Ana SayfaKültür & SanatDünyanın Öyküsü Bitmez; Ki İyi Ki De Bu Böyle

Dünyanın Öyküsü Bitmez; Ki İyi Ki De Bu Böyle

-

Hani her yerin kırmızı küçük kalplerle donatıldığı, küçümen ay Şubat’ın on dördü, aynı zamanda Dünya Öykü Günü’dür. Bu nedenle geride bıraktığımız on dört şubatın ardından, öykü dünyasından biraz bahsetmek istedim. Öykü deyince aklınıza ne gelir bilmem ama öyküler, insanlık ayakları üzerinde durmaya başladığından beri ona eşlik etmekte, en eski çağlardan beri insanlıkla beraber yürüyüp durmaktadır.

Her şeyin bir öyküsü vardır. Her nesnenin bir öyküsü olduğu gibi o nesneyle insanın kurduğu ilişki de bir öyküdür. Dünyanın en kısa öykülerinden biri yanlış hatırlamıyorsam Hemingway’e aittir ve yine aklımda kaldığı kadarıyla şöyledir:

“Satılık bebek patikleri hiç kullanılmamış.”*

Öykünün Doğuşu

Bir tür olarak kısa öykü on dokuzuncu yüzyılın çocuğudur. Daha yenidir, tazedir, çok sevilmiştir ve dahası çok da popülerdir. Öyle ki kimi zaman bir derginin ya da bir sitenin kendisi ya da itici gücü olabilir. Böyle olmasına böyledir ama nedense kendisi tanımlanamaz. Tanımlanamamasının nedeni de yapısındaki esnekliğe bağlanır. Evet belki metnin uzunluğuna göre kendi arasında ayrılıyor olabilir ama romanda olduğu gibi genel geçer pek çok kriter tarafından öyküye yaklaşmak mümkün değildir.

Öykü; hava karanlıkken, arabanın ön camından yağmakta olan kar taneciklerine bakmaya benzetilebilir.  Tıpkı içinde kaybolunucak kadar büyülü, gerçekten uzaklaştıracak kadar çekici olan bu bakışın belki de edebi karşılığıdır öykü.

Bence kendisini en iyi yine kendisiyle anlatır. Buyrun, kısacıklarından bir tanesine bakalım.

Astım Krizi (Etgar Keret -Buzdolabının Üstündeki Kız, s.83-)

Astım krizine girdiğinde soluk alamazsın. Soluk alamayınca konuşmakta zorlanırsın. Bir cümle ciğerlerindeki bütün havayı tüketmeye yeter. Uzun bir cümleden söz etmiyorum. Üç ila altı sözcük arasında, o kadar bile değil. Sözcüklerin değerini öğrenirsin o zaman. Zihnindeki karışıklığın altını üstüne getirir ve elzem olanları seçersin -onların da bedelini ödersin. Bırak sağlıklı insanlar akıllarına geleni sağa sola saçsınlar, çöp fırlatır gibi. Bir astımlının, “Seni seviyorum, demesiyle “Seni çılgınca seviyorum,” demesi arasında fark vardır. Bir sözcüktür fark. Bir sözcük çoktur. Dur olabilir ya da sprey. Ambulans bile olabilir.

Gogol’un Paltosu ve Poe

Kısa öykünün doğuşunu Gogol ve Poe’da bulmak mümkün. İki çağdaş, dünya edebi ekinine yaptığı katkılarla kısa öykünün duayenleri olarak kalplerimize taht kurmayı elbette başardı. O günden bugüne genişleyen bir öykü evreninden hâlâ aynı cümleyi tekrar etmemizde bir sakınca yok.

“Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık.”

Kısa Öykünün Yakın Akrabası

Kısa öykünün bir tür olarak tiyatroya yakınlığından bahsedilir. H. E. Bates, Kısa Öykü Yazınsal Bir Tür Olarak kitabından bu durumu şöyle netleştirir. “Aynı anda hem sınırlı hem de sınırsız olanaklar sunar: zaman, yer hareket gibi unsurları zorunlu olarak sınırlandırır ve tıpkı drama gibi, anıştırmalara, dolaylı anlatıma ve sembolizme dayanmaktadır.”

En yakını tiyatro gibi bizi insanlık durumlarıyla baş başa bırakır. Ve usta Çehov’un söylediği gibi insanın gerçeğini öyle ortaya koyar ki okuyan artık bu gerçekten kaçamaz.


Öykünün Özgürlüğü

“Malzemesi sözcük olan sanatlar arasında en özgür olanın kısa öykü”dür diyen Bates’e katılıyorum. O zaman nice öyküde ve nice öyküyle buluşmak üzere… Yazımın kapanışı da yine bir öyküyle yapayım. Spencer Holts’dan 

Zebraların Öykücüsü

Bir zamanlar bir Siyam kedisi vardı, kendisini aslan zannediyor ve yakışık almayan bir tarzda Zebraca konuşuyordu.

Bu dil Afrika’da yaşayan bir çizgili at ırkı tarafından kişnenir.

Şimdi: Masum bir zebra cangılda yürür ve başka bir yönden de küçük kedi yaklaşır; karşılaşırlar.

Siyam kedisi mükemmel Zebraca telaffuzuyla, “Merhaba,” der. “Çok güzel bir gün değil mi? Güneş parlıyor, kuşlar şakıyor, bugün dünya yaşamaya değer bir yer, öyle değil mi?”

Zebra bir Siyam kedisinin zebra gibi konuşmasına o kadar şaşırır ki, kıskıvrak yakalanmaya müsait hale gelir.

Böylece küçük kedi onu hemen kıskıvrak bağlar, öldürür ve gövdesinin en leziz parçalarını yuvasına taşır.

Kedi bu şekilde birçok zebrayı başarıyla avlar, her gece zebra fileminyonuyla ziyafet çeker ve derilerinin iyi kısımlarından Eski Siyam sarayının dekadan prensleri tarzında geniş kravat ve kemerler yapar.

Bir aslan olduğunu iddia ederek arkadaşlarına hava atar ve kanıt olarak da zebra avlamasını öne sürer.

Zebraların hassas burunları onlara çevrede hiç aslan olmadığını söylemektedir. Zebra ölümleri birçoklarının bölgeden uzaklaşmasına neden olur. Batıl inançlı olduklarından, ormanda bir aslanın hayaletinin dolaştığına karar verirler.

Bir gün zebraların öykücüsü rahvan rahvan gezinir ve diğer zebraları eğlendirmek için anlatabileceği öyküler kurarken, birdenbire gözleri parlar ve “Tamam, buldum!” der, “Bizim dilimizi konuşmayı öğrenen bir Siyam kedisi hakkında bir öykü anlatacağım. Ne sıkı fikir! Bu onları güldürecektir.”

Tam o sırada Siyam kedisi karşısına çıkar ve “Merhaba!” der, “Ne güzel bir gün, değil mi?”

Zebraların öykücüsü bir kedinin kendi dilini konuştuğunu duyunca şaşkınlığından kıskıvrak bağlanacak hale gelmez, çünkü tam o sırada bunu düşünüyordur.

Kediyi şöyle bir süzer ve nedenini bilmese de, onda hoşlanmadığı bir şeyler olduğuna karar verir. Bu nedenle ona iyi bir çifte indirir ve kediyi öldürür.

Öykü anlatıcısının işlevi budur.

*İlgilisi için dipnot: Bu kısacık öykü, Aydın Şimşek’in Bebek Patikleri Ele Avuca Sığmayan Bir Tür Kısa Öykü kitabıyla bir kitap adına da esin olmuştur.

\n

Hani her yerin k\u0131rm\u0131z\u0131 k\u00fc\u00e7\u00fck kalplerle donat\u0131ld\u0131\u011f\u0131, k\u00fc\u00e7\u00fcmen ay \u015eubat\u2019\u0131n on d\u00f6rd\u00fc, ayn\u0131 zamanda D\u00fcnya \u00d6yk\u00fc G\u00fcn\u00fc\u2019d\u00fcr. Bu nedenle geride b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131m\u0131z on d\u00f6rt \u015fubat\u0131n ard\u0131ndan, \u00f6yk\u00fc d\u00fcnyas\u0131ndan biraz bahsetmek istedim. \u00d6yk\u00fc deyince akl\u0131n\u0131za ne gelir bilmem ama \u00f6yk\u00fcler, insanl\u0131k ayaklar\u0131 \u00fczerinde durmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131ndan beri ona e\u015flik etmekte, en eski \u00e7a\u011flardan beri insanl\u0131kla beraber y\u00fcr\u00fcy\u00fcp durmaktad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Her \u015feyin bir \u00f6yk\u00fcs\u00fc vard\u0131r. Her nesnenin bir \u00f6yk\u00fcs\u00fc oldu\u011fu gibi o nesneyle insan\u0131n kurdu\u011fu ili\u015fki de bir \u00f6yk\u00fcd\u00fcr. D\u00fcnyan\u0131n en k\u0131sa \u00f6yk\u00fclerinden biri yanl\u0131\u015f hat\u0131rlam\u0131yorsam Hemingway\u2019e aittir ve yine akl\u0131mda kald\u0131\u011f\u0131 kadar\u0131yla \u015f\u00f6yledir:<\/p>\n\n\n\n

\u201cSat\u0131l\u0131k bebek patikleri hi\u00e7 kullan\u0131lmam\u0131\u015f.\u201d*<\/p>\n\n\n\n

\u00d6yk\u00fcn\u00fcn Do\u011fu\u015fu<\/p>\n\n\n\n

Bir t\u00fcr olarak k\u0131sa \u00f6yk\u00fc on dokuzuncu y\u00fczy\u0131l\u0131n \u00e7ocu\u011fudur. Daha yenidir, tazedir, \u00e7ok sevilmi\u015ftir ve dahas\u0131 \u00e7ok da pop\u00fclerdir. \u00d6yle ki kimi zaman bir derginin ya da bir sitenin kendisi ya da itici g\u00fcc\u00fc olabilir. B\u00f6yle olmas\u0131na b\u00f6yledir ama nedense kendisi tan\u0131mlanamaz. Tan\u0131mlanamamas\u0131n\u0131n nedeni de yap\u0131s\u0131ndaki esnekli\u011fe ba\u011flan\u0131r. Evet belki metnin uzunlu\u011funa g\u00f6re kendi aras\u0131nda ayr\u0131l\u0131yor olabilir ama romanda oldu\u011fu gibi genel ge\u00e7er pek \u00e7ok kriter taraf\u0131ndan \u00f6yk\u00fcye yakla\u015fmak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. <\/p>\n\n\n\n

\u00d6yk\u00fc; hava karanl\u0131kken, araban\u0131n \u00f6n cam\u0131ndan ya\u011fmakta olan kar taneciklerine bakmaya benzetilebilir.  T\u0131pk\u0131 i\u00e7inde kaybolunucak kadar b\u00fcy\u00fcl\u00fc, ger\u00e7ekten uzakla\u015ft\u0131racak kadar \u00e7ekici olan bu bak\u0131\u015f\u0131n belki de edebi kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131d\u0131r \u00f6yk\u00fc.<\/p>\n\n\n\n

Bence kendisini en iyi yine kendisiyle anlat\u0131r. Buyrun, k\u0131sac\u0131klar\u0131ndan bir tanesine bakal\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

Ast\u0131m Krizi (Etgar Keret -Buzdolab\u0131n\u0131n \u00dcst\u00fcndeki K\u0131z, s.83-)<\/h4>\n\n\n\n

Ast\u0131m krizine girdi\u011finde soluk alamazs\u0131n. Soluk alamay\u0131nca konu\u015fmakta zorlan\u0131rs\u0131n. Bir c\u00fcmle ci\u011ferlerindeki b\u00fct\u00fcn havay\u0131 t\u00fcketmeye yeter. Uzun bir c\u00fcmleden s\u00f6z etmiyorum. \u00dc\u00e7 ila alt\u0131 s\u00f6zc\u00fck aras\u0131nda, o kadar bile de\u011fil. S\u00f6zc\u00fcklerin de\u011ferini \u00f6\u011frenirsin o zaman. Zihnindeki kar\u0131\u015f\u0131kl\u0131\u011f\u0131n alt\u0131n\u0131 \u00fcst\u00fcne getirir ve elzem olanlar\u0131 se\u00e7ersin -onlar\u0131n da bedelini \u00f6dersin. B\u0131rak sa\u011fl\u0131kl\u0131 insanlar ak\u0131llar\u0131na geleni sa\u011fa sola sa\u00e7s\u0131nlar, \u00e7\u00f6p f\u0131rlat\u0131r gibi. Bir ast\u0131ml\u0131n\u0131n, \u201cSeni seviyorum, demesiyle \u201cSeni \u00e7\u0131lg\u0131nca seviyorum,\u201d demesi aras\u0131nda fark vard\u0131r. Bir s\u00f6zc\u00fckt\u00fcr fark. Bir s\u00f6zc\u00fck \u00e7oktur. Dur <\/em>olabilir ya da sprey.<\/em> Ambulans<\/em> bile olabilir.
<\/p>\n\n\n\n

Gogol\u2019un Paltosu ve Poe<\/h4>\n\n\n\n

K\u0131sa \u00f6yk\u00fcn\u00fcn do\u011fu\u015funu Gogol ve Poe\u2019da bulmak m\u00fcmk\u00fcn. \u0130ki \u00e7a\u011fda\u015f, d\u00fcnya edebi ekinine yapt\u0131\u011f\u0131 katk\u0131larla k\u0131sa \u00f6yk\u00fcn\u00fcn duayenleri olarak kalplerimize taht kurmay\u0131 elbette ba\u015fard\u0131. O g\u00fcnden bug\u00fcne geni\u015fleyen bir \u00f6yk\u00fc evreninden h\u00e2l\u00e2 ayn\u0131 c\u00fcmleyi tekrar etmemizde bir sak\u0131nca yok.<\/p>\n\n\n\n

\u201cHepimiz Gogol\u2019un paltosundan \u00e7\u0131kt\u0131k.\u201d<\/p>\n\n\n\n

K\u0131sa \u00d6yk\u00fcn\u00fcn Yak\u0131n Akrabas\u0131<\/h4>\n\n\n\n

K\u0131sa \u00f6yk\u00fcn\u00fcn bir t\u00fcr olarak tiyatroya yak\u0131nl\u0131\u011f\u0131ndan bahsedilir. H. E. Bates, K\u0131sa \u00d6yk\u00fc Yaz\u0131nsal Bir T\u00fcr Olarak kitab\u0131ndan bu durumu \u015f\u00f6yle netle\u015ftirir. \u201cAyn\u0131 anda hem s\u0131n\u0131rl\u0131 hem de s\u0131n\u0131rs\u0131z olanaklar sunar: zaman, yer hareket gibi unsurlar\u0131 zorunlu olarak s\u0131n\u0131rland\u0131r\u0131r ve t\u0131pk\u0131 drama gibi, an\u0131\u015ft\u0131rmalara, dolayl\u0131 anlat\u0131ma ve sembolizme dayanmaktad\u0131r.\u201d<\/p>\n\n\n\n

En yak\u0131n\u0131 tiyatro gibi bizi insanl\u0131k durumlar\u0131yla ba\u015f ba\u015fa b\u0131rak\u0131r. Ve usta \u00c7ehov\u2019un s\u00f6yledi\u011fi gibi insan\u0131n ger\u00e7e\u011fini \u00f6yle ortaya koyar ki okuyan art\u0131k bu ger\u00e7ekten ka\u00e7amaz.<\/p>\n\n\n\n


\u00d6yk\u00fcn\u00fcn \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc<\/h4>\n\n\n\n

\u201cMalzemesi s\u00f6zc\u00fck olan sanatlar aras\u0131nda en \u00f6zg\u00fcr olan\u0131n k\u0131sa \u00f6yk\u00fc\u201dd\u00fcr diyen Bates\u2019e kat\u0131l\u0131yorum. O zaman nice \u00f6yk\u00fcde ve nice \u00f6yk\u00fcyle bulu\u015fmak \u00fczere\u2026 Yaz\u0131m\u0131n kapan\u0131\u015f\u0131 da yine bir \u00f6yk\u00fcyle yapay\u0131m. Spencer Holts\u0027dan <\/p>\n\n\n\n

Zebralar\u0131n \u00d6yk\u00fcc\u00fcs\u00fc<\/h4>\n\n\n\n

Bir zamanlar bir Siyam kedisi vard\u0131, kendisini aslan zannediyor ve yak\u0131\u015f\u0131k almayan bir tarzda Zebraca konu\u015fuyordu.<\/p>\n\n\n\n

Bu dil Afrika\u0027da ya\u015fayan bir \u00e7izgili at \u0131rk\u0131 taraf\u0131ndan ki\u015fnenir.<\/p>\n\n\n\n

\u015eimdi: Masum bir zebra cang\u0131lda y\u00fcr\u00fcr ve ba\u015fka bir y\u00f6nden de k\u00fc\u00e7\u00fck kedi yakla\u015f\u0131r; kar\u015f\u0131la\u015f\u0131rlar.<\/p>\n\n\n\n

Siyam kedisi m\u00fckemmel Zebraca telaffuzuyla, \u201cMerhaba,\u201d der. \u201c\u00c7ok g\u00fczel bir g\u00fcn de\u011fil mi? G\u00fcne\u015f parl\u0131yor, ku\u015flar \u015fak\u0131yor, bug\u00fcn d\u00fcnya ya\u015famaya de\u011fer bir yer, \u00f6yle de\u011fil mi?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Zebra bir Siyam kedisinin zebra gibi konu\u015fmas\u0131na o kadar \u015fa\u015f\u0131r\u0131r ki, k\u0131sk\u0131vrak yakalanmaya m\u00fcsait hale gelir.<\/p>\n\n\n\n

B\u00f6ylece k\u00fc\u00e7\u00fck kedi onu hemen k\u0131sk\u0131vrak ba\u011flar, \u00f6ld\u00fcr\u00fcr ve g\u00f6vdesinin en leziz par\u00e7alar\u0131n\u0131 yuvas\u0131na ta\u015f\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Kedi bu \u015fekilde bir\u00e7ok zebray\u0131 ba\u015far\u0131yla avlar, her gece zebra fileminyonuyla ziyafet \u00e7eker ve derilerinin iyi k\u0131s\u0131mlar\u0131ndan Eski Siyam saray\u0131n\u0131n dekadan prensleri tarz\u0131nda geni\u015f kravat ve kemerler yapar.<\/p>\n\n\n\n

Bir aslan oldu\u011funu iddia ederek arkada\u015flar\u0131na hava atar ve kan\u0131t olarak da zebra avlamas\u0131n\u0131 \u00f6ne s\u00fcrer.<\/p>\n\n\n\n

Zebralar\u0131n hassas burunlar\u0131 onlara \u00e7evrede hi\u00e7 aslan olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemektedir. Zebra \u00f6l\u00fcmleri bir\u00e7oklar\u0131n\u0131n b\u00f6lgeden uzakla\u015fmas\u0131na neden olur. Bat\u0131l inan\u00e7l\u0131 olduklar\u0131ndan, ormanda bir aslan\u0131n hayaletinin dola\u015ft\u0131\u011f\u0131na karar verirler.<\/p>\n\n\n\n

Bir g\u00fcn zebralar\u0131n \u00f6yk\u00fcc\u00fcs\u00fc rahvan rahvan gezinir ve di\u011fer zebralar\u0131 e\u011flendirmek i\u00e7in anlatabilece\u011fi \u00f6yk\u00fcler kurarken, birdenbire g\u00f6zleri parlar ve \u201cTamam, buldum!\u201d der, \u201cBizim dilimizi konu\u015fmay\u0131 \u00f6\u011frenen bir Siyam kedisi hakk\u0131nda bir \u00f6yk\u00fc anlataca\u011f\u0131m. Ne s\u0131k\u0131 fikir! Bu onlar\u0131 g\u00fcld\u00fcrecektir.\u201d<\/p>\n\n\n\n

Tam o s\u0131rada Siyam kedisi kar\u015f\u0131s\u0131na \u00e7\u0131kar ve \u201cMerhaba!\u201d der, \u201cNe g\u00fczel bir g\u00fcn, de\u011fil mi?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Zebralar\u0131n \u00f6yk\u00fcc\u00fcs\u00fc bir kedinin kendi dilini konu\u015ftu\u011funu duyunca \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131\u011f\u0131ndan k\u0131sk\u0131vrak ba\u011flanacak hale gelmez, \u00e7\u00fcnk\u00fc tam o s\u0131rada bunu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordur.<\/p>\n\n\n\n

Kediyi \u015f\u00f6yle bir s\u00fczer ve nedenini bilmese de, onda ho\u015flanmad\u0131\u011f\u0131 bir \u015feyler oldu\u011funa karar verir. Bu nedenle ona iyi bir \u00e7ifte indirir ve kediyi \u00f6ld\u00fcr\u00fcr.<\/p>\n\n\n\n

\u00d6yk\u00fc anlat\u0131c\u0131s\u0131n\u0131n i\u015flevi budur.<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

*\u0130lgilisi i\u00e7in dipnot: Bu k\u0131sac\u0131k \u00f6yk\u00fc, Ayd\u0131n \u015eim\u015fek\u0027in Bebek Patikleri Ele Avuca S\u0131\u011fmayan Bir T\u00fcr K\u0131sa \u00d6yk\u00fc kitab\u0131yla bir kitap ad\u0131na da esin olmu\u015ftur.
<\/p>\n","post_title":"D\u00fcnyan\u0131n \u00d6yk\u00fcs\u00fc Bitmez; Ki \u0130yi Ki De Bu B\u00f6yle","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"dunyanin-oykusu-bitmez-ki-iyi-ki-de-bu-boyle","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-02-18 00:44:07","post_modified_gmt":"2023-02-17 21:44:07","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=112002","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":112002}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "702"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "176"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol