Ana SayfaKültür & SanatDeliliğin gölgesinde umut: Vincent Willem Van Gogh

Deliliğin gölgesinde umut: Vincent Willem Van Gogh

-

 “Yoksulluğu seven, ona bağlı kalan insan büyük bir varlık taşır içinde, vicdanının sesini her zaman duyacaktır o”
Vincent Willem Van Gogh

Post empresyonizm akımının öncüleri arasında yer alan Vincent Willem Van Gogh, hayatta kalma savaşı ile ressam olma yolundaki mücadelesini birleştirmek zorunda kalmış ve 37 yılı kapsayan kısa yaşamı süresince tamamladığı çalışmalarla modern resim sanatının gelişimine yön vermiştir. Ancak günümüzde Van Gogh’un eserlerinin dünyanın en görkemli müze ve galerilerinde sergilenmesi, ruhsal bunalımları sonucunda yaşadıklarının sanat üretiminin önüne geçerek isminin delilikle özdeşleşmesi Van Gogh’u popüler kültürün bir parçası haline getirmiş; yaşadığı ruhsal bunalımların arkasındaki nedenleri ve mücadelesini gölgede bırakmıştır. Bu çalışmanın temel amacı Van Gogh’un ressam olma yolundaki mücadelesini, yaşamındaki dönüm noktalarını ve intiharına neden olan etmenleri; çalışmaları ve kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplar aracılığıyla dönemin konjonkturünü referans alan bütüncül bir yaklaşımla irdelemektir.

1853 yılı Van Gogh’un dünyaya geldiği yıl olmasının yanı sıra Avrupa’da siyasi, ekonomik ve toplumsal yapının yeniden şekillendiği bir dönem olma özelliğini taşımaktadır. 1804 yılında Napolyon’un kendini Fransa İmparatoru ilan etmesi, 1804 – 1815 yılları arasında süren Napolyon Savaşları, 1830 İhtilalleri ve başarısızlıkla sonuçlanan 1848 Devrimleri’nin ardından 1789 Fransız Devrimi’nin idealleri ve cumhuriyetin kazanımları sadece Fransa’da değil bütün Avrupa’da sönümlenmiştir. Aynı dönemde hızlı endüstrileşme ve iş gücü ihtiyacına bağlı olarak kırdan kente göçün artması sonucunda, Paris’in nüfusu yarım milyonu, Londra’nın nüfusu bir milyonu aşmış, Liverpool, Manchester gibi fabrikaların yer aldığı yerleşmeler sanayi kentleri olarak ortaya çıkmıştır. Hızlı kentleşme ile nüfus yoğunluğunun artması, konut yetersizliği ve eksik alt yapı ile birleşerek, ulaşım, barınma ve sağlık problemlerinin artmasına neden olurken kentlerin yeniden planlanması gündeme gelmiştir. Buna bağlı olarak dönemin insanının yaşayışının, çalışma koşullarının ve dünyadaki konumlanışının değişmesi yeni kent yapısının oluşmasında belirleyici olmuş ve modern kentlere bağlı olarak modern kültür yükselmeye başlamıştır. 

Ancak din sömürüsünün yerini emek sömürüsünün aldığı, endüstrileşmenin bütün yıkıcı etkisini işçi sınıfının üzerinde hissettirdiği, burjuva sınıfı zenginleştikçe işçi sınıfının fakirleştiği Avrupa’da komünizm hayaletinin dolaşması nedensiz değildir. 1789 Fransız Devrimi ve Endüstri Devrimi’nin yol haritasını çizdiği 19. yüzyıl Avrupası’nda aydınlanma düşüncesi ve modernite insanlığın tarihsel süreç içinde eşi benzeri görülmemiş şekilde ilerleyişini sağlamasına karşın kapitalist düzenin yarattığı çelişkileri ortadan kaldıracak bir reçete sunamamıştır. 1848 Devrimleri’nin başarısızlıkla sonuçlanması ise kırılma noktası olmuştur. Söz konusu atmosfer Avrupa’yı etkisi altına aldığı gibi resim sanatını da doğrudan etkilemiş, idealizm ve pozitivizm yerini realizme bırakmıştır. Ateşli bir cumhuriyetçi olan Gustave Courbet’nin “Taş Kırıcılar”, “Ornans’ta Cenaze” ve Jean François Millet’nin “Başak Toplayanlar”, “Ekmek Pişiren Kadın” gibi çalışmaları bu dönüşüme örnek olarak gösterilebilir. Courbet ve Millet resimlerinde sıradan insanların gündelik hayatını ve çalışma koşullarını yansıtmasının yanı sıra dönemin sanat anlayışını reddederek resmetmeye değer olan unsurun “emek” olduğunu vurgulamışlar, işçileri ve köylüleri resmin öznesi haline getirmişlerdir. 

Dolayısıyla Hollanda’nın Zundert kasabasında doğan Van Gogh; modern kentlerin gelişme sürecinin başladığı, sınıf farkının kalın çizgilerle belirginleştiği, insan hayatının modern yaşamla birlikte yeniden şekillendiği ve insanın hayatta kalma mücadelesinin resim sanatı dahil olmak üzere insanın var olduğu her alanda etkisini hissetirdiği bir dünyaya gözlerini açmıştır. 

Van Gogh’un yaşamı boyunca iç dünyasında verdiği savaş hayatının ilerleyen safhalarında değil dünyaya geldiği 30 Mart 1853 tarihinde başlamıştır. Protestan papaz Theodorus Van Gogh ile Anna Carbentus Van Gogh’un en büyük çocuğu olan Vincent Willem Van Gogh’a kendisinden yaklaşık bir yıl önce ölü doğan abisinin ismi verilmiş, Van Gogh çifti yaşadığı trajedinin yükünü yeni doğan bebeklerinin omuzlarına yüklemiştir. Bu trajedi Van Gogh’un çocukluk döneminde kilisenin hizmetine girmek için babasının çalıştığı kiliseye doğru yürürken mezar taşında kendi adını görmesiyle birlikte travmaya dönüşmüştür. Ölüm kavramıyla algılayamayacağı bir gerçeklik vasıtasıyla yüzleşmesi ve ölü ağabeyinin yerini alması, hayatta kalmış olmaktan dolayı suçluluk hissetmesine neden olmuştur. Ölümle yaşam arasındaki sınırda defalarca kez yürüyen Van Gogh için ölümle yaşam arasındaki ayrımın muğlaklaştığını belirtmek gerekmektedir. 

Van Gogh’u çocukluk döneminde derinden etkileyen ikinci gelişme ise ailesi tarafından eğitim alması için Zevenbergen’daki yatılı okula gönderilmesidir. Yuvayı güvenle özdeşleştiren ve evi “insan yuvası” olarak tanımlayan ressam 11 yaşında ilk yuvasından ayrılmak zorunda kalmıştır. 13 yaşında Tilburg’da lise eğitimine devam eden Van Gogh çizim yapmayı resim öğretmeni Constant Cornelis Huymans’tan 1866 – 1868 yılları arasında öğrenmiştir. 1867 yılına tarihlenen ve realizm etkisinin doğrudan gözlemlenebildiği “Küreğine Uzanan Adamın İki Eskizi” çalışması Van Gogh’un lise yıllarında tamamladığı çalışmalardan günümüze ulaşan tek örnektir. Bu noktada ailesi tarafından dindar bir birey olarak yetiştirilen Van Gogh’un 14 yaşında tamamladığı eskizin öznesinin işçi olduğu gözardı edilmemelidir. Resmettiği işçi gibi kendisinin de modern dünyadaki mücadelesi sanat taciri “Cent Amcasının” da ortağı olduğu Goupil ve Ortakları’nın galerisinde 16 yaşında işe girmesiyle birlikte başlamıştır. 

Küreğine Uzanan Adamın İki Eskizi

1869 – 1876 yılları arasında amcası gibi sanat tacirliği yapan Van Gogh; Lahey, Londra ve Paris olmak üzere Goupil ve Ortakları’nın farklı şubelerinde çalışmıştır.  Lahey’de çalıştığı 1869 – 1873 yılları arasında galeride satılan baskı resimler sayesinde bir çok başyapıtı tanımış, ilham aldığı Jean François Millet’nin temsilcisi olduğu Barbizon Okulu üyeleri de dahil olmak üzere farklı sanatçı grupları ve galerilerle temas kurma şansı yakalamıştır. Van Gogh’un kendi tercihi doğrultusunda veya zorunlu nedenlerden dolayı yaşadığı şehir, köy ve kasabalar hayatının yol haritasını belirlediği gibi duygusal deneyimleriyle de özdeşleşmiştir. Lahey’de çalıştığı dönemi tatsız olarak nitelendirmesine rağmen mektuplarında Lahey’de geçirdiği zamanları özlemle hatırladığını ve bu kenti ikinci evi olarak gördüğünü ifade etmiştir. Bunun temel nedeni 18 yıl süresince 600’ün üzerinde mektup yolladığı, iç dünyasını, kişisel bunalımlarını, sanata dair görüşlerini paylaştığı kardeşi Theo ile kurduğu dostluk ve sırdaşlık ilişkisinin filizlenmiş olmasıdır. 1881 yılında tekrar döneceği ikinci evinden 1873 yılında Londra’ya atanması nedeniyle ayrılmıştır. Ancak Van Gogh’un doğduğu dönemde var olan dünya ile 20’li yaşlarında var olan dünyanın aynı olmadığı ve mevcut krizlerin etkisini arttırarak hissettirdiği gözardı edilememektedir.

Sanayi Devrimi’nin gerçekleştiği ülkenin başkentine taşınan Van Gogh,  13 Haziran 1873 tarihinde kardeşine yolladığı mektupta Londra’da hayatın pahalı olduğundan, şehir merkezinde değil banliyöde yaşamak ve kasabada yemek zorunda olduğundan bahsetmektedir. Diğer yandan sanata beslediği tutku Van Gogh’un Ulusal Galeri (National Gallery), Victoria & Albert Müzesi ve kısa sürelerle görevlendirildiği Paris’te Louvre Müzesi gibi modern dünyanın yeni müzelerinde, yeniden organize edilmiş mekanlarında soluk almasını sağlamıştır. Londra’da hayatını zorlukla idame ettirirken sanata duyduğu ilgi nedeniyle deneyimlemekten keyif aldığı mekanları da sıklıkla ziyaret eden Van Gogh’un çelişkisi, modern insanın çelişkisinden bağımsız değildir. 1851 yılında 2.5 milyon nüfuslu Londra’da her beş kişiden birinin işçi olarak çalıştığı dönemde, modern mimarlığın ilk örneklerinden ve dönemin en görkemli yapılarından biri olan Crystal Palace inşa edilmiş ve Dünya Fuarı ilk kez bu mekanda düzenlenmiştir. 1851 ve 1862 yıllarında Londra, 1855 ve 1867 yılında Paris’te düzenlenen Dünya Fuarı toplumu ve büyük oranda işçi sınıfını içinde yaşadığı gerçeklikten kopararak bir illüzyon sunmuştur. Walter Benjamin’in “Dünya fuarları malın değiştirme değerini çarpıtır. Kullanım değerinin arka plana itildiği bir çerçeve yaratır, insanın zaman geçirmek için içerisine daldığı bir fantazmagori oluşturur.” ifadesi, Dünya fuarlarının oturduğu düzlemi ortaya koymaktadır. Ancak 19. yüzyılın fantazmagorisi sanat alanı ve dünya fuarları ile sınırlı değildir. Eski düzene özgü estetiği ve nitelikleriyle idealize edilmiş iç mekanlar, sergi salonları, pasajlar ve müzelerle işçi sınıfına ait olmayan bir gerçeklik onlara aitmiş gibi sunulmuştur. 

Öte yandan 1860’lı yıllarda yükselen empresyonizm akımının temsilcileri olan, resimlerinde modern kentin gündelik yaşamını konu alan Edourd Manet, Edgar Degas ve Pissarro Renoir’nın 1870 yılında Fransa – Prusya savaşına katılmalarına rağmen savaşı konu alan bir çalışma yapmamış olmaları bu çelişkiye örnek olarak gösterilebilir. Tıpkı Van Gogh’un iç dünyasında ölüm ve yaşam kavramlarında olduğu gibi; rüya ve kabus, mutluluk ve hüzün, zevk ve ızdırap, aydınlanma ve sömürü kavramları modern dünyada iç içe geçmiştir. Elbette savaş, açlık ve yoksulluk gibi tiyatrolar, sergiler ve operalar da modern kenti ve modern hayatı oluşturan unsurlardır. Ancak belirtilmesi gereken husus Van Gogh’un da zıtlıkların bir arada barındığı dünyanın bir parçası ve bahsi geçen ikiliğin farkında olduğudur. 

Van Gogh Lahey’deki işine kıyasla Londra’daki işinin yoğunluğunun az olması nedeniyle ziyaret ettiği müzeler dışında zamanını okuyarak, yürüyüşler yaparak ve mektup yazarak geçirmiştir. Ancak 1873 yılında kim olduğuna dair kesin kanıtlar olmamakla birlikte ilk aşkı Ursula Loyer veya kızı Eugenie Loyer tarafından evlenme teklifi reddedilmiş ve büyük hayal kırıklığına uğramıştır. Aynı yıl Theo Goupil ve Ortakları’nın Lahey şubesinde işe girmiş, Van Gogh kardeşi Theo’nun Londra’ya atanmasını ve birlikte çalışmak istediğini mektuplarında ifade etmiş fakat bu dileği gerçekleşmemiştir. Van Gogh sevgilinin tutkusundan, yakın bir dostun şevkatinden mahrum ve yalnızdır. Fakat sanılanın aksine hayata karşı umutsuz olmamış, çalışmaktan ve üretmekten vazgeçmemiştir. Hatta 13 Nisan 1875 tarihinde kardeşi Theo’ya yolladığı mektubun yanında yaptığı bir çizimi yollaması bu dönemde üretmekten vazgeçmediğini kanıtlar niteliktedir. 

1875 yılının Mayıs ayında Goupil ve Ortakları’nın Paris şubesine atanan Van Gogh, 1876 yılının Mart ayında galeriden ayrılmış, İngiltere’ye geri dönmüş ve Ramsgate’te yatılı okulda öğretmen olarak işe girmiştir. Van Gogh’un Paris’te çalıştığı dönemde kilisenin hizmetine girdiği bilinmekte, buna bağlı olarak galeriden ayrılma nedeni din ile ilişkilendirilmektedir. Ancak galeriden ayrılacağı kesinleştiği süreçte dahi mektuplarında etkilendiği resimlerden bahsetmeyi bırakmadığı, işinin kilise ile olan bağı arasında bir engel oluşturmadığı göz önünde bulundurulduğunda sanatla iç içe olan işini din yüzünden bıraktığı önermesi mantıklı bir düzleme oturmamaktadır.

1876 yılında öğretmenlik ve vaizlik yapan, 1877 yılında Dordrecht’te kitapçıda çalışan, 1878 yılında teoloji eğitimi almak için Amsterdam’a giden ve eğitimini yarıda bırakan, 1878 – 1879 yılları arasında Borinage’da maden işçilerine vaizlik yapan Van Gogh, hayatta neyi iyi yapabildiğini ve neyi tutkuyla yapmak istediğini aramıştır. 3 Nisan 1878 tarihinde Theo’ya yazdığı mektupta yer alan “İçten, candan yaşayan, gerçek acılar ve hayal kırıklıklarıyla karşılaşıp da yıkılmayan adam, her işi rastgelen ve bir bakıma bolluk içinde ömür süren adamdan daha değerlidir.” ve “Güçlükler, dertler, her çeşitten engellerle karşılaşmamak güvenli olmak için bir neden değildir, kendimize kolay bir hayat düzenlemekten kaçınmalıyız.” ifadeleri Van Gogh’un mücadeleci ruhunu açıkça ortaya koymaktadır. Aynı mektubun devamındaki “Yoksulluğu seven, ona bağlı kalan insan büyük bir varlık taşır içinde, vicdanının sesini her zaman duyacaktır o.” ifadesi ise sanat tacirliğini neden bıraktığının ve nasıl ressam olmaya karar verdiğinin cevabı niteliğindedir. Van Gogh arayışının güvenli sularda sonlanmayacağını anlaması nedeniyle sanat tacirliğini bırakmış, sonuçlarından korkmamış ve istikrarsız geçen üç yılın ardından gerçek tutkusunun resim olduğunu kendisine itiraf etmiştir. 

1880 yılında Anton Van Rappard’ın Brüksel’deki atölyesinde anatomi ve perspektif üzerine çalışan Van Gogh, İngiltere ve Belçika’da vaizlik yaptığı ve hayatlarına büyük ilgi duyduğu maden işçilerinin çizimlerini yapmaya başlamıştır. İlerleyen zaman zarfında Jean François Millet’nin “Tohum Eken Çiftçi”, “Başak Toplayanlar”, “Günün Saatleri” gibi çalışmalarını kopyalamıştır. 1881 yılında Etten’de bulunduğu dönemde kuzeni Kee Vos Stricker’ın evlenme teklifini reddetmesiyle kalbi bir darbe daha almış ve ikinci evi olan Lahey’e taşınmıştır. Lahey’de realizm akımının önemli temsilcilerinden biri olan Anton Mauve’nin atölyesinde kısa bir süre çalışmasının ardından dengesiz davranışlarından dolayı atölyeden kovulmuştur. Evlenme teklifi reddedilen ve Paris’te yaşayan kardeşi Theo’nun gönderdiği para ile geçimini sağlayan ve hayattaki mücadelesini yalnız başına veren Van Gogh’un depresyona girmesi şaşırtıcı değildir. Bu dönemde “Sien” olarak bilinen hayat kadını Clasina Maria Hoornik’i hamileyken beş yaşında çocuğu ile birlikte himayesine almış ve çizimlerini yapmıştır.

6 Nisan 1882 tarihinde Theo’ya yolladığı mektubun yanında Clasina Maria Hoornik’i çizdiği ve “The Great Lady” olarak adlandırdığı çalışmasını da yollamış, ilham kaynağını “İlişikte bulacağın desen daha karanlık bir ifadesi olan büyük bir etüdün krokisidir. Bir şiir var, Tom Hood’un sanırım, orada zengin bir kadının sözü geçer, kadın bir elbise satın almak için zayıf, solgun, veremden bitkin terzi kızların çalıştığı bir atölyeye gider, dönüşte de zenginliğinden vicdan azabı duyup uykusu kaçar. Kısacası karanlık gecede sıkıntıyla kıvranan ince bir figürdür bu.” ifadesiyle açıklamıştır. Çünkü Clasina Maria’nın mücadelesini maden işçilerinden, Millet’nin çalışmalarındaki köylülerden veya 14 yaşında çizdiği küreğine uzanan işçinin mücadelesinden farklı görmemiştir. Millet’nin ve Courbet’nin resimlerinde olduğu gibi Van Gogh’un da resmetmeye değer gördüğü unsur emek ve mücadeledir. Burjuva sınıfının şatafatlı hayatının sahteliğinin ve modern dünyada elde edilen zenginliğin yüzünü görmediği milyonlarca insana ödettiği bedelin farkındadır. Dolayısıyla çalışmaktan yıpranmış elleri gösterişli bir kadını resmetmeye, yoksulluğu ve köylü olarak anılmayı ise zenginliğin beraberinde getireceği suçluluk duygusuna tercih etmiş ve kararından dolayı yaşamının hiçbir döneminde pişmanlık duymamıştır. Fakat modern dünyanın yaşam mücadelesini tek başına veren bireylere acı ve ızdırap dışında sunacağı başka hiçbir şey yoktur. Bu yüzden Clasina Maria’yı resmettiği “Keder” çalışması oldukça manidardır. 

The Great Lady—————————————–Kader

Keder çizimini Theo’ya yolladığı tarihsiz mektupta yer alan “Çoğu insanın gözünde neyim ben – değersizin biri ya da tuhaf, aykırı, hoşa gitmeyen bir adam – toplumda kendine yer bulamamış, yer bulamayacak bir yaratık, yani hiçten de aşağı bir şey. Haydi, diyelim ki bu böyledir, ben de inadına böyle değersiz, böyle aykırı bir adamın gönlünde neler bulunduğunu göstermek istiyorum eserimle.” ve “Çoğu zaman yoksulluk içindeysem de, içimde yine de bir uyum, rahat ve duru bir müzik vardır. En fakir evceğizde, en sefil köşecikte resimler, nakışlar görürüm. Ve gönlüm, dayanılmaz bir itişle o yöne doğru kayar” cümleleri, depresif bir adamın değil ait olduğu tarafı bilen, umudunu kaybetmememiş ve mücadele eden bir adamın cümleleridir. Keder çalışması da depresyonun değil modern yaşamın gerçekliğini görebilen bir ressamın şekillendirdiği bir çalışmadır.

Van Gogh Clasina Maria ile olan ilişkisini 1882 yılında ailesinin ve çevresinin uyguladığı baskıdan dolayı sonlandırmak zorunda kalmıştır. Bu ilişki nedeniyle sanat tacirliği yaptığı dönemde ustası olan Hermaus Tersteeg Theo’dan yaptığı para yardımını kesmesini istemiş, Anton Mauve Van Gogh’la iletişimini koparmış ve Theo ağabeyini ilişkisini sonlandırması için ikna etmiştir. Van Gogh’un mutluluğu bu kez çevresi tarafından sökülüp elinden alınmıştır. Yaşadığı duygusal çöküntü resim yapmasına engel olmamış, Lahey’de bulunduğu dönemde 30’u kurşun kalem, 60’ı suluboya olmak üzere yaklaşık 200 çalışma tamamlamış ancak resim yaparak geçimini sağlayamamıştır. Zorlukla hayatını sürdürmesi nedeniyle 1883 yılında ailesinin yaşadığı Nuenen kasabasına taşınma kararı almış ve yaşadığı evin çamaşır odasını atölyeye çevirmiştir. “Dokumacı”, “Balıkçı Kadın” ve en meşhur çalışmalarından biri olan “Patates Yiyenler” çalışmalarını Nuenen’da tamamlamış, çizimlerinde olduğu gibi resimlerinde de modern dünyada kenara atılmış insanlar Van Gogh’un çalışmalarının öznesi haline gelmiştir.

Patates Yiyenler ——————————–Dokumacı

Van Gogh’un sanat pratiğinin dışında Nuenen’de yaşadığı dönemde başından iki trajik olay geçmiş, 1884 yılında evlenme kararı aldıkları Margot Begemann intihara teşebbüs etmiş ve 1885 yılında babası Theodorus Van Gogh kalp krizinden hayatını kaybetmiştir. Hiç şüphesiz iki olay da Van Gogh’un ruh sağlığını kötü yönde etkilemiş, çocukluk döneminde alışılagelmişin dışında yüzleştiği ölüm kavramı sevdiği insanlar üzerinden kendini hatırlatmıştır. İlginç olan veriler ise Van Gogh’un bu olaylar karşısında verdiği tepkilerdir. Margot Begemann’ın arsenik içtiğini fark eden Van Gogh şok yaşamış ancak soğukkanlılığını koruyarak Begemann’ın hayatını kurtarmıştır. 16 Eylül 1884 tarihinde Theo’ya yolladığı mektuptaki “Şimdi bunu denedi ve başarılı olamadı. İkinci kez cesaret edemeyeceği hafif bir şok geçirdi. Başarısız bir intihar girişimi gelecekteki bir intihar için en iyi çaredir.” ifadesi 1890 yılında intihar eden Vincent Willem Van Gogh’a aittir ve intihara meyilli bir delinin ifadelerine benzememektedir. Babasının ölümünün ardından ise üzgün aile bireylerine destek olmuş, halası Elisabeth Huberta Van Gogh’u “ölmek zor ama yaşamak daha zor” ve kardeşi Theo’yu “Her birimizin unutamayacağı günler oldu ama mezar dışındaki izlenim o kadar da kötü değildi. Hayat hiçbirimiz için uzun değil ve soru – onunla bir şeyler yapabilmektir” sözleriyle teselli etmiştir. Van Gogh’un yaşadığı olaylar karşısında verdiği tepkiler herhangi bir insanın tepkileriyle kıyaslandığında olağandışı olarak tanımlanamamaktadır. Sevdiği kadının intihar teşebbüsüne rasyonel, babasının ölümünün ardından ailesine karşı sağduyulu yaklaşmış ve hayata tutunmuştur.

1885 yılında Nuenen’den ayrılan Van Gogh sanat akademisinde eğitim almak için Anvers’a gitmiş fakat 4 ay sonra eğitimini yarıda bırakarak Paris’te yaşayan kardeşi Theo’nun yanına taşınmıştır. Paris’e taşınmasından kısa bir süre sonra düzenlenen Sekizinci Empresyonist Sergisi’ni ziyaret eden Van Gogh; Claude Monet, Edgar Degas, Pissarro Renoir, Alfred Sisley gibi empresyonistlerin çalışmalarını ilk kez canlı görmüş ve etkilenmiştir. Resim yapma arzusu sönümlenmeyen sanatçı, genç ressamlara ev sahipliği yapan Fernand Cormon’un atölyesinde iş bulmuş, atölyede birlikte çalıştığı ressam François Gauzi “Model uyuduğu zaman resim yapmayı bırakmadı. Çalışmasının şiddeti tüm atölyeyi şaşırttı…” ifadesiyle Van Gogh’un yarattığı etkiyi tanımlamıştır. “The Moulin de la Galette”, “The Seine with Pont de la Grande”, “Vincent’ın Penceresinden Manzara (Lepic Sokağı)” gibi çalışmalarını Paris’te yaşadığı süre zarfında tamamlayan Van Gogh, farklı ressamların çalışmalarını da sergileyen Julien Tanguy’ın Paris’teki dükkanında resimlerini sergileme fırsatı bulmuş, bu dönemde Henri de Toulouse Lautrec ve Paul Gauguin’le arkadaş olmuştur.

The Seine with Pont de la Grande

Tarih sahnesinde Lautrec, Gauguin ve Van Gogh arasındaki arkadaşlık güzel bir tesadüf olarak değerlendirilebilir. Fakat aristokrat bir aileye mensup olan Lautrec’in ait olduğu sınıfı reddetmesi, çözümsüzlükten dolayı modern dünyada bohem hayatı yaşamak dışında bir çıkış bulamaması, alkolizm ve frengiden dolayı hayatını kaybetmesi veya yoksulluk içinde yaşayan Gauguin’in kızının ölümünün ardından intihara teşebbüs etmesi tesadüf değildir. Bu bağlamda Walter Benjamin’in “Modernizmin insanoğlunun doğal ve üretken temposunun önüne çıkardığı engeller, insanoğlunun güçleriyle orantılı değildir. Bu durumda insanın felce uğraması ve kurtuluşu ölümde araması, anlaşılır olmaktadır.” ifadesi üç ressamın hayatında da karşılık bulmakta ve Van Gogh’un bunalımının kaynağını işaret etmektedir.

1888 yılının Şubat ayında Van Gogh komün bir sanat kolonisi kurma amacıyla Fransa’nın güneyinde yer alan Arles kasabasına taşınmıştır. Van Gogh’un Arles’a taşınması modern kentten kaçışla ilişkilendirilmekte ancak bunun ötesinde kendi ekonomik geçimini sağlayamadığını ve yıllarca Theo’nun maddi desteğiyle hayatta kaldığını ve bu durumun kendisini yetersiz hissetmesine neden olduğunu vurgulamak gerekmektedir. 1880 – 1889 arasında Theo’ya yolladığı onlarca mektupta Theo’ya yardımlarından dolayı müteşekkir olduğunu, borcunu ödeyemediği için mahçup hissettiğini ve telafi etmek için elinden geleni yapacağını sayısız defa belirtmiştir. 29 Temmuz 1888 yılında Theo’ya yolladığı mektupta yer alan “Geleneksel resim aslında güçsüz, cansızdır, ne var ki yeni ressamlar gene de yalnız, yoksul kalıyor, deli muamelesi görüyor, bu muamele yüzünden de gerçekten deliriyorlar, toplumdaki tutum ve davranışları delice oluyor.” ve “Demek ki yalnız boyayla değil de kendini vererek, kendinden vazgeçerek resim yapıyorsa ve yüreği parçalanarak – senin de çalışmanın karşılığı ödenmiyor ve tıpkı bir ressam gibi sen de kişiliğinden vazgeçiyorsun, yarı isteğinle yarı rastlantıyla kendinden ödüyorsun.” ifadeleri Van Gogh’un yalnızlık, yoksulluk ve sömürü üçgeninin herkes gibi kendisini de sürüklediği dipsiz bataklığın farkında olduğunu göstermektedir.

Hayatının her döneminde olduğu gibi Arles’da yaşadığı dönemde de üretmekten vazgeçmeyen Van Gogh, yaşadığı Sarı Ev’de çalışmalarına devam etmiştir. Van Gogh’un 1888 yılında yazdığı tarihsiz bir mektupta yer alan “O (Gauguin) denizcilerin ağır bir yük taşımak veya kaldırmak zorunda olduklarında büyük bir efor sarfettiklerini ve birbirlerine güç vermek için birlikte şarkı söylediklerini söyler. Sanatçıların eksikliği budur!” ifadesinin öznesi olan Gauguin, arkadaşına destek olmak ve birlikte çalışmak için 1888 yılının Ekim ayında Arles’a gitmiştir. Söz konusu ifade her iki ressamın da örgütlülüğe ve dayanışmaya ihtiyaç duyduğunu kanıtlamaktadır. Buna karşın Van Gogh ile Gauguin’in birlikteliği kısa sürmüştür. Van Gogh geçirdiği sinir krizinin etkisiyle kulak memesini kesip bir hayat kadınına hediye etmiş, gerçekleşen olayın ardından Gauguin Arles’dan ayrılmış ve Van Gogh Gauguin’e yaşattığı şoktan dolayı yaşadığı üzüntüyü Theo’ya yolladığı mektuplarda kaleme almıştır. 5 Mayıs 1889 yılında Saint Remy vilayetinde kendi isteğiyle akıl hastahanesine yatan Van Gogh bir yıl tedavi görmüştür. “Saint Remy’de Manzara”, “Yıldızlı Gece”, “Tutuklular Çemberi” gibi çalışmalarını akıl hastanesinde kaldığı süre zarfında tamamlamıştır. 1885 – 1890 yılları arasında yaptığı resimlerde empresyonist ve post empresyonist teknikleri kullanmış olsa da kendisini empresyonist olarak tanımlamayan Van Gogh tarzını “Kesinlikle manzara ressamı değilim, manzara resmi yaptığım zaman içlerinde mutlaka figürler olacaktır.” ifadesiyle açıklamıştır. 

Tutuklular Çemberi

24 Aralık 1889 tarihinde başka bir kriz geçiren Van Gogh intihara teşebbüs etmiş ancak kurtarılmıştır. Beş yıl önce evlenmek istediği kadının hayatını kurtaran, intiharı kendi gerçekliğinin dışında değerlendiren ressam için bu kez intihar bir seçeneğe dönüşmüştür.  1890 yılında Auvers-sur- Oise’ye taşınan Van Gogh, 20 Mayıs 1890’da amatör bir ressam ve doktor olan Paul Gachet’tan destek almaya başlamış fakat 27 Temmuz’da kendini göğsünden vurarak intihar etmiş ve hayatını kaybetmiştir. Ölmeden önce Theo’ya yazdığı son mektup Van Gogh’un göğsünde bulunmuştur. “Güzel mektubun ve içindeki elli frank için teşekkürler” cümlesiyle başlayan mektup, kardeşini basit bir sanat taciri olarak görmediğini ifade ederek devam etmekte ve “Ölmüş ressamları satanlarla yaşayan ressam ticareti yapanlar arasında durumun çok gergin olduğu bir anda. Böyle işte, ben, kendi çalışmalarım için yaşamımı tehlikeye atıyorum, bu çalışma uğruna yarı deli bir insan oldum -olsun, kabul – ama bildiğim kadarıyla insan ticareti ile uğraşanlardan biri değilsin sen ve hangi tarafı tutacağını, tam insanca davranarak seçebilirsin. Ama bilmem ki…” ifadeleriyle sonlanmaktadır. 

Van Gogh mektubunun son cümlesinde emeği üretenler ile emeği sömürenler arasındaki taraflaşmada kardeşini vicdanının sesini dinleyerek doğru tarafta yer almaya çağırmıştır. Çünkü yaşamı süresince siyasi bir figür olmasa da kendisinin modern dünyada var olan kavgada taraf olduğunun farkındadır. Hayatı boyunca defalarca kez küllerinden doğan, karşılaştığı engel her ne olursa olsun başa çıkmanın bir yolunu bulan, mücadele etmekten korkmayan ve resim yapmaktan vazgeçmeyen Van Gogh’un çözemediği iki sorunu olduğunu söylemek mümkündür. Söz konusu iki sorun modern dünyanın çelişkilerini görmezden gelememesi ve sömürü düzeninden kaynaklı yoksulluğuna çözüm üretememesidir. Günümüze ulaşan verilerle sadece bu nedenlerden dolayı intihar ettiğini söylemek olanaksızdır ancak bu nedenlerin “delirmesinde” belirleyici olduğu Van Gogh’un beyanlarına dayanılarak ifade edilebilir. Van Gogh hayatının farklı dönemlerinde yaşadığı ruhsal çöküntüler, kulak memesini kesmesi ve intihar etmesi nedeniyle deli olarak tanımlanmaktadır. Ancak Van Gogh’u deli yapan unsurlar söz konusu unsurlar değil yaşamak istediği hayatı yaşamaktan korkmaması, inandığı değerlere göre yaşaması, emeği üretenlerin tarafında yer alması ve hayalindeki üretimi gerçekleştirebilmek için ölümü dahi göze almasıdır. Van Gogh’un deliliğin gölgesinde taşıdığı umudun arkasında köylü bir çocuğun ressam olma yolundaki mücadelesi yer almaktadır.

\n

 \u201cYoksullu\u011fu seven, ona ba\u011fl\u0131 kalan insan b\u00fcy\u00fck bir varl\u0131k ta\u015f\u0131r i\u00e7inde, vicdan\u0131n\u0131n sesini her zaman duyacakt\u0131r o\u201d<\/em>
Vincent Willem Van Gogh<\/em><\/p>\n\n\n\n

Post empresyonizm ak\u0131m\u0131n\u0131n \u00f6nc\u00fcleri aras\u0131nda yer alan Vincent Willem Van Gogh, hayatta kalma sava\u015f\u0131 ile ressam olma yolundaki m\u00fccadelesini birle\u015ftirmek zorunda kalm\u0131\u015f ve 37 y\u0131l\u0131 kapsayan k\u0131sa ya\u015fam\u0131 s\u00fcresince tamamlad\u0131\u011f\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmalarla modern resim sanat\u0131n\u0131n geli\u015fimine y\u00f6n vermi\u015ftir. Ancak g\u00fcn\u00fcm\u00fczde Van Gogh\u2019un eserlerinin d\u00fcnyan\u0131n en g\u00f6rkemli m\u00fcze ve galerilerinde sergilenmesi, ruhsal bunal\u0131mlar\u0131 sonucunda ya\u015fad\u0131klar\u0131n\u0131n sanat \u00fcretiminin \u00f6n\u00fcne ge\u00e7erek isminin delilikle \u00f6zde\u015fle\u015fmesi Van Gogh\u2019u pop\u00fcler k\u00fclt\u00fcr\u00fcn bir par\u00e7as\u0131 haline getirmi\u015f; ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 ruhsal bunal\u0131mlar\u0131n arkas\u0131ndaki nedenleri ve m\u00fccadelesini g\u00f6lgede b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. Bu \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n temel amac\u0131 Van Gogh\u2019un ressam olma yolundaki m\u00fccadelesini, ya\u015fam\u0131ndaki d\u00f6n\u00fcm noktalar\u0131n\u0131 ve intihar\u0131na neden olan etmenleri; \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 ve karde\u015fi Theo\u2019ya yazd\u0131\u011f\u0131 mektuplar arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla d\u00f6nemin konjonktur\u00fcn\u00fc referans alan b\u00fct\u00fcnc\u00fcl bir yakla\u015f\u0131mla irdelemektir.<\/p>\n\n\n\n

1853 y\u0131l\u0131 Van Gogh\u2019un d\u00fcnyaya geldi\u011fi y\u0131l olmas\u0131n\u0131n yan\u0131 s\u0131ra Avrupa\u2019da siyasi, ekonomik ve toplumsal yap\u0131n\u0131n yeniden \u015fekillendi\u011fi bir d\u00f6nem olma \u00f6zelli\u011fini ta\u015f\u0131maktad\u0131r. 1804 y\u0131l\u0131nda Napolyon\u2019un kendini Fransa \u0130mparatoru ilan etmesi, 1804 \u2013 1815 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda s\u00fcren Napolyon Sava\u015flar\u0131, 1830 \u0130htilalleri ve ba\u015far\u0131s\u0131zl\u0131kla sonu\u00e7lanan 1848 Devrimleri\u2019nin ard\u0131ndan 1789 Frans\u0131z Devrimi\u2019nin idealleri ve cumhuriyetin kazan\u0131mlar\u0131 sadece Fransa\u2019da de\u011fil b\u00fct\u00fcn Avrupa\u2019da s\u00f6n\u00fcmlenmi\u015ftir. Ayn\u0131 d\u00f6nemde h\u0131zl\u0131 end\u00fcstrile\u015fme ve i\u015f g\u00fcc\u00fc ihtiyac\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak k\u0131rdan kente g\u00f6\u00e7\u00fcn artmas\u0131 sonucunda, Paris\u2019in n\u00fcfusu yar\u0131m milyonu, Londra\u2019n\u0131n n\u00fcfusu bir milyonu a\u015fm\u0131\u015f, Liverpool, Manchester gibi fabrikalar\u0131n yer ald\u0131\u011f\u0131 yerle\u015fmeler sanayi kentleri olarak ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. H\u0131zl\u0131 kentle\u015fme ile n\u00fcfus yo\u011funlu\u011funun artmas\u0131, konut yetersizli\u011fi ve eksik alt yap\u0131 ile birle\u015ferek, ula\u015f\u0131m, bar\u0131nma ve sa\u011fl\u0131k problemlerinin artmas\u0131na neden olurken kentlerin yeniden planlanmas\u0131 g\u00fcndeme gelmi\u015ftir. Buna ba\u011fl\u0131 olarak d\u00f6nemin insan\u0131n\u0131n ya\u015fay\u0131\u015f\u0131n\u0131n, \u00e7al\u0131\u015fma ko\u015fullar\u0131n\u0131n ve d\u00fcnyadaki konumlan\u0131\u015f\u0131n\u0131n de\u011fi\u015fmesi yeni kent yap\u0131s\u0131n\u0131n olu\u015fmas\u0131nda belirleyici olmu\u015f ve modern kentlere ba\u011fl\u0131 olarak modern k\u00fclt\u00fcr y\u00fckselmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Ancak din s\u00f6m\u00fcr\u00fcs\u00fcn\u00fcn yerini emek s\u00f6m\u00fcr\u00fcs\u00fcn\u00fcn ald\u0131\u011f\u0131, end\u00fcstrile\u015fmenin b\u00fct\u00fcn y\u0131k\u0131c\u0131 etkisini i\u015f\u00e7i s\u0131n\u0131f\u0131n\u0131n \u00fczerinde hissettirdi\u011fi, burjuva s\u0131n\u0131f\u0131 zenginle\u015ftik\u00e7e i\u015f\u00e7i s\u0131n\u0131f\u0131n\u0131n fakirle\u015fti\u011fi Avrupa\u2019da kom\u00fcnizm hayaletinin dola\u015fmas\u0131 nedensiz de\u011fildir. 1789 Frans\u0131z Devrimi ve End\u00fcstri Devrimi\u2019nin yol haritas\u0131n\u0131 \u00e7izdi\u011fi 19. y\u00fczy\u0131l Avrupas\u0131\u2019nda ayd\u0131nlanma d\u00fc\u015f\u00fcncesi ve modernite insanl\u0131\u011f\u0131n tarihsel s\u00fcre\u00e7 i\u00e7inde e\u015fi benzeri g\u00f6r\u00fclmemi\u015f \u015fekilde ilerleyi\u015fini sa\u011flamas\u0131na kar\u015f\u0131n kapitalist d\u00fczenin yaratt\u0131\u011f\u0131 \u00e7eli\u015fkileri ortadan kald\u0131racak bir re\u00e7ete sunamam\u0131\u015ft\u0131r. 1848 Devrimleri\u2019nin ba\u015far\u0131s\u0131zl\u0131kla sonu\u00e7lanmas\u0131 ise k\u0131r\u0131lma noktas\u0131 olmu\u015ftur. S\u00f6z konusu atmosfer Avrupa\u2019y\u0131 etkisi alt\u0131na ald\u0131\u011f\u0131 gibi resim sanat\u0131n\u0131 da do\u011frudan etkilemi\u015f, idealizm ve pozitivizm yerini realizme b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. Ate\u015fli bir cumhuriyet\u00e7i olan Gustave Courbet\u2019nin \u201cTa\u015f K\u0131r\u0131c\u0131lar\u201d, \u201cOrnans\u2019ta Cenaze\u201d ve Jean Fran\u00e7ois Millet\u2019nin \u201cBa\u015fak Toplayanlar\u201d, \u201cEkmek Pi\u015firen Kad\u0131n\u201d gibi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 bu d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcme \u00f6rnek olarak g\u00f6sterilebilir. Courbet ve Millet resimlerinde s\u0131radan insanlar\u0131n g\u00fcndelik hayat\u0131n\u0131 ve \u00e7al\u0131\u015fma ko\u015fullar\u0131n\u0131 yans\u0131tmas\u0131n\u0131n yan\u0131 s\u0131ra d\u00f6nemin sanat anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 reddederek resmetmeye de\u011fer olan unsurun \u201cemek\u201d oldu\u011funu vurgulam\u0131\u015flar, i\u015f\u00e7ileri ve k\u00f6yl\u00fcleri resmin \u00f6znesi haline getirmi\u015flerdir. <\/p>\n\n\n\n

Dolay\u0131s\u0131yla Hollanda\u2019n\u0131n Zundert kasabas\u0131nda do\u011fan Van Gogh; modern kentlerin geli\u015fme s\u00fcrecinin ba\u015flad\u0131\u011f\u0131, s\u0131n\u0131f fark\u0131n\u0131n kal\u0131n \u00e7izgilerle belirginle\u015fti\u011fi, insan hayat\u0131n\u0131n modern ya\u015famla birlikte yeniden \u015fekillendi\u011fi ve insan\u0131n hayatta kalma m\u00fccadelesinin resim sanat\u0131 dahil olmak \u00fczere insan\u0131n var oldu\u011fu her alanda etkisini hissetirdi\u011fi bir d\u00fcnyaya g\u00f6zlerini a\u00e7m\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Van Gogh\u2019un ya\u015fam\u0131 boyunca i\u00e7 d\u00fcnyas\u0131nda verdi\u011fi sava\u015f hayat\u0131n\u0131n ilerleyen safhalar\u0131nda de\u011fil d\u00fcnyaya geldi\u011fi 30 Mart 1853 tarihinde ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Protestan papaz Theodorus Van Gogh ile Anna Carbentus Van Gogh\u2019un en b\u00fcy\u00fck \u00e7ocu\u011fu olan Vincent Willem Van Gogh\u2019a kendisinden yakla\u015f\u0131k bir y\u0131l \u00f6nce \u00f6l\u00fc do\u011fan abisinin ismi verilmi\u015f, Van Gogh \u00e7ifti ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 trajedinin y\u00fck\u00fcn\u00fc yeni do\u011fan bebeklerinin omuzlar\u0131na y\u00fcklemi\u015ftir. Bu trajedi Van Gogh\u2019un \u00e7ocukluk d\u00f6neminde kilisenin hizmetine girmek i\u00e7in babas\u0131n\u0131n \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 kiliseye do\u011fru y\u00fcr\u00fcrken mezar ta\u015f\u0131nda kendi ad\u0131n\u0131 g\u00f6rmesiyle birlikte travmaya d\u00f6n\u00fc\u015fm\u00fc\u015ft\u00fcr. \u00d6l\u00fcm kavram\u0131yla alg\u0131layamayaca\u011f\u0131 bir ger\u00e7eklik vas\u0131tas\u0131yla y\u00fczle\u015fmesi ve \u00f6l\u00fc a\u011fabeyinin yerini almas\u0131, hayatta kalm\u0131\u015f olmaktan dolay\u0131 su\u00e7luluk hissetmesine neden olmu\u015ftur. \u00d6l\u00fcmle ya\u015fam aras\u0131ndaki s\u0131n\u0131rda defalarca kez y\u00fcr\u00fcyen Van Gogh i\u00e7in \u00f6l\u00fcmle ya\u015fam aras\u0131ndaki ayr\u0131m\u0131n mu\u011flakla\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmek gerekmektedir. <\/p>\n\n\n\n

Van Gogh\u2019u \u00e7ocukluk d\u00f6neminde derinden etkileyen ikinci geli\u015fme ise ailesi taraf\u0131ndan e\u011fitim almas\u0131 i\u00e7in Zevenbergen\u2019daki yat\u0131l\u0131 okula g\u00f6nderilmesidir. Yuvay\u0131 g\u00fcvenle \u00f6zde\u015fle\u015ftiren ve evi \u201cinsan yuvas\u0131\u201d olarak tan\u0131mlayan ressam 11 ya\u015f\u0131nda ilk yuvas\u0131ndan ayr\u0131lmak zorunda kalm\u0131\u015ft\u0131r. 13 ya\u015f\u0131nda Tilburg\u2019da lise e\u011fitimine devam eden Van Gogh \u00e7izim yapmay\u0131 resim \u00f6\u011fretmeni Constant Cornelis Huymans\u2019tan 1866 \u2013 1868 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda \u00f6\u011frenmi\u015ftir. 1867 y\u0131l\u0131na tarihlenen ve realizm etkisinin do\u011frudan g\u00f6zlemlenebildi\u011fi \u201cK\u00fcre\u011fine Uzanan Adam\u0131n \u0130ki Eskizi\u201d \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 Van Gogh\u2019un lise y\u0131llar\u0131nda tamamlad\u0131\u011f\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmalardan g\u00fcn\u00fcm\u00fcze ula\u015fan tek \u00f6rnektir. Bu noktada ailesi taraf\u0131ndan dindar bir birey olarak yeti\u015ftirilen Van Gogh\u2019un 14 ya\u015f\u0131nda tamamlad\u0131\u011f\u0131 eskizin \u00f6znesinin i\u015f\u00e7i oldu\u011fu g\u00f6zard\u0131 edilmemelidir. Resmetti\u011fi i\u015f\u00e7i gibi kendisinin de modern d\u00fcnyadaki m\u00fccadelesi sanat taciri \u201cCent Amcas\u0131n\u0131n\u201d da orta\u011f\u0131 oldu\u011fu Goupil ve Ortaklar\u0131\u2019n\u0131n galerisinde 16 ya\u015f\u0131nda i\u015fe girmesiyle birlikte ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

\"\"
K\u00fcre\u011fine Uzanan Adam\u0131n \u0130ki Eskizi<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

1869 \u2013 1876 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda amcas\u0131 gibi sanat tacirli\u011fi yapan Van Gogh; Lahey, Londra ve Paris olmak \u00fczere Goupil ve Ortaklar\u0131\u2019n\u0131n farkl\u0131 \u015fubelerinde \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.  Lahey\u2019de \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 1869 \u2013 1873 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda galeride sat\u0131lan bask\u0131 resimler sayesinde bir \u00e7ok ba\u015fyap\u0131t\u0131 tan\u0131m\u0131\u015f, ilham ald\u0131\u011f\u0131 Jean Fran\u00e7ois Millet\u2019nin temsilcisi oldu\u011fu Barbizon Okulu \u00fcyeleri de dahil olmak \u00fczere farkl\u0131 sanat\u00e7\u0131 gruplar\u0131 ve galerilerle temas kurma \u015fans\u0131 yakalam\u0131\u015ft\u0131r. Van Gogh\u2019un kendi tercihi do\u011frultusunda veya zorunlu nedenlerden dolay\u0131 ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 \u015fehir, k\u00f6y ve kasabalar hayat\u0131n\u0131n yol haritas\u0131n\u0131 belirledi\u011fi gibi duygusal deneyimleriyle de \u00f6zde\u015fle\u015fmi\u015ftir. Lahey\u2019de \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemi tats\u0131z olarak nitelendirmesine ra\u011fmen mektuplar\u0131nda Lahey\u2019de ge\u00e7irdi\u011fi zamanlar\u0131 \u00f6zlemle hat\u0131rlad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve bu kenti ikinci evi olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ifade etmi\u015ftir. Bunun temel nedeni 18 y\u0131l s\u00fcresince 600\u2019\u00fcn \u00fczerinde mektup yollad\u0131\u011f\u0131, i\u00e7 d\u00fcnyas\u0131n\u0131, ki\u015fisel bunal\u0131mlar\u0131n\u0131, sanata dair g\u00f6r\u00fc\u015flerini payla\u015ft\u0131\u011f\u0131 karde\u015fi Theo ile kurdu\u011fu dostluk ve s\u0131rda\u015fl\u0131k ili\u015fkisinin filizlenmi\u015f olmas\u0131d\u0131r. 1881 y\u0131l\u0131nda tekrar d\u00f6nece\u011fi ikinci evinden 1873 y\u0131l\u0131nda Londra\u2019ya atanmas\u0131 nedeniyle ayr\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak Van Gogh\u2019un do\u011fdu\u011fu d\u00f6nemde var olan d\u00fcnya ile 20\u2019li ya\u015flar\u0131nda var olan d\u00fcnyan\u0131n ayn\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 ve mevcut krizlerin etkisini artt\u0131rarak hissettirdi\u011fi g\u00f6zard\u0131 edilememektedir.<\/p>\n\n\n\n

Sanayi Devrimi\u2019nin ger\u00e7ekle\u015fti\u011fi \u00fclkenin ba\u015fkentine ta\u015f\u0131nan Van Gogh,  13 Haziran 1873 tarihinde karde\u015fine yollad\u0131\u011f\u0131 mektupta Londra\u2019da hayat\u0131n pahal\u0131 oldu\u011fundan, \u015fehir merkezinde de\u011fil banliy\u00f6de ya\u015famak ve kasabada yemek zorunda oldu\u011fundan bahsetmektedir. Di\u011fer yandan sanata besledi\u011fi tutku Van Gogh\u2019un Ulusal Galeri (National Gallery), Victoria & Albert M\u00fczesi ve k\u0131sa s\u00fcrelerle g\u00f6revlendirildi\u011fi Paris\u2019te Louvre M\u00fczesi gibi modern d\u00fcnyan\u0131n yeni m\u00fczelerinde, yeniden organize edilmi\u015f mekanlar\u0131nda soluk almas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. Londra\u2019da hayat\u0131n\u0131 zorlukla idame ettirirken sanata duydu\u011fu ilgi nedeniyle deneyimlemekten keyif ald\u0131\u011f\u0131 mekanlar\u0131 da s\u0131kl\u0131kla ziyaret eden Van Gogh\u2019un \u00e7eli\u015fkisi, modern insan\u0131n \u00e7eli\u015fkisinden ba\u011f\u0131ms\u0131z de\u011fildir. 1851 y\u0131l\u0131nda 2.5 milyon n\u00fcfuslu Londra\u2019da her be\u015f ki\u015fiden birinin i\u015f\u00e7i olarak \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde, modern mimarl\u0131\u011f\u0131n ilk \u00f6rneklerinden ve d\u00f6nemin en g\u00f6rkemli yap\u0131lar\u0131ndan biri olan Crystal Palace in\u015fa edilmi\u015f ve D\u00fcnya Fuar\u0131 ilk kez bu mekanda d\u00fczenlenmi\u015ftir. 1851 ve 1862 y\u0131llar\u0131nda Londra, 1855 ve 1867 y\u0131l\u0131nda Paris\u2019te d\u00fczenlenen D\u00fcnya Fuar\u0131 toplumu ve b\u00fcy\u00fck oranda i\u015f\u00e7i s\u0131n\u0131f\u0131n\u0131 i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7eklikten kopararak bir ill\u00fczyon sunmu\u015ftur. Walter Benjamin\u2019in \u201cD\u00fcnya fuarlar\u0131 mal\u0131n de\u011fi\u015ftirme de\u011ferini \u00e7arp\u0131t\u0131r. Kullan\u0131m de\u011ferinin arka plana itildi\u011fi bir \u00e7er\u00e7eve yarat\u0131r, insan\u0131n zaman ge\u00e7irmek i\u00e7in i\u00e7erisine dald\u0131\u011f\u0131 bir fantazmagori olu\u015fturur.\u201d ifadesi, D\u00fcnya fuarlar\u0131n\u0131n oturdu\u011fu d\u00fczlemi ortaya koymaktad\u0131r. Ancak 19. y\u00fczy\u0131l\u0131n fantazmagorisi sanat alan\u0131 ve d\u00fcnya fuarlar\u0131 ile s\u0131n\u0131rl\u0131 de\u011fildir. Eski d\u00fczene \u00f6zg\u00fc esteti\u011fi ve nitelikleriyle idealize edilmi\u015f i\u00e7 mekanlar, sergi salonlar\u0131, pasajlar ve m\u00fczelerle i\u015f\u00e7i s\u0131n\u0131f\u0131na ait olmayan bir ger\u00e7eklik onlara aitmi\u015f gibi sunulmu\u015ftur. <\/p>\n\n\n\n

\u00d6te yandan 1860\u2019l\u0131 y\u0131llarda y\u00fckselen empresyonizm ak\u0131m\u0131n\u0131n temsilcileri olan, resimlerinde modern kentin g\u00fcndelik ya\u015fam\u0131n\u0131 konu alan Edourd Manet, Edgar Degas ve Pissarro Renoir\u2019n\u0131n 1870 y\u0131l\u0131nda Fransa \u2013 Prusya sava\u015f\u0131na kat\u0131lmalar\u0131na ra\u011fmen sava\u015f\u0131 konu alan bir \u00e7al\u0131\u015fma yapmam\u0131\u015f olmalar\u0131 bu \u00e7eli\u015fkiye \u00f6rnek olarak g\u00f6sterilebilir. T\u0131pk\u0131 Van Gogh\u2019un i\u00e7 d\u00fcnyas\u0131nda \u00f6l\u00fcm ve ya\u015fam kavramlar\u0131nda oldu\u011fu gibi; r\u00fcya ve kabus, mutluluk ve h\u00fcz\u00fcn, zevk ve \u0131zd\u0131rap, ayd\u0131nlanma ve s\u00f6m\u00fcr\u00fc kavramlar\u0131 modern d\u00fcnyada i\u00e7 i\u00e7e ge\u00e7mi\u015ftir. Elbette sava\u015f, a\u00e7l\u0131k ve yoksulluk gibi tiyatrolar, sergiler ve operalar da modern kenti ve modern hayat\u0131 olu\u015fturan unsurlard\u0131r. Ancak belirtilmesi gereken husus Van Gogh\u2019un da z\u0131tl\u0131klar\u0131n bir arada bar\u0131nd\u0131\u011f\u0131 d\u00fcnyan\u0131n bir par\u00e7as\u0131 ve bahsi ge\u00e7en ikili\u011fin fark\u0131nda oldu\u011fudur. <\/p>\n\n\n\n

Van Gogh Lahey\u2019deki i\u015fine k\u0131yasla Londra\u2019daki i\u015finin yo\u011funlu\u011funun az olmas\u0131 nedeniyle ziyaret etti\u011fi m\u00fczeler d\u0131\u015f\u0131nda zaman\u0131n\u0131 okuyarak, y\u00fcr\u00fcy\u00fc\u015fler yaparak ve mektup yazarak ge\u00e7irmi\u015ftir. Ancak 1873 y\u0131l\u0131nda kim oldu\u011funa dair kesin kan\u0131tlar olmamakla birlikte ilk a\u015fk\u0131 Ursula Loyer veya k\u0131z\u0131 Eugenie Loyer taraf\u0131ndan evlenme teklifi reddedilmi\u015f ve b\u00fcy\u00fck hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131na u\u011fram\u0131\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 y\u0131l Theo Goupil ve Ortaklar\u0131\u2019n\u0131n Lahey \u015fubesinde i\u015fe girmi\u015f, Van Gogh karde\u015fi Theo\u2019nun Londra\u2019ya atanmas\u0131n\u0131 ve birlikte \u00e7al\u0131\u015fmak istedi\u011fini mektuplar\u0131nda ifade etmi\u015f fakat bu dile\u011fi ger\u00e7ekle\u015fmemi\u015ftir. Van Gogh sevgilinin tutkusundan, yak\u0131n bir dostun \u015fevkatinden mahrum ve yaln\u0131zd\u0131r. Fakat san\u0131lan\u0131n aksine hayata kar\u015f\u0131 umutsuz olmam\u0131\u015f, \u00e7al\u0131\u015fmaktan ve \u00fcretmekten vazge\u00e7memi\u015ftir. Hatta 13 Nisan 1875 tarihinde karde\u015fi Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 mektubun yan\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131 bir \u00e7izimi yollamas\u0131 bu d\u00f6nemde \u00fcretmekten vazge\u00e7medi\u011fini kan\u0131tlar niteliktedir. <\/p>\n\n\n\n

1875 y\u0131l\u0131n\u0131n May\u0131s ay\u0131nda Goupil ve Ortaklar\u0131\u2019n\u0131n Paris \u015fubesine atanan Van Gogh, 1876 y\u0131l\u0131n\u0131n Mart ay\u0131nda galeriden ayr\u0131lm\u0131\u015f, \u0130ngiltere\u2019ye geri d\u00f6nm\u00fc\u015f ve Ramsgate\u2019te yat\u0131l\u0131 okulda \u00f6\u011fretmen olarak i\u015fe girmi\u015ftir. Van Gogh\u2019un Paris\u2019te \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde kilisenin hizmetine girdi\u011fi bilinmekte, buna ba\u011fl\u0131 olarak galeriden ayr\u0131lma nedeni din ile ili\u015fkilendirilmektedir. Ancak galeriden ayr\u0131laca\u011f\u0131 kesinle\u015fti\u011fi s\u00fcre\u00e7te dahi mektuplar\u0131nda etkilendi\u011fi resimlerden bahsetmeyi b\u0131rakmad\u0131\u011f\u0131, i\u015finin kilise ile olan ba\u011f\u0131 aras\u0131nda bir engel olu\u015fturmad\u0131\u011f\u0131 g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde bulunduruldu\u011funda sanatla i\u00e7 i\u00e7e olan i\u015fini din y\u00fcz\u00fcnden b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131 \u00f6nermesi mant\u0131kl\u0131 bir d\u00fczleme oturmamaktad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

1876 y\u0131l\u0131nda \u00f6\u011fretmenlik ve vaizlik yapan, 1877 y\u0131l\u0131nda Dordrecht\u2019te kitap\u00e7\u0131da \u00e7al\u0131\u015fan, 1878 y\u0131l\u0131nda teoloji e\u011fitimi almak i\u00e7in Amsterdam\u2019a giden ve e\u011fitimini yar\u0131da b\u0131rakan, 1878 \u2013 1879 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda Borinage\u2019da maden i\u015f\u00e7ilerine vaizlik yapan Van Gogh, hayatta neyi iyi yapabildi\u011fini ve neyi tutkuyla yapmak istedi\u011fini aram\u0131\u015ft\u0131r. 3 Nisan 1878 tarihinde Theo\u2019ya yazd\u0131\u011f\u0131 mektupta yer alan \u201c\u0130\u00e7ten, candan ya\u015fayan, ger\u00e7ek ac\u0131lar ve hayal k\u0131r\u0131kl\u0131klar\u0131yla kar\u015f\u0131la\u015f\u0131p da y\u0131k\u0131lmayan adam, her i\u015fi rastgelen ve bir bak\u0131ma bolluk i\u00e7inde \u00f6m\u00fcr s\u00fcren adamdan daha de\u011ferlidir.\u201d ve \u201cG\u00fc\u00e7l\u00fckler, dertler, her \u00e7e\u015fitten engellerle kar\u015f\u0131la\u015fmamak g\u00fcvenli olmak i\u00e7in bir neden de\u011fildir, kendimize kolay bir hayat d\u00fczenlemekten ka\u00e7\u0131nmal\u0131y\u0131z.\u201d ifadeleri Van Gogh\u2019un m\u00fccadeleci ruhunu a\u00e7\u0131k\u00e7a ortaya koymaktad\u0131r. Ayn\u0131 mektubun devam\u0131ndaki \u201cYoksullu\u011fu seven, ona ba\u011fl\u0131 kalan insan b\u00fcy\u00fck bir varl\u0131k ta\u015f\u0131r i\u00e7inde, vicdan\u0131n\u0131n sesini her zaman duyacakt\u0131r o.\u201d ifadesi ise sanat tacirli\u011fini neden b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131n\u0131n ve nas\u0131l ressam olmaya karar verdi\u011finin cevab\u0131 niteli\u011findedir. Van Gogh aray\u0131\u015f\u0131n\u0131n g\u00fcvenli sularda sonlanmayaca\u011f\u0131n\u0131 anlamas\u0131 nedeniyle sanat tacirli\u011fini b\u0131rakm\u0131\u015f, sonu\u00e7lar\u0131ndan korkmam\u0131\u015f ve istikrars\u0131z ge\u00e7en \u00fc\u00e7 y\u0131l\u0131n ard\u0131ndan ger\u00e7ek tutkusunun resim oldu\u011funu kendisine itiraf etmi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

1880 y\u0131l\u0131nda Anton Van Rappard\u2019\u0131n Br\u00fcksel\u2019deki at\u00f6lyesinde anatomi ve perspektif \u00fczerine \u00e7al\u0131\u015fan Van Gogh, \u0130ngiltere ve Bel\u00e7ika\u2019da vaizlik yapt\u0131\u011f\u0131 ve hayatlar\u0131na b\u00fcy\u00fck ilgi duydu\u011fu maden i\u015f\u00e7ilerinin \u00e7izimlerini yapmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130lerleyen zaman zarf\u0131nda Jean Fran\u00e7ois Millet\u2019nin \u201cTohum Eken \u00c7ift\u00e7i\u201d, \u201cBa\u015fak Toplayanlar\u201d, \u201cG\u00fcn\u00fcn Saatleri\u201d gibi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 kopyalam\u0131\u015ft\u0131r. 1881 y\u0131l\u0131nda Etten\u2019de bulundu\u011fu d\u00f6nemde kuzeni Kee Vos Stricker\u2019\u0131n evlenme teklifini reddetmesiyle kalbi bir darbe daha alm\u0131\u015f ve ikinci evi olan Lahey\u2019e ta\u015f\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Lahey\u2019de realizm ak\u0131m\u0131n\u0131n \u00f6nemli temsilcilerinden biri olan Anton Mauve\u2019nin at\u00f6lyesinde k\u0131sa bir s\u00fcre \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131n ard\u0131ndan dengesiz davran\u0131\u015flar\u0131ndan dolay\u0131 at\u00f6lyeden kovulmu\u015ftur. Evlenme teklifi reddedilen ve Paris\u2019te ya\u015fayan karde\u015fi Theo\u2019nun g\u00f6nderdi\u011fi para ile ge\u00e7imini sa\u011flayan ve hayattaki m\u00fccadelesini yaln\u0131z ba\u015f\u0131na veren Van Gogh\u2019un depresyona girmesi \u015fa\u015f\u0131rt\u0131c\u0131 de\u011fildir. Bu d\u00f6nemde \u201cSien\u201d olarak bilinen hayat kad\u0131n\u0131 Clasina Maria Hoornik\u2019i hamileyken be\u015f ya\u015f\u0131nda \u00e7ocu\u011fu ile birlikte himayesine alm\u0131\u015f ve \u00e7izimlerini yapm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

6 Nisan 1882 tarihinde Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 mektubun yan\u0131nda Clasina Maria Hoornik\u2019i \u00e7izdi\u011fi ve \u201cThe Great Lady\u201d olarak adland\u0131rd\u0131\u011f\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131 da yollam\u0131\u015f, ilham kayna\u011f\u0131n\u0131 \u201c\u0130li\u015fikte bulaca\u011f\u0131n desen daha karanl\u0131k bir ifadesi olan b\u00fcy\u00fck bir et\u00fcd\u00fcn krokisidir. Bir \u015fiir var, Tom Hood\u2019un san\u0131r\u0131m, orada zengin bir kad\u0131n\u0131n s\u00f6z\u00fc ge\u00e7er, kad\u0131n bir elbise sat\u0131n almak i\u00e7in zay\u0131f, solgun, veremden bitkin terzi k\u0131zlar\u0131n \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 bir at\u00f6lyeye gider, d\u00f6n\u00fc\u015fte de zenginli\u011finden vicdan azab\u0131 duyup uykusu ka\u00e7ar. K\u0131sacas\u0131 karanl\u0131k gecede s\u0131k\u0131nt\u0131yla k\u0131vranan ince bir fig\u00fcrd\u00fcr bu.\u201d ifadesiyle a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc Clasina Maria\u2019n\u0131n m\u00fccadelesini maden i\u015f\u00e7ilerinden, Millet\u2019nin \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131ndaki k\u00f6yl\u00fclerden veya 14 ya\u015f\u0131nda \u00e7izdi\u011fi k\u00fcre\u011fine uzanan i\u015f\u00e7inin m\u00fccadelesinden farkl\u0131 g\u00f6rmemi\u015ftir. Millet\u2019nin ve Courbet\u2019nin resimlerinde oldu\u011fu gibi Van Gogh\u2019un da resmetmeye de\u011fer g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc unsur emek ve m\u00fccadeledir. Burjuva s\u0131n\u0131f\u0131n\u0131n \u015fatafatl\u0131 hayat\u0131n\u0131n sahteli\u011finin ve modern d\u00fcnyada elde edilen zenginli\u011fin y\u00fcz\u00fcn\u00fc g\u00f6rmedi\u011fi milyonlarca insana \u00f6detti\u011fi bedelin fark\u0131ndad\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla \u00e7al\u0131\u015fmaktan y\u0131pranm\u0131\u015f elleri g\u00f6steri\u015fli bir kad\u0131n\u0131 resmetmeye, yoksullu\u011fu ve k\u00f6yl\u00fc olarak an\u0131lmay\u0131 ise zenginli\u011fin beraberinde getirece\u011fi su\u00e7luluk duygusuna tercih etmi\u015f ve karar\u0131ndan dolay\u0131 ya\u015fam\u0131n\u0131n hi\u00e7bir d\u00f6neminde pi\u015fmanl\u0131k duymam\u0131\u015ft\u0131r. Fakat modern d\u00fcnyan\u0131n ya\u015fam m\u00fccadelesini tek ba\u015f\u0131na veren bireylere ac\u0131 ve \u0131zd\u0131rap d\u0131\u015f\u0131nda sunaca\u011f\u0131 ba\u015fka hi\u00e7bir \u015fey yoktur. Bu y\u00fczden Clasina Maria\u2019y\u0131 resmetti\u011fi \u201cKeder\u201d \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 olduk\u00e7a manidard\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

\"\"
The Great Lady-----------------------------------------Kader<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Keder \u00e7izimini Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 tarihsiz mektupta yer alan \u201c\u00c7o\u011fu insan\u0131n g\u00f6z\u00fcnde neyim ben \u2013 de\u011fersizin biri ya da tuhaf, ayk\u0131r\u0131, ho\u015fa gitmeyen bir adam \u2013 toplumda kendine yer bulamam\u0131\u015f, yer bulamayacak bir yarat\u0131k, yani hi\u00e7ten de a\u015fa\u011f\u0131 bir \u015fey. Haydi, diyelim ki bu b\u00f6yledir, ben de inad\u0131na b\u00f6yle de\u011fersiz, b\u00f6yle ayk\u0131r\u0131 bir adam\u0131n g\u00f6nl\u00fcnde neler bulundu\u011funu g\u00f6stermek istiyorum eserimle.\u201d ve \u201c\u00c7o\u011fu zaman yoksulluk i\u00e7indeysem de, i\u00e7imde yine de bir uyum, rahat ve duru bir m\u00fczik vard\u0131r. En fakir evce\u011fizde, en sefil k\u00f6\u015fecikte resimler, nak\u0131\u015flar g\u00f6r\u00fcr\u00fcm. Ve g\u00f6nl\u00fcm, dayan\u0131lmaz bir iti\u015fle o y\u00f6ne do\u011fru kayar\u201d c\u00fcmleleri, depresif bir adam\u0131n de\u011fil ait oldu\u011fu taraf\u0131 bilen, umudunu kaybetmememi\u015f ve m\u00fccadele eden bir adam\u0131n c\u00fcmleleridir. Keder \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 da depresyonun de\u011fil modern ya\u015fam\u0131n ger\u00e7ekli\u011fini g\u00f6rebilen bir ressam\u0131n \u015fekillendirdi\u011fi bir \u00e7al\u0131\u015fmad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Van Gogh Clasina Maria ile olan ili\u015fkisini 1882 y\u0131l\u0131nda ailesinin ve \u00e7evresinin uygulad\u0131\u011f\u0131 bask\u0131dan dolay\u0131 sonland\u0131rmak zorunda kalm\u0131\u015ft\u0131r. Bu ili\u015fki nedeniyle sanat tacirli\u011fi yapt\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde ustas\u0131 olan Hermaus Tersteeg Theo\u2019dan yapt\u0131\u011f\u0131 para yard\u0131m\u0131n\u0131 kesmesini istemi\u015f, Anton Mauve Van Gogh\u2019la ileti\u015fimini koparm\u0131\u015f ve Theo a\u011fabeyini ili\u015fkisini sonland\u0131rmas\u0131 i\u00e7in ikna etmi\u015ftir. Van Gogh\u2019un mutlulu\u011fu bu kez \u00e7evresi taraf\u0131ndan s\u00f6k\u00fcl\u00fcp elinden al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 duygusal \u00e7\u00f6k\u00fcnt\u00fc resim yapmas\u0131na engel olmam\u0131\u015f, Lahey\u2019de bulundu\u011fu d\u00f6nemde 30\u2019u kur\u015fun kalem, 60\u2019\u0131 suluboya olmak \u00fczere yakla\u015f\u0131k 200 \u00e7al\u0131\u015fma tamamlam\u0131\u015f ancak resim yaparak ge\u00e7imini sa\u011flayamam\u0131\u015ft\u0131r. Zorlukla hayat\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcrmesi nedeniyle 1883 y\u0131l\u0131nda ailesinin ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 Nuenen kasabas\u0131na ta\u015f\u0131nma karar\u0131 alm\u0131\u015f ve ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 evin \u00e7ama\u015f\u0131r odas\u0131n\u0131 at\u00f6lyeye \u00e7evirmi\u015ftir. \u201cDokumac\u0131\u201d, \u201cBal\u0131k\u00e7\u0131 Kad\u0131n\u201d ve en me\u015fhur \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131ndan biri olan \u201cPatates Yiyenler\u201d \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 Nuenen\u2019da tamamlam\u0131\u015f, \u00e7izimlerinde oldu\u011fu gibi resimlerinde de modern d\u00fcnyada kenara at\u0131lm\u0131\u015f insanlar Van Gogh\u2019un \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131n \u00f6znesi haline gelmi\u015ftir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
Patates Yiyenler --------------------------------Dokumac\u0131<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Van Gogh\u2019un sanat prati\u011finin d\u0131\u015f\u0131nda Nuenen\u2019de ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde ba\u015f\u0131ndan iki trajik olay ge\u00e7mi\u015f, 1884 y\u0131l\u0131nda evlenme karar\u0131 ald\u0131klar\u0131 Margot Begemann intihara te\u015febb\u00fcs etmi\u015f ve 1885 y\u0131l\u0131nda babas\u0131 Theodorus Van Gogh kalp krizinden hayat\u0131n\u0131 kaybetmi\u015ftir. Hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz iki olay da Van Gogh\u2019un ruh sa\u011fl\u0131\u011f\u0131n\u0131 k\u00f6t\u00fc y\u00f6nde etkilemi\u015f, \u00e7ocukluk d\u00f6neminde al\u0131\u015f\u0131lagelmi\u015fin d\u0131\u015f\u0131nda y\u00fczle\u015fti\u011fi \u00f6l\u00fcm kavram\u0131 sevdi\u011fi insanlar \u00fczerinden kendini hat\u0131rlatm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130lgin\u00e7 olan veriler ise Van Gogh\u2019un bu olaylar kar\u015f\u0131s\u0131nda verdi\u011fi tepkilerdir. Margot Begemann\u2019\u0131n arsenik i\u00e7ti\u011fini fark eden Van Gogh \u015fok ya\u015fam\u0131\u015f ancak so\u011fukkanl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 koruyarak Begemann\u2019\u0131n hayat\u0131n\u0131 kurtarm\u0131\u015ft\u0131r. 16 Eyl\u00fcl 1884 tarihinde Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 mektuptaki \u201c\u015eimdi bunu denedi ve ba\u015far\u0131l\u0131 olamad\u0131. \u0130kinci kez cesaret edemeyece\u011fi hafif bir \u015fok ge\u00e7irdi. Ba\u015far\u0131s\u0131z bir intihar giri\u015fimi gelecekteki bir intihar i\u00e7in en iyi \u00e7aredir.\u201d ifadesi 1890 y\u0131l\u0131nda intihar eden Vincent Willem Van Gogh\u2019a aittir ve intihara meyilli bir delinin ifadelerine benzememektedir. Babas\u0131n\u0131n \u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn ard\u0131ndan ise \u00fczg\u00fcn aile bireylerine destek olmu\u015f, halas\u0131 Elisabeth Huberta Van Gogh\u2019u \u201c\u00f6lmek zor ama ya\u015famak daha zor\u201d ve karde\u015fi Theo\u2019yu \u201cHer birimizin unutamayaca\u011f\u0131 g\u00fcnler oldu ama mezar d\u0131\u015f\u0131ndaki izlenim o kadar da k\u00f6t\u00fc de\u011fildi. Hayat hi\u00e7birimiz i\u00e7in uzun de\u011fil ve soru \u2013 onunla bir \u015feyler yapabilmektir\u201d s\u00f6zleriyle teselli etmi\u015ftir. Van Gogh\u2019un ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 olaylar kar\u015f\u0131s\u0131nda verdi\u011fi tepkiler herhangi bir insan\u0131n tepkileriyle k\u0131yasland\u0131\u011f\u0131nda ola\u011fand\u0131\u015f\u0131 olarak tan\u0131mlanamamaktad\u0131r. Sevdi\u011fi kad\u0131n\u0131n intihar te\u015febb\u00fcs\u00fcne rasyonel, babas\u0131n\u0131n \u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn ard\u0131ndan ailesine kar\u015f\u0131 sa\u011fduyulu yakla\u015fm\u0131\u015f ve hayata tutunmu\u015ftur.<\/p>\n\n\n\n

1885 y\u0131l\u0131nda Nuenen\u2019den ayr\u0131lan Van Gogh sanat akademisinde e\u011fitim almak i\u00e7in Anvers\u2019a gitmi\u015f fakat 4 ay sonra e\u011fitimini yar\u0131da b\u0131rakarak Paris\u2019te ya\u015fayan karde\u015fi Theo\u2019nun yan\u0131na ta\u015f\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Paris\u2019e ta\u015f\u0131nmas\u0131ndan k\u0131sa bir s\u00fcre sonra d\u00fczenlenen Sekizinci Empresyonist Sergisi\u2019ni ziyaret eden Van Gogh; Claude Monet, Edgar Degas, Pissarro Renoir, Alfred Sisley gibi empresyonistlerin \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 ilk kez canl\u0131 g\u00f6rm\u00fc\u015f ve etkilenmi\u015ftir. Resim yapma arzusu s\u00f6n\u00fcmlenmeyen sanat\u00e7\u0131, gen\u00e7 ressamlara ev sahipli\u011fi yapan Fernand Cormon\u2019un at\u00f6lyesinde i\u015f bulmu\u015f, at\u00f6lyede birlikte \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 ressam Fran\u00e7ois Gauzi \u201cModel uyudu\u011fu zaman resim yapmay\u0131 b\u0131rakmad\u0131. \u00c7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131n \u015fiddeti t\u00fcm at\u00f6lyeyi \u015fa\u015f\u0131rtt\u0131...\u201d ifadesiyle Van Gogh\u2019un yaratt\u0131\u011f\u0131 etkiyi tan\u0131mlam\u0131\u015ft\u0131r. \u201cThe Moulin de la Galette\u201d, \u201cThe Seine with Pont de la Grande\u201d, \u201cVincent\u2019\u0131n Penceresinden Manzara (Lepic Soka\u011f\u0131)\u201d gibi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 Paris\u2019te ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 s\u00fcre zarf\u0131nda tamamlayan Van Gogh, farkl\u0131 ressamlar\u0131n \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 da sergileyen Julien Tanguy\u2019\u0131n Paris\u2019teki d\u00fckkan\u0131nda resimlerini sergileme f\u0131rsat\u0131 bulmu\u015f, bu d\u00f6nemde Henri de Toulouse Lautrec ve Paul Gauguin\u2019le arkada\u015f olmu\u015ftur.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
The Seine with Pont de la Grande<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Tarih sahnesinde Lautrec, Gauguin ve Van Gogh aras\u0131ndaki arkada\u015fl\u0131k g\u00fczel bir tesad\u00fcf olarak de\u011ferlendirilebilir. Fakat aristokrat bir aileye mensup olan Lautrec\u2019in ait oldu\u011fu s\u0131n\u0131f\u0131 reddetmesi, \u00e7\u00f6z\u00fcms\u00fczl\u00fckten dolay\u0131 modern d\u00fcnyada bohem hayat\u0131 ya\u015famak d\u0131\u015f\u0131nda bir \u00e7\u0131k\u0131\u015f bulamamas\u0131, alkolizm ve frengiden dolay\u0131 hayat\u0131n\u0131 kaybetmesi veya yoksulluk i\u00e7inde ya\u015fayan Gauguin\u2019in k\u0131z\u0131n\u0131n \u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn ard\u0131ndan intihara te\u015febb\u00fcs etmesi tesad\u00fcf de\u011fildir. Bu ba\u011flamda Walter Benjamin\u2019in \u201cModernizmin insano\u011flunun do\u011fal ve \u00fcretken temposunun \u00f6n\u00fcne \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 engeller, insano\u011flunun g\u00fc\u00e7leriyle orant\u0131l\u0131 de\u011fildir. Bu durumda insan\u0131n felce u\u011framas\u0131 ve kurtulu\u015fu \u00f6l\u00fcmde aramas\u0131, anla\u015f\u0131l\u0131r olmaktad\u0131r.\u201d ifadesi \u00fc\u00e7 ressam\u0131n hayat\u0131nda da kar\u015f\u0131l\u0131k bulmakta ve Van Gogh\u2019un bunal\u0131m\u0131n\u0131n kayna\u011f\u0131n\u0131 i\u015faret etmektedir.<\/p>\n\n\n\n

1888 y\u0131l\u0131n\u0131n \u015eubat ay\u0131nda Van Gogh kom\u00fcn bir sanat kolonisi kurma amac\u0131yla Fransa\u2019n\u0131n g\u00fcneyinde yer alan Arles kasabas\u0131na ta\u015f\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Van Gogh\u2019un Arles\u2019a ta\u015f\u0131nmas\u0131 modern kentten ka\u00e7\u0131\u015fla ili\u015fkilendirilmekte ancak bunun \u00f6tesinde kendi ekonomik ge\u00e7imini sa\u011flayamad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve y\u0131llarca Theo\u2019nun maddi deste\u011fiyle hayatta kald\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve bu durumun kendisini yetersiz hissetmesine neden oldu\u011funu vurgulamak gerekmektedir. 1880 \u2013 1889 aras\u0131nda Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 onlarca mektupta Theo\u2019ya yard\u0131mlar\u0131ndan dolay\u0131 m\u00fcte\u015fekkir oldu\u011funu, borcunu \u00f6deyemedi\u011fi i\u00e7in mah\u00e7up hissetti\u011fini ve telafi etmek i\u00e7in elinden geleni yapaca\u011f\u0131n\u0131 say\u0131s\u0131z defa belirtmi\u015ftir. 29 Temmuz 1888 y\u0131l\u0131nda Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 mektupta yer alan \u201cGeleneksel resim asl\u0131nda g\u00fc\u00e7s\u00fcz, cans\u0131zd\u0131r, ne var ki yeni ressamlar gene de yaln\u0131z, yoksul kal\u0131yor, deli muamelesi g\u00f6r\u00fcyor, bu muamele y\u00fcz\u00fcnden de ger\u00e7ekten deliriyorlar, toplumdaki tutum ve davran\u0131\u015flar\u0131 delice oluyor.\u201d ve \u201cDemek ki yaln\u0131z boyayla de\u011fil de kendini vererek, kendinden vazge\u00e7erek resim yap\u0131yorsa ve y\u00fcre\u011fi par\u00e7alanarak \u2013 senin de \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 \u00f6denmiyor ve t\u0131pk\u0131 bir ressam gibi sen de ki\u015fili\u011finden vazge\u00e7iyorsun, yar\u0131 iste\u011finle yar\u0131 rastlant\u0131yla kendinden \u00f6d\u00fcyorsun.\u201d ifadeleri Van Gogh\u2019un yaln\u0131zl\u0131k, yoksulluk ve s\u00f6m\u00fcr\u00fc \u00fc\u00e7geninin herkes gibi kendisini de s\u00fcr\u00fckledi\u011fi dipsiz batakl\u0131\u011f\u0131n fark\u0131nda oldu\u011funu g\u00f6stermektedir.<\/p>\n\n\n\n

Hayat\u0131n\u0131n her d\u00f6neminde oldu\u011fu gibi Arles\u2019da ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde de \u00fcretmekten vazge\u00e7meyen Van Gogh, ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 Sar\u0131 Ev\u2019de \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131na devam etmi\u015ftir. Van Gogh\u2019un 1888 y\u0131l\u0131nda yazd\u0131\u011f\u0131 tarihsiz bir mektupta yer alan \u201cO (Gauguin) denizcilerin a\u011f\u0131r bir y\u00fck ta\u015f\u0131mak veya kald\u0131rmak zorunda olduklar\u0131nda b\u00fcy\u00fck bir efor sarfettiklerini ve birbirlerine g\u00fc\u00e7 vermek i\u00e7in birlikte \u015fark\u0131 s\u00f6ylediklerini s\u00f6yler. Sanat\u00e7\u0131lar\u0131n eksikli\u011fi budur!\u201d ifadesinin \u00f6znesi olan Gauguin, arkada\u015f\u0131na destek olmak ve birlikte \u00e7al\u0131\u015fmak i\u00e7in 1888 y\u0131l\u0131n\u0131n Ekim ay\u0131nda Arles\u2019a gitmi\u015ftir. S\u00f6z konusu ifade her iki ressam\u0131n da \u00f6rg\u00fctl\u00fcl\u00fc\u011fe ve dayan\u0131\u015fmaya ihtiya\u00e7 duydu\u011funu kan\u0131tlamaktad\u0131r. Buna kar\u015f\u0131n Van Gogh ile Gauguin\u2019in birlikteli\u011fi k\u0131sa s\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr. Van Gogh ge\u00e7irdi\u011fi sinir krizinin etkisiyle kulak memesini kesip bir hayat kad\u0131n\u0131na hediye etmi\u015f, ger\u00e7ekle\u015fen olay\u0131n ard\u0131ndan Gauguin Arles\u2019dan ayr\u0131lm\u0131\u015f ve Van Gogh Gauguin\u2019e ya\u015fatt\u0131\u011f\u0131 \u015foktan dolay\u0131 ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 \u00fcz\u00fcnt\u00fcy\u00fc Theo\u2019ya yollad\u0131\u011f\u0131 mektuplarda kaleme alm\u0131\u015ft\u0131r. 5 May\u0131s 1889 y\u0131l\u0131nda Saint Remy vilayetinde kendi iste\u011fiyle ak\u0131l hastahanesine yatan Van Gogh bir y\u0131l tedavi g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr. \u201cSaint Remy\u2019de Manzara\u201d, \u201cY\u0131ld\u0131zl\u0131 Gece\u201d, \u201cTutuklular \u00c7emberi\u201d gibi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 ak\u0131l hastanesinde kald\u0131\u011f\u0131 s\u00fcre zarf\u0131nda tamamlam\u0131\u015ft\u0131r. 1885 \u2013 1890 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131 resimlerde empresyonist ve post empresyonist teknikleri kullanm\u0131\u015f olsa da kendisini empresyonist olarak tan\u0131mlamayan Van Gogh tarz\u0131n\u0131 \u201cKesinlikle manzara ressam\u0131 de\u011filim, manzara resmi yapt\u0131\u011f\u0131m zaman i\u00e7lerinde mutlaka fig\u00fcrler olacakt\u0131r.\u201d ifadesiyle a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

\"\"
Tutuklular \u00c7emberi<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

24 Aral\u0131k 1889 tarihinde ba\u015fka bir kriz ge\u00e7iren Van Gogh intihara te\u015febb\u00fcs etmi\u015f ancak kurtar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Be\u015f y\u0131l \u00f6nce evlenmek istedi\u011fi kad\u0131n\u0131n hayat\u0131n\u0131 kurtaran, intihar\u0131 kendi ger\u00e7ekli\u011finin d\u0131\u015f\u0131nda de\u011ferlendiren ressam i\u00e7in bu kez intihar bir se\u00e7ene\u011fe d\u00f6n\u00fc\u015fm\u00fc\u015ft\u00fcr.  1890 y\u0131l\u0131nda Auvers-sur- Oise\u2019ye ta\u015f\u0131nan Van Gogh, 20 May\u0131s 1890\u2019da amat\u00f6r bir ressam ve doktor olan Paul Gachet\u2019tan destek almaya ba\u015flam\u0131\u015f fakat 27 Temmuz\u2019da kendini g\u00f6\u011fs\u00fcnden vurarak intihar etmi\u015f ve hayat\u0131n\u0131 kaybetmi\u015ftir. \u00d6lmeden \u00f6nce Theo\u2019ya yazd\u0131\u011f\u0131 son mektup Van Gogh\u2019un g\u00f6\u011fs\u00fcnde bulunmu\u015ftur. \u201cG\u00fczel mektubun ve i\u00e7indeki elli frank i\u00e7in te\u015fekk\u00fcrler\u201d c\u00fcmlesiyle ba\u015flayan mektup, karde\u015fini basit bir sanat taciri olarak g\u00f6rmedi\u011fini ifade ederek devam etmekte ve \u201c\u00d6lm\u00fc\u015f ressamlar\u0131 satanlarla ya\u015fayan ressam ticareti yapanlar aras\u0131nda durumun \u00e7ok gergin oldu\u011fu bir anda. B\u00f6yle i\u015fte, ben, kendi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131m i\u00e7in ya\u015fam\u0131m\u0131 tehlikeye at\u0131yorum, bu \u00e7al\u0131\u015fma u\u011fruna yar\u0131 deli bir insan oldum -olsun, kabul \u2013 ama bildi\u011fim kadar\u0131yla insan ticareti ile u\u011fra\u015fanlardan biri de\u011filsin sen ve hangi taraf\u0131 tutaca\u011f\u0131n\u0131, tam insanca davranarak se\u00e7ebilirsin. Ama bilmem ki...\u201d ifadeleriyle sonlanmaktad\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Van Gogh mektubunun son c\u00fcmlesinde eme\u011fi \u00fcretenler ile eme\u011fi s\u00f6m\u00fcrenler aras\u0131ndaki tarafla\u015fmada karde\u015fini vicdan\u0131n\u0131n sesini dinleyerek do\u011fru tarafta yer almaya \u00e7a\u011f\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc ya\u015fam\u0131 s\u00fcresince siyasi bir fig\u00fcr olmasa da kendisinin modern d\u00fcnyada var olan kavgada taraf oldu\u011funun fark\u0131ndad\u0131r. Hayat\u0131 boyunca defalarca kez k\u00fcllerinden do\u011fan, kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131 engel her ne olursa olsun ba\u015fa \u00e7\u0131kman\u0131n bir yolunu bulan, m\u00fccadele etmekten korkmayan ve resim yapmaktan vazge\u00e7meyen Van Gogh\u2019un \u00e7\u00f6zemedi\u011fi iki sorunu oldu\u011funu s\u00f6ylemek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. S\u00f6z konusu iki sorun modern d\u00fcnyan\u0131n \u00e7eli\u015fkilerini g\u00f6rmezden gelememesi ve s\u00f6m\u00fcr\u00fc d\u00fczeninden kaynakl\u0131 yoksullu\u011funa \u00e7\u00f6z\u00fcm \u00fcretememesidir. G\u00fcn\u00fcm\u00fcze ula\u015fan verilerle sadece bu nedenlerden dolay\u0131 intihar etti\u011fini s\u00f6ylemek olanaks\u0131zd\u0131r ancak bu nedenlerin \u201cdelirmesinde\u201d belirleyici oldu\u011fu Van Gogh\u2019un beyanlar\u0131na dayan\u0131larak ifade edilebilir. Van Gogh hayat\u0131n\u0131n farkl\u0131 d\u00f6nemlerinde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 ruhsal \u00e7\u00f6k\u00fcnt\u00fcler, kulak memesini kesmesi ve intihar etmesi nedeniyle deli olarak tan\u0131mlanmaktad\u0131r. Ancak Van Gogh\u2019u deli yapan unsurlar s\u00f6z konusu unsurlar de\u011fil ya\u015famak istedi\u011fi hayat\u0131 ya\u015famaktan korkmamas\u0131, inand\u0131\u011f\u0131 de\u011ferlere g\u00f6re ya\u015famas\u0131, eme\u011fi \u00fcretenlerin taraf\u0131nda yer almas\u0131 ve hayalindeki \u00fcretimi ger\u00e7ekle\u015ftirebilmek i\u00e7in \u00f6l\u00fcm\u00fc dahi g\u00f6ze almas\u0131d\u0131r. Van Gogh\u2019un delili\u011fin g\u00f6lgesinde ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 umudun arkas\u0131nda k\u00f6yl\u00fc bir \u00e7ocu\u011fun ressam olma yolundaki m\u00fccadelesi yer almaktad\u0131r.<\/p>\n","post_title":"Delili\u011fin g\u00f6lgesinde umut: Vincent Willem Van Gogh","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"deliligin-golgesinde-umut-vincent-willem-van-gogh","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-05-02 15:31:45","post_modified_gmt":"2020-05-02 12:31:45","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=113286","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":113286}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "828"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "207"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol