Mevt Tek Hecelik Uyku, Feryal Tilmaç’ın ilk defa 2007’de yayımlanan, yayımlandığı zaman çok ses getiren ilk öykü kitabı… Geçtiğimiz günlerde de 10 yıllık bir aranın ardından İthaki Yayınları tarafından okurlar ile buluşturuldu.
Tilmaç, Aradım Yaz Dediniz öykü kitabı ile 2009 yılında 45. Sait Faik Hikaye Armağanı’nı Yaşar Kemal’in elinden almış ve takdirini kazanmıştı. Çeşitli dergilerde ve elektronik platformlarda hikayeleri yayımlanan Tilmaç’ın kaleminden birçok deneme ve çeviri de okuyucusuyla buluşuyor.
Uzun yıllardır da çeşitli kurum ve kuruluşlarda yazı ve yazarlık üzerine atölyeler yürütüyor.
Feryal Tilmaç, Mevt Tek Hecelik Uyku kitabında en çok insanı ve onun iç dünyasını anlatmış. Çoğu hikayesinde insanı, düşünceleriyle, duygularıyla, savaşlarıyla, zaferleriyle ve de çevresiyle bir bütün olarak hissettirmiş. Yazarın, yazıya verdiği değeri ve yüklediği anlamları hikayelerin içeriğinden de hissedebiliyorsunuz. Birçok hikayenin konusu yazmak eyleminin etrafında yoğunlaşıyor. Burada Feryal Tilmaç’ın, hikayenin kendisi kadar, onun nasıl ortaya çıktığına ve yazıya dökülmesine kadarki zamana verdiği önemi atlayamayız. Bu detayları da hikayenin bütününe katmasından olacak ki çoğunlukla karakterin kalemiyle nasıl buluştuğunu göreceğimiz öyküler yer alıyor.
”Bir kadın var aklımda, olur olmaz yerde hayali gelip geçiyor. Nasıl tarif etsem, tanıdığımız kimselere benzemiyor. Belli ki yazmam gerek. Önemli bir hikayesi olmasa bu denli dayatır mı?”(s.27)
Bu sürecin içerisinde okuyucuya sert bir tokat gibi inecek hikayeler de okuyoruz; hayatın içinden, sıradan, günlük eylemlerimizle döşenmiş olayların altındaki etkileyici hikayeleri de… Özellikle okuyucuyu sarsacak hikayelerin etkisi, kitap bittiğinde de unutulmayacak türden.
İnsandan doğan ve insanla gelişen öykülerde mutlaka, içinizi sızlatan veya sizi rahatsız eden tanıdık hisler ile karşılaşacaksınız. Okuyucuları derinden sarsacak hikayeler için, genel olarak insana en yakın ama insanların çoğunlukla, başlarına gelmediği sürece, ‘yokmuş’ gibi davranacağı gerçekleri ele alıyor diyebiliriz.
Yazarın, insan denen varlığı sıradanlığıyla, karanlık tarafıyla, hataları ve eksikleriyle olduğu gibi işleyip; çıkmazlarını, güçsüzlüğünü ve bazen de rahatlığını gerçekçilikle ele aldığını görüyoruz.
Feryal Tilmaç’ı belli bir yazı stiliyle bağdaştırıp alanını daraltmanın yanlış olduğunu kitabı okuduğunuz zaman anlayacaksınız. Çünkü hikayelerin genelinde, birbirlerinden çok ayrı olmasalar da belli bir hakim yazı stili var denemez. Sanırım yazarın tarzı da bu yazı özgürlüğünden ve özgünlüğünden besleniyor.
”Sözcükleri severim. Hayatı belirsizlikten kurtarırlar. Her hareketin, duygunun, nesnenin, kentin, ülkenin, canlının bir karşılığı olması beni büyüler.”(s.114)
Hikayelerde yer yer uzun cümlelerle detaylı ve açık açıklamalar yapılırken, yer yer çok kısa cümlelerle öz bir anlatım yapılmış. Serbest bir anlatım tarzı hakim olan kitapta bir diğer başarılı nokta ise karakterler… Genelde kitaplardan okuyucuya geçen samimiyetin kullanılan dile, hikayenin kendisine ait olduğunu söyleyebiliriz. Ama bu kitapta samimiyet, yaratılan karakterlerde yer bulmuş. Bu da çoğu zaman yapay ve kurmaca bir hikaye okuma hissinden daha çok canlı hikayelere tanıklık etme, birinci ağızdan yaşanmışlıkları dinleme hissiyatını ön plana çıkarıyor. Karakterlerin duygu ve düşünce dünyası, iç hesaplaşmaları, karar verme süreçlerinin anlatımı ise yazıya melodik dokunuşlar gibi işlenmiş. Özellikle noktalama işaretleri ve cümleler, hikayelerin okunmasına ritmik bir özellik vermiş demek tam yerinde olacaktır. Az önce bahsettiğim özgünlük bu detayla da ilişkilendirilebilir…
Uzun bir aradan sonra tekrar okuyucular ile buluşturulan Mevt Tek Hecelik Uyku, içeriği ve tekniği bakımından kitapseverleri tatmin edecek ve edebiyattaki aynılıktan sıkılanlara nefes aldıracak, ustalıkla işlenmiş bir öykü kitabı.