Ana SayfaKültür & SanatAtölye Sohbetleri | Burcu Tuna Yosunlu: "Oyunculuk, bir 'olma hali'dir"

Atölye Sohbetleri | Burcu Tuna Yosunlu: “Oyunculuk, bir ‘olma hali’dir”

-

Sanatçı dostlarımla gerçekleştirdiğim söyleşileri dönem dönem bu köşede Atölye Sohbetleri adı altında sizinle paylaşacağım. Siz de bu değerli sanatçıları yakından tanımak ve keyifli sohbetlerimize eşlik etmek isterseniz Atölye Sohbetleri’ne bekleriz. İlk atölye söyleşimizi beni kırmayan sevgili dostum Burcu Tuna Yosunlu ile yaptık. Umarım siz de okurken bizim kadar keyif alırsınız.

Birçoğunuz Burcu Tuna Yosunlu’yu yakından tanısanız da söyleşimize geçmeden önce kısaca kendisinden bahsederek hafızalarımızı tazelemek isterim.

1986 doğumlu Burcu Tuna Yosunlu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Ana Sanat Dalı bölümünden mezun olduktan sonra Kavak Yelleri, Muhteşem Yüzyıl, Eve Düşen Yıldırım, Sen Benimsin, Babam ve Ailesi, Siyah Beyaz Aşk ve Canevim gibi yapımlarda rol aldı. Aynı zamanda tiyatroda da birçok karaktere hayat verdi. Ayrıca Burcu Tuna Yosunlu, VY Atölye’de eşi Volkan Yosunlu ile beraber oyunculuk eğitimi vermekte ve oyuncu koçluğu yapmaktadır.

Neden oyunculuk? Bu kanına ilk nasıl girdi?

Canım Derya, öncelikle seninle bu sohbeti yapmak benim için çok kıymetli. Yıllardır var olan dostluğumuza güzel bir anı daha bırakıyoruz sayende, teşekkür ederim. Oyunculuk maceramdan önce aslında gönlümde doktor olmak vardı, ancak hayat bambaşka bir kesişmeyle yönümü değiştirdi. Kendimi bir arkadaşım vesilesiyle Ankara’daki bir tiyatroda, çocuk oyunu provası yaparken buldum. Sonrasında “Ben bu işi sevdim, okulunu okumak istiyorum.” diyerek, konservatuvar sınavlarına hazırlandım. Hacettepe Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi‘nin konservatuvar-oyunculuk bölümlerini kazandım. Oyunculuğun göbeği de İstanbul olunca, düşünmeden Mimar Sinan’ı tercih ederek başladım macerama. 

Birçok karaktere hayat verdin. Peki, hangisi en çok sendi? Bir diğer deyişle, hayat verdiğin karakterlerden hangisi ile özdeşleşen yanların daha fazlaydı?

Aslında kendimden çok da uzak karakterlere denk gelmedim bugüne kadar oynadığım projelerde. Ilımlı, samimi, hoşgörülü, mantıklı, sevgi dolu, anlayışlı kadınlardı genel özellikleri itibariyle. Türkiye’de cast sistemi pek de risk almaya cesaret edemiyor ne yazık ki… Ben de bu örneklerden biriyim sanırım. (Gülümsüyor)

“Muhteşem Yüzyıl” dizisinden….

Canlandırmak istediğin ama içinde ukde olarak kalan bir karakter hiç oldu mu?

Tabii ki bir doktoru oynamak… Ama yol uzun, belli mi olur!

Senin için bir senaryodaki en önemli şey nedir? Hikâyesi, kurgusu mu yoksa karakterler ve diyaloglar mı? Ya da başka şeyler mi?

Kesinlikle hikâye. Bence oyunculuk gücünü göstermek, ortaya iyi bir performans ve iyi bir iş çıkarmak istiyorsanız, hikâyeniz sağlam olmalı. Çünkü karakterlerin tutarlılığı, merak unsurları, olay örgüsü sağlam değilse, sizin ne kadar iyi bir oyuncu olduğunuzun da pek bir önemi kalmıyor.

Oyunculuk ve yazarlık arasında ortak bulduğum noktalardan biri de empati gücüdür. Her zaman oyuncuların empati kabiliyetlerinin çok yüksek olduğunu düşünmüşümdür. Bu gerçekten böyle midir? Öyleyse eğer empati gücünü geliştiren oyunculuk mudur ya da tam tersi empati gücü yüksek insanların oyunculuğa eğilimi olması ihtimali mi yüksektir?

Aslında burada her ikisinin de olması mümkün. Neden olmasın ki? Bu, kişinin karakter özellikleriyle ilgili. Kendi özelimde cevap verirsem eğer; bence empati gücüm oynadıkça daha da gelişiyor. Çünkü her projede başka bir karakterin, başka bir hayatın yaşanmışlığı, deneyimi var. O yüzden her defasında yeniden “onunla” empati kurmam, onun gibi düşünmem ve hissetmem, “ona” yaklaşmam gerekiyor. 

Yetenekten ziyade azme, pes etmeden ısrarla çalışmaya ve sürekli öğrenmeye inanan insanlardanım. Peki, sence oyunculukta hangisi? Gerçekten yetenek mi, yoksa azmedip çalışmak mıdır işin sırrı?

Kesinlikle senin gibi düşünüyorum Derya’cığım. Her zaman inandığım ve öğrencilerime de üstüne basa basa söylediğim bir şeydir bu. Oyunculuğun %40’ı yetenek, %60’ı çalışmaktır. Ama tabii bu meslek, ruhunda yoksa sabaha kadar çalış… Olmayınca da olmuyor, o ayrı… (Gülümsüyor) 

Şu an oyunculuk eğitimi ve koçluğu üzerine profesyonel olarak da ilerlediğinden özellikle yeni nesil oyuncularla sıkça berabersin. Geçmişi ve şimdiyi ele alırsan genç oyuncular için günümüz şartlarında oyunculuğun eksileri ve artıları nelerdir sence?

Evet, çok genç oyuncularla çalışıyorum. Onların bakış açılarına, mesleği nereden algıladıklarına yakinen şahitlik ediyorum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım gerçekten öğrenmek, kendini geliştirmek, ilerlemek üzerine kuruyorlar aldıkları eğitimleri. Çok bilinçliler; ulaşmak ve başarmak istedikleri hedefleri var. Fakat Türkiye genelinde her genç arkadaşım için aynı şeyi söyleyemem. “Ünlü ya da popüler” olma amacıyla bu işi yapan/yapmak isteyen de çok. Bunun en büyük sebebi elbette sosyal medya. Orada gördükleri ya da yaşadıkları hayatlar çok cazip geliyor. Geçmiş dönemde hem görünürlük-tanınırlık olarak hem de maddi anlamda hiçbir şey bu kadar kolay elde edilemiyordu. Bu kolayca ulaşabilme durumu gençler için bir handikap bence. Genç yaşlarda büyük paralar kazanmak, popüler olmak sanırım onlara “ben oldum” duygusunu getiriyor. Oyunculuğun gerçekten bir emek, disiplin ve özveri istediğini unutuyorlar. Ama bunu onların suçu olarak görmek de yanlış. Sistemin zamanla kendi içinde dönüştüğü bir durum bu. Yine de inancım; sistemin içinde kaybolmaya izin vermeden, sabırla, emek vererek gerçekten bu işi mesleği olarak yapmaya niyet eden her genç arkadaşımın buradan galip çıkacağıdır.

Günümüzdeki yapımlara baktığında ne düşünüyorsun? Türkiye’de tiyatroda ve dizi ile film sektöründe epeyce yol kat edilmişse de sence bu aynı şekilde yapımların ve sanatçıların niteliğinin artması adına da geçerli midir? Her şeyin kalitesi artmış gibi görünse de nitelik anlamında yitirilen veya kaybedilen şeyler var mıdır ve varsa da sence bunlar nelerdir?

Teknoloji ve hız çağındayız artık. Özellikle genç kuşak oturup bir diziyi televizyonda 120 dakika izlemiyor. Artık bunun yerini dijital platformlar aldı. Kendi yaşam şeklinize göre her şeyi siz belirliyorsunuz. Bence şahane bir şey. Ve daha da güzeli, bu bir rekabet getirdi. Yapımlar artık daha iyi hikâyesi olan, daha iyi oyunculuklar izlediğimiz işler yapmak istiyor. Dünyada yapılan işleri örnek alıyor ve takip ediyorlar. Bu da senaryonun kalitesinden, yönetmenin açılarına, oyuncunun gücüne, sanat ekibinin yaratımına kadar sektörün her alanına bir kalite getirdi, bu tartışılmaz. Dijitaldeki bu değişim ve dönüşüm, dilerim ki ana akım kanallar için de bir örnek olur. 

Aslında biliyorsun temeline baktığımızda hemen hemen her sanat dalı bir nevi sanatçının kendisinin (düşünce, duygu, bilinçaltı vb.) dışavurumudur diyebiliriz. Diğer bir deyişle bu, sanatçının kendisini ifade etme biçimidir. Bu biçim de sanatçının malzemesine göre şekil alır. Örneğin; plastik sanatlarda bu dışavurumculuk resim, heykel vb. üretimlerle açığa çıkar; müzisyenlerde müzikle, besteyle; edebiyatta kitapla, yazıyla; sinemada sinemanın kendisi ile vs. Fakat oyunculukta durum çok farklı. Oyuncunun kendisini ifade edebilmesi değil, büründüğü karakteri iyi ifade edebilmesi önemlidir, değil mi? Öyleyse, merak ettiğim şu: Oyunculukta dışavurum var mıdır, varsa eğer bir oyuncu bunu nasıl başarır?

Çok güzel söyledin; “bir sanatçının kendini ifade etme biçimi” diye… Buradan baktığımda, oyuncunun hem ne kadar yalnız hem de ne kadar kalabalık olduğunu fark ettim. (Gülümsüyor) Yazılmış bir senaryo, reji yapan bir yönetmen, ne giyeceğine karar veren bir kostüm tasarımcısı, saçın, makyajın vs. Hiçbiri benim tarafımdan “Burcu olarak” seçtiğim, karar verdiğim bir şey değil. Fakat oyunculuk bir “olma hali”dir. O “olma haline” giden yolculuk bana ait. Duygularım, postürüm, sesim, mimiklerim, jestlerim, bakışlarım, bedenimin ritmi, enerjisi… Diyelim ki Shakespeare’in Romeo&Juliet oyunu sahneye konacak ve ben Juliet’i oynayacağım. Yeryüzünde binlerce kez oynanmış bir karakter… Ama bu “benim Juliet’im”! Sanırım oyuncunun dışavurum süreci role hazırlanırken başlıyor ve her oyun gelişerek, yeniden keşfederek bu süreç devam ediyor. Yani aslında diğer sanat dallarında eserin üretim süreci bittiğinde, kendini ifade edişin de sonlanıyor diyebiliriz. Mesela; bir yazar kitabını yazar ve kitap biter. Süreç sona ermiştir. Ama ben onlarca, belki yüzlerce kez oynayacağım Juliet’i ve her defasında kendimi yenileyerek devam edeceğim oynamaya. Sanırım fark burada.

Bir film veya dizide takip edip sevdiğim bir oyuncuyu ne zaman tiyatro sahnesinde izlesem daha farklı hissederim. Keza seni de tiyatro sahnesinde izlediğimde hep aynı duyguya kapıldım. Hani sanki ekranda izlediğimde oyuncu bana misafir gelmiş de tiyatroda izlerken beni o evinde ağırlar gibi bir his… Açıkçası oyuncuların tiyatroda daha özgür ve performanslarının daha yüksek olduğunu hissettiğimi söylemek istiyorum. Bu benim oyuncuyu yakından izleme fırsatım olduğu için kendi kendime vardığım bir sonuç mu, yoksa gerçekten de oyuncular için tiyatro yuvaları gibi olduğundan seyirciye verdikleri bu duygunun kaynağı aslında onların kendilerini ait oldukları yerde gibi hissetmelerinden ya da seyirci ile oyuncunun etkileşim içerisinde olmalarından ötürü mü?

Bundan daha doğal bir duygu olamaz bence Derya’cığım. Bir cam ekranın arkasından sana ulaşabileceği alanı o kadar sınırlıdır ki oyuncunun. Tekniktir, mekaniktir, soğuktur, yapaydır. Ama sahnede etiyle, kemiğiyle, bedeniyle, enerjisiyle, sesiyle sadece seninledir oyuncu. Karşındadır. Ve “o an” her ne oluyorsa, birlikte paylaşırsınız tüm duyguları. Böylesine güçlü bir etkileşimin önüne hangi dizi veya film geçebilir; inan bilmiyorum. Yaşasın Tiyatro! 

Sevgili Burcu, beni atölyende ağırladığın ve bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz ve benim illaki bir yazar, düşünür veya sanatçıdan alıntı yapmadan edemediğimi bilirsin. Bu yüzden de söyleşimizin son cümlesinde senin çok sevdiğin ve alıntılamak istediğin bir söze yer vererek, bu hoş sohbeti tamamlamak isterim.

Öncelikle güzel soruların ve sohbetin için çok teşekkür ederim Derya’cığım. Birçok alıntı var sevdiğim ama bir tanesi benim için çok özel; onu paylaşmak isterim.

«Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?» (Şems-i Tebrîzî)

\n

Sanat\u00e7\u0131 dostlar\u0131mla ger\u00e7ekle\u015ftirdi\u011fim s\u00f6yle\u015fileri d\u00f6nem d\u00f6nem bu k\u00f6\u015fede At\u00f6lye Sohbetleri<\/strong> ad\u0131 alt\u0131nda sizinle payla\u015faca\u011f\u0131m. Siz de bu de\u011ferli sanat\u00e7\u0131lar\u0131 yak\u0131ndan tan\u0131mak ve keyifli sohbetlerimize e\u015flik etmek isterseniz At\u00f6lye Sohbetleri<\/strong>\u2019ne bekleriz. \u0130lk at\u00f6lye s\u00f6yle\u015fimizi beni k\u0131rmayan sevgili dostum Burcu Tuna Yosunlu ile yapt\u0131k. Umar\u0131m siz de okurken bizim kadar keyif al\u0131rs\u0131n\u0131z.<\/p>\n\n\n\n

Bir\u00e7o\u011funuz Burcu Tuna Yosunlu<\/strong>\u2019yu yak\u0131ndan tan\u0131san\u0131z da s\u00f6yle\u015fimize ge\u00e7meden \u00f6nce k\u0131saca kendisinden bahsederek haf\u0131zalar\u0131m\u0131z\u0131 tazelemek isterim.<\/p>\n\n\n\n

1986 do\u011fumlu Burcu Tuna Yosunlu, Mimar Sinan G\u00fczel Sanatlar \u00dcniversitesi Devlet Konservatuvar\u0131 Tiyatro Ana Sanat Dal\u0131 b\u00f6l\u00fcm\u00fcnden mezun olduktan sonra Kavak Yelleri, Muhte\u015fem Y\u00fczy\u0131l, Eve D\u00fc\u015fen Y\u0131ld\u0131r\u0131m, Sen Benimsin, Babam ve Ailesi, Siyah Beyaz A\u015fk ve Canevim<\/em> gibi yap\u0131mlarda rol ald\u0131. Ayn\u0131 zamanda tiyatroda da bir\u00e7ok karaktere hayat verdi. Ayr\u0131ca Burcu Tuna Yosunlu, VY At\u00f6lye\u2019de e\u015fi Volkan Yosunlu ile beraber oyunculuk e\u011fitimi vermekte ve oyuncu ko\u00e7lu\u011fu yapmaktad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Neden oyunculuk? Bu kan\u0131na ilk nas\u0131l girdi?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Can\u0131m Derya, \u00f6ncelikle seninle bu sohbeti yapmak benim i\u00e7in \u00e7ok k\u0131ymetli. Y\u0131llard\u0131r var olan dostlu\u011fumuza g\u00fczel bir an\u0131 daha b\u0131rak\u0131yoruz sayende, te\u015fekk\u00fcr ederim. Oyunculuk maceramdan \u00f6nce asl\u0131nda g\u00f6nl\u00fcmde doktor olmak vard\u0131, ancak hayat bamba\u015fka bir kesi\u015fmeyle y\u00f6n\u00fcm\u00fc de\u011fi\u015ftirdi. Kendimi bir arkada\u015f\u0131m vesilesiyle Ankara\u2019daki bir tiyatroda, \u00e7ocuk oyunu provas\u0131 yaparken buldum. Sonras\u0131nda \"Ben bu i\u015fi sevdim, okulunu okumak istiyorum.\" <\/em>diyerek, konservatuvar s\u0131navlar\u0131na haz\u0131rland\u0131m. Hacettepe \u00dcniversitesi ve Mimar Sinan G\u00fczel Sanatlar \u00dcniversitesi\u2018nin konservatuvar-oyunculuk b\u00f6l\u00fcmlerini kazand\u0131m. Oyunculu\u011fun g\u00f6be\u011fi de \u0130stanbul olunca, d\u00fc\u015f\u00fcnmeden Mimar Sinan\u2019\u0131 tercih ederek ba\u015flad\u0131m macerama. <\/p>\n\n\n\n

Bir\u00e7ok karaktere hayat verdin. Peki, hangisi en \u00e7ok sendi? Bir di\u011fer deyi\u015fle, hayat verdi\u011fin karakterlerden hangisi ile \u00f6zde\u015fle\u015fen yanlar\u0131n daha fazlayd\u0131?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Asl\u0131nda kendimden \u00e7ok da uzak karakterlere denk gelmedim bug\u00fcne kadar oynad\u0131\u011f\u0131m projelerde. Il\u0131ml\u0131, samimi, ho\u015fg\u00f6r\u00fcl\u00fc, mant\u0131kl\u0131, sevgi dolu, anlay\u0131\u015fl\u0131 kad\u0131nlard\u0131 genel \u00f6zellikleri itibariyle. T\u00fcrkiye\u2019de cast sistemi pek de risk almaya cesaret edemiyor ne yaz\u0131k ki... Ben de bu \u00f6rneklerden biriyim san\u0131r\u0131m. (G\u00fcl\u00fcms\u00fcyor)<\/em><\/p>\n\n\n\n

\"\"
\"Muhte\u015fem Y\u00fczy\u0131l\" dizisinden....<\/figcaption><\/figure>\n\n\n\n
\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Canland\u0131rmak istedi\u011fin ama i\u00e7inde ukde olarak kalan bir karakter hi\u00e7 oldu mu?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Tabii ki bir doktoru oynamak... Ama yol uzun, belli mi olur!<\/p>\n\n\n\n

Senin i\u00e7in bir senaryodaki en \u00f6nemli \u015fey nedir? Hik\u00e2yesi, kurgusu mu yoksa karakterler ve diyaloglar m\u0131? Ya da ba\u015fka \u015feyler mi?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Kesinlikle hik\u00e2ye. Bence oyunculuk g\u00fcc\u00fcn\u00fc g\u00f6stermek, ortaya iyi bir performans ve iyi bir i\u015f \u00e7\u0131karmak istiyorsan\u0131z, hik\u00e2yeniz sa\u011flam olmal\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc karakterlerin tutarl\u0131l\u0131\u011f\u0131, merak unsurlar\u0131, olay \u00f6rg\u00fcs\u00fc sa\u011flam de\u011filse, sizin ne kadar iyi bir oyuncu oldu\u011funuzun da pek bir \u00f6nemi kalm\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Oyunculuk ve yazarl\u0131k aras\u0131nda ortak buldu\u011fum noktalardan biri de empati g\u00fcc\u00fcd\u00fcr. Her zaman oyuncular\u0131n empati kabiliyetlerinin \u00e7ok y\u00fcksek oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fc\u015f\u00fcmd\u00fcr. Bu ger\u00e7ekten b\u00f6yle midir? \u00d6yleyse e\u011fer empati g\u00fcc\u00fcn\u00fc geli\u015ftiren oyunculuk mudur ya da tam tersi empati g\u00fcc\u00fc y\u00fcksek insanlar\u0131n oyunculu\u011fa e\u011filimi olmas\u0131 ihtimali mi y\u00fcksektir?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Asl\u0131nda burada her ikisinin de olmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn. Neden olmas\u0131n ki? Bu, ki\u015finin karakter \u00f6zellikleriyle ilgili. Kendi \u00f6zelimde cevap verirsem e\u011fer; bence empati g\u00fcc\u00fcm oynad\u0131k\u00e7a daha da geli\u015fiyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc her projede ba\u015fka bir karakterin, ba\u015fka bir hayat\u0131n ya\u015fanm\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131, deneyimi var. O y\u00fczden her defas\u0131nda yeniden \u201conunla\u201d empati kurmam, onun gibi d\u00fc\u015f\u00fcnmem ve hissetmem, \u201cona\u201d yakla\u015fmam gerekiyor. <\/p>\n\n\n\n

Yetenekten ziyade azme, pes etmeden \u0131srarla \u00e7al\u0131\u015fmaya ve s\u00fcrekli \u00f6\u011frenmeye inanan insanlardan\u0131m. Peki, sence oyunculukta hangisi? Ger\u00e7ekten yetenek mi, yoksa azmedip \u00e7al\u0131\u015fmak m\u0131d\u0131r i\u015fin s\u0131rr\u0131?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Kesinlikle senin gibi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum Derya\u2019c\u0131\u011f\u0131m. Her zaman inand\u0131\u011f\u0131m ve \u00f6\u011frencilerime de \u00fcst\u00fcne basa basa s\u00f6yledi\u011fim bir \u015feydir bu. Oyunculu\u011fun %40\u2019\u0131 yetenek, %60\u2019\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmakt\u0131r. Ama tabii bu meslek, ruhunda yoksa sabaha kadar \u00e7al\u0131\u015f... Olmay\u0131nca da olmuyor, o ayr\u0131... (G\u00fcl\u00fcms\u00fcyor)<\/em> <\/p>\n\n\n\n

\u015eu an oyunculuk e\u011fitimi ve ko\u00e7lu\u011fu \u00fczerine profesyonel olarak da ilerledi\u011finden \u00f6zellikle yeni nesil oyuncularla s\u0131k\u00e7a berabersin. Ge\u00e7mi\u015fi ve \u015fimdiyi ele al\u0131rsan gen\u00e7 oyuncular i\u00e7in g\u00fcn\u00fcm\u00fcz \u015fartlar\u0131nda oyunculu\u011fun eksileri ve art\u0131lar\u0131 nelerdir sence?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Evet, \u00e7ok gen\u00e7 oyuncularla \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorum. Onlar\u0131n bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131lar\u0131na, mesle\u011fi nereden alg\u0131lad\u0131klar\u0131na yakinen \u015fahitlik ediyorum. Birlikte \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m arkada\u015flar\u0131m ger\u00e7ekten \u00f6\u011frenmek, kendini geli\u015ftirmek, ilerlemek \u00fczerine kuruyorlar ald\u0131klar\u0131 e\u011fitimleri. \u00c7ok bilin\u00e7liler; ula\u015fmak ve ba\u015farmak istedikleri hedefleri var. Fakat T\u00fcrkiye genelinde her gen\u00e7 arkada\u015f\u0131m i\u00e7in ayn\u0131 \u015feyi s\u00f6yleyemem. \u201c\u00dcnl\u00fc ya da pop\u00fcler\u201d olma amac\u0131yla bu i\u015fi yapan\/yapmak isteyen de \u00e7ok. Bunun en b\u00fcy\u00fck sebebi elbette sosyal medya. Orada g\u00f6rd\u00fckleri ya da ya\u015fad\u0131klar\u0131 hayatlar \u00e7ok cazip geliyor. Ge\u00e7mi\u015f d\u00f6nemde hem g\u00f6r\u00fcn\u00fcrl\u00fck-tan\u0131n\u0131rl\u0131k olarak hem de maddi anlamda hi\u00e7bir \u015fey bu kadar kolay elde edilemiyordu. Bu kolayca ula\u015fabilme durumu gen\u00e7ler i\u00e7in bir handikap bence. Gen\u00e7 ya\u015flarda b\u00fcy\u00fck paralar kazanmak, pop\u00fcler olmak san\u0131r\u0131m onlara \u201cben oldum\u201d duygusunu getiriyor. Oyunculu\u011fun ger\u00e7ekten bir emek, disiplin ve \u00f6zveri istedi\u011fini unutuyorlar. Ama bunu onlar\u0131n su\u00e7u olarak g\u00f6rmek de yanl\u0131\u015f. Sistemin zamanla kendi i\u00e7inde d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc bir durum bu. Yine de inanc\u0131m; sistemin i\u00e7inde kaybolmaya izin vermeden, sab\u0131rla, emek vererek ger\u00e7ekten bu i\u015fi mesle\u011fi olarak yapmaya niyet eden her gen\u00e7 arkada\u015f\u0131m\u0131n buradan galip \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

G\u00fcn\u00fcm\u00fczdeki yap\u0131mlara bakt\u0131\u011f\u0131nda ne d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsun? T\u00fcrkiye\u2019de tiyatroda ve dizi ile film sekt\u00f6r\u00fcnde epeyce yol kat edilmi\u015fse de sence bu ayn\u0131 \u015fekilde yap\u0131mlar\u0131n ve sanat\u00e7\u0131lar\u0131n niteli\u011finin artmas\u0131 ad\u0131na da ge\u00e7erli midir? Her \u015feyin kalitesi artm\u0131\u015f gibi g\u00f6r\u00fcnse de nitelik anlam\u0131nda yitirilen veya kaybedilen \u015feyler var m\u0131d\u0131r ve varsa da sence bunlar nelerdir?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Teknoloji ve h\u0131z \u00e7a\u011f\u0131nday\u0131z art\u0131k. \u00d6zellikle gen\u00e7 ku\u015fak oturup bir diziyi televizyonda 120 dakika izlemiyor. Art\u0131k bunun yerini dijital platformlar ald\u0131. Kendi ya\u015fam \u015feklinize g\u00f6re her \u015feyi siz belirliyorsunuz. Bence \u015fahane bir \u015fey. Ve daha da g\u00fczeli, bu bir rekabet getirdi. Yap\u0131mlar art\u0131k daha iyi hik\u00e2yesi olan, daha iyi oyunculuklar izledi\u011fimiz i\u015fler yapmak istiyor. D\u00fcnyada yap\u0131lan i\u015fleri \u00f6rnek al\u0131yor ve takip ediyorlar. Bu da senaryonun kalitesinden, y\u00f6netmenin a\u00e7\u0131lar\u0131na, oyuncunun g\u00fcc\u00fcne, sanat ekibinin yarat\u0131m\u0131na kadar sekt\u00f6r\u00fcn her alan\u0131na bir kalite getirdi, bu tart\u0131\u015f\u0131lmaz. Dijitaldeki bu de\u011fi\u015fim ve d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm, dilerim ki ana ak\u0131m kanallar i\u00e7in de bir \u00f6rnek olur. <\/p>\n\n\n\n

Asl\u0131nda biliyorsun temeline bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda hemen hemen her sanat dal\u0131 bir nevi sanat\u00e7\u0131n\u0131n kendisinin (d\u00fc\u015f\u00fcnce, duygu, bilin\u00e7alt\u0131 vb.) <\/em>d\u0131\u015favurumudur diyebiliriz. Di\u011fer bir deyi\u015fle bu, sanat\u00e7\u0131n\u0131n kendisini ifade etme bi\u00e7imidir. Bu bi\u00e7im de sanat\u00e7\u0131n\u0131n malzemesine g\u00f6re \u015fekil al\u0131r. \u00d6rne\u011fin; plastik sanatlarda bu d\u0131\u015favurumculuk resim, heykel vb. \u00fcretimlerle a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kar; m\u00fczisyenlerde m\u00fczikle, besteyle; edebiyatta kitapla, yaz\u0131yla; sinemada sineman\u0131n kendisi ile vs. Fakat oyunculukta durum \u00e7ok farkl\u0131. Oyuncunun kendisini ifade edebilmesi de\u011fil, b\u00fcr\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fc karakteri iyi ifade edebilmesi \u00f6nemlidir, de\u011fil mi? \u00d6yleyse, merak etti\u011fim \u015fu: Oyunculukta d\u0131\u015favurum var m\u0131d\u0131r, varsa e\u011fer bir oyuncu bunu nas\u0131l ba\u015far\u0131r?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ok g\u00fczel s\u00f6yledin; \u201cbir sanat\u00e7\u0131n\u0131n kendini ifade etme bi\u00e7imi\u201d diye... Buradan bakt\u0131\u011f\u0131mda, oyuncunun hem ne kadar yaln\u0131z hem de ne kadar kalabal\u0131k oldu\u011funu fark ettim. (G\u00fcl\u00fcms\u00fcyor)<\/em> Yaz\u0131lm\u0131\u015f bir senaryo, reji yapan bir y\u00f6netmen, ne giyece\u011fine karar veren bir kost\u00fcm tasar\u0131mc\u0131s\u0131, sa\u00e7\u0131n, makyaj\u0131n vs. Hi\u00e7biri benim taraf\u0131mdan \u201cBurcu olarak\u201d se\u00e7ti\u011fim, karar verdi\u011fim bir \u015fey de\u011fil. Fakat oyunculuk bir \u201colma hali\u201ddir. O \u201colma haline\u201d giden yolculuk bana ait. Duygular\u0131m, post\u00fcr\u00fcm, sesim, mimiklerim, jestlerim, bak\u0131\u015flar\u0131m, bedenimin ritmi, enerjisi... Diyelim ki Shakespeare\u2019in Romeo&Juliet oyunu sahneye konacak ve ben Juliet\u2019i oynayaca\u011f\u0131m. Yery\u00fcz\u00fcnde binlerce kez oynanm\u0131\u015f bir karakter... Ama bu \u201cbenim Juliet\u2019im\u201d! San\u0131r\u0131m oyuncunun d\u0131\u015favurum s\u00fcreci role haz\u0131rlan\u0131rken ba\u015fl\u0131yor ve her oyun geli\u015ferek, yeniden ke\u015ffederek bu s\u00fcre\u00e7 devam ediyor. Yani asl\u0131nda di\u011fer sanat dallar\u0131nda eserin \u00fcretim s\u00fcreci bitti\u011finde, kendini ifade edi\u015fin de sonlan\u0131yor diyebiliriz. Mesela; bir yazar kitab\u0131n\u0131 yazar ve kitap biter. S\u00fcre\u00e7 sona ermi\u015ftir. Ama ben onlarca, belki y\u00fczlerce kez oynayaca\u011f\u0131m Juliet\u2019i ve her defas\u0131nda kendimi yenileyerek devam edece\u011fim oynamaya. San\u0131r\u0131m fark burada.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Bir film veya dizide takip edip sevdi\u011fim bir oyuncuyu ne zaman tiyatro sahnesinde izlesem daha farkl\u0131 hissederim. Keza seni de tiyatro sahnesinde izledi\u011fimde hep ayn\u0131 duyguya kap\u0131ld\u0131m. Hani sanki ekranda izledi\u011fimde oyuncu bana misafir gelmi\u015f de tiyatroda izlerken beni o evinde a\u011f\u0131rlar gibi bir his... A\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131 oyuncular\u0131n tiyatroda daha \u00f6zg\u00fcr ve performanslar\u0131n\u0131n daha y\u00fcksek oldu\u011funu hissetti\u011fimi s\u00f6ylemek istiyorum. Bu benim oyuncuyu yak\u0131ndan izleme f\u0131rsat\u0131m oldu\u011fu i\u00e7in kendi kendime vard\u0131\u011f\u0131m bir sonu\u00e7 mu, yoksa ger\u00e7ekten de oyuncular i\u00e7in tiyatro yuvalar\u0131 gibi oldu\u011fundan seyirciye verdikleri bu duygunun kayna\u011f\u0131 asl\u0131nda onlar\u0131n kendilerini ait olduklar\u0131 yerde gibi hissetmelerinden ya da seyirci ile oyuncunun etkile\u015fim i\u00e7erisinde olmalar\u0131ndan \u00f6t\u00fcr\u00fc m\u00fc?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Bundan daha do\u011fal bir duygu olamaz bence Derya\u2019c\u0131\u011f\u0131m. Bir cam ekran\u0131n arkas\u0131ndan sana ula\u015fabilece\u011fi alan\u0131 o kadar s\u0131n\u0131rl\u0131d\u0131r ki oyuncunun. Tekniktir, mekaniktir, so\u011fuktur, yapayd\u0131r. Ama sahnede etiyle, kemi\u011fiyle, bedeniyle, enerjisiyle, sesiyle sadece seninledir oyuncu. Kar\u015f\u0131ndad\u0131r. Ve \u201co an\u201d her ne oluyorsa, birlikte payla\u015f\u0131rs\u0131n\u0131z t\u00fcm duygular\u0131. B\u00f6ylesine g\u00fc\u00e7l\u00fc bir etkile\u015fimin \u00f6n\u00fcne hangi dizi veya film ge\u00e7ebilir; inan bilmiyorum. Ya\u015fas\u0131n Tiyatro! <\/p>\n\n\n\n

Sevgili Burcu, beni at\u00f6lyende a\u011f\u0131rlad\u0131\u011f\u0131n ve bu keyifli sohbet i\u00e7in \u00e7ok te\u015fekk\u00fcr ederim. Birbirimizi y\u0131llard\u0131r tan\u0131yoruz ve benim illaki bir yazar, d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr veya sanat\u00e7\u0131dan al\u0131nt\u0131 yapmadan edemedi\u011fimi bilirsin. Bu y\u00fczden de s\u00f6yle\u015fimizin son c\u00fcmlesinde senin \u00e7ok sevdi\u011fin ve al\u0131nt\u0131lamak istedi\u011fin bir s\u00f6ze yer vererek, bu ho\u015f sohbeti tamamlamak isterim.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00d6ncelikle g\u00fczel sorular\u0131n ve sohbetin i\u00e7in \u00e7ok te\u015fekk\u00fcr ederim Derya\u0027c\u0131\u011f\u0131m. Bir\u00e7ok al\u0131nt\u0131 var sevdi\u011fim ama bir tanesi benim i\u00e7in \u00e7ok \u00f6zel; onu payla\u015fmak isterim.<\/em><\/p>\n\n\n\n

\u00abHakk\u0027\u0131n kar\u015f\u0131na \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 de\u011fi\u015fimlere direnmek yerine, teslim ol. B\u0131rak hayat sana ra\u011fmen de\u011fil, seninle beraber aks\u0131n. \"D\u00fczenim bozulur, hayat\u0131m\u0131n alt\u0131 \u00fcst\u00fcne gelir\" diye endi\u015fe etme. Nereden biliyorsun hayat\u0131n alt\u0131n\u0131n \u00fcst\u00fcnden daha iyi olmayaca\u011f\u0131n\u0131?\u00bb<\/em> (\u015eems-i Tebr\u00eez\u00ee)<\/p><\/blockquote><\/figure>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n","post_title":"At\u00f6lye Sohbetleri | Burcu Tuna Yosunlu: \"Oyunculuk, bir \u0027olma hali\u0027dir\"","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"atolye-sohbetleri-burcu-tuna-yosunlu-oyunculuk-bir-olma-halidir","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-07-24 21:11:36","post_modified_gmt":"2023-07-24 18:11:36","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=118446","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":118446}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "966"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "242"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...
Derya Gül
Derya Gül
1 Mart 1980 doğumlu sanatçı, on sene boyunca «usta-çırak kültürü» içerisinde yetişti. Sanat ve atölye eğitimleri alırken bir yandan da resim çalışmalarına başladı. Sanatçı, ilk eserlerinde kolaj tekniğini kullandı. Ardından çalışmalarına, kendi oluşturduğu teknik ve üslupla devam ederek buna yönelik eserler üretti. Uzun bir süre sadece portre üzerine çalışan sanatçı, ilerleyen yıllarda soyut figüre yöneldi ve son iki yıldır ise tamamen soyut dışavurumcu resimler yapmaya başladı. Sanatçının ilk dönem eserlerinde «denge» arayışı göze çarparken, son döneme ait çalışmalarında «kontrollü otomatizm ve geometrik soyutlama» dikkat çekmektedir. Edebiyat, felsefe, mitoloji ve tarihle de yakından ilgilenen Derya Gül’ün “Ayadaki Göz” ve “Ah Şu Cahil Filozoflar” isimli iki kitabı bulunmaktadır.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol