Ana SayfaEkolojiHayvan HaklarıBir kapitalist tahakküm sureti: Beyaz Devrim

Bir kapitalist tahakküm sureti: Beyaz Devrim

-

Beyaz Devrim özellikle 1970’lerden sonra yeşil devrim süreci ile gelişen hayvan besiciliğindeki teknolojik değişimi ifade etmektedir. Tamamen bilimsel argümanların öne sürüldüğü bu süreçte hayvanlar, insan aklının birer ürünü olarak görülmektedir. Temel amacı ise et ve süt türevi ürünlerin üretim ve verimini artırmaktır. 

Daha fazla üretim ve verimin daha fazla kâr sağladığı denkleminden yola çıkılarak geliştirilen makina odaklı bu süreç, sistemli bir biçimde binlerce yıldır emek yoğun (geleneksel) sisteme dayanan mandıracılığı yok etmiştir. Beyaz Devrim süreci ile beslenmeden et ve süt ürünlerinin üretimine kadar olan süreç tamamı ile makinalaşmayla ilintilendirilmiştir. Aynı zamanda Beyaz Devrim sürecinde endüstriyel yem kullanımına dayanan yeni bir hayvan besiciliği sistemi uygulanmaktadır.

(Fotoğraf: Keith Myers/The Kansas City Star)
(Fotoğraf: Keith Myers/The Kansas City Star)

Beyaz Devrim ile daha fazla kâr amacıyla yola çıkan kapitalist mantığın monokültür akıl ile birleşmesi sonucu her türden sömürünün gözler önüne serildiği bir süreç önümüze çıkmaktadır. Bu süreç, hayvanların tecavüzden hapsine, işkence görmesinden katledilmesine kadar ciddi bir şiddeti içinde barındırmaktadır. Çünkü bu süreçte hayvanlar sadece daha fazla kâr sağlayan birer araçtır ve özne değil, birer süt makinası ya da et makinası olarak görülmektedir.

Endüstriyel yem kullanımı taneli tahıl üretiminin hayvanlar aracılığıyla bir gıda dönüşümü sürecini içermektedir. Bu dönüşüm, üretilen taneli tahılın direkt insanlar tarafından tüketilmesi değil hayvanlar aracılığıyla et ve süt türevi gıdalara dönüştürülerek insanlar tarafından tüketilmesi demektir. Bu ciddi bir gıda israfıdır.

dv455010

Tarım Bilimi ve Teknolojisi Konseyi’ne göre üretilen tane tahılın tamamının insanlar tarafından doğrudan tüketilmesi durumunda süt, et ve yumurtaya dönüştürüldükten sonra tüketilmesine nazaran 5 misli insan beslenebilecektir. Bu da Beyaz Devrim sürecinin hem sürdürülemezliğini hem de israf boyutunu ortaya koymaktadır.

Beyaz Devrim’in hayvanlara tahakkümü doruk noktasına taşıması ile bu tahakküme verilen tepkilere, dünyayı beslemenin ancak bu şekilde mümkün olduğu cevabını verilmektedir. Beyaz Devrim sürecinin israfı, ancak insanın diğer türlerden üstünlüğü vurgulanarak görünmez kılınmaktadır. Bu sava göre insan türünün beslenmesi, diğer türlerden çok daha önemlidir. Tamamen monokültür aklın bir değerlendirmesi olan bu düşünceler her canlının kendinden değerini yok etmektedir.

(Fotoğraf: Edgar's Mission)
(Fotoğraf: Edgar’s Mission)

Bir inek, endüstri öyle ithaf etse bile bir süt makinası ya da et makinası değildir. Bu hayvanlar birer öznedir. İneklerin veya diğer hayvanların birer özne olduğunu yadsıyan ve onlara sadece hammadde gözü ile bakan kapitalist yaklaşıma türlerin özgürlüğü için karşı durmak bugün bir zorunluluktur. İnsan türü kendi özgürlüğünü başka türlerin tahakkümü üzerine kuramaz. Özgürlük tam anlamı ile tüm türler için var olduğundan özgürlük olacaktır.

SON YAZILAR

Yasayı sokakta biz yazacağız!

Toplumda bir karşılığı olmayan ve fakat iktidar tarafından köpürtülen Güvenli Sokaklar Derneği'nin oluşturduğu fason algı sonucunda, adı hâlâ "hayvanları koruma" olan 5199 numaralı yasadan "koruma"...

Hatay’da depremin ardından süren hayat mücadelesinin pek de söz edilmeyen özneleri: Hayvanlar

6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen Hatay'da yaşayan patili dostlarımız oldukça zor durumda. Hayvanlara yönelik bir sağlık hizmeti görünür değil, özellikle kedi ve köpekler kontrolsüzce...

“Hayvanlar için etki” yaz okulu için kayıtlar başladı

Kafessiz Türkiye tarafından düzenlenen “Hayvanlar İçin Etki Yaz Okulu” kayıtları başladı! Başvuru için son gün 22 Temmuz. 25- 26-27 Temmuz 2023 tarihlerinde online olarak gerçekleştirilecek...

Felaketin görünmeyen yüzü: Depremden etkilenen hayvanlar

Depremin ardından Animal Save Türkiye grubu deprem bölgesinde ilanlar aracılığıyla hayvanları kurtardı. Bakım verenlerine ulaşabildiği hayvanları sahiplerine ulaştıran grup, depremzede hayvanları yuvalandırmaya devam ediyor.
Saliha Kılıç
Saliha Kılıç
1991 Giresun doğumlu. Toprağa, ağaçlara, canlara, canlılara aşık. Dağlara tırmanmayı, ormanlarda yürümeyi ve yağmuru seviyor. Bir çiftlikte yaşıyor ve çalışıyor. Sömürüsüz bir yaşamı tercih ediyor ve bir vegan. Ekolojik tarım, hayvan hakları ve kadın araştırmaları gibi konular temel ilgi alanları. Ekofeminizme inanıyor ve Hintli bir ekofeminist aktivist olan Vandana Shiva üzerine yüksek lisans tezi yazıyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol