Ana SayfaYaşamKadınİstanbul semalarında ilk uçuş heyecanı: Belkıs Şevket

İstanbul semalarında ilk uçuş heyecanı: Belkıs Şevket

-

“Semalara doğru nuru hidayetle parlayan hilalli minareler şamdanlar içindeki mumlar gibi müşahede olunur. Ebniye ve emâkin fenni çocuk eğlencelerindeki küçük olur gibi nazara çarpıyordu. Sevimli payitahtımız semadan kuş bakışı görünüşü hakikaten pek güzeldi… O kadar süratli tayerân ediyorduk ki kartları arttıkça kolumu yanıma getirmek için iyice müşkülat çekiyordum… Pervaneden sıçrayan benzin gözlüklerimin üstüne sıçrıyor, etrafımı görmek için bunları temizliyordum. Çünkü oturduğum yer makineye pek yakın idi. Vücuduma muhafazaten giydiğim dört tane yün fanila ile üşüyordum. Başım daha çok üşüyordu… Sefine-i havaiyemiz iniş ve kalkışlar yapıyordu. Bu esnada muvazeneyi bozmamak ehemmiyetlidir. İstanbul’dan ayrıldıktan beş on dakika sonra karargâha ulaşıldı. Yere nüzul ettiğimiz zaman gönlümde bir mahzunluk vardı. Kalbim, ruhum daha çok gezmek hatta uzaklara ötelere gitmek istiyordu.”

1913 yılı İstanbul’unda bir ilk yaşandı, Belkıs Şevket adında bir kadın, coğrafyasının ilk havacı kadını oldu. Kadının tarihi başarıyla, ataerkiye boyun eğmeme hikâyeleriyle doluyken, dönem itibarıyla uçmak sıradan bir hal almışken başarı nitelendirmesi tuhaf bulunabilir fakat ev içine hapsedilen, kamusal alanda görülmeye başlasa da alanı kurallarla kısıtlanan, kurduğu dernek ve dergilerle mücadeleye atılan ve bu yüzden eleştirilen, arabalara binmesi uzun süre yasaklanıp sonrasında da hoş karşılanmayıp kısıtlanan Osmanlı kadınının bir uçuş gerçekleştirmesi tarihsel açıdan değerli olmakla birlikte dönemin kadınlarını da fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Dönemin kadını sayfalarına taşıyan dergi, gazeteleri de bu konuya yer vermişti.

Dönemin şanslı isimlerinden olan Belkıs Şevket, çok iyi bir eğitim almıştı. İngilizceye hâkim olduğu gibi terbiye-i etfal ve musiki derslerini vermişti. Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyetindeki aktif üyeliğinin yanı sıra Kadınlar Dünyası’nda yazarak kalemiyle de mücadele vermişti.

Nuriye Ulviye başkanlığındaki Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyeti pek çok konu gibi tayyarecilik ve kadın konusunu da tartışmaya açmıştı. Çalışma hayatı, eğitim, eşitlik konuları ve uçma meselesi derneğin olduğu kadar derginin de gündemindeydi. Bu bağlamda Avrupa’daki kadınların kazanımları ele alınıp taleplerin sıralandığı yazılar dergide yer almıştı. Belkıs Şevket Hanım’ın Tayeranı başlıklı yazıda ise şu ifade kullanılmıştı: “Biz Osmanlı kadınları Avrupa’daki hemcinslerimizin bu muvaffakiyetlerini uzaktan seyrederek müteessir oluyorduk. ‘Biz niçin yapmıyoruz, yapamıyoruz?’ diyorduk.”

1 Aralık 1913 tarihinde, Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyetinin girişimiyle dernekteki tüm kadınları heyecanlandıran uçuş, Belkıs Şevket’in talip olması üzerine gerçekleşti. Uçuşu gerçekleştirmeden önce Belkıs Şevket’in oradaki kadınlara seslenişi şu şekilde oldu: “Kadınlar cesur olmalı, vatan-ı mukaddesemizi cesaret kurtarır. Kadınlık anca cesaretle tali eder.” Belkıs Şevket’in kadınlara yaptığı bu kısa seslenişten sonra, pilot Fethi Bey’in de bulunduğu tayyare ile uçuş başladı. Belkıs Şevket ve Fethi Bey, Beyoğlu, Pangaltı, Hürriyet-i Ebediyye Tepesi, Boğaziçi ve Üsküdar üzerinden bir gezinti yapıp, Ayastefanos’a geri döndü. Rota boyunca Belkıs Şevket, Osmanlı sancağını anımsatan kırmızı beyaz kurdelelere sarılı kartları uçaktan fırlatmıştır. Bu kartlar üzerinde önemli bir istek dile getirilmişti: “Osmanlı Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyeti azasından ve Kadınlar Dünyası muhabirlerinden Belkıs Şevket Osmanlı ve İslam kadınlığı namına havada tayerân ederken: Kadınlar Dünyası ismiyle muhterem ordumuza bir tayyare ihdasını bila tefrik-i cins ve mezhep Osmanlı kadınlığından bekler.

Kadınların uçuş talebini rahatça gerçekleştirmeleri hemen olmadı. Fakat Belkıs Şevket’in uçuş heyecanı ile gerçekleşen bu olay çerçevesinde sevinç ve heyecan duyuldu. Uçuş birçok açıdan yankı uyandırırken Belkıs Şevket, farklı ülkelerden kadınların tebrik mesajını almıştı.
Kaynak: Kadınlar Dünyası, Şehbal; Umut Karabulut, Sema Doğan, “İSTANBUL SEMALARINDA UÇAN İLK TÜRK KADINI: BELKIS ŞEVKET HANIM”, Belgi, Sayı: 10, Yaz 2015/III, ss. 1393-1401.

Fotoğraf kaynağı: Şehbal, Sayı: 87, 1 Kanunievvel 1329. (Belirtmek gerekir ki Şehbal bu görsellerin çoğunu Kadınlar Dünyasından almıştır).

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...
Zozan Çetin
Zozan Çetin
Eylül 1989’da doğdum. Ege Üniversitesinde Tarih okudum. Daha sonra erkeğin tarihini değil, kadının tarihini yazmak ve anlatmak için Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalında yükseklisansa başladım. Düşlerim için çabalamaya devam ediyor ve değişime olan inancı içimde taşıyorum. Bir kadın olarak var olma mücadelesi verirken de yazının, sözün ve kalemin gücüne inanıyorum. O yüzden yazmayı da anlatmayı da seviyorum.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol