Şempanzeler ellerindeki her şeyi kaybetmelerine rağmen, ki bu durum için beşeriyete ayrıca teşekkür etmek gerekir, yine de birbirlerine sahip çıkıyorlar.
Etti adlı şempanze, Liberya’daki küçük adalardan birinde yaşıyor. Kendisi ve beraberindeki arkadaşları, yıllarca New York Blood Center‘ın (NYBC) acı verici tıbbi deneylerinde kullanıldılar. Deneylerde kullanılmaz hale geldiklerinde ise bu adalar topluluğuna terk edildiler. NYBC, birkaç yıldır adalara gönderdiği gıda miktarını gün geçtikçe azaltıyor (çünkü bu adalarda doğal yiyecek kaynağı bulunmuyor). Bu yaz ise şempanzelerin açlıktan ölmek üzere olduklarını açıkladılar.
Şimdilerde, düzenli yemek garantisi olmayan bu ortamda, şempanzeler tamamen gönüllülerin vicdanına kalmış durumda. Ama yine de Etti, yemeğini 2 yaşındaki kızıyla ve adadaki diğer genç şempanzelerle paylaşmaya devam ediyor.
Gönüllülerden biri, Humane Society of the United States‘e (HSUS) ait Facebook sayfasında Etti ile ilgili olarak “O bütün bebeklere karşı çok tatlı bir anne. Her ne kadar kendisi pirinç toplarına bayılsa da her defasında onları kendi kızı ve diğer bebek şempanzelerle paylaşıyor” diye belirtiyor.
Şu anda 29 yaşında olan Etti, laboratuvarla ilk tanıştığında sadece 1 yaşındaydı. Laboratuvarlarda geçirdiği yıllar boyunca NYBC ona 61 kez acı dolu karaciğer biyopsisi yaptı, yüzlerce kere anestezi vererek uyuşturdu ve sonrasında onu Liberya’daki bu adaya terk etti. Etti’nin bir sürü bebeği oldu ve sonuncu kızı hariç bütün bebekleri öldü.
Bugün bu küçük adada yaşayan Etti gibi 60’tan fazla şempanze bulunuyor. Bunlardan çoğu doğal yaşam ortamından koparılıp alınmış. Diğerleri ise egzotik evcil hayvan olarak alınmış; ancak sahipleri sıkıldığı zaman onları laboratuvara terk etmiş. Bu adada bulunan her bir şempanzenin, aynı Etti gibi üzücü bir hayat hikâyesi var.
Şu anda 39 yaşında olan Spring Rol, yıllarını NYBC tarafından deneylere tabi tutularak geçirdi. Laboratuvarda geçirdiği yıllar boyunca yaklaşık 300 kere anesteziye maruz kaldı ve 45 acı dolu karaciğer biyopsisi yaşadı. Gözlerinden birini, araştırmacılardan birinin onu yanlışlıkla sakinleştirici tabancayla vurmasıyla kaybetti.
Samantha 41 yaşında ve adadaki en yaşlı şempanze. O da çok uzun yıllarını NYBC’de geçirdi ve yıllar boyu boynundan tırmanma merdivenine zincirlenmiş şekilde yaşadı.
Gönüllü grubundan biri onunla ilgili olarak, “Bakıcıları onun çok zeki bir şempanze olduğunu söylemişlerdi. Yıllar önce adaya ilk terk edildiğinde, adadaki birçok genç şempanzeye bakıcı annelik yaptığını sevgiyle hatırlıyorum” diye belirtiyor.
Juno laboratuvara ilk defa test amaçlı getirildiğinde 1985 senesiydi ve o daha 4 aylıktı.
Bullet bebekken, annesi vurularak öldürüldü. Yıllarını deneylere tabi tutularak geçirdiği NYBC’ye gönderilmeden önce, kendisi de vurulmuştu ve bu yaralanma nedeniyle sağ kolunu kaybetmişti.
NYBC bu baharda adaya gönderdiği tüm yardımları kesince, tüm şempanzeleri bilerek ve isteyerek açlığa terk etmiş oldu. Araştırmacılardan oluşan grup ise şempanzelerin tüm hayatlarını mahvettikleri gibi bir de hayvanların bakımı ile ilgili olarak “Böyle bir yükümlülüğümüz yok” açıklamasını yaptı.
Bu açıklama bilim insanları ve hayvan hakları çalışanları tarafından öfkeyle karşılandı. Ünlü primatolojist Jane Goodall kınama içeren açık bir mektup kaleme aldı ve bu durumu “Tamamen şok edici ve kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Duke Üniversitesi’nden primatolojist Brian Hare ise The New York Times’a yaptığı açıklamada “Daha önce asla bunun kadar mide bulandırıcı herhangi bir şey görmedim” dedi.
Tabii ki şempanzelerin iyi olmaları öncelikli sorun. HSUS üyeleri onların durumunu kontrol etmek için aceleyle adaya gitti. NYBC’nin kullanıp adaya attığı 200 şempanzenin şu an sadece 66 tanesi yaşıyor. Çoğu şempanze yıllar boyu maruz kaldıkları deneyler yüzünden sağlık problemleri yaşıyor. Bazıları kör, bazıları topallıyor.
Ama işin en kötüsü NYBC terk ettiği bu şempanzelere taze su kaynağı bile sağlamıyor. Malasef ki NYBC, yıllarca bu hayvanlara eziyet ettikten sonra, onları açlığa ve susuzluğa terk etmekte hiçbir sorun görmüyor.
O günden beri, NYBC’nin hayvanlara uyguladığı acımasız davranışlar yüzünden prostestolar sürüyor. Her ne kadar NYBC bu zalimce uygulamaları kabul etmeyi reddetse de insanlar NYBC’nin sorumluluğunu kabul etmesini sağlamak ve yıllarca işkence edip terk ettikleri bu çaresiz şempanzeler için destek sağlamak konusunda kararlılar.
Bütün bunlar olurken gönüllü destek sağlayan gruplar şempanzelerin tüm bakımını üstlenmiş durumdalar. 8 aydır, HSUS ve diğer bakım gruplarının öncülüğünde, yerel gönüllüler ve halktan katılımcılar tüm fedakarlıklarıyla terk edilen şempanzelerin küçük kolonilerinin devamlılığını sağlamaya çalışıyorlar.
Halk desteği olmaksızın şempanzeler bir hafta bile yaşayamazlar.
Şuanda gönüllüler her gün bir bot dolusu taze meyve ve diğer besin maddeleriyle adaya gidiyor ve şempanzelerin yaşamlarına devam etmelerini sağlamaya çalışıyor. Bu bütçenin büyük kısmı ise bireyler tarafından yapılan bağışlardan karşılanıyor.
NYBC’nin aksine şempanzelerin bakımını üstlenen gönüllüler asla pes etmeyecekler. Şempanzelerin daha iyi bir hayat yaşamaları için gerekli olan tüm ihtiyaçları sağlanana kadar mücadele edecekler. NYBC’nin yapması gereken sorumlulukları üstlenmesi için de baskılarını arttıracaklar.
“Şempanzeler; tabi tutuldukları deneylerden Liberya iç savaşına kadar, 200’den fazla şempanzenin ölümüne neden olaylar nedeniyle zaten çok fazla acı çekti” diye belirtiyor gönüllülerden biri bağış toplama çağrısında. “Sonuçta sizin yardımlarınızla, hep birlikte çalışarak bu şempanzelere hayatları boyunca destek olacak uzun dönemli çözümler üreteceğiz.”
Eğer siz de, yemek ve su satın almak için bize katılmak isterseniz buraya bağışta bulunabilirsiniz. Ayrıca NYBC’ye terk ettiği şempanzelerin sorumluluğunu almaları için yazılan bu dilekçeyi imzalayabilirsiniz.