Servas Türkiye, 7 senedir çocuklar için “Live with Us, Share with Us (LUSUP)” adı verilen uluslararası gönüllülük programı yürütüyor. Program her sene 06-16 Temmuz tarihleri arasında Antakya’nın bir köyünde yer alır. Yerli ve uluslararası Servas üyeleri köye gelir, yerli ailelerde kalır ve 70’ten fazla çocuğa genellikle gayri resmi biçimde bildikleri her şeyi bahçelerde, sokaklarda öğretirler. Konular genellikle barış, müzik, sanat, çevre sorunları, drama, satranç, hikâye, oyun, spor, diller, vb. şeylerdir. Programın amacı, barış tanıtmak, çok küçükken çocukların hayatlarında yeni ufuklar açmak ve köye uluslararası bir bakış açısı getirmek, Servas gönüllüleri için yerel kültürü deneyimlemek ve kendi bilgilerini ve geçmiş deneyimlerini paylaşmak için bir fırsat oluşturmaktır.
Bana soran küçük bir kızın neşeli sesini duydum; Servas Okulu ne zaman başlıyor? O, 6 yaşında bir çocuktu; Tuana. Onun katılımını geçen seneki Live with Us, Share with Us (LUSUP)’tan hatırlıyorum. Şu an daha büyük görünüyor. Yeni büyüyen dişlerini gülen ağzından fark ediyorum. Çok tatlı. Çocuklarla her sene yaptığımız şeylere ne güzel bir isim bulmuş; Servas Okulu. Evet, bu bir okul. Peki, bu okul neye benziyor? Evet, herkesin iyi bildiği tipik bir okul değil. Bu okul sebze ve meyve ağaçlarının yeşil alanında yer alıyor.
Bahçeler, evlerin arka bahçeleri, merdivenler, odalar bu okulun sınıfı oluyor. Bu okulun öğretmenleri farklı ülkelerden veya bizim ülkemizin farklı şehirlerinden gelen gönüllü Servas üyeleri ve köyden gelen gönüllülerdir. Gönüllüler tarafından farklı kültürler, sanat, müzik, oyunlar, dans ve dünyanın barış deneyimi bu okula ve daha sonra Antakya’daki Ekinci adı verilen köye taşınır. Diğer taraftan gönüllüler engin, çok kültürlü, tarihi ve doğal zenginliği olan Antakya’nın ışığına tutulur. Gönüllüler köyden ayrıldıktan sonra bu deneyimleri dünyanın geri kalanıyla paylaşırlar.
Bu okulda formalite, müfredat, kayıt yoktur ve katılım kesinlikle zorunlu değildir. Bu okulda doğrudan karşılıklı öğrenme, deneyim paylaşma, dil öğrenme ve kültürel anlayış vardır. Bu okulda hangi konular öğretilir? Aslında gönüllüler ne biliyorlarsa onu öğretir.
Ama temel konular barış ve kültürlerdir. Bu sene 7. LUSUP süresince yaklaşık 90 çocuk (06-14 yaş arası), etkinliklere katıldı. Çocuklar evlerinden ayrılıp salyangoz gibi Servas kampüsüne doğru hareket etti. Çocuklar ve gönüllüler, ev sahibi Huriye Teyze ve komşu çiftçilerle beraber genellikle sebze ve meyve bahçelerindeydiler.
Hindistan’dan gelen Ulhas ve Sumon, çocuklar ve gönüllülerle Hint kültürünü, yogayı, vejetaryen yaşam biçimini ve Hindistan’ın çok dilli kültürünü paylaştı. Ayrıca Sumon her gün sabah 7’de kalktı ve yerli insanlarla yoga yaptı. Yoga katılımcılarından biri olan Hayat “Yoganın güzel bir şey olduğunu bilmiyordum. Hint arkadaşlar gittikten sonra da pratik yapmaya devam etmeliyim” dedi. Sumon yerli halk için akşamları yemek pişirdi ve sokaklar bir süreliğine Hindistan gibi koktu. Bu kibar hanım yerli halkla şarkı söyleyerek, dans ederek hoş vakit geçirdi. Sumon ve Ulhas bunların karşılığında yerel dansları, yerel yemekleri, dilimizi ve Türkiye’nin ekonomik ve siyasal durumunu öğrendi.
Fransa’da Alp Dağları’nın eteklerinden Suriye’nin yanındaki köye gelen Janine (65) her gün çocuklarla incir ağacının altında yere oturdu ve onlara Fransızca şarkılar ve kelimeler öğretti. Onlara Avrupa haritasını tanıttı. Janine, bu küçük gezicilere Fransa’nın coğrafyasının fotoğraflarını ve videolarını göstererek ilerideki gezilerini hayal etmelerine yardımcı oldu. Enerjik ve çocuklarla iyi olarak Janine, “yalnızlık olmadan biraz özgür yaşam stili”ni Avrupa’nın “yalnızlıkta daha çok özgürlük stili”nden farklı olan Antakya’nın Ekinci köyünde deneyimlemiş oldu. O, iki dil bilerek büyüyen çocuklardan Arapça ve Türkçe kelimeler öğrendi.
Bu arada bu program, Suriye’de ve dünya genelinde olan korkunç şiddet ve cinayetlere karşın çocukların ve yerel halkın barış duygularını canlı tutmayı amaçlıyor. Bu yüzdendir ki Dünya’nın en uzun ikinci sahili olan ve Suriye’ye sınır komşusu olan Samandağ sahilinde “Uçurtmanı Barışla Uçur” etkinliğine katıldık. Çocuklardan bir tanesi, Ege, uçurtmasını neşeli bir şekilde uçururken “Sence Suriye’deki çocuklar benim uçurtmamı görebilirler mi?” diye sordu. Cevap veremedim, yalnızca gülümsedim.
Antakya’nın en büyük kütüphanesini, kütüphanenin zengin koleksiyonunu ve Antakya’nın okuma geleneğini keşfetmek için ziyaret ettik. Kütüphane çalışanlarıyla ortak etkinlikler yaptık. Fransız ve Hint gönüllüler kendi ülkelerindeki kütüphane sistemlerini anlattılar. Gönüllüler ve çocuklar kütüphanede bir sanatçıdan ebru sanatını öğrendiler. Kendileri de pratik yaptılar.
Yerel gönüllülerden olan Hasan, çocuklara Arapça harfleri ve anne-babalarının ismini yazmayı-okumayı öğretti. Amaç, bölgenin antik dili olan Arapça’ya farkındalık yaratmak. Program boyunca odaklandığımız dil sadece Arapça değildi. Züleyha tarafından yürütülen Servas Çok Dilli Korosu, Türkçe, Ermenice ve Kürtçe gibi Antakya’nın diğer dillerinin şarkılarını da seslendirdi.
Burası duvarları olmayan bir okul. Bir hayat okulu. Örneğin, çocuklar program aktiviteleri sırasında bahçelerde çalışan çiftçileri gözlemleyebiliyorlar. Çocuklar bazen onlara yardım ediyor. Meraklı çocuklar çevredeki bitkileri keşfetmek ve toplamak için doğaya çıktı. Küçük nehirleri yalınayak yürüdü.
Farklı yaşlardaki çocuklar geri dönüşümlü şişlerden yapılmış saksılara fasulye ekti ve büyüyen fasulyeleri izledi.
Yaramaz ve tatlı çocuklar geleneksel oyunları tozlu yollarda oynadılar. Doğal kaynaklarla ve geri dönüşümlü kutularla geleneksel oyuncaklar yaptı. Çocuklar, para harcamadan birçok şeyi yapabileceklerinin farkına vardılar. Onlar bilgisayardan uzak durdular ve her gün doğanın kucağına oturdular. Yerde. Yan yana. Ayaklarını, ellerini akan suya koyarak. Elma, armut, incir ve üzüm kopararak günlerini ilginç hale dönüştürerek.
Servas Okulu için paraya ihtiyacımız yok. Bir müdüre gerek yok. Her gün için standart program yok. Konular, sınıflar, oyun ya da atölye çalışmaları her gece planlanır ve anlık değişiklikler yapılabilir. Örneğin yoldan geçen bir adam aniden bir eğitimci olabilir ve çocuklara kendi çocukluk oyuncaklarını yapmayı öğretebilir.