Diyarbakır’da Dicle Nehri üzerine yapılması planlanan iki HES projesi için de iptal kararı alındı. Ülkemizde sevinçler kursaklara yer etmiş hâlde. HES iptaline sevinmek için de çok erken; iş makinesiyle Kırklar Dağı’nı delik deşik eden bir kafe işletmecisinin eylemi fark edilince, kendini “Ağaç dikecektim” diye savundu.
Dicle Vadisi ile tarihi On Gözlü Köprü’yü sular altında bırakacak ve büyük doğa tahribatı yaratacak olan Dicle-II Regülatörünü ve HES projesi tepkiler üzerine Eylül 2014 tarihine iptal edilmişti. Tepkilerin etkisiyle eylül ayındaki iptalin ardından vadi üzerinde yapılması planlanan diğer iki HES projesi de iptal edildi. Dicle-II Regülatörü ve HES projesine ilişkin olarak projenin alan yönetimi sınırları içinde olduğu, bunun da UNESCO sürecini ve bu kapsamda dünya mirası olarak sunulacak olan Hevsel Bahçeleri‘ni ve Dicle Vadisi’ni olumsuz etkileyeceği üzerine iptal edilmesinin ardından geçtiğimiz günlerde Dicle-I ve Dicle-III için de aynı gerekçelerle iptal kararı alındı.
Diyarbakır’da bir doğa katliamı yaşanıyor. Yıllardır yaşanıyor. Durmadan ve ne yazık ki devlet ile bazı yerlilerin iş birliğiyle yaşlanıyor. Dünyanın pek çok yerinde kapitalizmin çavuşluğunda yaşanan doğa katliamlarına maddi çıkar gözetmeyen halklar tepki gösterir. Fakat bazen öyle şeyler oluyor ki insan gerçekten hayret ediyor. Devletlere kızarken; bizzat o havayı soluyan, orada yaşayanlar, oraların yerlileri bu ‘’bazı’’ insanlar. Oksijeninin kaynağı olan ağaçları tahrip eden, derelere kimyasal atıklarını bırakan, karnını doyurması için muhakkak gerekli olan tarım alanlarına otel inşaatları yapan, kaçak yapılaşan, tek amacı para kazanmak olup yüreklerimizi paralayan insanlarla karşılaşıyoruz. Bu ve benzeri durumlar nedense, Türkiye’nin bir bölgesinde olduğunda dikkat çekiyor; kimi bölgeler ise tamamen umur dışı kalıyor. İşte Diyarbakır da umrumuzun dışında kalan bölgelerden bir tanesi.
İş makinesiyle ağaç dikecekmiş
Diyarbakır’da imara açıldığı günden bu yana tartışmaların merkezinde yer alan Kırklar Dağı‘nda; başka ülkelerde olsa şaşırtıcı karşılanacak fakat bizim ülkemizde oldukça alışılmış bir olay yaşandı. Bir kafe işletmecisinin iş makineleri ile dağın Dicle Nehri’ne bakan yamacında giriştiği izinsiz kazı, işletmeci onlarca metrelik alanı tahrip ettikten sonra fark edildi.
Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve imara açıldığı günden bu yana tartışmaların merkezinde yer alan Kırklar Dağı’nda yeni bir işgal girişimi ile karşılaşıldı. Dağın Dicle Nehri’nin üzerine kurulu tarihi On Gözlü Köprüsü‘ne bakan yamacında çalışırken fark edilen iş makineleri, bölgede onlarca metrekarelik alanda kazı yaptı. Birkaç gün süren bu kazıyı ilginç kılan ise; hazine arazisi olan söz konusu alanda başlatılan kazının nehrin diğer kıyısında On Gözlü Köprü’nün diğer girişinde bulunan kafenin işletmecisi tarafından yapılmış olması. Herhangi bir izin belgesine sahip olmadan ve yetkililere danışmadan iş makinelerini alana sokan kafe işletmecisi Efendi Memetoğlu, alanın altını üstüne getirdi. Durum birkaç gün boyunca hiç kimsenin dikkatini bile çekmedikten sonra, Sur Belediyesi ekipleri yaşananları fark edip olaya müdahale etti. Alanda geri dönüşü olmayan tahribata yol açtığı belirtilen Memetoğlu hakkında tutanak tutuldu. Ancak minareyi çalan kılıfını hazırlamış ki; yetkililer kafe işletmecisinin tutanağı imzalamadığını açıkladı. Memetoğlu’nun bu kazıyı neden yaptığı sorusuna ‘‘Ağaç dikmek için’’ cevabını vermesi ise akıllara durgunluk verdi.
Bu, işletmecinin ilk icraatı değil
Yol açtığı yıkımı ‘’ağaç’’ ile savunan Memetoğlu, daha önce de tarihi On Gözlü Köprüsü’nün hemen yanı başındaki bir alanda kaçak bir kafe yaptırmıştı. Yapının belediye ekipleri tarafından yıkılmasına rağmen kafenin zemini için dökülen betonarme ise hâlâ yerinde duruyor.
Kırklar Dağı hakkındaki tartışmalar, ilk olarak 2010 yılında imara açılması ve ardından bina bloklarının yükselmesiyle gündeme gelmişti. Söz konusu imara açılan alanda 200 konut, alışveriş merkezi ve 27 katlı lüks bir otel projesi hayata geçirilirken, 2014 yılı içerisinde de bir girişimci tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 5 bin kişilik sergi ve kongre merkezi için yatırım belgesi başvurusunda bulunulmuş ve bakanlıktan onay alınmıştı.
Başlık Görseli: Wikimedia