Virüs dendiğine bakmayın bana, aslında yaşamın temeli olan proteinlerden biriyim ve belki de bu yüzden bu kadar kolay adapte oldum yaşamınıza.
Dışım yağla kaplı, bir yandan kendimi korurken bir yandan hücrelerinize benzer bir sistem oluşturuyorum ki yabancı görmeyin beni; ama bir yandan da istemezseniz diye köpükle yok oluyor dışımdaki tenim.
Bir hikâyem olabilir dedim. Farklı şekillerde hep vardım zaten bu güne değin ve belki de daha güçlü geleceğim bir gün. Bu hikâye nasıl başladı dedim, sadece düşündüm ve size anlatmak istedim.
Bir grup bilim insanı (belki de daha kalabalık) her zamanki gibi merak içinde bizi anlamaya çalışıyordu. Bir yandan da dünyanın durumuna kafa yoruyordu ki zaten hep dünyayı düşünüyordu bu insanlar. Diyorlardı ki bu Dünya taşımakta zorlanıyor insanları bu yüzden bir şey yapmalı. İnsanı hayatta tutan kaynaklar yok oluyor her şey iyiden kötüye gidiyor, o zaman bir şey yapmalıydı. Çok uyarmıştık insanları dediler ama durmadı kimse. Dinlemedi duymadı bile; çünkü hep kendisini düşünür, her şeyin onun için var olduğunu zanneder. Bir şey yapmalıydı o zaman artık; ama ne?!…
Belki de böyle başlamıştı serüvenim. Yaşamı, dünyayı da sevip içine alacak ve özüne saygı duyup onunla uyumlu şekilde yaşayacak yeni bir koda ihtiyaç var dediler belki de. Ölümün nasıl bir şey olduğu tartışmalı idi hep insanlar arasında. Kodlarımdan bu bilgiye sahiptim; ancak sadece objektif bir açıdan bütünlüğe bakıp incelendiğinde evet fazlaydı gerçekten de bir şey burada dedim kendime.
Bilim bir yandan yapıcı bir yandan yıkıcıdır. Bu bakış açımıza göre değişir. Bir bitki ya da toprak duygusal bakmaz olaya, o sadece morfogenetik alanında olanı, olması gerektiği gibi, DNA’sında kodlandığı şekilde yapar ama insan, o bambaşka. Çeşit çeşit olsa da yüzyıllarca kendisinde kodlanmış olanla temelde hep aynı davranır. Buradaki sadece genelleme, tüm insan ırkı aynı olmasa da gözden kaçırılmayacak kadar ciddiyettekiler böyle. Durum böyle olunca bir şekilde tarihler boyu bir şeyler oluşmuş ya oluşturulmuş ve gidişatlar değiştirilmiş. İyi bir izleyici bu durumun bir gün elbet geleceğini hatta bunun bir başlangıç olduğunu, daha da ciddi durumlar ile karşılaşılacağını önceden ön görmüştür.
Covid 19 pandemiği mutasyon ile mi oluştu laboratuvarda mı oluşturuldu buna dair iki durumu da destekler hem bilimsel hem düşünsel bilgiler var. Burada sadece ufak bir şeye dokunmak istedim. İster birileri üretmiş olsun ister mutasyon ile oluşmuş olsun, her iki durumda da bu salgın insanın sorumluluğundadır. İnsanlık tarihinin başından bugüne kadar yaptıklarımız kendi sonumuzu yazmamıza sebep oluyor. Bir şekilde uyanır mıyız hala çok emin değilim. Uyanık olanlar zaten uyananlardı ve umarım uykudan uyananların sayısı da her geçen gün artıyordur.
Hiçbir şeyin sorumluluğunu almadan yaşamak aynı şeylerin tekrar edileceği anlamını taşır. Bu sebeple sorumluluk taşıyacak cesarette olup eylem adımlarını daha fazla geciktirmeden gerçeğe dönüştürülmesi gerekiyor. Eğer kendimiz dışında da bir yaşam olduğunu ve bizi asıl ayakta tutan şeyin bu yaşam olduğunu gerçekten anlayıp hissedersek belki de yeni bir başlangıç için bu kadar ölüme gerek kalmayacak.
Umarım artık daha aydın, analitik, objektif ve akılcı bireyler oluruz. Yaşamlarımızın değişmeye başladığı bu süreç daha pek çok değişikliği hayatımıza getirecek. Hazır olun. Hem psikolojik hem bağışıklık hem de genetik olarak kendinizi sağlamda tutmanız gerektiğini ve her şeyin mümkün olabileceğini hep hatırlayın…
Bu dünya kimsenin değil ve kimse için değil, bu gerçeği beynimize kazıyıp daha da geç olmadan düşman olmak yerine dost olmadan hiçbir şey dinmeyecek… Yıllarca bunun mücadelesini veren tüm insanlara selam olsun…
Sağlam kalın, güçlü kalın, asla vazgeçmeyin…