Dark bitti. Yaratıma dair bir fikir elde ettik. Başlangıç sondur, son da başlangıçtır dedik. Peki, hikayenin ortasında gelip geçilen “kapı” var. Üzerinde de “Sic Mundus Creatus Est” yazıyor. Biraz bakalım mı kadim bilgelikte zaman nedir?
Dark dizisini daha önce de incelemiştik şimdiyse konu biraz daha farklı. Nasıl basitleştirebiliriz diye düşünüyorum. Entelektüel olarak şu şudur demekten ziyade, günlük hayatımızdaki karşılığına oturtmaya çalışıyorum. Yoksa bu bilgi unutulur gider ve şuurumuzda bir değişiklik olmaz.
Bunun için İlahi Nizam ve Kainat’a gideceğiz. Özetle, zamanın iki boyutlu bir kesit içerisindeki üç boyutlu spiral hareketini bize açıklar. Hayatlarımız boyu bu spiralde döneriz. Nereye kadar dersek Şekil F’ye bakalım. |CD| aralığında başladığımız şuur gelişimine |FG| aralığına kadar devam ederiz. Hayatlarımızın ulaştığı en yüksek derecedir. Bu aşamadan sonra dünya okulunda alacağımız bir şey kalmaz ve başka alanlara gideriz?
Şimdi böyle yazdık ama ne değişti? Değişmesi için soru sormak ve gözlemek gerekiyor. İki boyutlu OPSR düzlemi içinde yatayda da hareket edebiliriz ya da dikeyde de. Düzlem, asli zamanı bir noktada kesiyor. İşin en can alıcı yeri burası. OPSR’nin içinde ne kadar hareket etsek de asli zamanda bir noktadayız hala. Sen düzlem içinde ilerledim diyorsun ancak OPSR, tek bir noktadan kesmiş oluyor. Dolayısıyla bizler asli zamandaki görünürlüğümüz için zamanı dikeyde kesmemiz ya da ilerlememiz gerekiyor.
Bu yataylık/dikeylik konusunda birçok sembolizim var. Bu dünya/öteki dünya, elektrik ve magnetik, cennetler, cehennemler… Hepsi çıkışların içeriğiyle ilgili. Buradaki uğraşlarımız eğer yataydaysa spiralin içinde döneriz. Eğer dikey çıkabilirsek o zaman “ilerleriz”. Yolu arayan kişi, yatay ile dikey arasındaki ilişkiyi gözlemeli ve kendine uygun yollar bulmalı. Çok kolaylıkla dinleşebilir. Hareketler yatayda gibi gözükür ancak sen o yataylık içinde yükselişi ararsın. Mesela namaz kılarsın, fizikselde yatay bir hareket gibidir ancak onun aracılığıyla yükselebilirsin? Yoga yaparsın fiziksel bir hareket gidiyor ve onun aracılığıyla yükselirsin? Savaş sanatları, chi’ çalışmaları ne varsa buraya girer. Bunu kurallaştırırsak eğer dinleştiririz.
Dikey çıkış yapmış ve burada onu anlatan birine gidip nasıl çıktın bana da söyle diye sordunuz ve o da size, şu baltayı/kılıcı aldım şu şu hareketleri yaptım ve o an şu çıkışı yaşadım dediğini farz edelim. O zaman düz bağlantı ile zekamız, o hareketleri yapıp çıkış yakalamak ister.
İş metotlara mı geliyor? Gurulara, isimlerinin önlerinde en az 4-5 sıfat almış ruhani liderlerin bize verdiği reçetelere mi uygulayacağız? Sadece metot mudur olayımız?
Fiziksel olarak işlenmeden önce, kompleksimize dair fikirler elde etmek güzel bir başlangıç olabilir. Oradan hareket’e ve benliklere, dolayısıyla da öz’e, ruh’a geleceğiz. Bir süre sonra zaman masamızda olacak. Artık fiziksel olarak hareketlerimizde biraz daha tutarlı olabiliriz. Yaptığımız hareketsel/fiziksel işlerde yükselmenin yollarını arayabiliriz.
Yoga’yı verenlerin, yoga ile ilgili yorumlarını okuyabilirseniz eğer neye ihtiyacımız olduğuna dair daha güçlü fikir elde edersiniz. Bunu kapalı söylemek durumundayım. Spiraller dairesel olarak dönmeye çok isteklidir. Bizi de döndürmek isterler. Biz de onaylanmış hareketler ya da öğretileri takip ediyoruz diye dönmeye devam ederiz. Bizi aydınlatan kim, kimin yanına çıkıyoruz sorusunu her zaman sormakta fayda var. Eğer cevabı bulabilirseniz, hızlanmanız çok kolay olacaktır. Uygulayacağınız metot da kendini hemen belli eder.
Realitesi geçmiş, mevcut ihtiyaçlara cevap vermediği söylenen öğretileri bırakıp Üstatların söylediklerine geçersiniz. Taşıdığımız benlikler ekranımıza sürekli ihtiyacımız gibi gözüken şeyleri sunar.