Türkiye’de ulusal bir spor kanalında bir süredir ABD’de gerçekleşen rodeo oyunları yayınlanıyor. Amerika’nın birçok eyaletinde yoğun ilgi gören ve bol takipçiye sahip rodeonun arka planında hayvanların özgürlüğünün elinden alındığı bir ortam ve yarışmalar öncesi hayvanlarım kızıştırılması için uygulanan şiddet içerikli yöntemler bulunuyor. ABD’de PETA başta olmak üzere birçok hayvan hakları örgütü ise rodeonun yasaklanması için mücadele ediyor.
Rodeo; beyzbol, basketbol, buz hokeyi ve Amerikan futbolu ile birlikte ülke çapında en çok ilgi gören dallardan biri. Spor adı altında nitelendiren bu dalın arka planında ise hayvanlara yönelik ciddi bir sömürü ve şiddet düzeni bulunuyor.
Rodeo İspanyolca’dan gelen bir kelime. Kelimenin anlamı hayvanların markalanmak üzere toplanması. Ticari içeriği sürü çobanlığına ait bir işlem olan rodeo, ABD’de zamanla yarışma amaçlı bir gelenek haline gelmiş. Özellikle Wyoming, South Dakota ve Texas eyaletlerinde adeta ata sporu gibi görülen rodeoda temel amaç; bel kısmı bir kemerle sıkıştırılan ve bundan rahatsız olarak her saniye giderek kızgın hale gelen boğa ve yabani atların üzerinde sekiz saniyeden daha fazla kalabilmek. Kemerle sıkıştırılması sürecinde ise hayvanlar çok ciddi acılar çekiyor. Küçük üstü açık kafesvari bir alanı hapsedilen hayvana bu alanda şiddet uygulanırken, kafesin kapılarının açılmasıyla hayvan toprak alana acının da etkisiyle çıkıyor ve adeta delicesine hiç durmadan hareket ediyor.
Bu etkinliğe katılan kovboylara Bull Riders deniyor. Amerikanın maço kültürünün en önemli toplumsal yansımalarından biri kovboyluk kültürü, rodeoda her yarışmada yeniden üretiliyor. Bu kovboylar yarışma esnasında şiddetli biçimde yere düşebiliyor veya özellikle boğa kaynaklı darbelere maruz kalabiliyor, ölümlere varan tehlikeler yaşanabiliyor. Rodeoda ayrıca Bull Fighters adı verilen, kovboy yere düştükten sonra ya da sekiz saniye sonunda kovboyun yere inmesinin ardından boğayı sakinleştirmek için alanda bulunan kovboylar da bulunuyor. Boğa; yarışma öncesi, sırası ve sonrası ciddi biçimde bir şiddete maruz kalıyor.
Rodeoda, boğalar ve yabani atlar esasında vahşiliklerinden değil, büyük bir acı çektiklerinden binicileri üstünden atmaya çalışıyor. Böğür kayışı da denen kemer, hayvanın bel kısmından genital bölgesine kadar uzanıyor. Bu kemerin sıkılması hayvanı tarifsiz acılar içinde bırakıyor. Hayvanlara işkence bununla da sınırlı değil, kafes içindeyken hayvanın kızışması için sürekli vurulma, sataşma, sinirlendirme, dürtme gibi uygulamalar oluyor. Yarışmalar için taşınma süreci de bu hayvanlar için büyük eziyet olur. Hayvanlar her yarışta fiziksel ve psikolojik açıdan biraz daha zarar görürken, sonları ise bu kafesler içinde ölümlerini beklemek oluyor.
PETA eylemlerin öncüsü
ABD’de rodeoya karşı özellikle hayan hakları örgütleri tarafından bir mücadele yürütülüyor. Bu mücadelenin ses getiren ayaklarından biri Clint Eastwood’un oğlu Scott Eastwood’n oynadığı “The Longest Ride” (En Uzun Sürüş) filminin protesto edilmesi oldu. PETA’nın başını çektiği örgütler, rodeoya dair bir hikâye anlatan ve rodeoyu masum bir spor gibi gösteren filmi protesto ettiler.
ABD’de rodeoya karşı yapılan mücadelenin kazanımları oldu. Rodeonun yasaklanması sonucu elde edilmese bile California Eyaleti’nde electric prod denen hayvanları kızıştıran aletin kullanılması yasaklandı. Lisanslı veterinerlerin sürekli alanda olması zorunluluğu getirildi. Rohde Island’dan hayvanın en çok acı çektiği biniş yöntemleri yasaklandı. Pasadena ve Greenburgh’da ise rodeo yasak. Dünyada ise İngiltere ve Hollanda rodeoyu yasaklamış ülkeler.