Sınıfsal çatışmaları anlatan filmlerin genelindeki ortak özellik, üst ile alt sınıflar arasında gerçekleşen soğuk savaşın mutlak bir zaferle sonuçlanmasıdır. Genellikle de ezilen kesimin galip geldiği bu öykülerde pek çok yönetmen, filmlerine didaktik anlatım ve aşırı duygusal sahneler yükleyerek kaçınılmaz bir hataya sürüklenmektedir.
21. Gezici Festival’in üçüncü gününde izleme şansı bulduğumuz Brezilya yapımı Annemle Geçen Yaz filminde ise elindeki öyküyü herhangi bir mesaj kaygısına kapılmadan, duru anlatımlarla aktaran gerçekçi bir varoluş mücadelesine tanık olduk. Özellikle de festivalin ana teması olan “Güvencesiz Hayatlar” kavramıyla bire bir örtüşen film, ilerlettiği her sahnesinde yüzlerimizde oluşan tebessümlerin baş mimarı olmayı başardı.
Filmin yönetmenlik koltuğunda oturan Anna Muylaert’ın ismini ise 2006 yılında çekilen Annemler Tatilde’nin senaryo ekibinde görmemiz mümkün. 1970’lerin askeri yönetimi esaretinde yaşayan Brezilya’sında küçük bir çocuğun siyasi suçlu olarak aranan ebeveynlerini bekleme sürecini anlatan film, sayısız festivalden bolca ödül kazanmıştı. Yine bir çocuk, yetişkin hikâyesi ile karşımıza çıkan Muylaert; bu seferki öyküsüne gerek yönetmenliği, gerek ise farklı bakış açılarından ilerlettiği anlatım biçimi sayesinde fazlaca enerji katabiliyor.
Brezilyalı zengin bir aile ile hizmetçileri Val’ın öyküsünü anlatan Annemle Geçen Yaz, bir şekilde hayatına sistemli bir düzen yerleştiren Val’ın 10 yıldır görmediği, uzakta yaşayan kızının üniversiteye başvurmak için gelmesiyle alt üst olan yaşamıyla devam ediyor. Her ne kadar film ilk bakışta bizlere gerilime sürüklenen tipik bir anne-kız çatışması izlenimi verse de sonra sonra ortaya çıkacak statü doyumsuzluklarının şekillenmesiyle birlikte kendisini izlenilebilir kılmaktadır.
Toplumların bölünmesindeki en büyük pay sahibi olan sınıfsal ötekileştirme politikalarını, duru bir anlatımla aktaran yönetmen, bu sayede de filmini her daim dinç tutmayı başarmış. Tabii bu başarıdaki en büyük pay sahibinin oyunculuğuyla dillere destan bir performans sergileyen Regina Case’nın da olduğunu söyleyebiliriz. Filmdeki her sahnesini bedeni, mimikleri ve oyunculuk ruhuyla en tepelere çıkaran Case; bizlerin kendisine bir oyuncu gibi değil, gerçek bir karaktermiş gibi yaklaşmamızı sağlıyor.
Özetle Sundance ile Berlin gibi kalburüstü film festivallerinden eli boş dönmeyen ve Brezilya’nın Oscar adayı olan Annemle Geçen Yaz; nefret ettirdiği karakterleriyle bile güldürmeyi başaran sağlam bir yapıt. Özellikle de her şeye rağmen mutlu olmak için sağdan soldan sebepler toplayan başarılı karakter betimi sayesinde, uzunca bir süre yüreğinizin sıcak kalmasını sağlayacak.