Beyaz Devrim özellikle 1970’lerden sonra yeşil devrim süreci ile gelişen hayvan besiciliğindeki teknolojik değişimi ifade etmektedir. Tamamen bilimsel argümanların öne sürüldüğü bu süreçte hayvanlar, insan aklının birer ürünü olarak görülmektedir. Temel amacı ise et ve süt türevi ürünlerin üretim ve verimini artırmaktır.
Daha fazla üretim ve verimin daha fazla kâr sağladığı denkleminden yola çıkılarak geliştirilen makina odaklı bu süreç, sistemli bir biçimde binlerce yıldır emek yoğun (geleneksel) sisteme dayanan mandıracılığı yok etmiştir. Beyaz Devrim süreci ile beslenmeden et ve süt ürünlerinin üretimine kadar olan süreç tamamı ile makinalaşmayla ilintilendirilmiştir. Aynı zamanda Beyaz Devrim sürecinde endüstriyel yem kullanımına dayanan yeni bir hayvan besiciliği sistemi uygulanmaktadır.
Beyaz Devrim ile daha fazla kâr amacıyla yola çıkan kapitalist mantığın monokültür akıl ile birleşmesi sonucu her türden sömürünün gözler önüne serildiği bir süreç önümüze çıkmaktadır. Bu süreç, hayvanların tecavüzden hapsine, işkence görmesinden katledilmesine kadar ciddi bir şiddeti içinde barındırmaktadır. Çünkü bu süreçte hayvanlar sadece daha fazla kâr sağlayan birer araçtır ve özne değil, birer süt makinası ya da et makinası olarak görülmektedir.
Endüstriyel yem kullanımı taneli tahıl üretiminin hayvanlar aracılığıyla bir gıda dönüşümü sürecini içermektedir. Bu dönüşüm, üretilen taneli tahılın direkt insanlar tarafından tüketilmesi değil hayvanlar aracılığıyla et ve süt türevi gıdalara dönüştürülerek insanlar tarafından tüketilmesi demektir. Bu ciddi bir gıda israfıdır.
Tarım Bilimi ve Teknolojisi Konseyi’ne göre üretilen tane tahılın tamamının insanlar tarafından doğrudan tüketilmesi durumunda süt, et ve yumurtaya dönüştürüldükten sonra tüketilmesine nazaran 5 misli insan beslenebilecektir. Bu da Beyaz Devrim sürecinin hem sürdürülemezliğini hem de israf boyutunu ortaya koymaktadır.
Beyaz Devrim’in hayvanlara tahakkümü doruk noktasına taşıması ile bu tahakküme verilen tepkilere, dünyayı beslemenin ancak bu şekilde mümkün olduğu cevabını verilmektedir. Beyaz Devrim sürecinin israfı, ancak insanın diğer türlerden üstünlüğü vurgulanarak görünmez kılınmaktadır. Bu sava göre insan türünün beslenmesi, diğer türlerden çok daha önemlidir. Tamamen monokültür aklın bir değerlendirmesi olan bu düşünceler her canlının kendinden değerini yok etmektedir.
Bir inek, endüstri öyle ithaf etse bile bir süt makinası ya da et makinası değildir. Bu hayvanlar birer öznedir. İneklerin veya diğer hayvanların birer özne olduğunu yadsıyan ve onlara sadece hammadde gözü ile bakan kapitalist yaklaşıma türlerin özgürlüğü için karşı durmak bugün bir zorunluluktur. İnsan türü kendi özgürlüğünü başka türlerin tahakkümü üzerine kuramaz. Özgürlük tam anlamı ile tüm türler için var olduğundan özgürlük olacaktır.