoka’nın Doğal Çiftçiliği ve Permakültür, yabanil.net, 12.02.2008
Fukuoka, M., Doğal Tarımın Dört İlkesi, yabanil.net, 24.05.2007
en.wikipedia.org/wiki/Masanobu_Fukuoka