Kanadalı ödüllü fotoğrafçı Jo-Anne McArthur, son 15 yıldır evrensel hayvan hakları hakkında çalışıyor.
Onun objektifinden çekilmiş acımasız ve karmaşık dünyalar, insanların hayvanlarla aynı alanları paylaşmaları, onları bir nesneymiş gibi kullanmaları ve suistimal etmelerini gözler önüne seriyor. Yayınlanan kitabı We Animals’da yer alan bu çalışmasının amacı, hayvanlarla olan etkileşimlerimizi fotoğraflamak. Fotoğraflarıyla, sıradan zannedip gözümüzden kaçırdığımız durumlara ışık tutuyor.
Başarılı fotoğrafçılığı ve yazarlığı sayesinde Jo-Anne, insanlar ve hayvanlar arasında oluşturduğumuz yapay engelleri aşıyor. Çalışmaları maymun yetiştiriciliği, ayı safrası üretimi, boğa güreşleri ve deney laboratuvarlarındaki insanlık dışı koşulları gün yüzüne çıkarıp bunlara gereken dikkatin çekilmesini sağlıyor.
Yakın bir zamanda ise McArthur çalışmasını bir adım daha ileri taşıdı: Hayvanların bu insanlık dışı koşullar altındaki daha önce hiçbir yerde görülmeyen fotoğraflarını, yüksek çözünürlüklü formatta ücretsiz olarak görebileceğimiz We Animals Arşivi’ni açtı. Arşivini ücretsiz yapmasındaki en büyük etken, insanların yani bizlerin bilinçlenmesini istemesi.
İşte arşivinden birkaç fotoğraf;
2010’da İspanya’da çekilen bu yürek burkan fotoğrafta bir buzağı, saman yığınları içine hapsolmuş şekilde parmaklıklar ardından bakıyor. Peynir yiyebilmek, bu bebeğin acı çekmesine değer mi?
Bu fotoğraf ise 2011’de Kanada’da bulunan Marineland‘de çekildi. Etrafı turistlerle çevrili bu beyaz balina, bize tutsaklığın gerçekten ne kadar üzücü bir durum olduğunu gösteriyor.
Bu fotoğraf ise 2011’de Marineland’de çekildi. Bir hayvanın sefaleti, hayvanat bahçesi gezisine değer mi?
Pet shopların gerçek yüzü çok farklı. Sevimlilikle değil, derin acılarla dolu. Bu fotoğraf, 2013’de Kanada Quebec’de çekildi. Minik köpek, kafesin içinde aslında kurtarılmayı bekliyor; satın alınmayı değil.
Kürk ceketler almadan önce bir kez daha düşünün. 2014’de Kanada’da çekilen bu fotoğrafta, kızıl tilki kürk çiftliğindeki kafes içinde bekliyor. Gözlerinden, kürk endüstrisinin ona yapacakları şeylerin korkusu okunuyor. Kürk giymenin hala daha zenginlik olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Şebekler genellikle üniversitelerde ve laboratuvarlarda çeşitli deneyler veya testler için kullanılıyor. Aşağıdaki fotoğraf 2011 yılında Laos’taki bir yetiştirme tesisinde çekildi. Araştırma için kullanılan birçok primat ya tesislerde yetiştiriliyor ya da doğal yaşamlarından yakalanıp getiriliyorlar.
Avustralya’da çekilen bu fotoğrafta, koyunlar nakliye kamyonunun içinde mezbahaya ya da başka bir çiftliğe götürülüyorlar. Hayvanları böylesi bir eziyete neden maruz bırakıyoruz?
Yürek burkan bir diğer fotoğrafta ise, Küba’daki Havana Hayvanat Bahçesi‘nde küçücük bir alana hapsedilen bir gergedan var. Bu durumdan hoşnut musunuz gerçekten?
Bir başka trajik fotoğrafta ise Fransa’daki bir hayvanat bahçesinde yalnızlığa mahkum edilmiş Gina isimli bir fil var. Onu doğal yaşamından uzakta böylesine sefil bir ortamda görmek; hayvanat bahçesine girmek için ödediğiniz paraya değer mi?
McArthur’un bu fotoğrafları, tüm dünyada gösterilmesinin yanı sıra 100’den fazla kuruluş, yayınevi ve akademisyen tarafından kullanıldı.
”Çalışmalarım bana, kürk çiftliklerinde baygın şekilde kafeslerde duran, ipin ucunda acı çeken ve hatta kurtarıcılarının kollarında huzurlu bir şekilde dinlenen hayvanları birçoğumuzun görmezden geldiğini gösterdi. Bu fotoğrafların, insanların; hayvanların toplumumuzdaki şu anki halini gerçekten gördüğünü umarak kullanılmasını istiyorum.”
We Animals Arşivi artık piyasaya sürüldü ve hayvan hakları savunucusu gruplar, kâr amacı gütmeyen yardım kuruluşları ve eğitim kuruluşlarının kullanabilmesi için ücretsiz olacak. Eminiz ki, çarpıcı eserleri gelecek nesillerin kalplerini ve fikirlerini değiştirmeye devam edecektir. Umarım, biz de dünyayı onlar için daha yaşanılabilir bir yer haline getirebiliriz.
Unutmayalım ki;
“Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” – Mahatma Gandhi
Kaynak: One Green Planet