Isabelle Chapuis ve Alexis Pchot isimli sanatçıların, bir duman bombası patlattıklarında ortaya çıkan renkli bulutu yok olmadan önce fotoğraflamak için sadece bir -şanslılarsa iki- dakikaları var. “The Blossom Project (Çiçek Projesi)” için bir moda fotoğrafçısı ve bir ressamdan oluşan Isabelle ve Alexis, Fransa’dan Türkiye’ye, Amerika’ya, İspanya’ya, Norveç’e ve Belçika’dan Fas’a, Meksika’ya ve Guatemala’ya gidip, renkli dumanlar patlatarak fotoğraflar çekti.
The Blossom Project 2012 başlarında, Paris sokaklarında, pembe bir dumanın fotoğrafıyla başladı. Paris, I love you (Paris, seni seviyorum) adlı yarışmada ikinci geldikten sonra bu fikir tohumu büyüdü ve bugünkü hâline filizlendi. Fotoğraflar, Chapuis’nin nüans ve boşluklu zeminler uzmanlığını ile Pichot’un mimari ve boyutlar uzmanlığı birleştirilerek ortak bir çalışma şeklinde üretiliyor. İkili bu iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
En temel seviyede, duman iki sanatçı için de yaratıcı iç güdünün görsel bir manifestosunu temsil ediyor; sınırlı bir zamanda fotoğraf çekmenin yarattığı adrenalin, sönen dumanın tesadüfen keşfedilmiş figürlerinde karşılığını buluyor. Sanatçılar duman bombasını insan göz ve ellerinin erişemeyeceği yerlerde patlatmayı seviyorlar, bunu da Nikon’un yardımıyla uzaktan kumandalı araçlar kullanarak yerden yüksekte yapıyorlar.
The Blossom Project, dünya ve dünyanın yaratıcı potansiyelinin, bereketli manzaralarının ve eşi bulunmaz çiçeklenmelerinin kutlandığı bir proje. Ancak Chapuis ve Pichot, dünyanın hassasiyetinin farkındalar. Vahşi manzaraları çekerken şehir arazilerini de yakalıyorlar ve böylece insan müdahalesini ortaya çıkarıyorlar. Dumanın ise insan yapımı ile organiğin iki arada kalmış sınırı olduğunu iddia ediyorlar. Bu sebepten dumanın coşku ve ifşa ya da endişe ile önsezi olarak görülebileceğini söylüyorlar.
Kaynak: Feature Shoot