Bilimsel görüşü ve aklı esas alan bir nesil, güzel olan her şeyi doğurur ve kümülatif bir şekilde gelişir. Sanatın, çocukların bünyesinde oldukça geniş bir yer kapladığı gerçeğini kimse yadsıyamaz. Çocuklar oyun oynamayı, resmetmeyi, izlemeyi ve hareket halinde olmayı sever, keşke çocuklara “Şunu yapma, bunu yapma.” gibi kalıp bir görüşü dayatarak onları pasifize etmesek… Çocuklar her şeyi deneyimlemeli ki elde ettiği deneyimi ileride kullanabilsin.
Ülkemizde çocukluğunu ileriki yaşlara erteleyen birçok insan gördüm ve gözlemledim, toplumlara zararı çok büyük oluyor. Günümüzde çocuk tacizleri aldı başını gidiyor. Peki, taciz eden kişinin nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiğini de sorguluyor muyuz acaba? Tacizcinin geçirdiği çocukluk döneminden de aynı şekilde toplum sorumludur. Çocuğu döverek yetiştirmek topluma nasıl bir birey kazandırıyor? Çocuğa şiddet, aynı zamanda kadına şiddeti doğuruyor ve şiddetin şiddet ile giderilebileceği bir bakış açısı sürülüyor ortaya…
Kurumlar, çocuk tiyatrolarını kenara ittiğinde, yukarıda bahsedilen çocuk modelleriyle karşılaşmaya hazır olmalıyız. Siz çocuğa, sorunun “Kırmızı başlıklı kız”ın başlığında olduğunu anlatısanız, çocuk için sorun artık kurt değil, “Kırmızı başlıklı kız”ın başlığıdır. Siz ağaca ne aşılarsınız, ağaç o meyveyi verecektir. Genç tiyatrocular çocuk oyunlarını ele alırken çocuğun kazanımı ne olacak? Mesela temamız “iyi insan olmayı” anlatmaksa neden soyut bir kavram etrafında dolaştırıyoruz konuyu? Dolaylamadan, konuyu deforme etmeden yaklaşılmalı ve öyle icra edilmeli tiyatro metinleri. Oyuncu arkadaşlarımdan şunları işittiğim zaman kendimi içten içe kötü hissetmiyor değilim: “Altı üstü çocuk oyunu, oyna gitsin, ne anlar çocuk, doğaçlama oynayalım bitirelim oyunu.”
Bu gibi yaklaşımlar ciddi anlamda kurgu içerisinde bozulmalara yol açıyor, anlaşılmıyor gibi görünse de bir şeylerin ters gittiği hissediliyor seyircide.
Türkiye’de çocuk tiyatrosunun temeline inildiğinde, bu işe ayrılan bütçenin durumu ve kurumların oyun seçiminde ne kadar dikkatsiz olduğu ortaya çıkıyor. Çocuk oyunlarındaki dekora değinmeyeceğim bile, bazı özel tiyatrolar bu işi lâyıkı ile gerçekleştiriyor ancak yeterli değil, çoğalmalı da aynı zamanda. Güzel nesiller yetiştirmeliyiz, erdemli, ileriyi düşünen, girişimci, özgüven sahibi ve bilgili bir nesil. Oyun da olsa tankların önüne yatırmamalıyız çocuklarımızı. Barış ve huzur içinde kalın.