Ana SayfaKültür & SanatÖyküÇiy damlası | Öykü

Çiy damlası | Öykü

-

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. “Çiy damlası ol, lütfen çiy damlası ol.” diye seslendiğini duyuyorum Rafet’in. Hoca kafasına tebeşir fırlatıyor. Sabah, giydiği gömleğe de gıcık olup laf söylemişti demek ki bu an için fırsat kolluyormuş.

Rafet masasının üstüne yatıyor, pencereden dışarıyı izliyor. Dönüp Rafet’e bakıyoruz. Pencereden bir kuş giriyor. Hoca panik. Yağmur başlıyor. Zil çalıyor. Kuş sanki teneffüsü beklemiş gibi açık pencereden uçuyor. “Yağmur saçlı kız hadi dışarıya çıkalım.” diyor tahta bacak. Sınıfa ilk geldiğimde de bana “hoş geldin yağmur saçlı kız.” demişti. “Bana tahta bacak derler, senin adın ne?” Sınıfta ilk tanıştığım da o olmuştu. O gün bugün çok iyi arkadaşız. Yine de onun beni, benim onu sevdiğimden daha çok sevdiğini sanıyorum. Ne de olsa onun bir bacağı, benimse kalbim yok.

Sınıftan çıkıyoruz. Çünkü şu saçma sapan tebeşir mevzusunu konuşmak istiyoruz. Çıkarken göz ucuyla Rafet’e bakıyoruz. Hâlâ dışarıyı izliyor. Çiy damlası olduğumu düşünsem acaba mutlu olur mu, diye geçiyor aklımdan ama nasıl çiy damlası olunacağını bilmiyorum. O çok iyi ve hepimiz onu çok seviyoruz. Bazı hocalar ona hayran, bazılarıysa ondan nefret ediyor. Güneş Hoca da onlardan biri, hoş o sanki herkesten, her şeyden nefret ediyor. Kızlarla bir çember olup, mevzuya dair bir plan yapıyoruz. Çemberin ortasında ellerimizi birleştirip, “söz” diye ant içip, ellerimizi ayırıyoruz.

Hayal kurmayı seviyorum. Rafet’i de hep nedense beyaz bir önlükle hepimizin kalplerini kaldırdığı sıra sıra camdan küp benzeri dolapların önünde hayal ediyorum. Hepimiz sanki onun gezegeninin gülüyüz. O küplerde havada asılıymış gibi duran kalplerimize bakıp eldivenlerini giyiyor ve yeni bir kübe bir kalp koyuyor. Yüzlerce kalp aynı anda atıyor. Güp, güp, güp, güp…

Biraz önceki an gözlerimin önünde uçuşuyor. Öfkeden deliye döndüğümü görünce, “çiy damlası ol.” diyor ve hop kafasına bir tebeşir yiyor. Zil çalıyor. Sınıfta da herkes suskun, kimse konuşmuyor. Rafet’in de başı hâlâ sıranın üstünde dışarıyı izliyor. Hoca sınıfa giriyor. Çok geçmiyor Rafet’in başına küçücük bir kağıt düşüyor. Rafet oralı değil. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Ben de elimdeki küçücük kağıdı ona atıyorum. Kağıtlardan birini açıyor. İçinde bir kalp çizili. Başkasını açıyor yine aynı şey. Bütün kağıtları tek tek topluyor sırasının üstüne diziyor. Gözleri sevinçle doluyor ya da bana öyle geliyor. Bir daha aynı şey olursa tebeşiri de hocaya geri yollayacağız ama o bunu bilmiyor. Hoca yine aynı monoton, tekdüze ses tonuyla ders anlatıyor. Rafet kalp dolu rafların önünde bir kübü açıyor. İçinden aldığı kalbi bir başka kalbin yanına koyuyor.

Yağmur yağıyor.

Berekettir.

Nar çatladı.

Yine berekettir.

Ders her zamanki gibi tüm sıkıcılığıyla sürüp bitiyor. Çıkışta kızlar masal buluşmasına gitmeden yemek yiyeceklerinden bahsediyor onlara katılmıyorum. Böğürtlen toplamaya gideceğimi söylüyorum. Motoruma atlayıp sürmeye başlıyorum. Ne kadar uzak, o kadar iyi. Uzaklaşmak iyi geliyor. Bir kayanın üstüne oturup gün batımını izliyorum. Zulamdan bir sigara çıkarıp içiyorum. Saate bakıyorum. Tahta sıralı salonda toplanmaya başlamışlardır. Böğürtlenlerin arasına geçiyorum. Bunlar son böğürtlenler olmalı. Bir kaseye yakın böğürtlen topladıktan sonra cep telefonumu çıkarıyorum. Kızlar mesaj yollamış. “Sol yanım, hançer yanım neredesin, çık dikenlerin arasından, yanımıza gel.” diyorlar. Yağmurdan sonra bazı yaprakların üstünde kalan damlacıklar sanki parmak uçlarımı okşuyor.

Ashrama yiyecek götüremezsin. Ashramda yemek yenmez. Gitsem böğürtlenleri ne yapacağım? Dayanamayıp motora atlıyorum. Böğürtlenleri kapının önündeki masaya bırakıp içeriye geçiyorum. Gong vuruyor. Sessizlik oluyor. Masal başlıyor.

Vakitlerden bir vakit, zamanlardan bir zaman, yağmurun çok ama çok yağdığı bir akşam, oldukça şişman bir adam ekmek almaktan dönüyormuş. Yoluna yaşlıca bir adam çıkmış. ‘Yavrum çok açım biraz ekmek verir misin?’ demiş. Adam oralı bile olmamış. Yürümüş de yürümüş. Karşıdan kara bir köpek gelmiş. Öyle aç, öyle masum ve çaresiz gözlerle bakıyormuş ki gören onun çaresizliğine dayanamazmış. Adam ne yalvaran seslerine aldırmış ne de önüne bir lokma ekmek atmış. Yanından geçip gitmiş. Şimşek çakmış, gök gürlemiş.” Aynı anda gök gürleyince masalı anlatan Selma, “bu kadar mı tesadüf olur?” diyor hepimiz gülüyoruz. Devam ediyor: “Gök susmuş, ashram susmuş, ashramdakiler masalı dinlemeye devam etmiş. Adam az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Kuşlar doluşmuş çevresine, yağmurdan her yer ıslakmış, kuşlar yiyecek hiçbir şey bulamıyormuş. Adamdan biraz kırıntı istemek için ötmüşler, çevresinde kanat çırpmışlar, ekmeğe hamle yapmışlar ama adamın umru bile değilmiş. Onları kovalayıp yoluna devam etmeyi seçmiş. O böyle yaptıkça hiç farkında olmadan küçülüyormuş. O küçüldükçe elindeki poşet büyüyormuş. O, elindeki ekmeğin büyüdüğünü sanıyor, kıs kıs gülüyormuş. İlerlemiş, küçülmüş, küçülmüş ilerlemiş. Gittikçe bollaşan elbiseleriyle, elindeki poşeti bile taşıyamaz olmuş. Bir an gelmiş elindeki poşet düşmüş. Adam suya yuvarlanmış. Yaşlı adam gelmiş, ekmekten bölmüş, afiyetle yemiş, doymuş gitmiş. Kara köpek gelmiş, ekmekten koparmış, yemiş gitmiş. Kuşlar üşüşmüş, kırıntıları yemiş doymuşlar. Adam, düştüğü su birikintisinde bir dala tutunmuş, kendine o daldan bir sal yapmış, içine düştüğü çamuru koca bir Dünya sanmış. Tuttuğunu sandığı balıklar da ekmeğinden arta kalan kırıntılarmış. Dünya dediğimiz de bir su küresiymiş. Kimine göre çamur, kimine göre derya deniz. Aldığımız nefes ne kadar ferahsa düşünceleriniz de o kadar ferahmış, düşüncelerimiz ne kadar ferahsa aldığınız nefes de o kadar ferahmış.” diye bitiriyor masalını Selma. Sonra soruyor; “masal anlatmak isteyen var mı?” Rafet el kaldırıyor. “Masal değil ama bir şey anlatmak istiyorum.” Onu davet ediyor Selma. Sağ avcunu açıyor. Bize gösteriyor. İçinde bir tebeşir, sol avcunu açıyor, bize gösteriyor. İçinde kalplerin olduğu küçücük kağıtlar. “İkisini de ömrümün sonuna kadar saklayacağım. Kurduğunuz planını duydum ve desteklemiyorum. Masaldaki adam gibi küçülmemek için çok çalışacağım, siz de çalışın.” diyor. Kafamın içinde Rafet’in arkasındaki ışıl ışıl kalp küplerinin hepsi birden kararıyor. Karanlıkta hiçbir şey görünmüyor.

Nefes pratiğine geçiyoruz. Her nefeste kapkaranlık kalp dolaplarını nefesimle açtığımı hayal ediyorum. Neyse ki hayal gücüm iyi, pratik bitmeden hepsi yine aydınlık saçıyor. Ashramdan çıkıyoruz. Herkes birer ikişer böğürtlenlerden alıyor. Böğürtlenlerden alıp sanki yerine tebeşir koyuyor. Eve gidiyorum. Aslında çok yorulmuşum hemen uyuyorum.

Rüyamda koca bir çiy damlası olmuşum. Bir su damlasıyım ve pırıl pırıl ışıldıyorum. Bir ses, “bırak artık çiy damlası olmayı, çiy toplamaya gideceğiz gelsene.” diyor, “bahçemizde çiçekler açtı gelsene.” “Eve dönmeliyim.” diyorum. “Çiy toplayalım dönersin.” diyor. Sonra ne oluyorsa Rafet beliriyor kalp dolaplarının önünde, “bütün kalpler burada, seninki nerede?” diye soruyor. “Hepsi ışıl ışıl benimkinin hangisi olduğunu nereden bileyim?” diye soruyorum. “Hadi, matın önünde bulaşalım.” diyor. Gözlerimi açıyorum. Matımda bir kedi uyuyor.

Zoomu açıp sabah pratiğine katılıyorum. “Bütünün hayrı için kendinin daha iyi bir hâline hazır mısın? Nefes al, nefes ver. Sahip olduğun tek şey andır, o da bu andır. Kaldır kollarını, esne geriye, uttanasana, ardha uttanasan, yarım yol açıl, omurga dik, karın toplanmış, bırak göbeğini üst bacağına, tut ayaklarını bileklerinden, açıl. Hisset bacaklarını, omurları yavaşça, üst üstte dizerek doğrul. En son, boyun, baş, gözler, takip…” Pratik bir saate yakın sürüyor. Biterken dinlenmeye geçiyoruz. Aklıma on yıl önce Güneş Hoca’nın yaptıkları ve o günlerde gördüğüm bir rüya geliyor. Acaba tahta bacağı mı arasam? Geçmesine izin ver diyor içimden bir ses. Nefes verip geçmesine izin veriyorum. Gözlerimi açıyorum. Telefonum çalıyor. “Güneş Hoca çok hastaymış, ziyaretine gideceğiz gelsene.” diyor Rafet. “Nasıl geleyim?” diyorum. “Ben bir çiy damlasıyım, güneşte fazla kalırsam buharlaşırım.” Gülüyoruz. Gülmek güzel.

*Ekranların savaş haberleriyle dolduğu bu günlerde bir tutam iyi gelmesi dileklerimle. Bu öyküyü yazmamda bana ilham veren Yogarama’da beraber pratiğe katıldığımız herkese ve Rafet’e teşekkürlerimle.

\n

G\u00fcne\u015f Hoca yine sa\u00e7ma sapan at\u0131p tutmaya ba\u015fl\u0131yor. Dayanamay\u0131p s\u00f6z al\u0131yorum. Bu sefer Zeus gibi \u015fim\u015feklerini bana \u00e7eviriyor. Tam yerimden f\u0131rlay\u0131p s\u0131n\u0131ftan \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131m. \"\u00c7iy damlas\u0131 ol, l\u00fctfen \u00e7iy damlas\u0131 ol.<\/em>\" diye seslendi\u011fini duyuyorum Rafet\u2019in. Hoca kafas\u0131na tebe\u015fir f\u0131rlat\u0131yor. Sabah, giydi\u011fi g\u00f6mle\u011fe de g\u0131c\u0131k olup laf s\u00f6ylemi\u015fti demek ki bu an i\u00e7in f\u0131rsat kolluyormu\u015f. <\/p>\n\n\n\n

Rafet masas\u0131n\u0131n \u00fcst\u00fcne yat\u0131yor, pencereden d\u0131\u015far\u0131y\u0131 izliyor. D\u00f6n\u00fcp Rafet\u2019e bak\u0131yoruz. Pencereden bir ku\u015f giriyor. Hoca panik. Ya\u011fmur ba\u015fl\u0131yor. Zil \u00e7al\u0131yor. Ku\u015f sanki teneff\u00fcs\u00fc beklemi\u015f gibi a\u00e7\u0131k pencereden u\u00e7uyor. \"Ya\u011fmur sa\u00e7l\u0131 k\u0131z hadi d\u0131\u015far\u0131ya \u00e7\u0131kal\u0131m<\/em>.\" diyor tahta bacak. S\u0131n\u0131fa ilk geldi\u011fimde de bana \"ho\u015f geldin ya\u011fmur sa\u00e7l\u0131 k\u0131z<\/em>.\" demi\u015fti. \u201cBana tahta bacak derler, senin ad\u0131n ne?<\/em>\u201d S\u0131n\u0131fta ilk tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m da o olmu\u015ftu. O g\u00fcn bug\u00fcn \u00e7ok iyi arkada\u015f\u0131z. Yine de onun beni, benim onu sevdi\u011fimden daha \u00e7ok sevdi\u011fini san\u0131yorum. Ne de olsa onun bir baca\u011f\u0131, benimse kalbim yok.<\/p>\n\n\n\n

S\u0131n\u0131ftan \u00e7\u0131k\u0131yoruz. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u015fu sa\u00e7ma sapan tebe\u015fir mevzusunu konu\u015fmak istiyoruz. \u00c7\u0131karken g\u00f6z ucuyla Rafet\u0027e bak\u0131yoruz. H\u00e2l\u00e2 d\u0131\u015far\u0131y\u0131 izliyor. \u00c7iy damlas\u0131 oldu\u011fumu d\u00fc\u015f\u00fcnsem acaba mutlu olur mu, diye ge\u00e7iyor akl\u0131mdan ama nas\u0131l \u00e7iy damlas\u0131 olunaca\u011f\u0131n\u0131 bilmiyorum. O \u00e7ok iyi ve hepimiz onu \u00e7ok seviyoruz. Baz\u0131 hocalar ona hayran, baz\u0131lar\u0131ysa ondan nefret ediyor. G\u00fcne\u015f Hoca da onlardan biri, ho\u015f o sanki herkesten, her \u015feyden nefret ediyor. K\u0131zlarla bir \u00e7ember olup, mevzuya dair bir plan yap\u0131yoruz. \u00c7emberin ortas\u0131nda ellerimizi birle\u015ftirip, \u201cs\u00f6z<\/em>\u201d diye ant i\u00e7ip, ellerimizi ay\u0131r\u0131yoruz. <\/p>\n\n\n\n

Hayal kurmay\u0131 seviyorum. Rafet\u2019i de hep nedense beyaz bir \u00f6nl\u00fckle hepimizin kalplerini kald\u0131rd\u0131\u011f\u0131 s\u0131ra s\u0131ra camdan k\u00fcp benzeri dolaplar\u0131n \u00f6n\u00fcnde hayal ediyorum. Hepimiz sanki onun gezegeninin g\u00fcl\u00fcy\u00fcz. O k\u00fcplerde havada as\u0131l\u0131ym\u0131\u015f gibi duran kalplerimize bak\u0131p eldivenlerini giyiyor ve yeni bir k\u00fcbe bir kalp koyuyor. Y\u00fczlerce kalp ayn\u0131 anda at\u0131yor. G\u00fcp, g\u00fcp, g\u00fcp, g\u00fcp\u2026<\/p>\n\n\n\n

Biraz \u00f6nceki an g\u00f6zlerimin \u00f6n\u00fcnde u\u00e7u\u015fuyor. \u00d6fkeden deliye d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fc g\u00f6r\u00fcnce, \u201c\u00e7iy damlas\u0131 ol<\/em>.\u201d diyor ve hop kafas\u0131na bir tebe\u015fir yiyor. Zil \u00e7al\u0131yor. S\u0131n\u0131fta da herkes suskun, kimse konu\u015fmuyor. Rafet\u2019in de ba\u015f\u0131 h\u00e2l\u00e2 s\u0131ran\u0131n \u00fcst\u00fcnde d\u0131\u015far\u0131y\u0131 izliyor. Hoca s\u0131n\u0131fa giriyor. \u00c7ok ge\u00e7miyor Rafet\u2019in ba\u015f\u0131na k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck bir ka\u011f\u0131t d\u00fc\u015f\u00fcyor. Rafet oral\u0131 de\u011fil. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Ben de elimdeki k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck ka\u011f\u0131d\u0131 ona at\u0131yorum. Ka\u011f\u0131tlardan birini a\u00e7\u0131yor. \u0130\u00e7inde bir kalp \u00e7izili. Ba\u015fkas\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131yor yine ayn\u0131 \u015fey. B\u00fct\u00fcn ka\u011f\u0131tlar\u0131 tek tek topluyor s\u0131ras\u0131n\u0131n \u00fcst\u00fcne diziyor. G\u00f6zleri sevin\u00e7le doluyor ya da bana \u00f6yle geliyor. Bir daha ayn\u0131 \u015fey olursa tebe\u015firi de hocaya geri yollayaca\u011f\u0131z ama o bunu bilmiyor. Hoca yine ayn\u0131 monoton, tekd\u00fcze ses tonuyla ders anlat\u0131yor. Rafet kalp dolu raflar\u0131n \u00f6n\u00fcnde bir k\u00fcb\u00fc a\u00e7\u0131yor. \u0130\u00e7inden ald\u0131\u011f\u0131 kalbi bir ba\u015fka kalbin yan\u0131na koyuyor.<\/p>\n\n\n\n

Ya\u011fmur ya\u011f\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

Berekettir.<\/p>\n\n\n\n

Nar \u00e7atlad\u0131. <\/p>\n\n\n\n

Yine berekettir.<\/p>\n\n\n\n

Ders her zamanki gibi t\u00fcm s\u0131k\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131yla s\u00fcr\u00fcp bitiyor. \u00c7\u0131k\u0131\u015fta k\u0131zlar masal bulu\u015fmas\u0131na gitmeden yemek yiyeceklerinden bahsediyor onlara kat\u0131lm\u0131yorum. B\u00f6\u011f\u00fcrtlen toplamaya gidece\u011fimi s\u00f6yl\u00fcyorum. Motoruma atlay\u0131p s\u00fcrmeye ba\u015fl\u0131yorum. Ne kadar uzak, o kadar iyi. Uzakla\u015fmak iyi geliyor. Bir kayan\u0131n \u00fcst\u00fcne oturup g\u00fcn bat\u0131m\u0131n\u0131 izliyorum. Zulamdan bir sigara \u00e7\u0131kar\u0131p i\u00e7iyorum. Saate bak\u0131yorum. Tahta s\u0131ral\u0131 salonda toplanmaya ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r. B\u00f6\u011f\u00fcrtlenlerin aras\u0131na ge\u00e7iyorum. Bunlar son b\u00f6\u011f\u00fcrtlenler olmal\u0131. Bir kaseye yak\u0131n b\u00f6\u011f\u00fcrtlen toplad\u0131ktan sonra cep telefonumu \u00e7\u0131kar\u0131yorum. K\u0131zlar mesaj yollam\u0131\u015f. \u201cSol yan\u0131m, han\u00e7er yan\u0131m neredesin, \u00e7\u0131k dikenlerin aras\u0131ndan, yan\u0131m\u0131za gel.<\/em>\u201d diyorlar. Ya\u011fmurdan sonra baz\u0131 yapraklar\u0131n \u00fcst\u00fcnde kalan damlac\u0131klar sanki parmak u\u00e7lar\u0131m\u0131 ok\u015fuyor. <\/p>\n\n\n\n

Ashrama yiyecek g\u00f6t\u00fcremezsin. Ashramda yemek yenmez. Gitsem b\u00f6\u011f\u00fcrtlenleri ne yapaca\u011f\u0131m? Dayanamay\u0131p motora atl\u0131yorum. B\u00f6\u011f\u00fcrtlenleri kap\u0131n\u0131n \u00f6n\u00fcndeki masaya b\u0131rak\u0131p i\u00e7eriye ge\u00e7iyorum. Gong vuruyor. Sessizlik oluyor. Masal ba\u015fl\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

\"Vakitlerden bir vakit, zamanlardan bir zaman, ya\u011fmurun \u00e7ok ama \u00e7ok ya\u011fd\u0131\u011f\u0131 bir ak\u015fam, olduk\u00e7a \u015fi\u015fman bir adam ekmek almaktan d\u00f6n\u00fcyormu\u015f. Yoluna ya\u015fl\u0131ca bir adam \u00e7\u0131km\u0131\u015f.<\/em> \u0027Yavrum \u00e7ok a\u00e7\u0131m biraz ekmek verir misin?\u0027 demi\u015f. Adam oral\u0131 bile olmam\u0131\u015f. Y\u00fcr\u00fcm\u00fc\u015f de y\u00fcr\u00fcm\u00fc\u015f. Kar\u015f\u0131dan kara bir k\u00f6pek gelmi\u015f. \u00d6yle a\u00e7, \u00f6yle masum ve \u00e7aresiz g\u00f6zlerle bak\u0131yormu\u015f ki g\u00f6ren onun \u00e7aresizli\u011fine dayanamazm\u0131\u015f. Adam ne yalvaran seslerine ald\u0131rm\u0131\u015f ne de \u00f6n\u00fcne bir lokma ekmek atm\u0131\u015f. Yan\u0131ndan ge\u00e7ip gitmi\u015f. \u015eim\u015fek \u00e7akm\u0131\u015f, g\u00f6k g\u00fcrlemi\u015f<\/em>.\u201d Ayn\u0131 anda g\u00f6k g\u00fcrleyince masal\u0131 anlatan Selma, \u201cbu kadar m\u0131 tesad\u00fcf olur?<\/em>\u201d diyor hepimiz g\u00fcl\u00fcyoruz. Devam ediyor: \u201cG\u00f6k susmu\u015f, ashram susmu\u015f, ashramdakiler masal\u0131 dinlemeye devam etmi\u015f. Adam az gitmi\u015f, uz gitmi\u015f, dere tepe d\u00fcz gitmi\u015f. Ku\u015flar dolu\u015fmu\u015f \u00e7evresine, ya\u011fmurdan her yer \u0131slakm\u0131\u015f, ku\u015flar yiyecek hi\u00e7bir \u015fey bulam\u0131yormu\u015f. Adamdan biraz k\u0131r\u0131nt\u0131 istemek i\u00e7in \u00f6tm\u00fc\u015fler, \u00e7evresinde kanat \u00e7\u0131rpm\u0131\u015flar, ekme\u011fe hamle yapm\u0131\u015flar ama adam\u0131n umru bile de\u011filmi\u015f. Onlar\u0131 kovalay\u0131p yoluna devam etmeyi se\u00e7mi\u015f. O b\u00f6yle yapt\u0131k\u00e7a hi\u00e7 fark\u0131nda olmadan k\u00fc\u00e7\u00fcl\u00fcyormu\u015f. O k\u00fc\u00e7\u00fcld\u00fck\u00e7e elindeki po\u015fet b\u00fcy\u00fcyormu\u015f. O, elindeki ekme\u011fin b\u00fcy\u00fcd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc san\u0131yor, k\u0131s k\u0131s g\u00fcl\u00fcyormu\u015f. \u0130lerlemi\u015f, k\u00fc\u00e7\u00fclm\u00fc\u015f, k\u00fc\u00e7\u00fclm\u00fc\u015f ilerlemi\u015f. Gittik\u00e7e bolla\u015fan elbiseleriyle, elindeki po\u015feti bile ta\u015f\u0131yamaz olmu\u015f. Bir an gelmi\u015f elindeki po\u015fet d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f. Adam suya yuvarlanm\u0131\u015f. Ya\u015fl\u0131 adam gelmi\u015f, ekmekten b\u00f6lm\u00fc\u015f, afiyetle yemi\u015f, doymu\u015f gitmi\u015f. Kara k\u00f6pek gelmi\u015f, ekmekten koparm\u0131\u015f, yemi\u015f gitmi\u015f. Ku\u015flar \u00fc\u015f\u00fc\u015fm\u00fc\u015f, k\u0131r\u0131nt\u0131lar\u0131 yemi\u015f doymu\u015flar. Adam, d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc su birikintisinde bir dala tutunmu\u015f, kendine o daldan bir sal yapm\u0131\u015f, i\u00e7ine d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc \u00e7amuru koca bir D\u00fcnya sanm\u0131\u015f. Tuttu\u011funu sand\u0131\u011f\u0131 bal\u0131klar da ekme\u011finden arta kalan k\u0131r\u0131nt\u0131larm\u0131\u015f. D\u00fcnya dedi\u011fimiz de bir su k\u00fcresiymi\u015f. Kimine g\u00f6re \u00e7amur, kimine g\u00f6re derya deniz. Ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z nefes ne kadar ferahsa d\u00fc\u015f\u00fcnceleriniz de o kadar ferahm\u0131\u015f, d\u00fc\u015f\u00fcncelerimiz ne kadar ferahsa ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z nefes de o kadar ferahm\u0131\u015f.<\/em>\u201d diye bitiriyor masal\u0131n\u0131 Selma. Sonra soruyor; \u201cmasal anlatmak isteyen var m\u0131?<\/em>\u201d Rafet el kald\u0131r\u0131yor. \u201cMasal de\u011fil ama bir \u015fey anlatmak istiyorum<\/em>.\u201d Onu davet ediyor Selma. Sa\u011f avcunu a\u00e7\u0131yor. Bize g\u00f6steriyor. \u0130\u00e7inde bir tebe\u015fir, sol avcunu a\u00e7\u0131yor, bize g\u00f6steriyor. \u0130\u00e7inde kalplerin oldu\u011fu k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck ka\u011f\u0131tlar. \u201c\u0130kisini de \u00f6mr\u00fcm\u00fcn sonuna kadar saklayaca\u011f\u0131m. Kurdu\u011funuz plan\u0131n\u0131 duydum ve desteklemiyorum. Masaldaki adam gibi k\u00fc\u00e7\u00fclmemek i\u00e7in \u00e7ok \u00e7al\u0131\u015faca\u011f\u0131m, siz de \u00e7al\u0131\u015f\u0131n<\/em>.\u201d diyor. Kafam\u0131n i\u00e7inde Rafet\u2019in arkas\u0131ndaki \u0131\u015f\u0131l \u0131\u015f\u0131l kalp k\u00fcplerinin hepsi birden karar\u0131yor. Karanl\u0131kta hi\u00e7bir \u015fey g\u00f6r\u00fcnm\u00fcyor.<\/p>\n\n\n\n

Nefes prati\u011fine ge\u00e7iyoruz. Her nefeste kapkaranl\u0131k kalp dolaplar\u0131n\u0131 nefesimle a\u00e7t\u0131\u011f\u0131m\u0131 hayal ediyorum. Neyse ki hayal g\u00fcc\u00fcm iyi, pratik bitmeden hepsi yine ayd\u0131nl\u0131k sa\u00e7\u0131yor. Ashramdan \u00e7\u0131k\u0131yoruz. Herkes birer iki\u015fer b\u00f6\u011f\u00fcrtlenlerden al\u0131yor. B\u00f6\u011f\u00fcrtlenlerden al\u0131p sanki yerine tebe\u015fir koyuyor. Eve gidiyorum. Asl\u0131nda \u00e7ok yorulmu\u015fum hemen uyuyorum. <\/p>\n\n\n\n

R\u00fcyamda koca bir \u00e7iy damlas\u0131 olmu\u015fum. Bir su damlas\u0131y\u0131m ve p\u0131r\u0131l p\u0131r\u0131l \u0131\u015f\u0131ld\u0131yorum. Bir ses, \u201cb\u0131rak art\u0131k \u00e7iy damlas\u0131 olmay\u0131, \u00e7iy toplamaya gidece\u011fiz gelsene.<\/em>\u201d diyor, \u201cbah\u00e7emizde \u00e7i\u00e7ekler a\u00e7t\u0131 gelsene.<\/em>\u201d \u201cEve d\u00f6nmeliyim.<\/em>\u201d diyorum. \u201c\u00c7iy toplayal\u0131m d\u00f6nersin<\/em>.\u201d diyor. Sonra ne oluyorsa Rafet beliriyor kalp dolaplar\u0131n\u0131n \u00f6n\u00fcnde, \u201cb\u00fct\u00fcn kalpler burada, seninki nerede?<\/em>\u201d diye soruyor. \u201cHepsi \u0131\u015f\u0131l \u0131\u015f\u0131l benimkinin hangisi oldu\u011funu nereden bileyim?<\/em>\u201d diye soruyorum. \"Hadi, mat\u0131n \u00f6n\u00fcnde bula\u015fal\u0131m<\/em>.\u201d diyor. G\u00f6zlerimi a\u00e7\u0131yorum. Mat\u0131mda bir kedi uyuyor. <\/p>\n\n\n\n

...<\/p>\n\n\n\n

Zoomu a\u00e7\u0131p sabah prati\u011fine kat\u0131l\u0131yorum. \u201cB\u00fct\u00fcn\u00fcn hayr\u0131 i\u00e7in kendinin daha iyi bir h\u00e2line haz\u0131r m\u0131s\u0131n? Nefes al, nefes ver. Sahip oldu\u011fun tek \u015fey and\u0131r, o da bu and\u0131r. Kald\u0131r kollar\u0131n\u0131, esne geriye, uttanasana, ardha uttanasan, yar\u0131m yol a\u00e7\u0131l, omurga dik, kar\u0131n toplanm\u0131\u015f, b\u0131rak g\u00f6be\u011fini \u00fcst baca\u011f\u0131na, tut ayaklar\u0131n\u0131 bileklerinden, a\u00e7\u0131l. Hisset bacaklar\u0131n\u0131, omurlar\u0131 yava\u015f\u00e7a, \u00fcst \u00fcstte dizerek do\u011frul. En son, boyun, ba\u015f, g\u00f6zler, takip\u2026<\/em>\u201d Pratik bir saate yak\u0131n s\u00fcr\u00fcyor. Biterken dinlenmeye ge\u00e7iyoruz. Akl\u0131ma on y\u0131l \u00f6nce G\u00fcne\u015f Hoca\u2019n\u0131n yapt\u0131klar\u0131 ve o g\u00fcnlerde g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm bir r\u00fcya geliyor. Acaba tahta baca\u011f\u0131 m\u0131 arasam? Ge\u00e7mesine izin ver diyor i\u00e7imden bir ses. Nefes verip ge\u00e7mesine izin veriyorum. G\u00f6zlerimi a\u00e7\u0131yorum. Telefonum \u00e7al\u0131yor. \u201cG\u00fcne\u015f Hoca \u00e7ok hastaym\u0131\u015f, ziyaretine gidece\u011fiz gelsene<\/em>.\u201d diyor Rafet. \u201cNas\u0131l geleyim?<\/em>\u201d diyorum. \u201cBen bir \u00e7iy damlas\u0131y\u0131m, g\u00fcne\u015fte fazla kal\u0131rsam buharla\u015f\u0131r\u0131m<\/em>.\u201d G\u00fcl\u00fcyoruz. G\u00fclmek g\u00fczel.<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

*Ekranlar\u0131n sava\u015f haberleriyle doldu\u011fu bu g\u00fcnlerde bir tutam iyi gelmesi dileklerimle. Bu \u00f6yk\u00fcy\u00fc yazmamda bana ilham veren Yogarama\u0027da beraber prati\u011fe kat\u0131ld\u0131\u011f\u0131m\u0131z herkese ve Rafet\u0027e te\u015fekk\u00fcrlerimle.<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n","post_title":"\u00c7iy damlas\u0131 | \u00d6yk\u00fc","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"ciy-damlasi-oyku","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-10-17 13:37:47","post_modified_gmt":"2023-10-17 10:37:47","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=121098","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":121098}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

Güncenin Çevirisi

Mehmet’le rüya gibi bir gecede Mozambik’te bir sahilde tanıştık. Dilbilimciydi. Epeyce içtiğimiz bir gece, yanından hiç ayırmadığı çantasından papirüsü andıran bir tomar çıkarıp “Bizden yüzlerce...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol