Ana SayfaYaşamKadınDemokrasi Mücadelesi Veren Devrimci Kadınlar

Demokrasi Mücadelesi Veren Devrimci Kadınlar

-

Neden demokrasi mücadelesi veren devrimci kadınlar? Esasında tüm devrimleri ve devrimci kadınları araştırmak istememe rağmen hem çalışmanın sınırlarını belirlemek hem de araştırmamı makul bir zaman aralığında bitirebilmek adına üç devrim üzerinde odaklanarak, sonunda Türk kadınının verdiği mücadeleye değinmek istedim. Çalışma boyunca vurgulamak istediğim nokta, kadınların ülkeleri ve esasında tüm dünya kadınları için verdikleri mücadeleler ve bu mücadeleler arasındaki benzerliklerin altını çizmektir. Devrimler, tarihsel akış ve etkileşimleri gereği sıralandırılarak incelenmiş ve devrimsel sonuçları açısından kadınların karşılaştıkları olumsuz şartların analizi yapılmıştır.

İngiliz Devrimi öncesi kadının konumunu Papa VIII. Joan ile bağdaştırmak mümkündür. Tüm zamanların yazılı kaynaklarında, “Vatikan tarihinin yüz karası” olarak adlandırılan Papa VIII. Joan,  ilk kadın Papa olarak, adının her türlü yok edilme çabasına rağmen, hatta San Pietro’da bulunan Papalık listesinden adı silinip, sonrasında yerine geçen başka bir Papa Joan’a verilmesine karşın, yok edilememiş bir kadındır. İşte İngiltere’de devrim öncesi dönemde kadına uygun bulunan konum yok olmaktır. Erkek hegemonyasında kalarak statüsü, ideolojisi ne olursa olsun Kilise ve Tanrı Baba’nın dediklerine itaat etmek; himayesi altında bulunduğu erkeklerin isteklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Siyasal açıdan incelendiğinde bir parlamento vardır; fakat bu parlamento mülk sahibi sınıfı temsil etmektedir ve halkı temsil etmesi gereken Avam Kamarası da yine zenginlerden oluşmaktadır. Böyle bir ortamda kadının hiçbir temsiliyet ya da seçilme hakkı yoktur; sadece özgür erkekler oy kullanabilir. Seçme hakkı her zaman için kitlesel kadın hareketlerinin önemli bir kilit noktası olmuştur. 

16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere’de ciddi devrimci sonuçlar ortaya çıkmıştır; Haklar Bildirgesi bunlardan biridir. Bu bildirge ile kralın yetkileri sınırlandırılmak istenmiştir ve bu uğurda verilen mücadelelerde kadınlar hep erkeklerle beraber savaşmışlardır. Fakat sonuca bakıldığında kadın ile ilgili en ufak bir madde görülmemektedir. Kadının sosyal hiyerarşideki konumu köleler ile aynı tutulmuştur. Kendisine uygun bulunan işler ise; ev işleri, çocuk doğurmak ve bakımları ile ilgilenmek, tarlada çalışmak, evin idaresini sağlamak, iffetli olmak, devrimsel süreç sonrasında ise geçimlik-mevsimlik işçi, ucuz işçi olarak kamusal alana eklemlendirilmektir. Öte yandan siyasi ve ekonomik açılardan dezavantajlı gruba dahil edilen kadının gücüne İngiltere, zaman zaman ihtiyaç da duymuştur. Quaker hareketi ile kadınlara misyonerlik görevi verilerek göç eden gruplara liderlik etmesi istenmiştir. Fakat Quaker hareketi sonraki yıllarda gittikçe muhafazakarlaşarak kadınların özel alanda, erkek hegemonyasında kalması yönünde evrilmiştir.

Haklar Bildirgesi

İngiltere’de devrimsel süreç içinde oluşan Parish hareketi de kadının konumu gittikçe zayıflatmış ve ikincilliğini perçinlenmiştir. Parish muhafazakar bir harekettir. Piskoposlar vaaz vererek kadınların giyim kuşam, saç şekilleri hatta taktıkları aksesuarlara bile karışmışlardır; erkek adeta bir gardiyan gibi modelize edilerek kadının varlığı hiçe indirgenmiştir. Ancak İngiltere’de İç savaş, reformasyon ve karşı reformasyon süresince kadınların konumlarında bazı değişiklikler görülmüştür: Rahibelerden yıllardır eğitim alan kız çocuklarının kapalı tutulduğu manastırlara karşı mücadele başlamış ve feminist duruş İngiltere ve Benelüks ülkelerinde benimsenmeye başlamıştır. Leveller kadın hareketi ortaya çıkmış ve eşleri hapishanede olan kadınlar direnişe başlamışlardır. Sessiz kalmayı reddettikleri için onlara “ kadın balık satıcıları” diye aşağılama saydıkları ünvanlar takmışlardır. Leveller hareket çerçevesinde seçme ve seçilme hakkı için kadınların politik aksiyonlarda da artık yer aldıkları görülmektedir. “Sosyal eşitlik” temelli konuşmalar yaparak dilekçeler yazmaya ve hak talep etmeye başlamışlardır; bunlar ileriki yıllarda Suffragette hareketinin uzaktan gelen ayak sesleridir. Kadınlar sahip olmaları gereken temel hak ve özgürlükleri için savaşım halindedirler. Katherine Chidley, Elizabeth Lilburne ve Mary Overton İngiltere’nin ilk kadın hakları dilekçesini hazırlayan isimlerdir. Avam Kamarası’na 10.000 imzanın bulunduğu dilekçeyi sunduklarında, evlerine ve kocalarına dönmeleri cevabını alırlar. Davasından vazgeçmeyen Chidley kısa bir süre sonra Alçakgönüllülük Dilekçesi’ni hazırlamıştır. Tanrı ve din anlayışı ile kadın-erkek eşitliğini tanımlamış ve bu eşitliğin mülk paylaşımında da uygulanmasını talep etmiştir; sırf sadece kadınlar dilekçeyi imzaladı diye sonuç alamamış; ancak kadın hakları için ömrü boyunca üretmeye ve çalışmaya devam etmiştir.

Devrim sonrası süreçte çalışma hayatına atılan kadın için ise gelişmeler olumlu yönde değildir. 1800lü yıllarda Manchester’da çalışan kadınlar, günde 12 ile 16 saat arasında çalışmak zorundadır. Durum çalışan anneler için ise daha vahimdir. Doğumdan sonra en fazla 2 hafta izin yapabilen kadınların çoğu işsiz kalmamak için doğumun hemen ardından işe dönmeye mecbur bırakılmışlardır. Hatta evde çocukları ile çalışmak zorunda olan kadınların, bebekleri sakin dursun diye onlara afyon verdikleri bile kayıtlara geçmiştir. 

Fransız Devrimi’ne geçmeden önce kısaca Aydınlanma döneminin etkilerinden bahsetmek gerekirse; Aydınlanma’nın da aslında karanlık yönleri vardır. Özellikle sevgili Rafael’in Atina Okulu’nu canladırmanız, Aydınlanma’da kadının nasıl bir konuma sahip olduğunu kavramanıza kafidir. Aydınlanma sürecinde kadın temsili, Atina Okulu’ndaki tek kadın olan matematikçi Hypatia’dır. Aydınlanma esasında sadece yine erkeklerin ön planda olduğu ve kadınların özellikle ikincilliğinin korunduğu bir dönemdir. Seksüel anlamda kadın ve kadınlık kimliğinin teorileştirilmesi Aydınlanma’nın en karanlık tartışmalarını yaratmıştır. Kadının portresini, erkeğin bir alt versiyonu olarak gören Aydınlanmacılar, kadını sadece “anne” olarak yüceltmiş ve ahlaki unsurların bekçisi olarak nitelendirmiştir. Aydınlanmacılar doğal eşitliği savunurken konuyu cinslerin eşitliği olarak ele almamak yerindedir; kastedilen avam-soylu ayrımıdır. Aydınlanma hareketi ile kadınların kendi kendilerini geliştirmeleri ve az sayıda da olsa destekçi bir kitle elde etmeleri ile birlikte kadına yeni bir çalışma alanı da doğmuştur; edebi buluşmaların yapıldığı salonlar. Bu salonlar ilk etapta sadece sanat ve edebiyat için açılmış olsalar da, ilerleyen yıllarda özellikle Fransız devrimi zamanında önemli bir buluşma ve haberleşme alanı olarak kullanılacaklardır. Böylece kadınlar dünyevi meselelerden de uzak kalmayıp devrimsel süreçte aktif rol alabileceklerdir. Ayrıca yine bu salonlar kadın hakları savaşımında önemli birer üs haline gelip “kız kardeşlik” hareketinin başlamasına zemin hazırlayacaktır.

Atina Okulu

Fransız devrimi öncesinde ülke genelinde, Katolik Fransa için “Tanrı Baba” ifadesi esasında durumu özetlemektedir. Merkezi devlet, aile ve devletteki erkek iktidarına dayanmaktadır. Ayrıca kadınların bazı mesleklerden men edilmesine sebep olan işçi örgütleri vardır; örneğin 1630larda kadınların baskı işlerinde çalışmaları engellenmiştir. 

Açık isyan 1788 baharında başlamış ve Rennes sokaklarına dökülen gruplar şehir kapılarını işgal etmiş, kadınlar çan kulelerini ele geçirerek gözetleme görevini üstlenmişlerdir. Bu olay tarihe Journeé des Tuiles (Kiremit Günü) olarak geçmiştir. Sonuç: Ulusal Meclis oylamalarında sınıfa göre değil kafa sayısına göre oylama yapılmasına karar verilmiştir. Kadınlar ise oylama dışındadır. 

Ekmeğin fiyatının artış göstermesi ile yine bir ayaklanma başlamıştır. 1 Ocak 1789  tarihinde Tiers Etat (Üçüncü Sınıf) kadınları krala bir dilekçe sunmuşlar ve temsiliyetin taraflı olduğuna inandıklarını dile getirmişlerdir. Sonuç: Kral ve Ulusal Meclis kadınların çağrılarını ve uyarılarını cevapsız bırakmıştır. Olaylar alevlenmeye ve silahlı bir çatışmaya dönüşmeye başladığında halk artık Bastille’i işgale hazırlanmaktadır. Bastille Baskınında binler, kadınlı erkekli, yaşlı ve çocuk olarak bir zafer kazanmışlardır. Sonuç: Bastille tutuklarında bile kadınlar vatandaş sayılmadığı için kayıtlara bile alınmamıştır. Monarşinin yıkılması ile birlikte kadınlar kendilerine siyasal açıdan çalışabilecek sınırlı da olsa bir alan bulmuş; yeni kurulan partilerin kulüp ve salonlarında çalışmaya başlamışlardır. Sonuç: 26 Ağustos 1789 günü büyük sıkıntılar içerisinde yazılan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nde “homme” kelimesi tüm vatandaşları değil sadece erkekleri ifade etmektedir. Halk yeni sistemde yaşanan ekonomik sıkıntılara karşı yine birlik olmaya başlamış ve sokaklara dökülmüştür. Hükümet ise misilleme yaparmış gibi 1 Ekim’de yemekli bir balo düzenleyince isyanın fitili ateşlenmiştir. 5 Ekim günü bir grup kadın Versailles’e doğru hareket etmiş ve saraya vardıklarında ise sayıları onbinlere yaklaşmıştır. Kadınların başlattığı bu ayaklanma ile saray İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kabul etmek zorunda kalmıştır. Sonuç: Kadın hala vatandaşlık hakkı elde edememiştir. 

Kadınların fedakarlıkları ve mücadeleleri bununla sınırlı kalmamıştır. Örneğin Madam Roland, İçişleri Bakanı’nın eşi, kocasının mektupları ve genelgelerini yazmış ve Jirondenler ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle suçlanarak idam edilmiştir. Kral taraftarı Madam de La Villiruoet ise eşini ve arkadaşlarını mahkemede savunarak idamdan kurtarmıştır. Bir dilenci gibi giyinen Françoise Després Vendeé’deki kral taraftarı orduya gizli mesajlar taşımış ve hayatını her defasında riske atmıştır. Hem kral taraftarı hem de cumhuriyetçi kadınlar erkek kılığına girerek orduya katılmışlardır. Théorigne de Mericouert’un, Jakobenler için aktif çalışmalarına karşın sonu akıl hastanesine yatmak, Claire Lacomb silahlanarak askerlere katılmış ve sonu karşı devrimci olmakla suçlanmak, Costance Evrard Champs de Mars çatışmalarına katıldığı gerekçesiyle tutuklanmak ve daha pek çok devrimci kadın suçlu bulunarak ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Pauline Léon Devrimci Cumhuriyetçi Kadın Yurttaşlar Birliği’ni kurarak Jakobenler’i kitaplığında destekçileri ile toplamaya başlamış ve Jironden karşıtı tüm manifestolarda yer almıştır. Sonuç: 1793 yılında bu birlik, Sein Nehrindeki çamaşırcı kadınların örgütlenerek sabun fiyatlarını protesto etmesi üzerine kapatılmıştır. Ve belki de en önemlilerinden biri olan Olympe de Gouges. Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni anayasaya cevaben 1791 yılında tamamlamış ve 1793 yılında meclise sunmuştur. Ancak 1944 yılında kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olacaklardır. Sonuç: Bu kadınların çabaları belirli bir etki alanı yaratmış olsa da kısa vadede suçlanmalara, yargılanmalara ve idamlara maruz kalmışlardır. Uzun vadede ise kadın hakları hareketinin yapı taşlarını oluşturmaları ve feminizim akımının doğuşuna zemin hazırlamışlardır. Devrimsel sürece Olympe de Gouges gibi pek çok kadının dahil olmasına rağmen Meclis, 1793 yılında kadınlara yurttaşlık hakkı tanımamıştır. Durumun daha da kötüleşeceğini öngören de Gouges, Haziran 1793’te cumhuriyetçi, federal ve monarşi yanlısı yönetim biçimlerinin arasından uygun olanını seçmek için bir referandumun gerekli olduğunun vurgusunu yapan manifestosunu yayımladığı zaman, Devrim Mahkemeleri tarafından suçlu bulunmuş ve Gouges, halkın egemenliğine kastettiği gerekçesiyle 3 Kasım 1793 tarihinde giyotin cezasına çarptırılarak hayatına son verilmiştir. Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’nde dediği gibi, “Kadın, idam sehpasına çıkma hakkına sahip ise, konuşmacı kürsüsüne de çıkma hakkına sahip olmalıdır” sözünü yerine getirerek ölümüne giden Gouges’un bildirgesi erken dönem feministler için adeta bir kılavuz olmuştur.

Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi

Fransız devrimi denince Sanculotte’lardan (Baldırıçıplaklar) bahsetmeden geçilmemelidir. Devrimci toplantılara ve şenliklere katılmak, jakobenleri içerdeki düşmana karşı savunmak, ailelerin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmak gibi pek çok alanda bu devrimci kadınlar görev almışlardır. Fakat Sansculotte kadınlarla, nefret ve şiddet bir tutulmaya başlamıştır. “Giyotinin Öç Tanrıçaları” olarak anılmaya başlanan bu kadınlar, boyunları giyotine vurdurulan insanları seyrederken, bir taraftan da saçlarını sessizce ördükleri için tricoteuses (örgücüler) olarak anılmışlardır. Sansculottelar ise ileriki yıllarda Komün’ün Asi Kadınlarının öncüleri sayılacaklardır. 

Amerikan devriminin kadınları, hem yurttaşları, hem yeni vatanları, hem kölecilik karşıtı ve hem de kadın hakları için mücadele vermişlerdir.  Buna karşılık kadınlar, Amerikan tarihinde büyük haksızlıklara uğramıştır; bunlardan en çarpıcı olanı ise cadı olarak suçlanmaktır. 1692 yılında Salem Village’da bir grup genç kızın şeytan tarafından ele geçirildiği gerekçesiyle Massachusetts kolonisinde histerik bir dalgalanma olmuştur. Takip eden birkaç ay içerisinde yüz elli kadın, erkek ve çocuk suçlu bulunmuştur. Esasen bu durum İngiliz-Fransız savaşının psikolojik bir sonucudur. Savaş sonrasında patlak veren yabancı düşmanlığı ve çiçek hastalığı salgını bu furyayı tetiklemiştir.

Amerikan devrim tarihinde öne çıkan pek çok kadın vardır; ilk olarak “Özgürlüğün Kızları” grubundan bahsedilmelidir. Devrimin ivme kazanmasını sağlayan ve gerçekleştirdikleri protestolarla devrimci ruha katkı sağlayan Özgürlüğün Çocukları grubunun hemen ardından oluşan Özgürlüğün Kızları grubu, yaptıkları pasif direniş ile devrime yön vermişlerdir. İngiliz mallarının protesto edilerek halkı bilinçlendirip yerli malına yönlenilmesini sağlayan bu grubun çabaları sayesinde Amerikan mallarının üretimi desteklenmiştir. Belki de Amerika’yı, Amerika yapan bu bilinç o yıllarda oluşturulmuştur denilebilir.

Özgürlüğün Kızları

Kırmızı ceketli İngiliz askerlerinin vergi vermeyenleri mimleyip baskı politikası uygulaması devrimsel süreci hızlandırmış ve koloni halkından gönüllüler ordu kurmak üzere eğitim almaya başlamışlardır. Bu orduya saçlarını erkek gibi kestirip, göğüslerini bandajla saklayıp, erkek takma isimleri ile Nancy Bailey, Deborah Sampson gibi kadınlar da dahil olmuşlar, ama fark edildikten hemen sonra görevden alınmış; hatta suçlu bile bulunmuşlardır. Bağımsızlık savaşı boyunca Molly Pitcher takma adlı Mary Ludwig gibi kadınlar savaş meydanında su taşıyarak efsane olmuşlardır. Betty Zane adlı başka bir kadın ise barut taşıyarak Amerikan askerlerine yardım etmiştir. Massachusettsli bir albayın karısı olan Rebeca Barrett evinde İngiliz birliklerinden mühimmat saklamıştır. Deborah Champion, Sarah Decker, Harriet Prudence Patterson Hall ve Lydia Darragh gibi kadınlar ise İngiliz birliklerinden bilgi sızdırarak hayatlarını tehlikeye atmışlardır. Siyasi platformda ise Abigail Adams, Mercy Otis Warren gibi kadınlar topluma mal olmuşlardır; ancak Jefferson’un Bağımsızlık Bildirgesi kadınlara hiçbir hak tanımamıştır. Lucretia Mott, Elizabeth Cady Stanton, Lucy Stone, Julia Ward gibi kadınlar, kadın hakları mücadelesine başladıklarında,  kölecilik karşıtı hareketlerde yanlarında oldukları erkekleri bulamamışlardır. Kadınlar oy hakkına sahip olabilmek için 19.Anayasa Değişikliği ile 1920 yılını beklemek zorunda kalmışlardır.

Türk Kadınları. Diğer devrimci kadınlardan farklı olarak, kalemleri ve hitabetleri ile ön plana çıkmışlardır. Günümüzde “eşitlik” adına vardığımız noktaya ulaşmamız için ciddi savaşlardan, sınavlardan geçildiğini, yine edebiyat yoluyla Türk kadınlarının devrimsel süreci başladı diyebiliriz. Nuriye Ulviye Mevlan-Civelek kadınlara ses olabilmek, onları bilinçlendirebilmek için “Kadınlar Dünyası” isimli dergiyi çıkararak başlattığı feminist siyaset, Osmanlı toplumunda en ses getiren kadın hareketlerinden biri olmuştur; kadınlara yol göstermeyi ve onlara toplumda yeni roller biçmeyi amaçlamıştır. Kadınların çalışma hayatına girebilmeleri, eğitim alabilmeleri için büyük uğraşlar vermişlerdir. Dört yabancı dil bilen ve Osmanlı kadınlarının aydınlık yüzlerinden olan Nezihe Muhiddin; Sabah, İkdam gibi gazetelerde sosyoloji, pedagoji ve psikoloji konularında yazılar yazmış; Kadın hakları mücadelesini, cumhuriyet ilan edildikten sonra da sürdürmeye devam eden Muhiddin, cumhuriyeti “kadın hakları için uygun bir zemin” olarak gördüğünden, ilanından önce, 15 Haziran 1923’te, kadınlara oy hakkı ve siyasal haklar talebiyle “Kadınlar Halk Fırkası”nı kurmuştur. Bu uğurda verdiği mücadelede bölücülük ile suçlanmıştır. İyi bir eğitim alarak farklı ülkelerde tahsilini tamamlayan, yabancı kültürler ile kendi kültürümüzün mukayesesini yaparak, yabancı kültür değerlerinin milli kültürümüzde karşılığını araştıran Halide Edib Adıvar, kadının edebiyat üzerinden siyasette nasıl güçlü bir konuma geldiğinin ve verilen kadın hakları mücadelesinin en güzel örneklerinden biridir. Batı kültürünü ve değerlerini eğitimini tamamlarken yakından inceleme fırsatı bulan Adıvar, milli mücadelenin seyrini etkileyecek olan güçlü hitabeti sayesinde düzenlediği mitingler ile halkı biliçlendirmeye, kadına ve kadın haklarına dair tarihimizde ilk kez somut adımları atan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte çalışarak, toplumsal bilinci uyandırmış güçlü bir kadındır. Türk halkını harekete geçiren ve önderlik edenler devrin münevverleri, yazar ve edebiyatçılardır. Yazıları ile milli heyecanı ve direnci besleyen Adıvar, 1919 yılında, Vakit Gazetesi’nde sürekli yazmaya başlamış; Büyük Mecmua’nın da başyazarı olmuştur. Halide Edib Adıvar, 1926-1939 yılları arasında, edebi faaliyetlerine ara vermemekle beraber, tarih felsefesi, Şark ve Garb medeniyetlerinin mahiyetleri, karşılıklı tesirleri üzerinde çalışmalar yapmış; Amerikan üniversitelerindeki derslerinde ve muhtelif Hindistan üniversitelerinde bu meseleleri sistemli olarak ele almıştır. Tarihimizde daha pek çok kadın, hatta isimlerini bile bilmediğimiz, kaynaklara geçmeyen pek çok kadın vatanları ve kendi hakları için çok ciddi savaşlar vermişlerdir. İşte Kurtuluş Mücadelemizde cesurca savaşmış ve vatanını kurtarma yolunda canları pahasına alanlardan çekilmemiş kadınların bazıları; Asker Saime, Kılavuz Hatice, Binbaşı Ayşe, Tayyar Rahmiye, Fatma Seher Hanım, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Çete Emir Ayşe, Fatma Aliye, Halime Çavuş, Nene Hatun, Fatma Makbule Leman, Latife Hanım ve Zübeyde Annemiz. 

Toplumun bilinçlenmesi, var olan sisteme karşı gelinmesi, ekonominin güçlendirilmesi, Sanayi Devrimi’nin gelişimi ve özgürlük hareketlerinde kadının etkin katılımı ve desteği olmadan herhangi bir devrim gerçekleştirilemezdi. Kadın artık, dünyalara yön verebilmekte, ekonomiyi, ülkeleri peşinden sürükleyen kurum ve kuruluşlara liderlik edebilmekte ise hepsini devrimci kadınların verdiği cesur mücadelelere ve o kadınların haklarını gözeten erkeklere borçlu olduğumuzu bir kez daha hatırlamakta fayda vardır. 

Kaynaklar

Aykol Hüseyin, Aykırı Kadınlar, 2.baskı, Ankara, İmge Kitabevi Yayınları, Kasım 2015

Bessières, Yves ve Niedzwiecki, Patricia.  Women In The French Revolution, The Institut pour le 

Dèvelopment de l’Espace Cultural Europèen, January 1991

Bock, Gisela. Avrupa Tarihinde Kadınlar. çev. Zehra Aksu Yılmazer, Literatür Yayınları

 Bordonali, Gulia. I Diritti delle Donne nel Secolo dei Lumi: Il Periodo della Reggenza e La Rivoluzione Francese, https://www.viqueria.com/diritti-donne-secolo-lumi/

Brooks, Rebecca Beatrice. The Roles of Women In The Revolutionary War, http://historyofmassachusetts.org/the-roles-of-women-in-the-revolutionary-war/   

Granata, Sebastiano. 1789-1793 Le Sperenze Deluse delle Femministe Francesi, http://www.storiain.net/storia/1789-le-speranze-deluse-delle-femministe-francesi/

Hazan, Eric. Fransız Devrimi Tarihi, çev. Nazlı Ceyhan Sümter, Say Yayınları, İstanbul, 2016.

Heritier, Françoise, Agacinski Sylvaine, Bacharan Nicole ve Perrot Michelle. Kadınların En Güzel Tarihi. çev. Yonca Aşçı Dalar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,Temmuz, 2015.

History of American Women. Women’s Role In The American Revolution, http://www.womenhistoryblog.com/2009/01/womens-role-in-american-revolution.html

Leveller Women and the English Revolution, http://hoydensandfirebrands.blogspot.com.tr/2012/05/leveller-women-and-english-revolution.html

Pettinger, Tejvan. Biography of Elizabeth Cady Stanton, http://www.biographyonline.net/women/elizabeth-cady-stanton.html

Tilly, Charles. Avrupa’da Devrimler 1492 – 1992. çev. Özden Arıkan, Literatür Yayınları, İstanbul, 2005.

Wojtczak, Helena. British Women’s Emancipation since the Renaissance, 2009, http://www.historyofwomen.org/politicalpre1850.html 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
\n

Neden demokrasi m\u00fccadelesi veren devrimci kad\u0131nlar? Esas\u0131nda t\u00fcm devrimleri ve devrimci kad\u0131nlar\u0131 ara\u015ft\u0131rmak istememe ra\u011fmen hem \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 belirlemek hem de ara\u015ft\u0131rmam\u0131 makul bir zaman aral\u0131\u011f\u0131nda bitirebilmek ad\u0131na \u00fc\u00e7 devrim \u00fczerinde odaklanarak, sonunda T\u00fcrk kad\u0131n\u0131n\u0131n verdi\u011fi m\u00fccadeleye de\u011finmek istedim. \u00c7al\u0131\u015fma boyunca vurgulamak istedi\u011fim nokta, kad\u0131nlar\u0131n \u00fclkeleri ve esas\u0131nda t\u00fcm d\u00fcnya kad\u0131nlar\u0131 i\u00e7in verdikleri m\u00fccadeleler ve bu m\u00fccadeleler aras\u0131ndaki benzerliklerin alt\u0131n\u0131 \u00e7izmektir. Devrimler, tarihsel ak\u0131\u015f ve etkile\u015fimleri gere\u011fi s\u0131raland\u0131r\u0131larak incelenmi\u015f ve devrimsel sonu\u00e7lar\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan kad\u0131nlar\u0131n kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131klar\u0131 olumsuz \u015fartlar\u0131n analizi yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\u0130ngiliz Devrimi \u00f6ncesi kad\u0131n\u0131n konumunu Papa VIII. Joan ile ba\u011fda\u015ft\u0131rmak m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. T\u00fcm zamanlar\u0131n yaz\u0131l\u0131 kaynaklar\u0131nda, \u201cVatikan tarihinin y\u00fcz karas\u0131\u201d olarak adland\u0131r\u0131lan Papa VIII. Joan,  ilk kad\u0131n Papa olarak, ad\u0131n\u0131n her t\u00fcrl\u00fc yok edilme \u00e7abas\u0131na ra\u011fmen, hatta San Pietro\u2019da bulunan Papal\u0131k listesinden ad\u0131 silinip, sonras\u0131nda yerine ge\u00e7en ba\u015fka bir Papa Joan\u2019a verilmesine kar\u015f\u0131n, yok edilememi\u015f bir kad\u0131nd\u0131r. \u0130\u015fte \u0130ngiltere\u2019de devrim \u00f6ncesi d\u00f6nemde kad\u0131na uygun bulunan konum yok olmakt\u0131r. Erkek hegemonyas\u0131nda kalarak stat\u00fcs\u00fc, ideolojisi ne olursa olsun Kilise ve Tanr\u0131 Baba\u2019n\u0131n dediklerine itaat etmek; himayesi alt\u0131nda bulundu\u011fu erkeklerin isteklerini yerine getirmekle y\u00fck\u00fcml\u00fcd\u00fcr.<\/p>\n\n\n\n

Siyasal a\u00e7\u0131dan incelendi\u011finde bir parlamento vard\u0131r; fakat bu parlamento m\u00fclk sahibi s\u0131n\u0131f\u0131 temsil etmektedir ve halk\u0131 temsil etmesi gereken Avam Kamaras\u0131 da yine zenginlerden olu\u015fmaktad\u0131r. B\u00f6yle bir ortamda kad\u0131n\u0131n hi\u00e7bir temsiliyet ya da se\u00e7ilme hakk\u0131 yoktur; sadece \u00f6zg\u00fcr erkekler oy kullanabilir. Se\u00e7me hakk\u0131 her zaman i\u00e7in kitlesel kad\u0131n hareketlerinin \u00f6nemli bir kilit noktas\u0131 olmu\u015ftur. <\/p>\n\n\n\n

16. ve 17. y\u00fczy\u0131llarda \u0130ngiltere\u2019de ciddi devrimci sonu\u00e7lar ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r; Haklar Bildirgesi bunlardan biridir. Bu bildirge ile kral\u0131n yetkileri s\u0131n\u0131rland\u0131r\u0131lmak istenmi\u015ftir ve bu u\u011furda verilen m\u00fccadelelerde kad\u0131nlar hep erkeklerle beraber sava\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Fakat sonuca bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda kad\u0131n ile ilgili en ufak bir madde g\u00f6r\u00fclmemektedir. Kad\u0131n\u0131n sosyal hiyerar\u015fideki konumu k\u00f6leler ile ayn\u0131 tutulmu\u015ftur. Kendisine uygun bulunan i\u015fler ise; ev i\u015fleri, \u00e7ocuk do\u011furmak ve bak\u0131mlar\u0131 ile ilgilenmek, tarlada \u00e7al\u0131\u015fmak, evin idaresini sa\u011flamak, iffetli olmak, devrimsel s\u00fcre\u00e7 sonras\u0131nda ise ge\u00e7imlik-mevsimlik i\u015f\u00e7i, ucuz i\u015f\u00e7i olarak kamusal alana eklemlendirilmektir. \u00d6te yandan siyasi ve ekonomik a\u00e7\u0131lardan dezavantajl\u0131 gruba dahil edilen kad\u0131n\u0131n g\u00fcc\u00fcne \u0130ngiltere, zaman zaman ihtiya\u00e7 da duymu\u015ftur. Quaker hareketi ile kad\u0131nlara misyonerlik g\u00f6revi verilerek g\u00f6\u00e7 eden gruplara liderlik etmesi istenmi\u015ftir. Fakat Quaker hareketi sonraki y\u0131llarda gittik\u00e7e muhafazakarla\u015farak kad\u0131nlar\u0131n \u00f6zel alanda, erkek hegemonyas\u0131nda kalmas\u0131 y\u00f6n\u00fcnde evrilmi\u015ftir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
Haklar Bildirgesi<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

\u0130ngiltere\u2019de devrimsel s\u00fcre\u00e7 i\u00e7inde olu\u015fan Parish hareketi de kad\u0131n\u0131n konumu gittik\u00e7e zay\u0131flatm\u0131\u015f ve ikincilli\u011fini per\u00e7inlenmi\u015ftir. Parish muhafazakar bir harekettir. Piskoposlar vaaz vererek kad\u0131nlar\u0131n giyim ku\u015fam, sa\u00e7 \u015fekilleri hatta takt\u0131klar\u0131 aksesuarlara bile kar\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r; erkek adeta bir gardiyan gibi modelize edilerek kad\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 hi\u00e7e indirgenmi\u015ftir. Ancak \u0130ngiltere\u2019de \u0130\u00e7 sava\u015f, reformasyon ve kar\u015f\u0131 reformasyon s\u00fcresince kad\u0131nlar\u0131n konumlar\u0131nda baz\u0131 de\u011fi\u015fiklikler g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr: Rahibelerden y\u0131llard\u0131r e\u011fitim alan k\u0131z \u00e7ocuklar\u0131n\u0131n kapal\u0131 tutuldu\u011fu manast\u0131rlara kar\u015f\u0131 m\u00fccadele ba\u015flam\u0131\u015f ve feminist duru\u015f \u0130ngiltere ve Benel\u00fcks \u00fclkelerinde benimsenmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Leveller kad\u0131n hareketi ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015f ve e\u015fleri hapishanede olan kad\u0131nlar direni\u015fe ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r. Sessiz kalmay\u0131 reddettikleri i\u00e7in onlara \u201c kad\u0131n bal\u0131k sat\u0131c\u0131lar\u0131\u201d diye a\u015fa\u011f\u0131lama sayd\u0131klar\u0131 \u00fcnvanlar takm\u0131\u015flard\u0131r. Leveller hareket \u00e7er\u00e7evesinde se\u00e7me ve se\u00e7ilme hakk\u0131 i\u00e7in kad\u0131nlar\u0131n politik aksiyonlarda da art\u0131k yer ald\u0131klar\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. \u201cSosyal e\u015fitlik\u201d temelli konu\u015fmalar yaparak dilek\u00e7eler yazmaya ve hak talep etmeye ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r; bunlar ileriki y\u0131llarda Suffragette hareketinin uzaktan gelen ayak sesleridir. Kad\u0131nlar sahip olmalar\u0131 gereken temel hak ve \u00f6zg\u00fcrl\u00fckleri i\u00e7in sava\u015f\u0131m halindedirler. Katherine Chidley, Elizabeth Lilburne ve Mary Overton \u0130ngiltere\u2019nin ilk kad\u0131n haklar\u0131 dilek\u00e7esini haz\u0131rlayan isimlerdir. Avam Kamaras\u0131\u2019na 10.000 imzan\u0131n bulundu\u011fu dilek\u00e7eyi sunduklar\u0131nda, evlerine ve kocalar\u0131na d\u00f6nmeleri cevab\u0131n\u0131 al\u0131rlar. Davas\u0131ndan vazge\u00e7meyen Chidley k\u0131sa bir s\u00fcre sonra Al\u00e7akg\u00f6n\u00fcll\u00fcl\u00fck Dilek\u00e7esi\u2019ni haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131r. Tanr\u0131 ve din anlay\u0131\u015f\u0131 ile kad\u0131n-erkek e\u015fitli\u011fini tan\u0131mlam\u0131\u015f ve bu e\u015fitli\u011fin m\u00fclk payla\u015f\u0131m\u0131nda da uygulanmas\u0131n\u0131 talep etmi\u015ftir; s\u0131rf sadece kad\u0131nlar dilek\u00e7eyi imzalad\u0131 diye sonu\u00e7 alamam\u0131\u015f; ancak kad\u0131n haklar\u0131 i\u00e7in \u00f6mr\u00fc boyunca \u00fcretmeye ve \u00e7al\u0131\u015fmaya devam etmi\u015ftir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Devrim sonras\u0131 s\u00fcre\u00e7te \u00e7al\u0131\u015fma hayat\u0131na at\u0131lan kad\u0131n i\u00e7in ise geli\u015fmeler olumlu y\u00f6nde de\u011fildir. 1800l\u00fc y\u0131llarda Manchester\u2019da \u00e7al\u0131\u015fan kad\u0131nlar, g\u00fcnde 12 ile 16 saat aras\u0131nda \u00e7al\u0131\u015fmak zorundad\u0131r. Durum \u00e7al\u0131\u015fan anneler i\u00e7in ise daha vahimdir. Do\u011fumdan sonra en fazla 2 hafta izin yapabilen kad\u0131nlar\u0131n \u00e7o\u011fu i\u015fsiz kalmamak i\u00e7in do\u011fumun hemen ard\u0131ndan i\u015fe d\u00f6nmeye mecbur b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Hatta evde \u00e7ocuklar\u0131 ile \u00e7al\u0131\u015fmak zorunda olan kad\u0131nlar\u0131n, bebekleri sakin dursun diye onlara afyon verdikleri bile kay\u0131tlara ge\u00e7mi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

Frans\u0131z Devrimi\u2019ne ge\u00e7meden \u00f6nce k\u0131saca Ayd\u0131nlanma d\u00f6neminin etkilerinden bahsetmek gerekirse; Ayd\u0131nlanma\u2019n\u0131n da asl\u0131nda karanl\u0131k y\u00f6nleri vard\u0131r. \u00d6zellikle sevgili Rafael\u2019in Atina Okulu\u2019nu canlad\u0131rman\u0131z, Ayd\u0131nlanma\u2019da kad\u0131n\u0131n nas\u0131l bir konuma sahip oldu\u011funu kavraman\u0131za kafidir. Ayd\u0131nlanma s\u00fcrecinde kad\u0131n temsili, Atina Okulu\u2019ndaki tek kad\u0131n olan matematik\u00e7i Hypatia\u2019d\u0131r. Ayd\u0131nlanma esas\u0131nda sadece yine erkeklerin \u00f6n planda oldu\u011fu ve kad\u0131nlar\u0131n \u00f6zellikle ikincilli\u011finin korundu\u011fu bir d\u00f6nemdir. Seks\u00fcel anlamda kad\u0131n ve kad\u0131nl\u0131k kimli\u011finin teorile\u015ftirilmesi Ayd\u0131nlanma\u2019n\u0131n en karanl\u0131k tart\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 yaratm\u0131\u015ft\u0131r. Kad\u0131n\u0131n portresini, erke\u011fin bir alt versiyonu olarak g\u00f6ren Ayd\u0131nlanmac\u0131lar, kad\u0131n\u0131 sadece \u201canne\u201d olarak y\u00fcceltmi\u015f ve ahlaki unsurlar\u0131n bek\u00e7isi olarak nitelendirmi\u015ftir. Ayd\u0131nlanmac\u0131lar do\u011fal e\u015fitli\u011fi savunurken konuyu cinslerin e\u015fitli\u011fi olarak ele almamak yerindedir; kastedilen avam-soylu ayr\u0131m\u0131d\u0131r. Ayd\u0131nlanma hareketi ile kad\u0131nlar\u0131n kendi kendilerini geli\u015ftirmeleri ve az say\u0131da da olsa destek\u00e7i bir kitle elde etmeleri ile birlikte kad\u0131na yeni bir \u00e7al\u0131\u015fma alan\u0131 da do\u011fmu\u015ftur; edebi bulu\u015fmalar\u0131n yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 salonlar. Bu salonlar ilk etapta sadece sanat ve edebiyat i\u00e7in a\u00e7\u0131lm\u0131\u015f olsalar da, ilerleyen y\u0131llarda \u00f6zellikle Frans\u0131z devrimi zaman\u0131nda \u00f6nemli bir bulu\u015fma ve haberle\u015fme alan\u0131 olarak kullan\u0131lacaklard\u0131r. B\u00f6ylece kad\u0131nlar d\u00fcnyevi meselelerden de uzak kalmay\u0131p devrimsel s\u00fcre\u00e7te aktif rol alabileceklerdir. Ayr\u0131ca yine bu salonlar kad\u0131n haklar\u0131 sava\u015f\u0131m\u0131nda \u00f6nemli birer \u00fcs haline gelip \u201ck\u0131z karde\u015flik\u201d hareketinin ba\u015flamas\u0131na zemin haz\u0131rlayacakt\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
Atina Okulu<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Frans\u0131z devrimi \u00f6ncesinde \u00fclke genelinde, Katolik Fransa i\u00e7in \u201cTanr\u0131 Baba\u201d ifadesi esas\u0131nda durumu \u00f6zetlemektedir. Merkezi devlet, aile ve devletteki erkek iktidar\u0131na dayanmaktad\u0131r. Ayr\u0131ca kad\u0131nlar\u0131n baz\u0131 mesleklerden men edilmesine sebep olan i\u015f\u00e7i \u00f6rg\u00fctleri vard\u0131r; \u00f6rne\u011fin 1630larda kad\u0131nlar\u0131n bask\u0131 i\u015flerinde \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 engellenmi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

A\u00e7\u0131k isyan 1788 bahar\u0131nda ba\u015flam\u0131\u015f ve Rennes sokaklar\u0131na d\u00f6k\u00fclen gruplar \u015fehir kap\u0131lar\u0131n\u0131 i\u015fgal etmi\u015f, kad\u0131nlar \u00e7an kulelerini ele ge\u00e7irerek g\u00f6zetleme g\u00f6revini \u00fcstlenmi\u015flerdir. Bu olay tarihe Journe\u00e9 des Tuiles (Kiremit G\u00fcn\u00fc) olarak ge\u00e7mi\u015ftir. Sonu\u00e7: Ulusal Meclis oylamalar\u0131nda s\u0131n\u0131fa g\u00f6re de\u011fil kafa say\u0131s\u0131na g\u00f6re oylama yap\u0131lmas\u0131na karar verilmi\u015ftir. Kad\u0131nlar ise oylama d\u0131\u015f\u0131ndad\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Ekme\u011fin fiyat\u0131n\u0131n art\u0131\u015f g\u00f6stermesi ile yine bir ayaklanma ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. 1 Ocak 1789\u00a0 tarihinde Tiers Etat (\u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc S\u0131n\u0131f) kad\u0131nlar\u0131 krala bir dilek\u00e7e sunmu\u015flar ve temsiliyetin tarafl\u0131 oldu\u011funa inand\u0131klar\u0131n\u0131 dile getirmi\u015flerdir. Sonu\u00e7: Kral ve Ulusal Meclis kad\u0131nlar\u0131n \u00e7a\u011fr\u0131lar\u0131n\u0131 ve uyar\u0131lar\u0131n\u0131 cevaps\u0131z b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. Olaylar alevlenmeye ve silahl\u0131 bir \u00e7at\u0131\u015fmaya d\u00f6n\u00fc\u015fmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131nda halk art\u0131k Bastille\u2019i i\u015fgale haz\u0131rlanmaktad\u0131r. Bastille Bask\u0131n\u0131nda binler, kad\u0131nl\u0131 erkekli, ya\u015fl\u0131 ve \u00e7ocuk olarak bir zafer kazanm\u0131\u015flard\u0131r. Sonu\u00e7: Bastille tutuklar\u0131nda bile kad\u0131nlar vatanda\u015f say\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in kay\u0131tlara bile al\u0131nmam\u0131\u015ft\u0131r. Monar\u015finin y\u0131k\u0131lmas\u0131 ile birlikte kad\u0131nlar kendilerine siyasal a\u00e7\u0131dan \u00e7al\u0131\u015fabilecek s\u0131n\u0131rl\u0131 da olsa bir alan bulmu\u015f; yeni kurulan partilerin kul\u00fcp ve salonlar\u0131nda \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r. Sonu\u00e7: 26 A\u011fustos 1789 g\u00fcn\u00fc b\u00fcy\u00fck s\u0131k\u0131nt\u0131lar i\u00e7erisinde yaz\u0131lan \u0130nsan ve Yurtta\u015f Haklar\u0131 Bildirgesi\u2019nde \u201chomme\u201d kelimesi t\u00fcm vatanda\u015flar\u0131 de\u011fil sadece erkekleri ifade etmektedir. Halk yeni sistemde ya\u015fanan ekonomik s\u0131k\u0131nt\u0131lara kar\u015f\u0131 yine birlik olmaya ba\u015flam\u0131\u015f ve sokaklara d\u00f6k\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. H\u00fck\u00fcmet ise misilleme yaparm\u0131\u015f gibi 1 Ekim\u2019de yemekli bir balo d\u00fczenleyince isyan\u0131n fitili ate\u015flenmi\u015ftir. 5 Ekim g\u00fcn\u00fc bir grup kad\u0131n Versailles\u2019e do\u011fru hareket etmi\u015f ve saraya vard\u0131klar\u0131nda ise say\u0131lar\u0131 onbinlere yakla\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Kad\u0131nlar\u0131n ba\u015flatt\u0131\u011f\u0131 bu ayaklanma ile saray \u0130nsan ve Yurtta\u015f Haklar\u0131 Bildirgesi\u2019ni kabul etmek zorunda kalm\u0131\u015ft\u0131r. Sonu\u00e7: Kad\u0131n hala vatanda\u015fl\u0131k hakk\u0131 elde edememi\u015ftir.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Kad\u0131nlar\u0131n fedakarl\u0131klar\u0131 ve m\u00fccadeleleri bununla s\u0131n\u0131rl\u0131 kalmam\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6rne\u011fin Madam Roland, \u0130\u00e7i\u015fleri Bakan\u0131\u2019n\u0131n e\u015fi, kocas\u0131n\u0131n mektuplar\u0131 ve genelgelerini yazm\u0131\u015f ve Jirondenler ile i\u015fbirli\u011fi yapt\u0131\u011f\u0131 gerek\u00e7esiyle su\u00e7lanarak idam edilmi\u015ftir. Kral taraftar\u0131 Madam de La Villiruoet ise e\u015fini ve arkada\u015flar\u0131n\u0131 mahkemede savunarak idamdan kurtarm\u0131\u015ft\u0131r. Bir dilenci gibi giyinen Fran\u00e7oise Despr\u00e9s Vende\u00e9\u2019deki kral taraftar\u0131 orduya gizli mesajlar ta\u015f\u0131m\u0131\u015f ve hayat\u0131n\u0131 her defas\u0131nda riske atm\u0131\u015ft\u0131r. Hem kral taraftar\u0131 hem de cumhuriyet\u00e7i kad\u0131nlar erkek k\u0131l\u0131\u011f\u0131na girerek orduya kat\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Th\u00e9origne de Mericouert\u2019un, Jakobenler i\u00e7in aktif \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131na kar\u015f\u0131n sonu ak\u0131l hastanesine yatmak, Claire Lacomb silahlanarak askerlere kat\u0131lm\u0131\u015f ve sonu kar\u015f\u0131 devrimci olmakla su\u00e7lanmak, Costance Evrard Champs de Mars \u00e7at\u0131\u015fmalar\u0131na kat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gerek\u00e7esiyle tutuklanmak ve daha pek \u00e7ok devrimci kad\u0131n su\u00e7lu bulunarak \u00f6l\u00fcm cezas\u0131na \u00e7arpt\u0131r\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Pauline L\u00e9on Devrimci Cumhuriyet\u00e7i Kad\u0131n Yurtta\u015flar Birli\u011fi\u2019ni kurarak Jakobenler\u2019i kitapl\u0131\u011f\u0131nda destek\u00e7ileri ile toplamaya ba\u015flam\u0131\u015f ve Jironden kar\u015f\u0131t\u0131 t\u00fcm manifestolarda yer alm\u0131\u015ft\u0131r. Sonu\u00e7: 1793 y\u0131l\u0131nda bu birlik, Sein Nehrindeki \u00e7ama\u015f\u0131rc\u0131 kad\u0131nlar\u0131n \u00f6rg\u00fctlenerek sabun fiyatlar\u0131n\u0131 protesto etmesi \u00fczerine kapat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ve belki de en \u00f6nemlilerinden biri olan Olympe de Gouges. Kad\u0131n ve Kad\u0131n Yurtta\u015f Haklar\u0131 Bildirgesi\u2019ni anayasaya cevaben 1791 y\u0131l\u0131nda tamamlam\u0131\u015f ve 1793 y\u0131l\u0131nda meclise sunmu\u015ftur. Ancak 1944 y\u0131l\u0131nda kad\u0131nlar se\u00e7me ve se\u00e7ilme hakk\u0131na sahip olacaklard\u0131r. Sonu\u00e7: Bu kad\u0131nlar\u0131n \u00e7abalar\u0131 belirli bir etki alan\u0131 yaratm\u0131\u015f olsa da k\u0131sa vadede su\u00e7lanmalara, yarg\u0131lanmalara ve idamlara maruz kalm\u0131\u015flard\u0131r. Uzun vadede ise kad\u0131n haklar\u0131 hareketinin yap\u0131 ta\u015flar\u0131n\u0131 olu\u015fturmalar\u0131 ve feminizim ak\u0131m\u0131n\u0131n do\u011fu\u015funa zemin haz\u0131rlam\u0131\u015flard\u0131r. Devrimsel s\u00fcrece Olympe de Gouges gibi pek \u00e7ok kad\u0131n\u0131n dahil olmas\u0131na ra\u011fmen Meclis, 1793 y\u0131l\u0131nda kad\u0131nlara yurtta\u015fl\u0131k hakk\u0131 tan\u0131mam\u0131\u015ft\u0131r. Durumun daha da k\u00f6t\u00fcle\u015fece\u011fini \u00f6ng\u00f6ren de Gouges, Haziran 1793\u2019te cumhuriyet\u00e7i, federal ve monar\u015fi yanl\u0131s\u0131 y\u00f6netim bi\u00e7imlerinin aras\u0131ndan uygun olan\u0131n\u0131 se\u00e7mek i\u00e7in bir referandumun gerekli oldu\u011funun vurgusunu yapan manifestosunu yay\u0131mlad\u0131\u011f\u0131 zaman, Devrim Mahkemeleri taraf\u0131ndan su\u00e7lu bulunmu\u015f ve Gouges, halk\u0131n egemenli\u011fine kastetti\u011fi gerek\u00e7esiyle 3 Kas\u0131m 1793 tarihinde giyotin cezas\u0131na \u00e7arpt\u0131r\u0131larak hayat\u0131na son verilmi\u015ftir. Kad\u0131n ve Kad\u0131n Yurtta\u015f Haklar\u0131 Bildirgesi\u2019nde dedi\u011fi gibi, \u201cKad\u0131n, idam sehpas\u0131na \u00e7\u0131kma hakk\u0131na sahip ise, konu\u015fmac\u0131 k\u00fcrs\u00fcs\u00fcne de \u00e7\u0131kma hakk\u0131na sahip olmal\u0131d\u0131r\u201d s\u00f6z\u00fcn\u00fc yerine getirerek \u00f6l\u00fcm\u00fcne giden Gouges\u2019un bildirgesi erken d\u00f6nem feministler i\u00e7in adeta bir k\u0131lavuz olmu\u015ftur.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
Kad\u0131n ve Kad\u0131n Yurtta\u015f Haklar\u0131 Bildirgesi<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Frans\u0131z devrimi denince Sanculotte\u2019lardan (Bald\u0131r\u0131\u00e7\u0131plaklar) bahsetmeden ge\u00e7ilmemelidir. Devrimci toplant\u0131lara ve \u015fenliklere kat\u0131lmak, jakobenleri i\u00e7erdeki d\u00fc\u015fmana kar\u015f\u0131 savunmak, ailelerin yiyecek ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131lamak \u00fczere \u00e7al\u0131\u015fmak gibi pek \u00e7ok alanda bu devrimci kad\u0131nlar g\u00f6rev alm\u0131\u015flard\u0131r. Fakat Sansculotte kad\u0131nlarla, nefret ve \u015fiddet bir tutulmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u201cGiyotinin \u00d6\u00e7 Tanr\u0131\u00e7alar\u0131\u201d olarak an\u0131lmaya ba\u015flanan bu kad\u0131nlar, boyunlar\u0131 giyotine vurdurulan insanlar\u0131 seyrederken, bir taraftan da sa\u00e7lar\u0131n\u0131 sessizce \u00f6rd\u00fckleri i\u00e7in tricoteuses (\u00f6rg\u00fcc\u00fcler) olarak an\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Sansculottelar ise ileriki y\u0131llarda Kom\u00fcn\u2019\u00fcn Asi Kad\u0131nlar\u0131n\u0131n \u00f6nc\u00fcleri say\u0131lacaklard\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Amerikan devriminin kad\u0131nlar\u0131, hem yurtta\u015flar\u0131, hem yeni vatanlar\u0131, hem k\u00f6lecilik kar\u015f\u0131t\u0131 ve hem de kad\u0131n haklar\u0131 i\u00e7in m\u00fccadele vermi\u015flerdir.  Buna kar\u015f\u0131l\u0131k kad\u0131nlar, Amerikan tarihinde b\u00fcy\u00fck haks\u0131zl\u0131klara u\u011fram\u0131\u015ft\u0131r; bunlardan en \u00e7arp\u0131c\u0131 olan\u0131 ise cad\u0131 olarak su\u00e7lanmakt\u0131r. 1692 y\u0131l\u0131nda Salem Village\u2019da bir grup gen\u00e7 k\u0131z\u0131n \u015feytan taraf\u0131ndan ele ge\u00e7irildi\u011fi gerek\u00e7esiyle Massachusetts kolonisinde histerik bir dalgalanma olmu\u015ftur. Takip eden birka\u00e7 ay i\u00e7erisinde y\u00fcz elli kad\u0131n, erkek ve \u00e7ocuk su\u00e7lu bulunmu\u015ftur. Esasen bu durum \u0130ngiliz-Frans\u0131z sava\u015f\u0131n\u0131n psikolojik bir sonucudur. Sava\u015f sonras\u0131nda patlak veren yabanc\u0131 d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 ve \u00e7i\u00e7ek hastal\u0131\u011f\u0131 salg\u0131n\u0131 bu furyay\u0131 tetiklemi\u015ftir.<\/p>\n\n\n\n

Amerikan devrim tarihinde \u00f6ne \u00e7\u0131kan pek \u00e7ok kad\u0131n vard\u0131r; ilk olarak \u201c\u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn K\u0131zlar\u0131\u201d grubundan bahsedilmelidir. Devrimin ivme kazanmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan ve ger\u00e7ekle\u015ftirdikleri protestolarla devrimci ruha katk\u0131 sa\u011flayan \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn \u00c7ocuklar\u0131 grubunun hemen ard\u0131ndan olu\u015fan \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn K\u0131zlar\u0131 grubu, yapt\u0131klar\u0131 pasif direni\u015f ile devrime y\u00f6n vermi\u015flerdir. \u0130ngiliz mallar\u0131n\u0131n protesto edilerek halk\u0131 bilin\u00e7lendirip yerli mal\u0131na y\u00f6nlenilmesini sa\u011flayan bu grubun \u00e7abalar\u0131 sayesinde Amerikan mallar\u0131n\u0131n \u00fcretimi desteklenmi\u015ftir. Belki de Amerika\u2019y\u0131, Amerika yapan bu bilin\u00e7 o y\u0131llarda olu\u015fturulmu\u015ftur denilebilir.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
\u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn K\u0131zlar\u0131<\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

K\u0131rm\u0131z\u0131 ceketli \u0130ngiliz askerlerinin vergi vermeyenleri mimleyip bask\u0131 politikas\u0131 uygulamas\u0131 devrimsel s\u00fcreci h\u0131zland\u0131rm\u0131\u015f ve koloni halk\u0131ndan g\u00f6n\u00fcll\u00fcler ordu kurmak \u00fczere e\u011fitim almaya ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r. Bu orduya sa\u00e7lar\u0131n\u0131 erkek gibi kestirip, g\u00f6\u011f\u00fcslerini bandajla saklay\u0131p, erkek takma isimleri ile Nancy Bailey, Deborah Sampson gibi kad\u0131nlar da dahil olmu\u015flar, ama fark edildikten hemen sonra g\u00f6revden al\u0131nm\u0131\u015f; hatta su\u00e7lu bile bulunmu\u015flard\u0131r. Ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131k sava\u015f\u0131 boyunca Molly Pitcher takma adl\u0131 Mary Ludwig gibi kad\u0131nlar sava\u015f meydan\u0131nda su ta\u015f\u0131yarak efsane olmu\u015flard\u0131r. Betty Zane adl\u0131 ba\u015fka bir kad\u0131n ise barut ta\u015f\u0131yarak Amerikan askerlerine yard\u0131m etmi\u015ftir. Massachusettsli bir albay\u0131n kar\u0131s\u0131 olan Rebeca Barrett evinde \u0130ngiliz birliklerinden m\u00fchimmat saklam\u0131\u015ft\u0131r. Deborah Champion, Sarah Decker, Harriet Prudence Patterson Hall ve Lydia Darragh gibi kad\u0131nlar ise \u0130ngiliz birliklerinden bilgi s\u0131zd\u0131rarak hayatlar\u0131n\u0131 tehlikeye atm\u0131\u015flard\u0131r. Siyasi platformda ise Abigail Adams, Mercy Otis Warren gibi kad\u0131nlar topluma mal olmu\u015flard\u0131r; ancak Jefferson\u2019un Ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131k Bildirgesi kad\u0131nlara hi\u00e7bir hak tan\u0131mam\u0131\u015ft\u0131r. Lucretia Mott, Elizabeth Cady Stanton, Lucy Stone, Julia Ward gibi kad\u0131nlar, kad\u0131n haklar\u0131 m\u00fccadelesine ba\u015flad\u0131klar\u0131nda,  k\u00f6lecilik kar\u015f\u0131t\u0131 hareketlerde yanlar\u0131nda olduklar\u0131 erkekleri bulamam\u0131\u015flard\u0131r. Kad\u0131nlar oy hakk\u0131na sahip olabilmek i\u00e7in 19.Anayasa De\u011fi\u015fikli\u011fi ile 1920 y\u0131l\u0131n\u0131 beklemek zorunda kalm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

T\u00fcrk Kad\u0131nlar\u0131. Di\u011fer devrimci kad\u0131nlardan farkl\u0131 olarak, kalemleri ve hitabetleri ile \u00f6n plana \u00e7\u0131km\u0131\u015flard\u0131r. G\u00fcn\u00fcm\u00fczde \u201ce\u015fitlik\u201d ad\u0131na vard\u0131\u011f\u0131m\u0131z noktaya ula\u015fmam\u0131z i\u00e7in ciddi sava\u015flardan, s\u0131navlardan ge\u00e7ildi\u011fini, yine edebiyat yoluyla T\u00fcrk kad\u0131nlar\u0131n\u0131n devrimsel s\u00fcreci ba\u015flad\u0131 diyebiliriz. Nuriye Ulviye Mevlan-Civelek kad\u0131nlara ses olabilmek, onlar\u0131 bilin\u00e7lendirebilmek i\u00e7in \u201cKad\u0131nlar D\u00fcnyas\u0131\u201d<\/em> isimli dergiyi \u00e7\u0131kararak ba\u015flatt\u0131\u011f\u0131 feminist siyaset, Osmanl\u0131 toplumunda en ses getiren kad\u0131n hareketlerinden biri olmu\u015ftur; kad\u0131nlara yol g\u00f6stermeyi ve onlara toplumda yeni roller bi\u00e7meyi ama\u00e7lam\u0131\u015ft\u0131r. Kad\u0131nlar\u0131n \u00e7al\u0131\u015fma hayat\u0131na girebilmeleri, e\u011fitim alabilmeleri i\u00e7in b\u00fcy\u00fck u\u011fra\u015flar vermi\u015flerdir. D\u00f6rt yabanc\u0131 dil bilen ve Osmanl\u0131 kad\u0131nlar\u0131n\u0131n ayd\u0131nl\u0131k y\u00fczlerinden olan Nezihe Muhiddin; Sabah, \u0130kdam <\/em>gibi gazetelerde sosyoloji, pedagoji ve psikoloji konular\u0131nda yaz\u0131lar yazm\u0131\u015f; Kad\u0131n haklar\u0131 m\u00fccadelesini, cumhuriyet ilan edildikten sonra da s\u00fcrd\u00fcrmeye devam eden Muhiddin, cumhuriyeti \u201ckad\u0131n haklar\u0131 i\u00e7in uygun bir zemin\u201d olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcnden, ilan\u0131ndan \u00f6nce, 15 Haziran 1923\u2019te, kad\u0131nlara oy hakk\u0131 ve siyasal haklar talebiyle \u201cKad\u0131nlar Halk F\u0131rkas\u0131\u201dn\u0131 kurmu\u015ftur. Bu u\u011furda verdi\u011fi m\u00fccadelede b\u00f6l\u00fcc\u00fcl\u00fck ile su\u00e7lanm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130yi bir e\u011fitim alarak farkl\u0131 \u00fclkelerde tahsilini tamamlayan, yabanc\u0131 k\u00fclt\u00fcrler ile kendi k\u00fclt\u00fcr\u00fcm\u00fcz\u00fcn mukayesesini yaparak, yabanc\u0131 k\u00fclt\u00fcr de\u011ferlerinin milli k\u00fclt\u00fcr\u00fcm\u00fczde kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 ara\u015ft\u0131ran Halide Edib Ad\u0131var, kad\u0131n\u0131n edebiyat \u00fczerinden siyasette nas\u0131l g\u00fc\u00e7l\u00fc bir konuma geldi\u011finin ve verilen kad\u0131n haklar\u0131 m\u00fccadelesinin en g\u00fczel \u00f6rneklerinden biridir. Bat\u0131 k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc ve de\u011ferlerini e\u011fitimini tamamlarken yak\u0131ndan inceleme f\u0131rsat\u0131 bulan Ad\u0131var, milli m\u00fccadelenin seyrini etkileyecek olan g\u00fc\u00e7l\u00fc hitabeti sayesinde d\u00fczenledi\u011fi mitingler ile halk\u0131 bili\u00e7lendirmeye, kad\u0131na ve kad\u0131n haklar\u0131na dair tarihimizde ilk kez somut ad\u0131mlar\u0131 atan Ulu \u00d6nder Mustafa Kemal Atat\u00fcrk ile birlikte \u00e7al\u0131\u015farak, toplumsal bilinci uyand\u0131rm\u0131\u015f g\u00fc\u00e7l\u00fc bir kad\u0131nd\u0131r. T\u00fcrk halk\u0131n\u0131 harekete ge\u00e7iren ve \u00f6nderlik edenler devrin m\u00fcnevverleri, yazar ve edebiyat\u00e7\u0131lard\u0131r. Yaz\u0131lar\u0131 ile milli heyecan\u0131 ve direnci besleyen Ad\u0131var, 1919 y\u0131l\u0131nda, Vakit Gazetesi<\/em>\u2019nde s\u00fcrekli yazmaya ba\u015flam\u0131\u015f; B\u00fcy\u00fck Mecmua\u2019<\/em>n\u0131n da ba\u015fyazar\u0131 olmu\u015ftur. Halide Edib Ad\u0131var, 1926-1939 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda, edebi faaliyetlerine ara vermemekle beraber, tarih felsefesi, \u015eark ve Garb medeniyetlerinin mahiyetleri, kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 tesirleri \u00fczerinde \u00e7al\u0131\u015fmalar yapm\u0131\u015f; Amerikan \u00fcniversitelerindeki derslerinde ve muhtelif Hindistan \u00fcniversitelerinde bu meseleleri sistemli olarak ele alm\u0131\u015ft\u0131r. Tarihimizde daha pek \u00e7ok kad\u0131n, hatta isimlerini bile bilmedi\u011fimiz, kaynaklara ge\u00e7meyen pek \u00e7ok kad\u0131n vatanlar\u0131 ve kendi haklar\u0131 i\u00e7in \u00e7ok ciddi sava\u015flar vermi\u015flerdir. \u0130\u015fte Kurtulu\u015f M\u00fccadelemizde cesurca sava\u015fm\u0131\u015f ve vatan\u0131n\u0131 kurtarma yolunda canlar\u0131 pahas\u0131na alanlardan \u00e7ekilmemi\u015f kad\u0131nlar\u0131n baz\u0131lar\u0131; Asker Saime, K\u0131lavuz Hatice, Binba\u015f\u0131 Ay\u015fe, Tayyar Rahmiye, Fatma Seher Han\u0131m, Nezahat Onba\u015f\u0131, \u015eerife Bac\u0131, \u00c7ete Emir Ay\u015fe, Fatma Aliye, Halime \u00c7avu\u015f, Nene Hatun, Fatma Makbule Leman, Latife Han\u0131m ve Z\u00fcbeyde Annemiz. <\/p>\n\n\n\n

Toplumun bilin\u00e7lenmesi, var olan sisteme kar\u015f\u0131 gelinmesi, ekonominin g\u00fc\u00e7lendirilmesi, Sanayi Devrimi\u2019nin geli\u015fimi ve \u00f6zg\u00fcrl\u00fck hareketlerinde kad\u0131n\u0131n etkin kat\u0131l\u0131m\u0131 ve deste\u011fi olmadan herhangi bir devrim ger\u00e7ekle\u015ftirilemezdi. Kad\u0131n art\u0131k, d\u00fcnyalara y\u00f6n verebilmekte, ekonomiyi, \u00fclkeleri pe\u015finden s\u00fcr\u00fckleyen kurum ve kurulu\u015flara liderlik edebilmekte ise hepsini devrimci kad\u0131nlar\u0131n verdi\u011fi cesur m\u00fccadelelere ve o kad\u0131nlar\u0131n haklar\u0131n\u0131 g\u00f6zeten erkeklere bor\u00e7lu oldu\u011fumuzu bir kez daha hat\u0131rlamakta fayda vard\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

Kaynaklar<\/p>\n\n\n\n

Aykol H\u00fcseyin, Ayk\u0131r\u0131 Kad\u0131nlar, <\/strong>2.bask\u0131, Ankara, \u0130mge Kitabevi Yay\u0131nlar\u0131, Kas\u0131m 2015<\/p>\n\n\n\n

Bessi\u00e8res, Yves ve Niedzwiecki, Patricia.  Women In The French Revolution, <\/strong>The Institut pour le <\/p>\n\n\n\n

D\u00e8velopment de l\u2019Espace Cultural Europ\u00e8en, January 1991<\/p>\n\n\n\n

Bock, Gisela. Avrupa Tarihinde Kad\u0131nlar. <\/strong>\u00e7ev. Zehra Aksu Y\u0131lmazer, Literat\u00fcr Yay\u0131nlar\u0131<\/p>\n\n\n\n

 Bordonali, Gulia. I Diritti delle Donne nel Secolo dei Lumi: Il Periodo della Reggenza e La Rivoluzione Francese<\/strong>, https:\/\/www.viqueria.com\/diritti-donne-secolo-lumi\/<\/p>\n\n\n\n

Brooks, Rebecca Beatrice. The Roles of Women In The Revolutionary War, <\/strong>http:\/\/historyofmassachusetts.org\/the-roles-of-women-in-the-revolutionary-war\/   <\/p>\n\n\n\n

Granata, Sebastiano. 1789-1793 Le Sperenze Deluse delle Femministe Francesi, <\/strong>http:\/\/www.storiain.net\/storia\/1789-le-speranze-deluse-delle-femministe-francesi\/<\/p>\n\n\n\n

Hazan, Eric. Frans\u0131z Devrimi Tarihi, <\/strong>\u00e7ev. Nazl\u0131 Ceyhan S\u00fcmter, Say Yay\u0131nlar\u0131, \u0130stanbul, 2016.<\/p>\n\n\n\n

Heritier, Fran\u00e7oise, Agacinski Sylvaine, Bacharan Nicole ve Perrot Michelle. Kad\u0131nlar\u0131n En G\u00fczel Tarihi<\/strong>. <\/em>\u00e7ev. Yonca A\u015f\u00e7\u0131 Dalar, T\u00fcrkiye \u0130\u015f Bankas\u0131 K\u00fclt\u00fcr Yay\u0131nlar\u0131,Temmuz, 2015.<\/p>\n\n\n\n

History of American Women. Women\u2019s Role In The American Revolution, <\/strong>http:\/\/www.womenhistoryblog.com\/2009\/01\/womens-role-in-american-revolution.html<\/p>\n\n\n\n

Leveller Women and the English Revolution, <\/strong>http:\/\/hoydensandfirebrands.blogspot.com.tr\/2012\/05\/leveller-women-and-english-revolution.html<\/p>\n\n\n\n

Pettinger, Tejvan. Biography of Elizabeth Cady Stanton, <\/strong>http:\/\/www.biographyonline.net\/women\/elizabeth-cady-stanton.html<\/p>\n\n\n\n

Tilly, Charles. Avrupa\u2019da Devrimler 1492 \u2013 1992. <\/strong>\u00e7ev. \u00d6zden Ar\u0131kan, Literat\u00fcr Yay\u0131nlar\u0131, \u0130stanbul, 2005.<\/p>\n\n\n\n

Wojtczak, Helena. British Women\u2019s Emancipation since the Renaissance, <\/strong>2009, http:\/\/www.historyofwomen.org\/politicalpre1850.html <\/p>\n","post_title":"Demokrasi M\u00fccadelesi Veren Devrimci Kad\u0131nlar","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"demokrasi-mucadelesi-veren-devrimci-kadinlar","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-05-26 14:23:31","post_modified_gmt":"2020-05-26 11:23:31","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=113589","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":113589}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "540"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "135"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol