Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın 22 km kuzeydoğusundaki Örencik Köyü içinde yer alan, dünyanın, bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Göbeklitepe’de, 20 adet T biçiminde dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüştür. Bu yapının merkezinde, daha yüksek boyda iki dikilitaş, karşılıklı olarak yerleştirilmiştir.
Bu dikilitaşların çoğunun üzerinde, insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenen motifler bulunmaktadır. Boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba en sık rastlanan hayvan motifleridir. Bölgeyle ilgili yapılan çalışmalarda, bölgenin, çanak çömleksiz neolitik çağın, A evresine yani bundan yaklaşık 11 bin 600 yıl öncesine ait olduğu öne sürülmektedir. Yapılan incelemelerde ise bölgenin, belirli bir dönem, inanç merkezi olarak kullanılıp terk edildiği, terk edildikten sonra ise üstünün toprakla örtülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Keşfedilme hikâyesi de Göbeklitepe’nin kendisi kadar ilginç…
Tarihi yeniden yazdıran çoban
1963 yılında bölgede çalışma yapan Chicago Üniversitesi ekibi, bölgede, kayda değer bir şey bulamayıp geri dönüyor. 1983 yılında ise bölgede çobanlık yapan birisi, koyunlarını otlatırken gördüğü taşları müzeye götürüyor ve bölgede çalışmalar 1995 yılına kadar yapılmıyor. 1995 yılında Alman Arkeoloji Enstütüsü’nün desteği ve arkeolog Klaus Schmidt’in çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıyor.
Dünyanın ilk tapınağı
Yapılan araştırmalarda, yaklaşık tarihi, 11 bin 600 ile 12 bin yılları arası, olarak belirlenmiş ve Mısır Pramitleri’nden 7 bin 500 yıl, Stonehenge’den de 7 bin yıl daha eski olduğu tahmin edilmektedir.
İlk tarım
Der Spiegel yazarı David Rohl, bir makalesinde, göçebe hayatın ilk kez burada bırakılıp tarımın yapılmaya başlandığını aktarmaktadır.
Bira için tarım
Kazılarda, 160 litrelik kapasiteye sahip kireç taşına oyulmuş, altı adet bira varili bulunmuş. Klaus Schmidt bulgular ışığında, insanoğlunun ekmek için değil, bira uğruna tarıma başlanıldığını, bunun da ilk kez Urfa’da gerçekleştiğini aktarmaktadır.
Mezar geleneği ve göğe ruhun yükselmesi
Kazı ekibinde çalışan Cihat Kürkçüoğlu, bir röportajında; “Bugüne kadar yapılan kazılarda elde edilen sonuçlara göre; ölü gömme geleneğinin Göbeklitepe’de olmadığını görüyoruz. Taşların üstündeki hayvan figürlerinden anladığımız kadarıyla, ölüleri açık havada bırakılıp yırtıcı kuşların yeyip ölülerin ruhlarının da göğe yükseldiği inancı olduğunu anlıyoruz.” demiştir.
Kazı başkanı Klaus Schmidt’in 2014 yılında ölmesinden sonra, kazı çalışmalarıyla ilgili şaibeler artmaya başlamıştır. Kazıların cemaat aracılığıyla sabote edildiği, Klaus Schmidt’in eşi tarafından bizzat medyaya yansıdı. Bunlara rağmen kazılar halen devam etmekte ve 20 tapınaktan sadece 4 tanesi gün yüzüne çıkarılabilmiş durumdadır.
Kaynak: Onedio