Kadın erkek eşitsizliği, hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Evde, işyerinde, sokakta… Bu eşitsizliğin en belirgin hali ise dilimizde görülmektedir. Bu durumun en basit örneği, kadın ve erkek isimlerinde bile karşımıza çıkmaktadır.
Cinsiyetçiliğin aktarılmasındaki en büyük etken, dildir. Dilin değişmesi ise en zor olan değişimdir. Belki işyerlerinde eşit ücret bir kanunla düzenlenebilir ama dile yerleşmiş ayrımcılık ve cinsiyetçiliği değiştirmek bir ömür, hatta birkaç ömür gerektirir. Zordur ama olması gereken de temelde budur. Dil değişirse her şey değişir, dil değişmezse istediğimiz kadar düzenleme yapalım, temelden değişim olmazsa, tam bir değişim oldu diyemeyiz.
TDK Astronot ismi arıyor!
Geçtiğimiz günlerde açıklanan uzay programı ile bilimi bir ucundan yakalayabileceğimiz haberi herkesi sevindirdi. Birçok eksiklik olsa da, sevindirici olan bu haberde, uzaya gidecek ilk insan için isim önerisi beklendiği söylendi. Bununla birlikte, TDK’ya birçok isim önerisi geldi. Gökmen, gökalp, gökderi… TDK Başkanı gök ile başlayan kelimelerin halk tarafından çokça tercih edildiğini açıkladı. Bu kelimeleri tek tek incelemeye gerek yok sanırım, erkek isimleri olarak aşina olduğumuz, ya da sonu ‘‘eri’’ ile biten üç öneri… Diğer önerilerin ise tarihi anlamlar taşıdığını söylüyor başkan; Fatih, Alparslan, Cacabey… Ayrıca TDK başkanı Gülsevin’in aktardığına göre; TDK, 2005 yılında astronot kelimesi için iki öneri yapmış: ‘gökmen’ ve ‘uçman’. Yani yine elimizde eril iki öneri bulunuyor.
Bu öneriler gösterdi ki dilimize yerleşmiş cinsiyetçilik, burada da karşımıza çıkmaya devam ediyor. Uzaya çıkacak ilk insanın cinsiyeti belli değil ama şimdiden ilk ve sonrasında uzaya çıkacak insanın anılacak adı, kadınları kapsamayacak şekilde şekillenecek gibi gözüküyor.
Uzaya çıkacak ilk Türk insan için de mücadele etmek gerekecek
Hayatın her alanında mücadele eden kadınlar olarak, geleceğimize ve geleceğin Türk uzay insanlarına bir borcumuz var. Her cinsi kavrayacak bir isim türetmek için mücadeleye devam etmek ve gelecek ile aramızdaki köprüyü kuvvetlendirmek. Burada mevzu, tek bir kelime ya da bu kelime ile her şeyin değişmesini sağlamak değil, cinsiyetçilik sarmalı ile örülmüş olan dilimize, bir yeni kelime daha ekletmemektir. Bugün için bir kelime belki ama yarın, uzaya çıkacak kadınların önünü açmak için gereken ilk adım. Geleceğin kadınlarına, uzaya adım atacak çocuklara şimdi bir isim borçluyuz: cinsiyet ayrımından uzak ve ötekileştirmeyen.
Astronot, Kozmonot, Taykonot, Spasolog…
Uzaya insan gönderimi sırasında farklı ülkelerin, farklı isimler kullandığını biliyoruz. ABD’den uzaya gidenlere astronot, Rusya’dan gidenlere kozmonot, Çin’den gidenlere Taykonot, Fransa’dan uzaya gidenlere ise Spasolog adı veriliyor. Burada, genelde kelime sonunun korunduğunu ve kelimenin başının değiştiğini görebiliyoruz. Kelimenin sonundaki ‘‘not’’ yani İngilizce yazarsak, astronaut kelimesinin sonundaki naut kelimesinin anlamı, Antik Yunanca’da nautes yani denizci kelimesinden türetilmiş, deniz anlamına denk gelmektedir. Bu nedenle birçok dil, bu sözcüğü türetirken, bu kısma dokunmadan, sadece kelimenin başını değiştirerek bir yenilik yapmış. Astro kelimesi yıldız, kozmo kelimesi kozmos yani evren, tay kelimesi ise uzay, gök anlamlarını taşımaktadır. Fransızlar’ın kullandığı kelime ise Latince boşluk anlamını taşıyan, spatium kelimesinden türetilmiş. Yani tüm kelimeler evren, boşluk, yıldız gibi uzayı simgeleyen isimlerden seçilmiş.
Biz de bu anlamlara bakarak, genelde erkekler için kullanılan ya da anlamca cinsiyetçiliği körükleyecek bir seçim yapmak yerine, cinsiyetçiliği vurgulamayan, evren gibi, hem uzayı hem de not kelime sonunu koruyan, ahenk ve birliktelik sağlayacak bir kelime türetebiliriz. Bu bağlamda duyduğum ve hoşuma giden evrenot kelimesi bana daha yakın geldi. Fakat biliyorum ki yaratıcılığı ile üst sıralara gelecek isimler türetecek birçok kadın bulunuyor. Sadece biraz düşünmek ve düzgün bir kelimede ısrarcı olmak yeterli olacaktır. Gelecek için, hepimiz için.