Tarihi milattan önceki yıllara dayanan hayvanat bahçeleri, dönemin kralları ve soyluları tarafından “zevk amaçlı” yapılan hayvan koleksiyonu fikrinden beslenir. Başlangıçta kuşlar ve daha az yırtıcı memeliler “biriktirilirken”, koleksiyona eklenen aslan, leopar ve kaplan gibi hayvanlar arenalarda dövüşmeye zorlanmıştır. Yüzyıllar boyunca ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerde “hediye” olarak görülen ve türlü zorbalıkla faydalanılan hayvanlar, günümüzde de yine insanın zevki için duvarların arasında hapsediliyor.
Hayvanat bahçelerini normalleştirmek adına, “eğitici” oldukları da savunuluyor. Çünkü, birçoğumuzun “hayatında göremeyeceği hayvanlarla tanışmasını” sağlıyor. Çocuklar, ilk kez bir camın arkasında tanıdığı hayvanın olması gerektiği yerde olduğuna inandırılıyor. Hayvanların özgürce yaşama hakkına yapılan taciz, böylece nesiller boyu meşrulaştırılmış oluyor.
Fotoğrafçı Gaston Lacombe, yalnızca esaretin hüküm sürdüğü alanlar olan hayvanat bahçelerinin iç dünyasını gözler önüne seren Captive (Tutsak) adlı serisiyle çıkıyor karşımıza. Lacombe, bir hayvansever olarak insan ve doğa arasındaki ilişkiyi keşfederken, insanın göz yummasını kolaylaştıran seçici hafızasına da gönderme yapıyor.
Proje 2009 yılından beri devam ediyor ve Lacombe tüm fotoğrafları bir kitapta derlemeyi planlıyor. Şimdiye kadar dokuz ülkeden 21 hayvanat bahçesini fotoğrafladı. Hayvanat bahçelerinde olup bitenin farkına varmasını sağlayan fotoğraf ise kaktüsün üzerine tüneyen bir baykuşa ait:
“Bu baykuşa baktığımda bir şeylerin yanlış olduğundan neredeyse emindim. O an, hayvanın ötesine, çevreye bakabildim. Floresan lambalar, plastik parmaklıklar, yeşil duvarlar… Her şey buranın bir işyeri olduğunu söylüyordu, kesinlikle bir yaşam alanı değil.”
Lacombe, projenin en yıkıcı anını Arjantin’in sıcak havasında yaşamaya çalışan bir kutup ayısı gördüğünde yaşamış: “Oldukça rahatsız görünüyordu, sırt üstü yatmış bağırıyordu. Buna tanık olmak gerçekten çok zor oldu.”
Zamanla projesinden güç aldığını belirten fotoğrafçı, “İnsanlar, hayvanları sergilenecek ve eğlenecek objeler olarak kullanmayı bırakmalı. Onların da en az bizim kadar bu gezegene ait olduklarını anlamalılar” diyor.
Kaynak: One Green Planet